Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Muharrem Günay

ALLAH TARAFINDAN ÖVÜLMÜŞ MİLLET (1)

Muharrem Günay 26 Ocak 2011 Çarşamba 02:00:00
  Tarihi kaynakları incelediğimizde Türklerin tarih sahnesinde görüldüğü andan itibaren her şeyi yoktan var eden yüce ve bir Allah’a inandığı ve O’na “GÖK TANRI” yani Yüce ve Ulu Tanrı adını verdiği bilinmektedir. Tarihçiler Türklere de Allah tarafından peygamberler gönderildiğini ve Türklerdeki Tek Tanrı, cennet, cehennem, öldükten sonra dirilme, günah, sevap gibi anlayış ve inanışların bu peygamberlerden kaldığı, Türklerin topluca Müslüman olduğu sırada Hanif oldukları, yani yalnız bir ve tek olan Allah’a inandıkları belirtilmektedirler.
Türkler soy olarak Hz. Nuh’un oğlu Yafes aleyhisselam’dan gelmektedirler. Yafes aleyhiselamın 8 oğlundan birisinin adını Türk olduğu, İbrahim aleyhissselam’ın da Türk olduğu yine bilinmektedir.
Divan-ü lügat-it Türk adlı Türkçe-Arapça lügatin yazarı Kaşgarlı Mahmut’a göre Türk adını veren Yüce Tanrı’dır. O eserinde: “Tanrı onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzünde ilbay (idareci) kıldı. Zamanımızın hakanlarını onlardan çıkardı, dünya milletlerinin idare yularını onların eline verdi; onları herkese üstün eyledi, kendilerini hak üzere kuvvetlendirdi” der. (Divan-ü lügat-it Türk Tercümesi cilt: 1, sayfa:3)
Kaşgarlı Mahmut adı geçen eserde, “Bu Allah’ın Türk milletine bütün insanlara karşı lutfettiği bir fazilettir. Çünkü Allah onlara ad vermeyi, kendi üzerine almıştır. Onları; yeryüzünün en yüksek yerinde, havası en temiz, suyu en güzel ülkelerinde yerleştirmiştir. Onlara “kendi ordum” demiştir. Bundan başka Türklerde beden güzelliği, edâ, büyüklere saygı, sözünde durma, sadelik, kahramanlık, mertlik gibi övülmeye değer sayısız faziletler vardır” der. (a.g.e. 292)
Eski Türklerin Yüce ALLAH tarafından Dünya nizamını sağlamakla görevlendirilme inancına sahip olduğu ve bu amaçla dünyanın dört tarafına seferler düzenlendiği görülmektedir. Bu düşünce “Türk Cihan Hakimiyeti Düşüncesi”ni doğurmuştur. Eski Türk Cihan Hakimiyeti düşüncesinin hedefi eski Türk dini ve töresi ile dünyaya nizam vermek ve bütün insanlığı Türk töresinin ve Türk devletinin himayesine alarak mutlu kılmaktan ibaretti. Bu düşünce İslâmiyet’le birlikte “Nizâm-ı Âlem Ülküsü” ne dönüşmüştü. Nizâm-ı Âlem’in hedefi de Allah’ın dini ile âleme nizam vermek ve ‘İ’lâ-yı Kelimetullah’tan yani Allah’ın adını yüceltmekten ibaretti. Bu yüce duygu ve düşünceler içerisinde Kaşgarlı Mahmud, Türk milletine “CUNDULLAH” (Allah’ın Ordusu) adını vermiştir. Osmanlı devleti ordularına “ASÂKİR-İ İSLÂM” (İslâm’ın askerleri) bu orduyu oluşturan askerlere de Peygamber Efendimizin adını vererek “MEHMETÇİK” denilmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de ve Hadis-i şeriflerde Müminlerin özellikleri anlatılırken “Onlar birbirlerine karşı merhametli, kafirlere karşı ise onurlu ve zorludurlar” denilmektedir. Özellikle Fetih suresi 29. ve Maide suresi 54. ayeti kerimede müminin özellikleri anlatılırken müminlerin birbirlerine karşı çok merhametli, alçakgönüllü, kâfirlere karşı ise, onurlu, şiddetli ve zorlu olduklarına dikkat çekilir ve şöyle buyrulur:
“Muhammed Allah’in elçisidir O’nunlar beraber olan müminler (Hz. Muhammed’le beraber olan, onun yolundan giden müminler), kafirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında ise çok şefkatlidirler…. (Fetih/29) Burada müminlerin birbirlerine karşı merhametli, alçakgönüllü, mütevâzi olduklarına dikkat çekildikten sonra kafirlere karşı onurlu, dik başlı, zorlu olduklarına dikkat çekilir aynı özellikler Maide suresi 54. ayette daha açık bir şekilde sıralanır.
“ Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse Allah ta onların yerine öyle bir kavim getirir ki, Allah onları sever; onlar da Allah’ı severler. Onlar müminlere karşı boyunları bükük ve alçak gönüllüdürler. Kafirlere karşı başları dik vakarlı ve güçlüdürler. Allah yolunda (korkmadan) cihat ederler. Kınayıp ayıplayanların ayıplamasından da endişe etmezler. İşte bu Allah’ın lûtfu ve ihsanı çok geniştir ve her şeyi bilen de O’dur.” (Maide/54)
Bir çok Tefsir âlimine göre Maide suresi 54. âyet-i kerimede Allah tarafından geleceği müjdelenen ve övülen millet Türk milletidir. Başta Ömer Nasuhi Bilmen olmak üzere, Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Said Nursi,Osman Keskioğlu, Celal Yıldırım gibi İslâm alimleri Türk milletinin bu ayetin sırrına mahzar olmuş ve Allah tarafından övülmüş bir millet olduğunu ifade ederler.
Cenâb-ı Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de belirttiği gibi, gerçekten Araplar’ın İslâm’a hizmetten yüz çevirdikleri, sınırlarda sürekli geriledikleri, bir sürü sapık mezhep ve fırkanın ortaya çıktığı bir dönemde Türkler kitleler halinde Müslüman olmuş, Kur’an-ı Kerim’de adı geçen mucize gerçekleşmiş ve Türkler İslâm’ın bayraktarlığını üstlenmişlerdir.
Kur’an’da inzar-uyarı âyetleri olarak adlandırılan ve Arapları uyaran, ikaz eden âyetler beş tanedir. Bu âyetler, Tövbe suresi 39, Muhammet suresi 38, Hud suresi 57,Fetih suresi 16, Mearic suresi 40 ve 41. âyetlerdir.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER