'Aldığımız Her Nefes, Çanakkale'de Verilen Son Nefes Sayesindedir'
Kamil Miras Anadolu Lisesi Şehit Kerim Üye Konferans Salonu'nda 18 Mart Şehitleri Anma Günü dolayısıyla anma programı düzenlendi. Programda konuşan Afyonkarahisar Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Selami Akkan, Çanakkale'de gösterilen fedakârlık sayesinde Türk Milleti'nin bugün bağımsız bir şekilde yaşadığını belirtti
Anma Programına; Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Dağlı, Belediye Başkan Vekili Hafize Özmen, Afyonkarahisar MHP Milletvekili Mehmet Taytak, Cumhuriyet Başsavcısı Fatih Karabacak, AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayip Özdemir, AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, İl Emniyet Müdürü Ahmet Birtan Erol, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Tolga Yağan, Vali Yardımcıları, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Afyonkarahisar Şube Başkanı Malul Gazi İsmail Kumartaşlı, gaziler, askeri erkân, siyasi parti temsilcileri ve kurum amirleri katıldı.
Afyonkarahisar Anadolu İmam Hatip Lisesi öğretmen ve öğrencilerince hazırlanan 18 Mart Şehitleri Anma Günü programı Kamil Miras Anadolu Lisesi Şehit Kerim Üye Konferans Salonu’nda saat 10.45’de başladı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması sonrası, Kur’an-ı Kerim Tilaveti yapıldı.
“ÇANAKKALE TAPUSU CANLA ALINMIŞ TÜRK TOPRAĞIDIR”
Günün anlam ve önemine yönelik konuşmayı Afyonkarahisar Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Selami Akkan yaptı. Sözlerine Ahmet Sılay'ın, "Bugün burada aldığımız her bir nefes, o gün orada Çanakkale’de verilmiş olan son nefesin sayesindedir.” ifadesiyle başlayan Akkan, "Türk tarihi büyük kahramanlıklarla doludur; Çanakkale de onlardan biridir. Çanakkale denince akla 250 bin şehidin yattığı şehitlikler gelmeli. Çanakkale, şehit kanıyla sulanmış, tapusu canla alınmış Türk toprağıdır.
Çanakkale, birlik ve bütünlüğümüzün adresidir. Karşıdaki düşman, Mehmed Akif’in dediği gibi ‘Kimi Hindu kimi yamyam kimi bilmem ne bela’, İngiliz, Fransız, Anzak, Avustralyalı. Beri tarafta ise Türkü Lazı, Arabı Kürdü, Çerkezi Arnavudu Yek Vücut. Çanakkale Cephesi'nde kahraman ordumuzun verdiği mücadele yalnızca Türk tarihinin değil bütün dünya tarihinin akışını etkileyecek derecedeydi. Bu cephede alınan galibiyet dünya ülkelerinin güç dengelerini değiştirmiş, paylaşım heveslerini yıkmış, yüce Türk milletinin belirleyici ve yönlendirici gücünü bir kere daha gözler önüne sermiştir." ifadelerine yer verdi.
“ÇANAKKALE BİR DİRENİŞİN BİR İNANCIN DA ADIDIR”
Çanakkale Cephesi'nin Anadolu halkına verdiği azim, umut ve kararlılığın Kurtuluş Savaşı'nın meşalesini de ateşlediğini belirten Akkan, "Çanakkale, Türk ulusunun bağımsızlık ve hürriyet söz konusu olduğunda ne denli kararlı ve kahraman olduğunu sonsuza dek anımsatacak bir 'Anıtcephe'dir. Çünkü Türk ordusu üstün muharebe taktiklerini, silah gücü bakımından çok üstün bir güce karşı ustalıkla kullanmıştır. Bununla beraber dünya harp tarihi, Çanakkale'de Türk askerinin insancıllığını savaş alanlarında bile yitirmediğine, düşmanına dahi merhamet gösterebildiğine şahit olmuştur.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi: 'Çanakkale, sadece bir zafer değildir; aynı zamanda bir direnişin, bir kararlılığın ve bir inancın adıdır.' Dün olduğu gibi, bugün de ezanlarımız susmasın, namusumuz çiğnenmesin, iman kardeşliğimiz bozulmasın diye canlarını cennet karşılığında veren şehitlerimiz ve en değerli uzuvlarını cennet karşılığında değişen gazilerimiz vardır. İşte özgürlüğümüzün simgesi olan bayrağımızı bayrak yapan da, üzerinde yaşadığımız toprakları vatan yapan da, aziz şehit ve gazilerimizin feda ettikleri kanlardır. Yüce Allah, şehitlik mertebesini, kendi evi Kâbe’ye ve aziz misafirlerine hizmet etmekten bile yüce sayar; Resûlü de şehidin sevabının, durup dinlenmeden nâfile namaz kılmaktan ve aralıksız oruç tutmaktan daha değerli olduğunu bildirir." dedi.
