Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Mustafa Yılmaz DÜNDAR

ALLAH’A TESLİM OLMAK VE DUA

Mustafa Yılmaz DÜNDAR 25 Kasım 2017 Cumartesi 13:35:36
 

– 36 –
Dua noktasında en önemli şeyin merhamet istemek olduğunu söyledik. Peki, “Allahım bana merhamet ediver ve beni bağışlayıver” yakarışı neyi getirir? İnsan Suresi 30. ayetin manasını “dileyen yok, illa Allah” idrakıyla kabul etmek ve “merhamet Allahım” diye dua etmek teslimiyeti getirir, o zaman kişi teslim olmuş olur. Teslimiyet nedir, onu da doğru anlamak gerekir. Eğer kendisini müstakil bir varlık zanneden “A” yapı “teslim oldum” diyorsa, o bir üst tanrıya teslim olur: Anladım ki gücüm yokmuş,  ben aciz, zavallı bir kulmuşum, hep senin istediklerin oluyormuş, sana teslimim Allahım, der. Bu bir tanrının kendi dışındaki güçlü bir tanrıya teslimiyetidir. Yaratılan “B” halinin teslimiyetten anladığı ve teslimiyeti ise çok farklıdır, ondaki teslimiyet HASBİYALLAHU’dur. “B”nin teslimiyeti Hasbiyallahu’dur.
ALLAH’A TESLİM OLMAK
Ayetlerde “Allah’a teslim olun” uyarısını sık görürsünüz. Hatta bazı ayetlerde bize “Eslemtü li Rabbil Alemiyn: Âlemlerin Rabbine teslimim” dememiz önerilir. Bunu deriz ama nasıl teslim olunur onu nereden bileceğiz? İşte o teslimiyet, ilahlığını ilan ederek “BEN” diyen yapı ile olmaz, o onu yapamaz. O “teslim oldum” derken acziyetini, zavallılığını ilan eder: “Ben zavallı, çaresizim, teslim oldum” der. Teslimiyeti ancak “B” yapı yaşar. O Allah’ın ilminde bir suret olduğu idrakıyla teslim olur ve “Hasbiyallahu” der. Bu teslimiyet kendisini Düşünen’e ve O’nun merhametine teslimiyettir. O teslimiyetini böyle ifade eder: “Eslemtü li Rabbil Alemiyn.” Yaradan böyle öğretiyor: “Eslemtü vechiye lillahi, eslemtü li rabbil alemiyn: Yönümü, yüzümü, idrakimi Allah’a teslim ettim.” Ayet  bize “böyle söyleyin” diyor.
Tevbe-129: “Hasbiyallahu La ilahe illa HU, aleyhi tevekkeltü ve HUve Rabbul Arşil Aziym: Müstakilen var ve muhtar ancak kendisi olan Allah bana yeter. Ben O’na tevekkül ettim ve O arş-ı aziymin Rabbidir.”
Bu hayatta kullanabileceğiniz bir ayettir, sonuçlarını da hayretle izleyeceğiniz bir ayettir. Öyle şeyler çıkarır ki karşınıza… Mesela, “Allah’tan sipariş verir gibi istemeyin” demiştik ya, istekleriniz sipariş türünden bile olsa, eğer Hasbiyallahu’yu deli gibi okursanız, sonuçlarına hayret eder, şaşar kalırsınız. Sipariş türü bir dua yapmışsınızdır, olması için Hasbiyallahu’yu kullanırsınız, o da olur. Ama öyle lütuf yollu olur ki olan o iş sayesinde hakikate ulaşırsınız. O sipariş sizi başka yere götürür. Tasavvuf kitaplarındaki “Tövbenin Tövbesi” gibi, “Siparişten Siparişsizliğe” gidersiniz. İşe siparişle başlarsınız ama o siparişi elde etme yönteminiz teslimiyet yani Hasbiyallahu Yöntemi olduğu için, o gelen sizde öyle bir şeye vesile olur ki, sipariş kutusundan öyle şeyler çıkar ki sizi siparişsiz bir hayata götürür. Bizzat yaşadığımı söylüyorum.
