Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ANADOLU’NUN ETRAFINDA UZAK YAKIN BİRÇOK KIZILELMALAR OLMUŞTUR

İsmâil Hami Danişmend hocamız “Kızılelma’nın Çürüyüşü” adlı makalesinde milli, İslâmi ve aynı zamanda insâni ülkümüz Kızılelma hakkında şu bilgileri verir:
“Devlet hududuyla ülkü sınırları arasında mukadder bir alaka vardır. Devletlerin maddi sınırları, milletlerin gönüllerindeki manevi hududa er geç ve az çok mutlaka yaklaşır. Genişlik bakımından birincisi ikincisine tabi gibidir. Endülüslü Ebu-Hayyam eski Türkçenin “ülkü” kelimesini “El-kasdül-mütebaid” terkibiyle, gittikçe uzaklaşan bir hedef diye anlatmakta ne kadar haklıdır. İdeal, yaklaştıkça uzaklaşan ve serabın susuzlar üzerindeki tesirini hatırlatan cazip bir ışık gibidir. Büyük milletlerin büyüklükleri işte böyle bir ışığa doğru hamlelerinden gelir.
Eski Türkler, Osmanlı imparatorluğunu üç kıtanın birleştiği çevrede kurmadan evvel millî vicdanlarında kurmuşlar ve bütün siyası ve askeri hamlelerinde işte o büyük ülkünün gidildikçe uzaklaşan hududuna doğru atılmışlardır. Anavatanı her taraftan genişleten manevi bir harita çizilmiş gibidir. Gönüllere giren bu vicdani haritanın muhtelif istikametlerdeki büyük merkezlerine hep “Kızıl-Alma/Kızılelma” ismi verilmiştir. Anadolu’nun etrafında uzak yakın birçok Kızıl Elmalar vardır. Eski Türk efsanelerine dayanan bu güzel timsal, ordunun gideceği hedefleri gösterir. Yorulmak bilmeyen eski Türk hamleleri işte bu Kızılelmalara doğru atıldıkça asırlara göğüs gerecek muazzam bir dünya devleti kurulmuş ve her hamlede genişlemiştir.
Bu manevi timsali maddileştirerek izah etmekte kolaylık gören Osmanlı müellifleri “altın top”, “altın âlem”, “altın hokka” ve “küre-i lâ’l: yakut top” gibi elma şeklinde bir takım kızıl kürelerden bahsetmişler ve eski Türklerin “Kızıl Elma” adını taktıkları şehirlerin hepsinde ya bir saray damının veyahut bir kilise kubbesinin işte böyle bir parlak topla göz kamaştırdığına ait bir takım tafsilata bile girişmişlerdir! Mesela Ali Çelebi, “Künh-ül-Ahbar’ının henüz basılmamış kısmında Roma şehrine, “Kızıl Elma” denilmesini izah için vaktiyle Nüşirevan’ın hazinesinde bulunan bir yakut kadeh içindeki “küre-i lal”in bir papaz tarafından aşırılıp Vatikan’daki Saint-Pierre kilisesinin tavanına asılmış olduğuna ait bir hikâye anlatır:
“Kızıl-Alma ki dib-i Firengistan’da bir kilise-i muazzamadur, sakfındaki sib gibi rahşende bir küre-i lâ’lin tâbendesi ol la’l kadehün içinden çıkmış idi. Bir ruhban anı oğrulayup nice zaman pinhan itdükten sonra iletüp ol kilisaya vakf itmiş idi!”
Evliya-Çelebi de, Budin sarayından bahsederken: “Kasrın kubbelerinde birer altun top asılı olduğundan adına (Kızıl-Elma sarayı) dirler” diye Macaristan’ın payitahtına, Türklerin Kızılelma demelerini Ali Çelebi’nin “yakut top”una mukabil, “altın top” nazariyesiyle izah etmiştir.
Dağıstan Şamhal’larında (Han-hakanlarında) Kızıl-Elma hâkimiyet timsalidir. Özü, Müslüman Kazaklarından bir beyzadenin 18. asırda te’lif ettiği “Risale-i Dağıstan”ın Nuruosmaniye kütüphanesinde 3905 numaradaki nüshasında Şamhal’ların cülus merasiminden bahsedilirken bu nokta şöyle anlatılır: “Altundan rihte almayı (Kızılelmayı) meleü’n-nasda kainen-men-kan bir âdeme urur: Ve ol esnada ayinleri üzre hil’atler giyilüp sonra kasabasına gelüp emr-i hükümete kıyam itmelidir ki Şamhalluğu sahih ola …” Her hâlde Osmanlı müelliflerinin “Kızıl-Elma” denilen şehirlerde birer altın yahut yakut top bulunduğundan bahsetmeleri, işte bu Dağıstan misalinde gördüğümüz hâkimiyet mefhumuyla alakadar olmalıdır. O takdirde, “Kızıl Elma” Türk hâkimiyetinin timsali olduğu için fethedilecek yerlere âlem olmuş demektir.
Avrupa’daki Altı Kızılelma
Bir taraftan halk masallarında Kaf dağının arkası denilen Şimali-Kafkasya’nın ve bir taraftan da Bizans’ın, Kızıl Elma sayılmış olduğunu gösteren kayıtlardan başka, Evliya-Çelebi Avrupa’da başlıca altı Osmanlı Kızıl-Elma’sından bahsetmekteyse de, bunların yalnız beşini zikredip altıncısını ihmâl etmiştir:
1- Engerus/Ungarus Kızıl-Elması: Budin,
2- İkinci Engerus Kızıl-Elması: İstoni-i Belgrad/İstolni-Belgrad= Szekesfehervar/ Sthuhveissenburg,
3- Orta-Macar Kızıl-Elması: Usturgon = Esztergon/Gran,
4- Küçük Macar Kızıl-Elması yahut Alaman KızılElması veyahut Beç Kızıl-Elması: Viyana,
5- Rim-Papa Kızıl-Elması: Roma, Altıncı Kızıl-Elma’nın da Prusya’daki “Cologne=Kolonya” şehri olmak ihtimali Peçevi’nin “Ehl-i İslam KızılAlma’ya dek gidecekdür didükleri kelamun sebebini beyan” ederken kaydettiği şu fıkradan anlaşılmaktadır: “Bu dahi malüm ola ki Böyük-Kapona varoşunda yılda bir muayyen günde bütün varoşun ve etraf-u-cevanibinün sagir-ü-kebiri ve cüvan-u-piri taşra sahraya çıkarlar ve ol sahrada olan Kızıl Kapona’da oglancuklar bir eski türkü ırlarlar: Kizıl-Kapona didüğü KizılAlma’dur, sınır taşı gibi bir alâmet içün vaz’olunmuşdur ve ırladukları türkünün meali ve neticesi:
– Türk padişahı cümle kuvvet-ü-azamatiyle bu mahalle değin gelse gerekdür ve bunda Allahu-Teala emriyle fevt olsa gerekdür ve Allaha itikad-u-i’timad olunsun ki Türk padişahı ol kadar yukarıya gide ki Kolona’ya vara! Nemçe memleketine çok şenlük kalmaz, zira Kolona şehri uzak yirde vaki’ olmuşdur.”

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti