• Haberler
  • Gündem
  • Ana tanrıça heykeli ‘Kybele’, 60 yıl sonra Türkiye’ye dönüyor

Ana tanrıça heykeli ‘Kybele’, 60 yıl sonra Türkiye’ye dönüyor

1964 yılında Afyonkarahisar’da yapılan bir yol çalışmasında bulunan ve Türkiye’den kaçak yollarla önce İsrail’e götürüldükten sonra ABD’de bir müzayede evinde satılmak istenirken bulunan 1700 yıllık Anadolu’nun ana tanrıçası ‘Kybele Heykeli’nin Türkiye’ye getirilecek olması, Afyonkarahisar’ın merkeze bağlı Çavdarlı Köyü'nde sevinçle karşılandı   Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürülen Roma dönemine ait heykel, burada bir İsrail vatandaşı tarafından [&hellip]

1964 yılında Afyonkarahisar’da yapılan bir yol çalışmasında bulunan ve Türkiye’den kaçak yollarla önce İsrail’e götürüldükten sonra ABD’de bir müzayede evinde satılmak istenirken bulunan 1700 yıllık Anadolu’nun ana tanrıçası ‘Kybele Heykeli’nin Türkiye’ye getirilecek olması, Afyonkarahisar’ın merkeze bağlı Çavdarlı Köyü’nde sevinçle karşılandı

Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürülen Roma dönemine ait heykel, burada bir İsrail vatandaşı tarafından satın alınıp, 2016 yılında ABD’ye götürülmek istenince durum ortaya çıktı. İsrail makamları, eserin Anadolu kökenli olduğunun bildirilmesi üzerine, Türkiye’ye eserin fotoğraflarını gönderdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Amerika’da bir müzayede evinde satışa çıkarılmak istenen heykelin Anadolu’ya ait olduğunu bildirerek, satışın durdurulmasını talep etti. Ancak eseri elinde bulunduran kişi, kendisine ait olduğunu ileri sürdüğü heykelle ilgili Amerika’da mahkemeye başvurdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Türkiye’nin New York Başkonsolosluğu da ‘Kybele’nin iadesi konusundaki karşı iddialarını mahkemeye taşıdı.
1964 YILINDA
AFYONKARAHİSAR’DA BULUNDU
Türkiye’de, eserin Anadolu’ya ait olduğunu kanıtlamaya yönelik çalışmalar sürdü. Bu kapsamda yapılan çalışmalarda heykelin, 1964 yılında Afyonkarahisar’da yapılan bir yol çalışmasında bulunan ve kent müzesinde sergilenen ‘Kovalık Eserleri’ne tipolojik benzerliği saptandı.
HEYKELİ, FOTOĞRAFINI
GÖRMEDEN TARİF ETTİ
Afyonkarahisar Müzesi Müdürlüğünce eserlerin bulunduğu düşünülen bölgede 1960-1970’li yıllarda yaşayan kişilerin bilgisine başvuruldu. Bu kişiler, kültür varlığı kaçakçılığı yaptığı belirlenen bir kişinin 1960’lı yıllarda bölgede bulunduğunu ve köylerinde kaçak kazı yapan bir kişiden kültür varlığı satın aldığını belirtti. Ayrıca köylülerden birisi, heykeli, fotoğrafını görmeden tarif etti ve kaçırılan ‘Kybele’yi diğer benzer heykel fotoğrafları arasından teşhis etti.
HEYKELİN TÜRKİYE’YE
AİT OLDUĞU KANITLANDI
Heykelin ortaya çıkarıldığı yıllarda Afyonkarahisar Müzesi Müdürü olarak görev yapan merhum Hasan Tahsin Uçankuş’un arşivi de uzmanlarca incelendi. İncelemede Afyonkarahisar’daki tarihi eser kaçakçılığının, o dönem Konya’da oturan bir kişi ile ilişkili olabileceği saptandı. Bu kişinin de Afyonkarahisar’daki tanık ifadesinde adı geçen kişiyle aynı olduğu belirlendi. Konya Müzesi Müdürlüğünce bulunan savcılık belgelerinde de Afyonkarahisar’da söz konusu bölgede kaçakçılık eylemlerinin olduğunu ortaya koydu. Bilimsel kanıtlar ve eserin ortaya çıkarıldığı yıllarda bölgede yaşayan görgü tanıklarının ifadeleri ile Afyonkarahisar’daki kaçakçılık olaylarına ilişkin belgeler ile ‘Kybele Heykeli’nin Türkiye’ye ait olduğu kanıtlanmış oldu.
“ESER MEMLEKETİMİZE GELİYOR,
ÇOK MUTLUYUZ, ÇOK GURURLUYUZ”
Kybele heykeli 1964 yılında yapılan bir yol çalışması sırasında Çavdarlı Köyü’nde yol yapımı sırasında bulundu. Heykelin ve diğer tarihi eserlerin de bulunduğu günü çok iyi hatırladığını söyleyen köyün sakinlerinden Mevlüt Ülker (70), “1964 yılında kazının yapıldığı bölgeye arkadaşlarımla gittik. Yol yapım sırasında höyük mevkisinde greyderlerle çalışma yapılırken eski eserlerden çıkmış. Bunu duyunca herkes bakmaya gitti. Biz de 5-6 arkadaş çocuktuk, vardık oraya. Baktık orada tarihi eserler resimler çoktu. ‘Romulus ve Remus’ denen heykel vardı; heykeli gördük orada. Burada çok tarihi eser var ama o tarihi eserler bizim yakınımızdan çıktığından dolayı memnun olduk. Tabii ki bu eserler zamanla müze müdürlüğüne teslim edildi. Oranın da bekçisi vardı, bekçi de oraya kimseyi sokmazdı. Zamanında bu tarihi eserlerden birisini kaçırmışlar. Bu tarihi eser de şimdi bulunmuş, memleketimize geliyor, geldiğinden dolayı çok mutluyuz, çok gururluyuz.” dedi.
“DEVLET BÜYÜKLERİMİZE
ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ”
Büyüklerinin anlattıklarını aktaran Çavdarlı Köyü muhtarı Ahmet Karakoç da 1964 yılında yapılan kazı çalışmasıyla ilgili olarak, “Kazıda birçok tarihi eser çıkarılmış. ‘Kybele’ diye bilinen tarihi eserin yurt dışına kaçırıldığını yeni öğrendik. İstanbul’a gelmek üzeredir. Bundan dolayı, devlet büyüklerimize çok teşekkür ederiz. İstanbul’da sergilendikten sonra Afyonkarahisar’a gelecek. Bundan dolayı çok heyecanlıyız, çok mutluyuz.” diye konuştu. >> Burak AYDIN’ın Haberi