PLANI, PROGRAMI, HEVESLERİ
DEĞİŞTİREN DUALARDAN ÖRNEKLER
“Hasbiyallahu” ayetini sabah akşam okumayı lütfen önemseyiniz. Onun gibi okunması önerilen iki şey daha var: Birisi Seyyidül İstiğfar, diğeri Seyyidül İstiğfar’dan sonra yapılan tövbe “Allahümme lekel hamdü…” tövbesi. Efendimiz yeminle söylüyor: “Bunu sabah üç, akşam üç okuyan vallahi cennete gider.” Bu çok önemli bir ipucu. Sahih bir hadis ve içerisinde yemin var! “Allahümme lekel hamdü la ilahe illa ente rabbiy ve ene abdüke amentü bike muhlisan leke fi diyni inni esbahtü ve emseytü ala ahdike ve va’dike mestetatü, etubu ileyke min seyyi’i ameli ve estağfiruke bi zunubilletiy la yağfiruha illa ente.” Duanın içerisinde geçen esbahtü (sabahladım), emseytü (akşamladım) kelimelerini beraber de söyleyebilirsiniz ya da sabah okurken “esbahtü”, akşam ise “emseytü” diyebilirsiniz. Sabah “Allahım ahdim üzere sabahladım, o hakikat üzere fiiller ve davranışlar sergileyerek sabahladım” diyoruz, eğer akşam ise “emseytü” diyoruz: “Ben o fiillerle akşamladım Allahım. Bağışlayacak yalnızca sensin, bunun farkındayım, bana merhamet et” diyerek tövbeyi bitiriyoruz. Bunu üç defa söylemeyi Efendimiz (SAV) yeminle öneriyor, diyor ki: “Vallahi ve billahi, her kim bu istiğfarı sabah akşam üçer kere okursa o mutlaka cennete gider.” Tabi ki, istediğin gibi yaşa, sonra da bunları oku değil! “Oh, ne güzel bir garanti, iş kolaymış, ne var, bunu okumaya” gibi anlamak yanlış olur. Ama çok enteresandır, birçok test yaptım, öyle düşünüyorsa ve yaşıyorsa kişi bunu okuyamıyor. Okumak için karar alıyor ama okuyamıyor. Bir sürü işi yapıyor, üç satırı okuyamıyor. Niye? Çünkü o kararı “A” yapısı ile alıyor. Fakat yine de mücadeleyi elden bırakmamak lazım, her halükarda okuma gayreti güzeldir. Dört beş satırı üç defa okumak size zor gelmesin inşaAllah. Sabaha, aydınlığa başlarken üç kez, bir de karanlığa, yani akşama girerken üç defa okusak zor mu? Kişi kalkıp namaz kılamıyor olabilir, istiyor, arzu ediyor ama henüz kalkıp kılamıyor olabilir, öyle olsa bile, diyelim ki saat on birde kalktı, güne o saatte başladı, bunu okusa çok güzel olur. Güne giriş, güneşle beraber yeni bir mekanizmayı getiriyor çünkü, o mekanizmaya karşı bunu okusa, bir de karanlığa girerken üç defa okusa çok müjdeli bir iş yapmış olur. Becerebiliyorsa yanına yedi defa da “Hasbiyallahu..” ayetini okusa… Diyelim ki çocuğunuza bunları önerdiniz “bunların hepsi uzun oldu, ben yalnız birini okuyayım” derse, mesela üçer defa “Allahumme lekel hamd” duasını okusun inşaAllah. Eğer bunu devamlı okursa belli bir zaman sonra yaşantısı, hevesleri, arzuları, kalkma saatleri değişir, planı programı değişir. Bu öneriyi şöyle anlamayın: Sizin yaşantınız eskisi gibi devam edecek ve siz “tanrıysanız giremezsiniz” noktasına geldiğinizde “biz seni biliyoruz, sen bunu üç defa okuyordun, haydi geç” diyecekler, böyle değil. Hani çok güzel bir dua vardır; “Allah seni Efendimiz’e komşu yapsın” diye! Diyelim ki birisine böyle dua edildi. O kişi rastgele yaşarken Tanrı Giremez Kapısı’na geldiğinde “senin için böyle dua ediyorlardı, seni mecburen Efendimiz’e komşu yapacağız, geç bakalım” denilmez. Bu duaları şöyle anlayın lütfen. Bir çocuğa; “inşaAllah hayrlı bir doktor olursun” diye dua edildi ve o dua da makbul oldu, ne olur? Eğer dua kabul olmuşsa, o çocuk üniversite sınavında tıp fakültesini tutturur ve tıp fakültesinde başarılı bir şekilde okur. Sonra da “hayrlı bir doktor” olmasını istediğiniz için hayrlı işlerle meşgul bir doktor olur. Bu dua yüzünden ona, “senin için çok dua ediyorlardı, sana bir tıp diploması verelim” denilmez. “Rasulullah’a komşu olursun inşaAllah” duası da öyledir. Eğer bu dua kabul olursa kişiye öyle bir yaşantı oluşturulur ki ve o öyle bir nur biriktirir ki o biriktirdiği nur ona Efendimiz’in yanında durabilecek bir güç verir. Efendimiz (SAV)’in yanında durabilmek için belli bir enerjiye sahip olmak lazım, aksi halde yanarsın, duramazsın! Bu dünya yaşantısından sonraki hal bu hayattaki gibi değil, bir yerde durabilmen için orada durabilecek gücünün, nurunun olması lazım, o güç yoksa orada duramazsın. Ancak, o gücü önceden tedarik etmiş tedarikli beden orada durabilir. Dolayısıyla, önerilen duaları yapan kişinin öyle bir hayatı olur ki, yaşantısından üreyen, biriken nur onun hayatını değiştirir, mesela ona Efendimiz’in yanında durabilecek bir pozisyon oluşturur. “Allahumme lekel hamdü” duası da böyledir. Kabulüyle birlikte kişinin düşüncesi, planı, programı, hevesleri değişmeye başlar, merhamet mekanizmasının içine girmeye başlar. Çünkü bu dualar Allah’tan merhamet isteyen dualardır, “Allahım bana merhamet ediver” diyen dualardır, hep “Allahım bana merhamet ediver, Allahım beni bağışlayıver. Senden başka bağışlayacak yok. Merhametinden başka çare yok, merhamet ediver, bağışlayıver” duaları.