“ŞEHİTLİK VE GAZİLİK HİÇBİR MERTEBE İLE MUKAYESE EDİLEMEZ”
"İnsan çalışarak pek çok rütbe ve unvanlar elde edebilir. Ama şehitlik ve gazilik öyle mi? Şehitlik ve gazilik, hiçbir mertebe ile mukayese dahi edilemez, üstelik herkese de nasip olmaz." diyen Akkan, "Bu yüzden dinimizin bekası, vatanımızın müdafaası, milletimizin huzur ve güvenliği için canlarını ve kanlarını feda eden şehitlerimize ve gazilerimize vefa borcumuz vardır hepimizin. Rütbelerin en yücesidir şehitlik. Allah ü Telala Kur'an-ı Kerimde şöyle buyuruyor, 'Allah yolunda öldürülenlere sakın ölüler demeyin.
Onlar diridirler.' Şehit, Rasûlullah Efendimiz (S.A.S)’in şu iltifatına mazhar olmuştur: 'Hiç kimse cennete girdikten sonra-bütün dünya kendisine verilecek olsa bile-tekrar dünyaya dönmek istemez. Yalnız şehitler hariç. Onlar gördükleri izzet ve ikram nedeniyle dünyaya dönüp, on defa şehit olmayı arzu ederler.' Şehitlikten sonraki en yüksek mertebe gazilik şerefine ulaşmaktır. Yüce Mevla onun için de tükenmez mükâfatlar hazırlamıştır. Rahmet Peygamberi Efendimizin şu ifadesi gazilerimiz için ne güzel bir müjdedir: 'Bir kimse Allah yolunda şehit olmayı cân-ı gönülden isterse, yatağında ölse dahî Allah onu şehitler derecesine yükseltir.'" diye konuştu.
“ASKERİMİZ VE POLİSİMİZ VATAN MUHAFAZASINI MİLLİ VE DİNİ BİR GÖREV KABUL ETMİŞTİR”
Akkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Adını Sevgili Peygamberimizin (S.A.S) övülmüş isminden alan Mehmetçik, polisimiz ve bütün güvenlik güçlerimiz, cennet vatanımızın bütünlüğünü muhafaza etmeyi dinî ve millî bir görev kabul etmişlerdir. Onlar, kendilerini hem dünya, hem de ahiret erleri görerek vatanın bekâsı için canlarını ortaya koymakta bir an bile tereddüt etmeyen yiğitlerdir. Çanakkale Savaşında 19 uncu Tümen Komutanı olan Mustafa Kemal’in askerlerine; 'Ben size taarruzu emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar geçebilir.' haykırışı tarihin görüp görebileceği en büyük siper savaşını başlattığında, Yılkı atları gibi dört nala ölümsüzlüğe yol almıştır şanlı Mehmetçik.
Milli Şairimizin; 'Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak, Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.' dizelerinde ifade ettiği gibi, inandığı değerleri canı pahasına savunan korkusuz yiğitler var olduğu sürece, bu cennet vatana düşman asla giremeyecektir. Ay-yıldızlı bayrağımız inmeyecek, minarelerden yankılanan ezan sesleri dinmeyecektir. Şehitlerimizi ve bütün gazilerimizi minnet ve şükranla anarken; kabirlerinin nur, makamlarının cennet, derecelerinin âli olmasını, gazilerimizin sağlık ve huzur içinde olmalarını Cenâb-ı Allah’tan niyaz ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi, 'Şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmak, bizim için bir görevdir.' Bu bilinçle, şehitlerimize olan borcumuzu ödemek için daha çok çalışmalı ve ülkemizi daha ileri taşımak adına gayret göstermeliyiz.”
Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanlığı’ndan Topçu Yüzbaşı Elif Can Eser’in Çanakkale Zaferi sunumu sonrası, “Çanakkale Geçilmez” oratoryosu sunuldu. Program kahramanlık türkülerinin seslendirilmesiyle sona erdi.