Afyonkarahisar’a yeni yapılacak müzeye taşınacak

Kybele heykeli, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilendikten sonra Afyonkarahisar’a yeni yapılacak müzeye taşınacak

Tarih öncesi dönemlerde bolluğun ve bereketin sembolü, koruyucusu olduğuna inanılan “ana tanrıça” Kybele heykeli, yaklaşık 50 yıl sonra 12 Aralık’ta doğduğu topraklara dönecek. Kültür ve Turizm Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Türkiye’den kaçak yollarla İsrail’e götürülerek satılan, uzmanlarca milattan sonra 3. yüzyıla tarihlendirilen Kybele, 10 binlerce kilometre yolculuğunun ardından ABD’den ana vatanına gelecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığının yoğun çalışmaları sonucu, 1700 yıllık Kybele heykeli, Türk Hava Yolları (THY) tarafından ücretsiz taşınarak 12 Aralık’ta Türkiye’de getirilecek.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un tanıtımını 13 Aralık’ta yapacağı heykel, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek. Bir adak heykeli olan Kybele daha sonra Afyonkarahisar’a yeni yapılacak müzeye taşınacak
BEREKET VE BOLLUĞUN SEMBOLÜ
Prehistorik dönemlerden itibaren Akdeniz havzasında özellikle Anadolu’da bereket ve bolluğun sembolü ve koruyucusu “ana tanrıça” olarak tapınılan Kybele’nin iki yanındaki aslanlar, doğa ve hayvanlar üzerindeki hakimiyetini sembolize ediyor.
Antik dönem sosyal ve dini yaşamında kişilerin olmuş ya da olmasını diledikleri istekleriyle ilgili ya da inandıkları tanrısal varlığı onurlandırmak üzere tanrı ya da tanrıçalara adak sunarken tanrıyı onurlandırmak üzere tapınaklar ya da kutsal alanlara sunulan materyaller “adak objesi” olarak değerlendirilirdi. Kişinin sosyal ve ekonomik statüsüne göre adak objeleri, basit bir taş parçasından gösterişli bir heykele kadar farklılık gösterebiliyordu.
Sideropolisli Asklepiades’in Oniki Tanrı Ana’ya sunduğu, bir adak heykeli olarak tarihte bilinen Kybele’nin yazıt bölümünde, “Hermeios’un oğlu Sideropolis’li Asklepiades adağı Oniki Tanrı Ana’ya dikti” ifadesi yer alıyor.
Türkiye’den 1970’li yıllarda İsrail’e kaçırılan Kybele heykeli, uzmanlarca milattan sonra 3. yüzyıla tarihlendiriliyor. İncelemelerde, söz konusu heykelin tipolojik özelliği, kullanılan mermerin cinsi, işçiliği ve yazıtından edinilen bilgiler ışığında kuvvetle Anadolu kökenli olduğu anlaşılıyor.

Bakmadan Geçme