Allah'a kulluğun önemli aşaması vefa ve fedadır

Ensar Vakfı'nın düzenlediği Ramazan'da İkindi Sohbetlerinin 8. sohbetini AKÜ İslami İlimler Fakültesi'nden Öğretim Görevlisi Kadir Yıldırım verdi. Yıldırım, 'Ahde Vefa' konusunda konuştu.TAŞ MEDRESE VEFANIN MEKANIAfyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Kadir Yıldırım, Kur'an-ı Kerim'de ahde vefa ve hususi olarak vefa ile ilgili geçen birçok kelime bulunduğunu söyledi. Ahde vefa ve sadece vefa [&hellip]

Ensar Vakfı’nın düzenlediği Ramazan’da İkindi Sohbetlerinin 8. sohbetini AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Öğretim Görevlisi Kadir Yıldırım verdi. Yıldırım, “Ahde Vefa” konusunda konuştu.
TAŞ MEDRESE VEFANIN MEKANI
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İslami İlimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Kadir Yıldırım, Kur’an-ı Kerim’de ahde vefa ve hususi olarak vefa ile ilgili geçen birçok kelime bulunduğunu söyledi. Ahde vefa ve sadece vefa ele alındığında bu kavramların İslam’ın düsturları olduğuna temas eden Yıldırım; “Kur’an-ı Kerim’de birçok ayeti kerimede Rabbimiz vefadan bahsediyor. Vefa kelimesi Kur’an-ı Kerim’de birkaç manada geçiyor. Bunlarda hareketle vefanın ve ahde vefanın ne demek olduğunu geniş manada konuşmak niyetindeyiz. Aslında bizim burada bulunuşumuz bile bir vefa tezahürüdür. Bu mekanda özellikle böylesi bir sohbetin vaki oluşu bir vefanın tezahürüdür. Burada bulunan sizler, bizler yani müminler Allah’ın rızasına muvafık bir amel işlemek, vaktimizi bu şekilde değerlendirmek üzere burada bulunduk. Bu bir vefadır. Rabbimize verdiğimiz sözün kapsamına dahil olan bir vefa göstergesidir aslında” dedi.
TAM VE EKSİKSİZ KARŞILIK VEFA
Gedik Ahmet Paşa Medresesi’nin (Taş Medrese) bina edilme gayesine uygun kullanmanın binayı ve müesseseyi yapanların niyetlerine gösterilen bir vefa olduğunu belirten Kadir Yıldırım, Cenab-ı Hak’kın Kur’an-ı Kerim’de, “Ey iman edenler, sözünüzde durun. Ahdinizi yerine getirin. Ahdinizde vefa gösterin” buyurduğunu söyleyen Yıldırım; “Vefa kelimesi Kur’an-ı Kerim’de birkaç manada kullanılıyor. Vefa bir iş ve amelin karşılığını tam ve eksiksiz olarak vermek manasında Kur’an-ı Kerim’de bir takım ayeti kerimelerde geçiyor. ‘Her nefise işlediğinin karşılığı tam ve eksiksiz olarak verilir’ ‘Biz sabır edenlerin karşılığını eksiksiz olarak tam olarak vereceğiz’ Bir şeyin karşılığının tam ve eksiksiz verilmesine vefa deniliyor. Kur’an-ı Kerim’de bazı ayeti kerimelerde sözünde durma manasında vefa kelimesinin geçtiğini görüyoruz. Cenab- Hakk’ın bunu emrettiğini görüyoruz” diye konuştu.
ALLAH HER İKİ DÜNYAYA KEFİL
Sözün başında okuduğu ayeti kerimede “Ey iman edenler sözünüzü yerine getirin. Anlaşmalarınızın ardından durun. Sözünüze sadık kalın” dediğini hatırlatan Yıldırım; “Yine bu manada başka bir ayeti kerimede özellikle vefa kelimesinin İsrailoğullarına dönük olarak şu şekilde zikir edildiğini görüyoruz. Cenab-ı Hak ayeti kerimede buyuruyor ki, ‘Ey İsrailoğulları size verdiğim nimetlerimi hatırlayın. Bana verdiğiniz sözde durun. Ben de size verdiğim sözde durayım. Ve yalnızca benden korkun’ ifadesi geçmektedir. ‘Siz bana verdiğiniz sözü tutun. Ben de size verdiğim sözü tutayım.’ Cenab-ı Hak ne sözü vermişti? Sadece İsrailoğullarına değil kendisine karşı vefalı olan bütün kullarına Allah’ın şöyle bir sözü vardır; ‘Siz dünyada iken bana verdiğiniz sözü tutun. Kulluk vazifenizi yerine getirin. Ben sizin hem dünyanıza hem ahiretinize kefilim. Bunun karşılığını özellikle ahirette kat kat fazlasıyla alacaksınız.’ Allah’ın ahdi bu idi” şeklinde konuştu.
