- Haberler
- Faydalı Bilgiler
- Allah’ın Rahmetinden Ümit Kesmeyin Ayeti Hangisi?
Allah’ın Rahmetinden Ümit Kesmeyin Ayeti Hangisi?
Belli bir yaşın üzerinde, halk arasında görmüş geçirmiş şeklinde tabir edilen bir kesimin sürekli olarak söylediği “Allah’ın cc Rahmetinden Ümit Kesilmez” ifadesi Kur’an-ı Kerim’de hangi ayetlerde geçiyor merak ediliyor. Allah’ın cc Rahmetinden Ümit Kesmeyin Ayeti Hangisi?
Allah’ın cc Rahmetinden Ümit Kesmeyin Ayeti Kur’an-ı Kerim’de nerede geçtiği merak edilirken, Kuran meallerinde de araştırılıyor. Allah’ın cc Rahmetinden Ümit Kesmeyin Ayeti Hangisi? sizin için derledik.
Kur’an-ı Kerim’in 39. suresi olan Zümer Suresi’nin 53. ayetinde Allah’ın cc Rahmetinden Ümit Kesmeyin konusuna değinilmektedir. Meallerde de şu şekilde yer verilmiştir:
Ömer Çelik Meali
De ki: “Ey günah işleyerek kendilerine yazık eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümîdinizi kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.”
Diyanet Vakfı Meali
De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Elmalılı Meali Meali
De ki: ey nefisleri aleyhine israf etmiş kullarım! Allahın rahmetinden ümidi kesmeyin, çünkü Allah bütün günahları mağrifet buyurur, şübhesiz ki o öyle gafûr öyle rahîm o
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
De ki: Ey nefisleri üzerine israfta bulunmuş olan kullarım! Allah’ın rahmetinden yeise düşmeyiniz. Şüphe yok ki, Allah günahları cümleten yarlığar. Muhakkak ki, O (evet) O, çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda yer alan Kur’an Yolu Tefsirinde Zümer Suresi 53. Ayeti ile ilgili şu tefsire yer verilmiş:
“Haddi aşmak”tan maksat, günahlara dalarak Allah’ın hükümlerini çiğnemektir. “Kendi aleyhlerine olarak” diye çevirdiğimiz alâ enfüsihim deyimiyle, günah işleyen kişinin, her şeyden önce kendi ruhunu ve hayatını kirletmiş, kendisine zarar vermiş olacağına dikkat çekilmektedir (Râzî, XXVII, 4). Bu âyet, Allah’ın rahmet ve affının asla ümitsizliğe izin vermeyecek derecede geniş olduğunu en açık bir şekilde ortaya koyan ilâhî müjde olarak değerlendirilir. Allah’ın iradesini sınırlayacak hiçbir güç bulunmadığı için O’nun bağışlama yetkisine belli şartlarla sahip olduğu gibi bir görüş de ileri sürülemez.
Bununla birlikte âyetin “Allah bütün günahları bağışlar” meâlindeki bölümünü, O’nun bir taahhüdü olarak anlayıp, inanan inanmayan, tövbe eden etmeyen, kendisine yönelen yönelmeyen herkesi bağışlayacağını düşünmek, kaçınılmaz olarak dinî ve ahlâkî gevşekliğe hatta anarşiye yol açar. Öte yandan kural olarak Kur’an’ın bir âyetini bütününden kopararak tek başına değerlendirmek ciddi yanlışlar doğurabilir. Nitekim bu âyette “Allah bütün günahları bağışlar” buyurulurken, Nisâ sûresinin 48 ve 116. âyetlerinde aynı ifadelerle, “Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz; bundan başkasını dilediği kimse hakkında bağışlar” buyurulmuştur. Görüldüğü üzere burada Allah’a ortak koşanların bağışlanmayacağı açıkça belirtildiği gibi bunların dışında kalanları bağışlaması da mutlak olarak ifade edilmeyip Allah’ın dilemesi şartına bağlanmıştır. Yanlış anlama ihtimalini önlemek düşüncesiyle konumuz olan âyetin meâlinde bu şartı (dilerse) şeklinde göstermeyi yararlı gördük. Esasen bir sonraki âyet de Allah’ın affına lâyık olabilmek için her şeyden önce O’na yönelip teslim olmak gerektiğine işaret etmektedir. Bununla birlikte Ehl-i sünnet âlimleri, affın tövbe şartına bağlı olmadığını belirtmişler; bu şartı ileri sürenlerin keyfî olarak âyetin kapsamını daralttıklarını savunmuşlardır (bk. Şevkânî, IV, 538; Allah’ın affının kapsamı konusundaki değişik görüş ve yorumlar hakkında bilgi için bk. Nisâ 4/48).