• Haberler
  • Genel
  • AKÜ’lü akademisyen, uluslararası kongreye katıldı

AKÜ’lü akademisyen, uluslararası kongreye katıldı

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Recep Keşli, Gürcistan'ın Başkenti Tiflis Şehrinde düzenlenen Klinik Mikrobiyoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, İmmünoloji ve Epidemiyoloji temalı Uluslararası 7. Avrasya Enfeksiyon Hastalıkları Kongresi'nde 'Helicobacter Pylori Enfeksiyonlarının Tanı Metotlarının Değerlendirilmesi' adlı bir bildiri sundu. Keşli, kongrede aynı zamanda iki adet İngilizce yazılı poster sunumu da [&hellip]

AKÜ'lü akademisyen, uluslararası kongreye katıldı

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Recep Keşli, Gürcistan’ın Başkenti Tiflis Şehrinde düzenlenen Klinik Mikrobiyoloji, Enfeksiyon Hastalıkları, İmmünoloji ve Epidemiyoloji temalı Uluslararası 7. Avrasya Enfeksiyon Hastalıkları Kongresi’nde ‘Helicobacter Pylori Enfeksiyonlarının Tanı Metotlarının Değerlendirilmesi’ adlı bir bildiri sundu. Keşli, kongrede aynı zamanda iki adet İngilizce yazılı poster sunumu da gerçekleştirdi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Recep Keşli Keşli yaptığı sunumda yüzyılımızın en yaygın ve en önemli enfeksiyon etkenlerinden olan “Helicobacter pylorinin” mide ve on iki parmak bağırsağının sağında yüzeysel enfeksiyon, mide ülseri, on iki parmak bağırsağı ülseri ile birlikte midede kanserine ve diğer bir tip kanser olan MALT lenfomaya neden olduğunu belirtti. “Helicobacter pylori” enfeksiyonunun bütün dünyanın önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve toplam dünya nüfusunun yarısının bu bakteri enfeksiyonuna sahip olduğunu ifade eden Keşli, Türkiye genelinde ise bölgeden bölgeye değişmek ile birlikte enfeksiyon sıklığının yüzde 70-80 oranlarında olduğunu belirtti.
Keşli, “Helicobacter pylori” enfeksiyonlarının tanısında uygulanan tanı metotları ile ilgili bilgiler de vererek, şunları kaydetti:
“Tanı metotları girişimsel işlem (mide endoskopisi) gerektiren ve girişimsel işlem gerektirmeyen olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. “Helicobacter pylori” enfeksiyonlarının doğru tanısı için endoskopi işlemi zorunlu değildir. Endoskopi uygulanmaksızın da hastanın kan, gaita ve nefes örneklerinden kolaylıkla, güvenilir bir biçimde doğru tanı koymamızı mümkün kılan, tanı değeri yüksek laboratuvar testleri geliştirilmiş olup ülkemizde ve dünya genelinde yaygın olarak kullanılmaktadır.”
“Helicobacter pylori” enfeksiyonlarının ülser veya kansere ilerlemesinin önlenmesi için midede dispeptik şikayetleri olan hastalarda tarama testlerinin yapılarak, “Helicobacter pylori” pozitif olan vakaların üçlü eradikasyon tedavisi ile tedavi edilebileceğini vurgulayan Keşli, etkin tedavi ile hastalığın daha tehlikeli ve ileri safhalara ve ilave sağlık problemlerine yol açmadan önlenebileceğini ifade etti. (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme