AKÜ'de öğrenci sayısı 16 binden 49 bine çıktı
Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Üniversite'nin faaliyetlerini Gazeteniz Kocatepe'ye anlattı. Rektörlük Makam Odası'nda Kocatepe Gazetesi Sahibi Sezer Küçükkurt, Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın ve Muhabir Murat Arısoy'u konuk eden Rektör Prof. Dr. Mustafa Solak, Üniversite'nin 2011 yılından bu yana hızla geliştiğine dikkat çekti. Rektör Solak, Teknopark'ın da Afyonkarahisar'ın hizmetinde olduğunu belirterek bu [&hellip]
Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Solak, Üniversite’nin faaliyetlerini Gazeteniz Kocatepe’ye anlattı. Rektörlük Makam Odası’nda Kocatepe Gazetesi Sahibi Sezer Küçükkurt, Yazı İşleri Müdürü Burak Aydın ve Muhabir Murat Arısoy’u konuk eden Rektör Prof. Dr. Mustafa Solak, Üniversite’nin 2011 yılından bu yana hızla geliştiğine dikkat çekti. Rektör Solak, Teknopark’ın da Afyonkarahisar’ın hizmetinde olduğunu belirterek bu konuda gerekirse bir kampanya düzenlenebileceğini kaydetti. Solak bir de “modern ve trafiğe çıkabilen patpat” müjdesi verdi.
521 BİN METREKARELİK KAPALI ALAN
GAZETENİZ KOCATEPE: Afyon Kocatepe Üniversitesi neredeydi, nereye geldi?
Rektör Solak: Üniversitemiz 1992 yılında kurulmuş. Üniversitemizin tahsisli ve mülkiyeti olan arazilere bakalım: Mülkiyetimizdeki arazi 575 bin 904 metrekare. Tapusu bizde. 6 milyon 262 bin metrekarelik alan bize tahsisli. Ya Milli Emlak’tan ya da vatandaştan üniversite alanı diye tutulan alan. Rahmetli İbrahim Küçükkurt’un da katkılarıyla üniversite kurulurken tahsis edilen alan. 1992’de o alanlarda 25 bin metrekarelik kapalı alan varmış. 2007’de 182 bin metrekareye çıkmış. 2011’de ben geldim, 270 bin metrekare imiş. Geçen hafta itibariyle 521 bin metrekarelik kapalı alana çıkmış. Benim dönemimde üniversite bir daha büyümüş. Şu anda üniversitemizin 521 metrekare kapalı alanı var. Türkiye’de en güçlü üniversitelerden biri olduk. Türk Tarih Kurumu Başkanı, geçen geldiği Sahipataoğulları Sempozyumu’nda ‘Hocam çok güçlü bir üniversite oldunuz’ dedi. ‘Daha önce ben derse geldim, 2007’yi, 2010’u biliyorum. Ben bu kadar hızlı gelişen çok az üniversite gördüm’ dedi.
Benim dönemimde el değememiş ilçe kampüsü kalmadı. 500 derslik, 60 anfi tepeden tırnağa yenilendi. 3 bin kişilik yemekhane, 70 laboratuvar, Merkez Kütüphane’yi açtık. Merkez Kütüphane’de 150 bin kitap, 4 milyon dergiye ulaşılabiliyor. Üniversitemizin kapasitesi budur. Aynı anda 1200 kişi oturabiliyor. Şehre de açık. Bir küçük kart ile girecek.
BİNA DA VAR, HOCA DA VAR
Bu konuda şöyle bir eleştiri yöneltiliyor: Binaları yaptık ama içinde hoca yok. Bu eleştiri hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Bugün itibariyle Üniversitemiz’de 112 profesör, 109 doçent, 337 yardımcı doçent, 276 öğretim görevlisi, 50 okutman, 417 araştırma görevlisi, 49 uzman, 1349 akademik personele yükseldik. 43 de atama aşamasında var. 1390. 80 de YÖK’e gitti. 1450. Kadromuzun tümü 1600. Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne kuruluşunda verilen kadro ile 2014’te verilen ek kadro ile toplam kadro hakkı 1600. Üniversiteler Kadro Kanunu ile kurulur. Arada kadro zor verilir. Tenkis ve tahsis için yüzde 10’luk kadro verilmez. İdari kadro 980 kişi idi, 36 kişi emekli oldu. 49 bin 800 öğrenci ile eğitime başladık. Ben geldiğimde 16 binlerdeydi.
Sağlık hizmetlerinde yüzde 300 büyümüşüz. Öğrenci sayısında yüzde 41 büyümüşüz. 3 tıbbı onkoloğumuz var. 3 tane radyasyon onkoloğumuz var. 3 tane nükleer tıp hocamız var. Bunlar hiç yoktu. Hiçbir branşta eksik kalmadı.
TEKNOPARK’TA 15 FİRMA FAALİYETTE
Teknopark meselesi kamuoyunda çok anlaşılamadı. Ne yapar Teknopark?