AHDİNE SADIK KALANA
ALLAH AZAP ETMEZ
Kadir Yıldırım, Allah-u Teala’nın ahdinin kendisine verilen söze sadık kalan ve hayatını rıza-i ilahi doğrultusunda geçiren, kendisine şirk koşmayan kuluna azap etmeyeceğine dair bir taahhüd olduğunu kaydetti. Bu husustaki hadisi şerifte Peygamer Efendimizin (SAV) Muaz Bin Cebel Hazretlerine, “Ey Muaz Allah’ın kulları üzerinde ki hakları nedir bilir misin?” diye sorduğunu aktaran Yıldırım; “Muaz Bin Cebel Resulullah’a (SAV)  ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir’ diyor. Efendimiz (SAV) buyuruyor ki, ‘Allah’ın kulları üzerindeki hakkı O’na ibadet etmeleri ve hiçbir şeyi O’na ortak koşmamalarıdır. Dünyadaki hayatlarını O’na kullukla geçirmeleri ve bu süre içerisinde Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır’ der. Resulullah (SAV) sözünün devamında ‘Peki kullarının Allah üzerindeki hakları nedir bilir misin Ey Muaz?’ Belki de bu tabiri şimdiye kadar duymayanlar vardır. Allah’ın bizlerin üzerimizdeki hakları çok fazladır. Bu hakları saymakla bitiremeyiz. Ama acaba bizim Allah üzerinde bir hak iddia etmemiz söz konusu mu? Allah Resulü (SAV) Muaz Bin Cebel’e bunu sormuştur. Kulların Allah üzerindeki hakları nedir? Cebel yine aynı cevabı verir. ‘Allah ve Resulü daha iyi bilir’ Efendimiz (SAV) buyuruyor ki, ‘Bu görevlerini yerine getiren kullara Allah’a azap etmemesi kullarının Allah üzerinde ki haklarıdır’ Kulluk görevini yerine getirenin yani verdiği sözü yerine getirenin, ahdine sadık kalan bir kula Allah’ın azap etmemesi kulun Allah üzerinde ki hakkıdır” ifadelerini kullandı.
SÖZ MÜMİNİ BAĞLAR
Cenab-ı Hakk’ın bizzat mümin kulları kendi üzerinde hakkı olduğunu ayeti kerime ile buyurduğunu anlatan Kadir Yıldırım, ayette “Müminlere yardım etmek, onların yardımında bulunmak bizim üzerimize bir haktır” buyurduğunu bildiren Yıldırım; “Müminlerin de Allah’a iman eden, Allah’a itaat eden ve Eles bezminde Rabbine verdiği sözü tutan Müminin de Allah üzerinde bir hakkı vardır ki, o da Rabbinin ona azap etmemesidir. Başka ayeti kerimelerde vefa kelimesi şu şekilde karşımıza çıkıyor. ‘Anlaşma yaptığınız zaman verdiğiniz sözlerde durun. Ahitlerinizi yerine getirin.’ Nahl Suresi 91 ayeti kerimede geçmektedir. İsra Suresi 34’de, ‘Verdiğiniz sözü tutun. Çünkü söz sorumluluktur. Söz veren kişiyi sorumluluk altına alır.’ O yüzden verdiğiniz sözü tutun. Belki yazılı olarak elinde delil mesabesine geçebilecek herhangi bir şey olmayabilir. Ama müminin ağzından çıkan söz bağlayıcıdır, senettir. O’nun için bir sorumluluktur” ifadelerine yer verdi.
ALLAH SÖZÜNDEN DÖNMEYENLERİ ÖVÜYOR
Müminin konuşurken ağzından çıkan her söze dikkat etmesi gerektiğine işaret eden Öğretim Görevlisi Kadir Yıldırım, Cenab-ı Hakk’ın Bakara Suresi 177. ayette müttekilerin özelliklerinden bahsederken “Onlar söz verdikleri zaman sözlerinde dururlar. Ahdeddikleri zaman ahidlerinde vefa gösterirler” buyurduğunu hatırlattı. Cenab-ı Hakk’ın ahidlerinde vefa gösteren müminlerden onları överek bahessetiğini belirten Yıldırım şöyle konuştu: “Cenab-ı Hakk, Kur’an-ı Kerim de Ahzap Suresi’nde ‘Müminlerden öyle kimseler vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kalmışlardır. Onlardan kimisi bu söze sadık kalma sadedinde ruhunu teslim edip şehadete erişmiştir. Kimisi de şehit olmayı beklemektedir. Onlar Allah’a verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir” diye sözlerine sadık kalan müminlerden Cenab-ı Hakk bu şekilde övgü ile bahsediyor. Dünya kullar için bir vefa ve sınavdır. Müslümanlık doğumdan ölüme kadar değil, Kalu Bela’dan beri yani ruhlar aleminde Rabbimize verdiğimiz sözden beri süre gelir. Feda ve vefa olmak üzere bu iki kelimeye dikkat etmek gerekir. Vefanın içinde gerektiğinde fedakarlık yapmak, feda etmekte vardır. Vefa anlamında ilk zikir edilmesi gereken Allah Resulü (SAV) Efendimiz olmalıdır. Allah-u Teala’ya vefa kulluk esasısıdır. Bu Allah Resulü’nün (SAV) sünnetine vefa, Kitabullah’a Kur’an-ı Kerim’e karşı vefalı olarak onun indiriliş gayesine uygun yaşamaktır. Mümin; anne-babaya, akrabaya, sılayı rahimde bulunmaya, eşe, dosta, vatana, millete, ecdada, bayrağa karşı vefalı olmak durumundadır”  >> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme