Almanya'da 3 Bin, ABD'de 25 Bin, Türkiye'de 460 Bin!
Emekli Albay, Film Yönetmeni İsmail Özdilek, Türkiye'deki müteahhit fazlalığını gözler önüne serdi
Emekli Albay, Film Yönetmeni ve FilmYön Üyesi İsmail Özdilek, “1999 Adapazarı Depreminden Ders Aldınız Mı? Ben Aldım” ve “Türk Sinemasının Geleceği İstanwood-Sinema Bakanlığı Kurulmalıdır” isimli kitaplarını Alimoğlu Kültür Sanat Araştırma Derneği’nde tanıttı. Özdilek, “Adapazarı Depremi’nde 3 ay gece gündüz çalışarak Lojistik Destek Koordinasyon Merkezi, İl Koordinasyon Merkezi, 78 çadırkent yönettim. Günümüzdeki depremleri de takip ediyorum. 4 buçuk milyar yaşındaki dünyamız hâlâ canlıdır. İnsanların can ve mal güvenliği açısından tedbirlerin alınması çok önemlidir. Özellikle yönetim, sevk ve idarede tabanın nasıl bir çalışma yapacağını, yönetenlerin anayasası gibi sunduğum deprem kitabımı esas alarak deprem öncesi ve sonrası konularını kullanmaları için ben bunu hazırladım. Bu kitabımı Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısına, Bakanlarımıza, AFAD Başkanımıza, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımıza gönderdim. Daha iki ay önce İstanbul Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğrencilerine bu konuda konferans verdim” dedi.
BELEDİYE BAŞKANLARINA ÇAĞRI
Can ve mal güvenliğinin sağlanmasının önemine dikkat çeken Özdilek, “Bizim buradaki nihai hedefimiz can ve mal emniyetini sağlamak. Toplumun temeli olan insan faktörünü deprem konusunda aydınlatmazsak, eğitmezsek biz her zaman kader ve alınyazısına bağlanırız. Bu elbette var ama Bakara Suresi 44. ayette ‘Kitap okuyorsunuz, neden aklınızı kullanmıyorsunuz’ buyurulmuştur. Aklımızı kullanarak bu çalışmayı yapmamız lazım. Bu yükü taşıyan, yönetimin başında olan özellikle Belediye Başkanlarımızın yapacağı en önemli faaliyet jeoloji-jeofizik uzmanı bir akademisyenin rehber olmasıdır. Onların sorumluluğunda planlamamızı yaparsak, onların dediği tarzda hareket edersek uzun vadeli deprem olaylarından kurtuluruz. Kocatepe Gazetemiz de yazdı, 50 bin insanımız gitti. İlim ve fenni kullanmadığımız için gitti” ifadelerini kullandı.
İLİM VE FEN ESAS OLMALI
Türkiye’deki müteahhit sayısının kabul edilemez boyutta olduğuna dikkat çeken Özdilek, “Almanya’da 3 bin, Amerika Birleşik Devletleri’nde 25 bin, Avrupa Birliği’nde 30 bin müteahhit var. Türkiyemiz’de ise 460 bin müteahhit var. Bunun 150 bini sözleşmeli. Çaycısı, bakkalı, berberi müteahhit. Bu iş olmaz. Bu iş Batı ülkelerinde olduğu gibi olmalı. Bankaların kendi yapılarında oluşturacakları bir yapıyla bu işin sürmesi gerekiyor. Müteahhitle müşteri karşı karşıya gelmez; yapı ilim ve fenne göre yapılır. Bu da zayiatımızı azaltacaktır” değerlendirmesini yaptı.
İSTANWOOD PROJESİ
Özdilek, sinema hakkındaki projesini de şöyle açıkladı:
“Ben 1991 yılında Yarbay iken Orlando’da kendi imkanlarımla Universal stüdyolarında hem gözlem yaptım, hem eğitim aldım. Türkiye’ye geldikten sonra TRT benim askerliğim ve sinemacılığımı öğrenmiş. Kurtuluş filminde davet ettiler, komutanlarım müsaade etti. 11 aydan fazla bütün çekimlere, montaja katıldım. Bu bana sektörde 10 yıllık bir tecrübe kazandırdı. 300 sanatçı, 2 bin asker, gerçek mekanlar… 2000 yılında emekli olana kadar 12 film yaptım. 2013 yılında Hintlilerle bir film çektik. Maliyeti 26 milyon dolardı, 2 sene sonra 210 milyon dolardı. Batı ülkelerindeki film şirketleri, büyük holdinglerin bünyesindedir. 32 senedir sinemanın içindeyim. Kültür ve Turizm Bakanlığı destek konusunda biraz zayıf. 4 milyon dolarlık film yapacaksanız 2 milyon dolarını veriyor; 2 milyon dolarlık kısmına da ‘sen sponsor bul’ diyor. Sinema Bakanlığı kurulursa sektörün hızlanacağını düşünüyorum. Ben, İstanwood olarak dünyanın üçüncü büyük sinema merkezi projemi hazırladım. Sektörün bütün ünitelerini toplayacak bir yapıya sahip olan Hasdal Kışlası’nın uygun olduğunu düşündük.”
Özdilek, Afyonkarahisar’da 1915-1918 yılları arasında esir olarak yaşayan Anzakların anlatıldığı Afyon 1915 film projesini de hazırladığını, ancak bu projenin destek bulamadığını sözlerine ekledi.