Merkez Kütüphanesi’nin arkasında Teknopark’ı kurduk. Şu an 15 firma aktif. Bunlar hayaldi. Rahmetli İbrahim Ağabey ‘Bir Teknopark’ı kursan Sayın Solak’ diyordu. Şimdi 15 firma fatura kesiyor.Bir gün Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Hüsnü Serteser ve sizin katılımınızla Teknopark’ta bir toplantı yapacağız. Bu şehre ve herkese ne katkı getireceğini konuşacağız. Teknopark ilaç gibidir. Gerekirse bir kampanya yapacağız. Teknopark, gümrükle ilgili Serbest Bölgeler gibi, Üniversite hocaları ile firmaların buluştuğu teşvik, kredi muafiyeti, özel imkanlardan yararlanmanın maksimum düzeyde uygulandığı bir alan. Yüzde 15 ile yüzde 40’a kadar avantajın olduğu mekanlardan bahsediyorum. Biz 200 ilâ 250 öğretim üyesini, haftanın belli günlerinde kim talep ettiyse Teknopark’ta görevlendirdik. Bir buluşma noktası. Teknolojinin uygulandığı, yeni ürünlerin elde edildiği veya modifiye edildiği alandan bahsediyorum. Bana yer istesinler, bir bina daha yapalım. Şahitler Kayası ile Üniyurt arasındaki 153 bin metrekarelik alanı da Teknopark’a tahsis ettik. Ürünleri biz değil, firmalar açıklayacak.
AKÜ MODELİ
PATPAT GELİYOR
Teknoloji Transfer Ofisi de faaliyette mi?
Teknoloji Transfer Ofisi’ni de harekete geçiriyoruz. Var da harekete geçiriyoruz. Atamalar da yaptık. Sokaktaki firma ile öğretim üyeleri arasında proje irtibatını ve günlük çalışmalara destek vermek anlamına geliyor. Devlet bize bu görevi de veriyor. Biz bu konuda bir örnek verelim: Sayın Bakanımız Prof. Dr. Veysel Eroğlu, bundan iki öncesi Çobanlar ziyaretinde 13 küçük işletme olduğunu, bu işletmelerin patpat ürettiklerini, bu üretimin kamuoyuna transfer edildiğini, trafiğe çıkılmadığını, bazı yerlerde haşhaş, bazı yerlerde pancar için kullanıldığını, Manisa’da da bağlar için kullanıldığını, Karadeniz’de de çay ve fındık bahçelerinden talep olduğunu söyledi. Bakan Bey, Vali Mustafa Tutulmaz Bey’e iletmiş. Beni aradılar, hemen ekip kurduk. Makine, Otomotiv, Elektrik-Elektronik, Malzeme ve Tasarımlar’ı bir araya topladık. 4 toplantı yaptık. Ben ve iki fakültenin dekanı ile bir noktaya geldik. Sayın Valimiz’ebrifing verdik. Sayın Valimiz ile Sayın Bakanımız’abrifing verdik. Sayın Bakanımız çok mutlu oldu. Ali Özkaya Milletvekillimiz’e aktardık. Yakında, patpatların yeni tasarlanmış, AKÜ-Afyon modeli bir araç ya da gereç, trafiğe düzenli çıkabilen, adı konmuş, bu bölgenin ihtiyacını gideren bizim ürünümüz olacak. Benim de doğrudan dahlim oldu. Birinin hızlıca yönetmesi gerekiyor. Müzik Müzesi’ni yönettiğimiz ve Türkiye’de ilk sıraya oturttuğumuz gibi. Birileri yapıyor ama orkestra şefi olmadan müzik çalmıyor. İlk etapta Valilik 100 bin lira, Üniversite 100 bin lira ortaya koydu. Ne kadar ihtiyaç olursa da aktaracağız. 13 mühendis, 2 tekniker, 1 tasarımcı, 2 Dekan ve 1 Rektör’ün nezaretinde projemiz yürüyor. Mühendislik Fakültesi, Fatih Onur Hocaoğlu tarafından yürütülen elektrikli otomobil projesi var, onu destekliyorum. Çok yetenekli ve çalışkan bir hemşehriniz. Afyon, Ankara ve İstanbul gibi büyükşehir olmadığı için öğretim üyelerinde bazen günün akışına bırakma eğilimi görülüyor. İşte ben o noktada devreye giriyorum. Belli ürünleri kamuoyuna mal etmeliyiz. Önümüzdeki günlerde Fransa’yı ziyaret edeceğim. Lavanta başta olmak üzere 14 tıbbi ve aromatik bitkinin uçucu yağ teknolojisini Teknopark’a getirmek istiyoruz. Bir taraftan ekim alanlarını genişletmeli, diğer taraftan da fabrikasını kurmalıyız. İnsanlar gördüğüne inanıyor. Ayçiçeği, şekerpancarı böyle gelmiş. Bu konuda Afyonkarahisar’ı merkez yapmak istiyoruz.