AMASIZ İNANMAK, AMASIZ TESLİM OLMAK,
AMASIZ DUA EDEBİLMEK
Bunları bazen Türkçesiyle söylüyorum. Çünkü manasını bilmeden okuduğunuzda beyninizden merhametle ilgili dalgaları yeterince hızlı çıkaramamış olabilirsiniz. Sizin duayı okumanızla çalışan mekanizmayı hızlandırmak, manasını hızla yerleştirmek üzere Türkçesini de okuyoruz. Anladığınız dilde merhamet isteyen bir duyguyla beyninizden çıkaracağınız dalgalar, o mekanizmaların daha hızlı işlemesini sağlar. Eğer kişi yaşantısında “Allahım bana merhamet ediver, beni bağışlayıver” deme alışkanlığı edinirse ve bunu bahsettiğimiz teslimiyetle, o kıpırdayamazlıkla söylerse hayret edeceği güzelliklerle karşılaşmaya başlar. “Allahumme lekel hamdü, la ilahe illa ente…” duasını sabah akşam üçer defa okumayı, “Hasbiyallahu…” ayetini sabah yedi akşam yedi kere okumayı hayatımıza ekleyebilirsek, hem Efendimiz’in hadislerinde önerilmiş bir işi yerine getirmiş hem de önemli bir müjdeye nail olmuş oluruz. Hadiste bu tövbeyi sabah okuyanın akşama kadarki sürede, akşam okuyanın sabaha kadarki sürede ölümü halinde nasıl bir mükâfatla karşılaşacağı, özellikle “şehit” muamelesi göreceği müjdeleri vardır. “Hasbiyallahu” ayeti ile ise siz “bana Allah yeter” diyorsunuz. Ayet böyle diyor. Ayete inanmak lazım: Sana ALLAH YETER!
Geçenlerde birisi ile göz göze geldik ve merhabalaştık, bana “ne iş yapıyorsunuz?” diye sordu, ben de ona “siz ne iş yaparsınız?” dedim. “Şu işteyim ama şöyle bir iş arayışındayım” deyince “hayrlısı, dua et inşaAllah” dedim. “Dua ediyoruz AMA başka şeyler de lazım” deyince, kendisine; “Duayı AMAsız yap” dedim. “Dua ediyoruz ama, onu da yerine getirdik ama, bir taraftan da şunlar lazım” diyorsun ya, o ‘ama’lar olmadan dua et. Duayı “ama”sız yapmak çok farklı bir dua biçimidir” dedim. Bunu bir anda fark etti, rengi kıpkırmızı oldu, rengi gitti. Böyle durdu, bir suç işlemiş gibi o kadar üzüldü ki. O üzüntüsünü fark edince dedim ki; “haydi, sen işine ben işime. Yalnız şu yakaladığın hal var ya, şu halle yeniden dua et. Bu halin önemli senin, çünkü şu halin tövbe hali.” Birkaç gün sonra tevafuken karşılaştık, işi olmuş, elhamdülillah. AMAsız inanmak, AMAsız teslim olmak, AMAsız dua çok farklı bir şeydir; teslimiyettir. Bu teslimiyet, hakikati örten yapının, o poşetin teslimiyeti değil.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER

Afyon Haber Son Dakika Afyon Namaz Vakti