Allah ve kul arasındaki iletişim konuşuldu

Ensar Vakfı'nın Ramazan'da İkindi Sohbetlerinin 17'ncisi 12 Haziran Pazar akşamı Gedik Ahmet Paşa Medresesi'nde (Taş Medrese) yapıldı. 'Allah (C.C) ile Kul Arasında İletişim Yolları' başlığında Cihannüma Derneği'nden Osman Doğan katılımcılara hitap etti. Sohbet öncesi Kur'an-ı Kerim tilavetini de Doğan gerçekleştirdi.KONU ÇOK UZUNCihannüma Derneği'nden Osman Doğan, mübarek Ramazan ayını kutlayarak konuşmasına başladı. Tutulan oruçları, kılınan namazları [&hellip]

Ensar Vakfı’nın Ramazan’da İkindi Sohbetlerinin 17’ncisi 12 Haziran Pazar akşamı Gedik Ahmet Paşa Medresesi’nde (Taş Medrese) yapıldı. “Allah (C.C) ile Kul Arasında İletişim Yolları” başlığında Cihannüma Derneği’nden Osman Doğan katılımcılara hitap etti. Sohbet öncesi Kur’an-ı Kerim tilavetini de Doğan gerçekleştirdi.
KONU ÇOK UZUN
Cihannüma Derneği’nden Osman Doğan, mübarek Ramazan ayını kutlayarak konuşmasına başladı. Tutulan oruçları, kılınan namazları ve tüm ibadetleri Cenab-ı Hak’ın kabul etmesini dileyen Doğan; “Konumuz olan ‘Allah (C.C) İle Kul Arasında İletişim Yolları’ aslında çok uzun bir konudur. O nedenle konuyu dinleyicilere ana hatlarıyla vermeye gayret edeceğim. İnsanın Allah ile ilişkisinden bahsedeceğiz. Allah Celle Celalüh ile bizim aramızdaki irtibat nasıl olur ve nasıl bozulur? Bu ilişkiyi bozan unsurlar neler? Bu ilişkiyi, irtibatı, diyalogu sağlamak için yapmamız gerekenler neler? Rabbimiz nasıl bir yol ve yöntem uygulamış? Bizden nasıl bir yol ve yordam istiyor? Bu konulara ana hatlarıyla girip bazı örneklemelerle özellikle bugün Afyonumuzda, Türkiye’de, dünyada yaşanan bazı yanlışlara da bazı örneklemelerle girmeye çalışacağım” dedi.
İLİŞKİ İKİ BOYUTLU
Allah ile insan arasındaki ilişkinin iki boyutlu olduğunu ifade eden Osman Doğan, birincisinin Allah’tan insana doğru olan ilişki, ikincisinin de insandan Allah Celle Celalüh’e doğru olan ilişki biçimi olduğunu söyledi. Kur’an-ı Kerim’de Peygamber Efendimiz’in (SAV) hayatında her ikisinin de bariz şekilde görüldüğünü belirten Doğan; “Allah’tan insana doğru olan bu ilişkinin bağ kurma, bağlantı kurmanın yolları ana hatlarıyla şunlardır; Vahiy. Rabbimiz insana doğru olan ilişkiyi vahiyle sağlıyor. Peygamberleri ile sağlıyor. Yardımıyla, bizzat kendi inayetiyle, desteğiyle sağlıyor. Özellikle insanı melekleri aracılığıyla koruyup kollamasıyla sağlıyor. İnsanın Allah’a karşı olan ilişkisi, irtibatı da dört şekilde oluyor. Birincisi dua, ikincisi ibadet ya da daha geniş anlamıyla kulluktur. Üçüncüsü tevbe, dördüncüsü de Kur’an-ı Kerim okumaktır” diye konuştu.
RABBİMİZ PEYGAMBERLERLE
İRTİBAT KURDU