MYO KISA SÜREDE TAŞINACAK
Meslek Yüksekokulu’nun taşınması hakkında durum nedir?
Afyon Meslek Yüksekokulu, güzel bir proje oldu. Caminin yanında 110 metrekare uzunluğunda, 55 derslik. İki ya da üç hafta içinde açılacak. Türkiye’nin en büyük meslek yüksek okullarından biri. İlk üçün içinde. 6800 öğrencisi var. Mevcut MYO da Sağlık Hizmetleri MYO’yu olacak. Dışarıda hiçbir tesisimiz kalmıyor. Ben göreve geldiğimden bu yana kampüslerimizi tematikleştirme çalışmaları başlattım. En büyük kampüs Ahmet Necdet Sezer Kampüsü. 10 fakülteyi burada topladık. Eğitim, Fen Edebiyat, İktisat-Hukuk, Veteriner Fakültesi, Mühendislik-Teknoloji, Güzel Sanatlar-Konservatuvar aynı yerde. Bir merkez kampüsü olsun istedik. Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’nu fakülte haline getiriyoruz. Yeni atamalarla belli bir eşik değerini geçince, öğretim üyeleri, öğrenci sayıları gibi Spor Bilimleri Fakültesi olacak. 11’inci fakülte olacak. Bu kampüs merkez kampüsü. İzmir yolundaki kampüs Sağlık Kampüsü. Sağlık ile ilgili ne varsa, kampüsten girdiğiniz anda kapıdan girdiğiniz zaman Tıp Fakültesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Sağlık Yüksekokulu ki o da fakülte oluyor, Sağlık Bilimleri Fakültesi, hepsi o kampüste olacak. Diş Hekimliği için öğrenci alıyoruz, YÖK’e başvurumuzu yapıyoruz. Haziran-Temmuz ayında öğrencilerimiz gelecek. Asistan zaten geliyordu, biz epeyi uzman diş hekimi yetiştirdik. Öğrenci alımını bilerek beklettik. Ali Çetinkaya Kampüsü’nden yer açılsın diye. Kanser ile ilgili bina bitip orayı kaydırınca oradan boşalan yere Diş Hekimliği açacağız. Peyderpey bir düzen dahilinde gidiyoruz. Tabelasız bir yere öğrenci alınmaz, laboratuvarsız bir yere, dersliksiz bir yere öğrenci alınmaz.
TÜM KAMPÜSLER TEMATİK HALE GELDİ
Merkezdeki Diş Hekimliği ne olacak?
Çalışacak. Halkımıza hizmet edeceğiz. O kapasite ile çalışacak. Bir o kadar büyüklükteki birim, Ali Çetinkaya Kampüsü’ne açılacak. Orada 40 ünit var, 40 ünit de buraya alıyoruz. Çok talep var. Her gün BİMER’eCİMER’eşikayet ediliyor, randevu alınamadığı hakkında. İki katına çıkaralım dedik. Daraltma değil, aksine genişletme. Şuhut yolundaki kampüsü İlahiyat Kampüsü yaptık. Bolvadin Kırkgöz Kampüsü, Sandıklı’da Yunus Emer Kampüsü. Üniversitemiz, şehir merkezi tam tematik, ilçelerimizde iki büyük kampüs haline geldi. Bu Türkiye’de ilk model. Güzel de bir model haline geldi. İlahiyat Kampüsü’ne gittiğinizde kütüphanesi, araştırma merkezi, konferans salonu hep ilahiyat ile ilgili. Sağlık neresi? Ali Çetinkaya Kampüsü. Bütün 2 yıllığı, 4 yıllığı, Tıpta Uzmanlığı, Diş Hekimliği, Eczacılığı, araştırmaları hepsi orada. Öğretim üyelerinin hepsi bu birimlerde görev alabiliyor. Ders, uygulama, laboratuvarları kullanma… Aynı laboratuvarı bütün birimler kullansın istiyoruz. Tıp Fakültesi’nin temel tıp eğitimi, Diş Hekimliği için de, Eczacılık için de Sağlık Bilimleri için de geçerli. Aynı hocalardan yararlanacağız, önemli bir gücü herkesle paylaşacağız. Herbirini güçsüz altbirimler değil, güçlü birimler haline getiriyoruz. Dolayısıyla kampüslerimiz tematik kampüs haline geldi. >> Murat ARISOY ve Burak AYDIN’ın Özel Röportajı
ANNEMİN VASİYETİ VAR
SOLAK: Benim bu kadar buraya asılmamın nedeni, ben bu yörenin çocuğuyum. Babam Sivrihisarlı, annem Emirdağlı. Diğerleri 1’e 2 çalışıyorsa ben 1’e 10 çalışıyorum. Çünkü annemin bana vasiyeti var: Şu hastaneleri buraya kurmazsan, özellikle kanserli hastalara hizmet vermezsen hakkımı helal etmem, dedi.