AKÜ’de özlenen sohbetler yeniden başladı
Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin (AKÜ) düzenlediği, üniversite ile kenti bir araya getirmeyi hedefleyen ve ilki 2007 yılında yapılan Çarşamba Sabah Toplantıları tekrar başladı
“Üniversite ve Şehir” temasıyla AKÜ Sosyal Tesislerinde düzenlenen toplantıya Afyonkarahisar Başsavcısı Fatih Karabacak, Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şuayıp Özdemir, Prof. Dr. Murat Peker, dekanlar, akademik personel, Genel Sekreter İhsan Ceran ve Afyonkarahisarlı iş ve düşünce insanları katıldı.
Toplantının açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Mehmet Karakaş, okuyan yazan, düşünen ve düşündüklerini konuşan bir grupla tekrar bir arada olmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Karakaş konuşmasında toplantıların amacının, akademideki birikimle şehir birikimini bir araya getirmek ve üniversite-şehir ilişkisi ile iş birliğine olanak sağlamak olarak kaydetti.
“BİLGİ ÜRETİMİ, İNSANLIĞIN
EN TEMEL İHTİYAÇLARINDAN”
Karakaş, üniversitelerin tarihsel yolculuklarını ve misyonlarını anlattığı konuşmasında “Üniversitenin tarihsel serüvenine baktığımız zaman, üniversite yapısının oluşum seyri açısından belli dönemlerle karşılaşıyoruz. Aslında bilgi üretimi, insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından birisi olarak ortaya çıkmıştır. İnsanoğlu, toplu halde yaşamaya başladığı andan itibaren çevresini düzenleme, inşa etme, yaşamını kurma anlamında sürekli bilgi üretme arayışı içerisinde olmuş ve çeşitli yöntemlerle en primitif dönemler de dahil olmak üzere bilgiyi üreterek hayatını yönlendirmiş ve şekillendirmiş. Bilginin üretim seyrine baktığımız zaman da doğrudan birikerek ilerleyen bir boyuta sahip olduğunu görüyoruz. Bu da insan aklının her dönemde inşa ettiğini ama her dönemde de insan aklının dönemin şartlarını düzenleyecek, onu inşa edecek ve hayatıyla ilişkilendirecek bir akla da sahip olduğunu görüyoruz” dedi. Karakaş, üniversitelerin şehirlerde örgütlenmeye başladığını belirterek, “Kentler, bilginin daha kompleks ve daha detaylanmış şekilde ortaya çıktığı yerlerdir. Neden? Çünkü, kentlerde daha fazla bilgiye ihtiyaç duyuluyor. Yaşam karmaşıklaşıyor ve ihtiyaçlar artıyor. İhtiyaçlar arttıkça, o ihtiyaçları karşılama adına bilgi üretimine ihtiyaç duyuluyor. Aynı zamanda da yaşamın o karmaşık organizasyonu içinde ihtiyaç ortaya çıkıyor.” diye konuştu.
“BİLİMİN TEMEL İŞLEVİ
HAKİKATI ARAMAK”
Üniversitelerin ve bilimin temel işlevinin hakikati aramak olduğuna dikkat çeken Karakaş, üniversitelerin bugünkü haline gelme sürecinde bazı misyonlar üstlendiğini ifade ederken sözlerine şöyle devam etti:
“Üniversite, hakikati bulma işlevini birtakım temel misyonlarla şekillendiriyor. Zaman içerisinde üniversitenin kurumsal yapısı şekillendikçe, kurumları aşama aşama oluştukça, yani üniversite kendini inşa edip bugünkü haline gelme sürecinde birtakım misyonlar üstleniyor. Nedir bu misyonlar? Bilim üretmek, bilgi üretmek, bilim adamı yetiştirmek. Yani bu bilgiyi üretecek bilim adamı yetiştirmek. Tabii ki sadece bununla sınırlı değil. Bunu yapabilmek için araştırmalar yapmak da gerekiyor. Bununla da kendisini sınırlı tutmuyor. Sadece araştırmalar yapmak, bilgi üretmek ve bilim adamı yetiştirmekle yetinmiyor. Aynı zamanda kültür aktarımını sağlamak, bunun yanında da meslek adamı yetiştirmek de üniversitenin temel misyonları olarak tarihsel süreçte ortaya çıkıyor. Yani bilgi üretmek, araştırmalar yoluyla bilgi üretip bilim adamları geliştirmek, kültür aktarımı yapmak ve meslek adamı yetiştirmek. Bunlar, tabii ki yaşadığımız zamanı ve daha doğrusu insanlık yaşantısını düşündüğümüzde aslında temel ihtiyaçları karşılayan misyonlar. Üniversite, bir kurum olarak bu işlevi, daha doğrusu misyonları üstleniyor. Üniversitenin temel misyonları olarak da, bugün üniversite üzerinden yapılan çalışmalarda bunlar ifade ediliyor”.
