Almanya'daki yangın için 3 iddia

Almanya'da, Mart ayında çıkan ve 8 Türk'ün hayatını kaybettiği yangınla ilgili yeni iddialar gündeme geldi. Yangında yaşamını yitiren Nazlı Özcan Soykan'ın ağabeyi Satılmış Özcan, 'Binanın karşısında hakaret dolu bir mesaj yazıldı. Yanan binada Gamalı Haç vardı. Çevredeki hiçbir güvenlik kamerasında görüntü bulunamadı' dedi Almanya'nın Stuttgart eyaletinin yakınlarındaki Backnang kentinde, 10 Mart 2013'te meydana gelen yangında [&hellip]

Almanya’daki yangın için 3 iddia

Almanya’da, Mart ayında çıkan ve 8 Türk’ün hayatını kaybettiği yangınla ilgili yeni iddialar gündeme geldi. Yangında yaşamını yitiren Nazlı Özcan Soykan’ın ağabeyi Satılmış Özcan, “Binanın karşısında hakaret dolu bir mesaj yazıldı. Yanan binada Gamalı Haç vardı. Çevredeki hiçbir güvenlik kamerasında görüntü bulunamadı” dedi

Almanya’nın Stuttgart eyaletinin yakınlarındaki Backnang kentinde, 10 Mart 2013’te meydana gelen yangında 7’si çocuk 8 Türk, hayatını kaybetmişti. Yangında yaşamını yitiren Nazlı Özcan Soykan’ın 43 yaşındaki ağabeyi Satılmış Özcan, yangınla ilgili 3 önemli iddiayı gündeme getirdi. Alman Devleti’nin delilleri kararttığını iddia eden Özcan, Türk yetkililerinin konuya önem vermesini istedi. Almanya’da “Kendi ailesini yakan Türkler” şeklinde nitelendirildiklerini, bu nedenle psikolojilerinin bozulduğunu anlatan Özcan, bir bilirkişi ile anlaştıklarını, ancak çalışmaların yapılması için 13 bin avroya ihtiyaç duyduklarını söyledi.
CAM KIRIKLARI İÇERİDEYDİ
Yangının çıkışına ilişkin çelişkili açıklamalar yapıldığını kaydeden Özcan, “Yangının elektrik tesisatındaki aksaklıktan çıktığı söylenmişti. Kız kardeşim, ev sahibi ile elektrik tesisatları ile ilgili birkaç defa tartışmıştı. O geldi aklıma. Lambalar, yanıp yanıp sönüyordu. Yanan binanın içine bizi sokmak istemediler. Oradaki Menzilciler olarak bilinen abilerimiz var. Ana kapının girişi aynıdır, merdivenlerin sağı Menzil’e aitti, sol tarafta da kız kardeşim yaşıyordu. Menzil tarafına çıktığımızda, evi turladığımda camların kırık olduğunu gördüm. Camların kırık olduğu gibi bir izlenim vardı. Merak ettim, fırsat buldum. Onların tarafta da 40 bin avro civarında masraf vardı. Baktım ki camlar içeriye doğru kırılmış. Cam kırıkları hep içerideydi. Kundaklama olduğunu o gün düşündük. Bizim yanan binanın çatısından ateş çıkmış. Biz ne kadar üstüne gittiysek Alman Devleti bunu kapattı. Önce sobadan yangın çıktı dediler. Ama o yanan evdeki sobanın içinden, annemin 3-4 gün önce attığı gazete kağıdı çıktı” dedi.
YANAN EVİN KARŞISINDA HAKARET
Kendilerine yönelik özel bir tehdidin olmadığını, ancak Almanya’da Türkler ve Yahudiler’e sürekli sözlü saldırılarda bunulunduğunu belirten Özcan, “Biz daha önce tehdit almadık. Ama trene bindiğiniz zaman şeritlerde ‘Yahudilerin arkasında, Türklerin önünde’ diye yazı yazmışlar, bunu görüyordunuz. Yıllardır böyle devam ediyordu; ama ‘Biz saldırı olmaz’ diye düşünüyorduk. Sonuçta evi yaktılar. Ev yandıktan sonra, karşıdaki binanın camına ‘Sizi s… buradaydı’ (Die ficke war hier) yazmışlar. Yanan evin bir duvarında Gamalı Haç da varmış, bizi tanıyanlar bunu söyledi. Ama Gamalı Haç’ı bir şekilde silmişler. Binanın çevresinde güvenlik kameraları bulunuyordu. Avukatımız vasıtasıyla görüntüleri istedik. Anlaşıldı ki görüntü yok. Yanan binanın çevresinde 2 ya da 3 güvenlik kamerası vardı, ama ne hikmetse bu kameralarda görüntü yok. Bu deliller yok edildi sanıyorum” diye konuştu.
SİGARA İLE YANMASI MÜMKÜN DEĞİL
Yangının nasıl çıktığının bir türlü aydınlatılamadığını söyleyen Satılmış Özcan, sigara dolayısıyla eşyaların alev almasının da mümkün olmadığını savundu. Özcan, “Almanya’da savcılılık, İsviçre’den konuyla ilgili bilirkişilerin geldiği dönemde dosyayı bile sunmaya imkan olmayan bir dönemde ‘Ateşi ev hanesinden birisi yaktı’ deyip dosyayı kapattı. Bir sigaradan yangın çıktığını iddia ettiler. Bu da mümkün değil. Çünkü Almanya’daki sigaralar, eğer kişi nefes çekmezse 1 dakika içinde sönüyor. Yakma ihtimalini yüzde yüz ortadan kaldırıyor. Beni kuşkulandıran şu oldu: Evin içinde açık ateş yakılmış dediler. Bununla birlikte biz kılı kırk yarmak zorunda kaldık. Hangi anne, yavrusunun yanında, evde böyle bir ateş yakabilir? Biz niye bu çocuklarımızı öldürelim? Bu açıkça bir iftiradır” ifadelerini kullandı.
13 BİN AVRO GEREKİYOR
Almanya’da 8 Türk’ün öldüğü yangın için açılan davanın durdurulduğunu, ancak temyize gitmek amacıyla tüm şartları zorlayacaklarını kaydeden Özcan, şöyle devam etti:
“Avukat ve bizim delillerimizle, şahitlerimizle davayı sürdürmek için bilirkişi tuttuk. Bilirkişi masraflarını karşılamaya bizim gücümüz yetmiyor. Burada bizim devletimizin bize el uzatması gerekiyor. Devlet baba ‘Biz bu ailemizin yanındayız’ dedi. ’75 milyon, bu ailemizin yanında’ dediler. Bize büyüklerimiz orada da dedi. Bize bu konuda yardım etmeleri gerekiyor. İlk etapta avukatın hemen harekete geçmesi için, bilirkişinin çalışma yürütebilmesi için 13 bin avro lazım. Avukatımız anlayış gösterdi, ilk aşamada para almadı. Bizim Konsolosluğumuz’la irtibat kurduk, gerekli belgeler Ankara’ya gönderildi. Temmuz’dan bu yana bir cevap alamadık. Biz istiyoruz ki Devlet Babamız bizim arkamızda olsun. Alman devleti ile tek başımıza mücadele edebilecek durumda değiliz. Dava durduruldu. Alman Devleti, dosyaları bile bize vermedi. Deliller karartıldı.”
MURAT ARISOY

Bakmadan Geçme