Rabbimizin Peygamberler aracılığıyla bizimle irtibat kurduğunun herkesçe bilindiğini, Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın (C.C) “Biz hiçbir toplumu peygambersiz bırakmadık” buyurduğunu aktaran Doğan; “Ayeti kerimelerde, ‘Peygamber göndermediğimiz hiçbir topluluk olmadı’ buyruluyor. İşin esprisi de burada. Eğer o toplumlara azap vaki olacaksa bir ceza gerçekleşecekse Allah’ın emir ve yasaklarına maruz kalıp, hem de onlara yüz çevirme olacaksa burada bir peygamberin, bir vahyin, Allah’ın özellikle bir desteği ve inayetinin sözkonusu olması gerekiyor. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim diliyle adeta şöyle buyuruyor yeryüzüne, ‘Ben her an seninleyim. Ya sen kiminlesin?’ Hz. Ebubekir (R.A) ile Peygamber Efendimiz (SAV) hicret ederken bilindiği üzere mağaraya sığındılar. Mağarada yakalanmalarına ramak kalmıştı. Efendimiz (SAV) gayet rahat, sakindi. Ebubekir (R.A) biraz telaşlı olarak şunu söyledi: ‘Üzülme Allah bizimle beraber.’ Bizler Kur’an diliyle gevşeklik ve üzüntüye yer olmadığını biliyoruz. Eğer inanıyorsanız hüzünlü, gevşek bir halde olmanız mümkün değildir” şeklinde konuştu.
HERŞEYİN BAŞI İMAN
Özellikle Rabbimizi tanımamız gerektiğinin altını çizen Osman Doğan şöyle konuştu: “Özellikle Rabbimizi tanımamız lazım ki, yaptığımız duanın ona karşı olan ibadetlerimizin, ona karşı olan kulluk görevimizin, tevbelerimizin, istiğfarlarımızın ve onun bize ulaştırdığı mesajı öğretilerinden ibaret olan Kur’an-ı Kerim’i dolayısıyla Efendimiz (SAV) öğretilerini bizde bir yer edinmesin lazım. Tanımadığımız Allah’a ne kadar inanabiliriz? Tanımadığımız Peygambere ne kadar inanabiliriz? Onun için her şeyin başı inanç, itikat, iman. Allah’la irtibat, diyalog ve ilişkiden bahsetmeden önce şunu sormak lazım; Biz nasıl bir Allah’a inanıyoruz? İnandığımız Allah nasıl bir Allah? Adam diyor ki ‘Benim inandığımı Allah 21’nci yy da başörtüsü gibi çağ dışı bir kıyafeti emretmez’ diyor. Söze ‘benim inandığım Allah’ diye başlıyor. ‘Benim inandığım Allah bu kadar yoğun bir ticari, siyasi, ekonomik bir olayın, işlevselliğin yaşandığı bir dönemde insanı beş vakit namaza mahkûm etmez’ diyor. Diyor, diyor. Böyle bir Allah inancı ile insanın bir yere varması mümkün değil”
ALLAH ZAMANDAN VE
MEKÂNDAN MÜNEZZEHTİR
Kişinin kendisine göre yorumladığı bir Allah inancı ile Allah’ın rızasını kazanmasının mümkün olamayacağını vurgulayan Doğan şunları söyledi: “Allah nerede diye çocuklarımıza ve bir eğitimci olarak öğrencilerimize sorarız. Allah nerede diye. Çocuklar hemen kalbimizde, andığımız yerde. Her yerde gibi bir takım cümleler kullanıyorlar. Hz. Ali gibi ilim sahibi bir sahabe bu soruyu şöyle cevaplar, ‘Bu soru yanlış. Allah için böyle bir soru sorulmaz. Çünkü Allah zamandan ve mekândan münezzehtir’ Allah için bir yer söz konusu değildir. Ehli sünnet cemaat âlimlerimiz ve itikat âlimlerimiz bunu bu şekilde ifade etmişlerdir. İnsanın Allah ile iletişiminin iki şekilde olduğunu söyledik. Birincisi Allah’tan insana doğru, birde insandan Allah’a doğru olduğunu söyledik. Dua üzerinde ana hatlarıyla duracağım. Sonrasında ibadet ve Kur’an-ı Kerim üzerinde duracağım” >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi

Bakmadan Geçme