Rektör Karakaş konuşmasında AKÜ’nün klasik üniversite yapısında olduğunu ve öncelikli alanlarının tarım ve hayvancılık, mühendisliğin maden, jeoloji, gıda gibi alanları ile turizm olduğunu vurguladı. Karakaş konuşmasında üniversite-şehir iş birliğini önemsediklerini belirterek, üniversite ve şehir arasında kurulan güçlü bir ilişkinin hem üniversiteye hem de şehre çok önemli katkılar sunacağı kanaatinde olduğunu da sözlerine ekledi.
“ÜNİVERSİTE KENTİMİZE TARTIŞMASIZ BÜYÜK BİR FAYDA SAĞLADI”
Toplantıda söz alan Mahmut Ülküer Abi ise üniversitenin Afyonkarahisar’a kazandırdıklarından bahsederek, “Üniversite, kentimize tartışmasız büyük bir fayda sağlamıştır. Yani sadece istihdam bağlamında değil. Kimileri belki oradan bakar. O da önemli tabii. Ama burada bilime katkıda bulunuluyor. İnsanlar daha etkin hale geliyorlar. Üniversitemizin kentimize sosyal, kültürel, sanatsal açıdan faydaları olmuştur. Daha fazlası olamaz mı? Her konuda standarttan fazlası da olabilir. Ama dileriz ki bunlar daha da artsın.” dedi.
Mimar Mustafa Ceylan ise üniversitenin şehir merkezinden kopmaması gerektiğini ifade ederek “Üniversitenin yetiştireceği bilim insanlarının ve gençlerin şehrin esnafından, bakkalından, berberinde kısaca şehrin içinden uzak olması, bilim insanlarının gelecekte üniversitede görev aldıklarında kendilerinde eksik bir yan kalmasına sebep olur diye düşünüyorum.” dedi.
TEMA Vakfı Temsilcisi Önder Çelik ise üniversitelerin kent ve kentte yaşayanlar tarafından benimsenmesinin önemini anekdotlarla aktarırken üniversite-kent iş birliğinin faydalarından bahsetti.
AKÜ Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayhan Erol, üniversitenin şehirden uzaklaşmadığını, şehrin gelişmesi ve trafik yoğunluğunun artması gibi nedenlerle mecburiyetten şehir merkezlerinde yapılanamadıklarını anlattı. Erol, “Pandemi döneminde bile, herkesin eve kapandığı dönemde bile üniversitemiz, ilimize katkı sağlamaya devam etti. Üniversite-şehir işbirliği zaten var. Belki daha somut projelerle bu iş birliklerinin altı çizilebilir, kişilere dokunmak daha mümkün hale gelebilir.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Kemalettin Çonkar ise üniversitelerin fiziki yapılanmalarının şehir dışında gerçekleşmesinin zorunluluktan meydana geldiğini anlattı. Şehrin üniversiteden faydalanması için üniversiteyi zorlaması gerektiğini ifade eden Çonkar, “Esas olan, bu tür birlikteliklerle şehirle kaynaşmayı sağlamak. Fiziki olarak uzak olmayı, düzenlenecek etkinliklerle, faaliyetlerle gidermek mümkün olacaktır.” dedi.
MÜSİAD Başkan Yardımcısı İzzet Gelişgen, Çarşamba sabah toplantılarının iş hayatı ile üniversite arasında sağlam köprüler kurmak için iyi bir fırsat olduğunu dile getirdi. Gelişgen, üniversite ve iş hayatı arasında faydalı çalışmalar yapmak için Çarşamba sabah toplantılarının önemli bir işlevi üstleneceğini belirterek “Sadece iş hayatında değil, başka alanlarda da yeni projeler geliştirerek ilerleme kaydedeceğiz” dedi.
AKÜ Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ahmet Karaman üniversitemizde öğrenim gören yabancı uyruklu öğrencilerin gönül elçileri olduğunu ve yurt dışı ile yapılacak çalışmalarda her türlü desteği sağlamaya hazır olduklarını belirtti.
Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Somer de ev sahipliği için AKÜ’ye teşekkür ederek, bu tür toplantıların yerinin üniversite olduğunu söyledi. Somer, “Bizler ticaret erbabı, sanayici olarak üniversite ile kurulacak iş birliğinden istifade etmek istiyoruz. Bu tip toplantılara katılmak tek başına anlamlı olmuyor. Buralarda konuşulanları projelendirmek ve bu projeleri de hayata geçirmek lazım.” ifadelerini kullandı.
İş İnsanı İbrahim Alimoğlu bu toplantıların şehre çok şey katacağını ifade etti. Alimoğlu, “Bu şehirde hepimiz yaşıyoruz. Sıkıntılarımız ortak. Üniversitemizin de katkısıyla kentimizin sorunları varsa hep beraber çözelim. Gereken yerlere projeler verelim. ‘Bizim de fikrimiz bu’ diyelim. Bu şekilde bizlerin de bir katkımız olur diye düşünüyorum.” dedi.
Osman Tezgiden, Çarşamba sabah toplantılarının üniversite ve kent yakınlaşmasında çok önemli bir rol oynadığını ifade etti. Kent ile ilgili atılacak adımlarda üniversitenin yardımlarının ve bilimsel platformda oluşan görüşlerinin ve üniversite ile iletişim kurulmasının gerekli olduğunu söyledi.