• Haberler
  • Genel
  • AKÜ’de ideoloji konuşuldu – Kocatepe Gazetesi

AKÜ’de ideoloji konuşuldu – Kocatepe Gazetesi

AKÜ Sosyoloji Kulübü tarafından düzenlenen “İdeoloji ve Resmi İdeoloji” başlıklı konferansta konuşan Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram, ideolojilerin entelektüel, bilimsel çerçeve olarak, önemli ölçüde sosyal mühendislik uygulamaları denilebilecek uygulamalara alt yapı oluşturup, bu alandaki bütün uygulamaları meşrulaştırabileceğini söyledi İdeolojilerle iç içeyizAfyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) öğrenci kulüplerinden Sosyoloji Kulübü tarafından dün “İdeoloji ve Resmi İdeoloji” [&hellip]

AKÜ'de ideoloji konuşuldu

AKÜ Sosyoloji Kulübü tarafından düzenlenen “İdeoloji ve Resmi İdeoloji” başlıklı konferansta konuşan Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram, ideolojilerin entelektüel, bilimsel çerçeve olarak, önemli ölçüde sosyal mühendislik uygulamaları denilebilecek uygulamalara alt yapı oluşturup, bu alandaki bütün uygulamaları meşrulaştırabileceğini söyledi

İdeolojilerle iç içeyiz
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) öğrenci kulüplerinden Sosyoloji Kulübü tarafından dün “İdeoloji ve Resmi İdeoloji” konulu konferans düzenlendi. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram’ın konuşmacı olarak katıldığı konferans, ANS Kampusü 2. Eğitim Binası Erdal Akar Konferans Salonu’nda düzenlendi. Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram, ideolojinin 1990’lı yıllarda unutulmaya başlanan bir kavram olduğunu belirtti. İdeolojinin bazı yorumculara göre, ABD de meydana gelen 11 Eylül saldırılarının aynı zamanda ideolojinin sonu iddaasının da sonu anlamına geldiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram; “Literatüre baktığımız zaman Francis Fukuyama, ‘İdeolojilerin sonu mu?’ şeklinde meşhur bir teori ortaya koymuştu. 1989 Yılında Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra artık liberal ideolojinin en büyük alternatifi olan sosyalist ve Marksist yorumların iflas ettiği söyleniyor ve bunun en önemli kanıtı da sosyalist blokun çöküşü olarak gösteriliyordu. Ancak bir açıdan şunu gördük ki ideolojiler, modern dönemin ürünü olarak aslında hep bizimle vardı ve ideolojilerle hayatımızın herhangi bir alanında hiç fark etmediğimiz kadar da iç içeyiz” dedi.
Anlamlandırma değerlere bağlı
Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram, ideolojinin tanımı ile ilgili olarak, ideolojinin, her şeyden önce değer ve inançlarla bütünleşmiş fikirlerle ilgili olduğunu söyledi. İnsan olarak bilme açısından insanlar, kamera ya da fotoğraf makinesi gibi olmadıklarını, anlamlandırmayı sadece algılarıyla yaşamadıklarına dikkat çeken Bayram;
“Biz sadece gözümüz, kulağımız ya da burnumuzun verdiği verilerle anlam üretemiyoruz. Anlam üretmenin ancak bizim çevremizden edindiğimiz algılara, birtakım değerlerimizi, inançlarımızı, fikirlerimizi empoze etmekle olduğunu biliyoruz. Bu noktada şunu net olarak ifade edebiliriz ki eğer bu bilişsel bir zorunluluksa, dünya görüşü olarak herkesin bir ideolojisi olduğunu söylemek mümkün. Çünkü hiçbirimiz fotoğraf makinesi değiliz, hiçbir algımız çıplak olarak bize anlamı garanti etmez. Anlamı değerlerimiz, inançlarımız, reflekslerimiz ve fikirlerimiz ile üretebiliriz. İnsanlar fikirlerinden bahsettiklerinde, zaman zaman görü-yoruz, onlar aynı zamanda siyasal birtakım kavramlar da kullanı-yor ve bazı terimleri tanımlarken birçok nitelendirme yapılıyor. Bu, şu anlama geliyor: Siyasal değerlerimiz ve fikirlerimiz, aslında bizim çevremizdeki dünyaya anlam yükleme araçlarımızdır. Böyle anlamlandırıyoruz. Mesela, kırmızı renk, kendi başına bir anlam ifade etmiyor ama siyasal alanda konuştuğumuz zaman kızıl renk içerisinde birçok anlamı barındırıyor. Bu anlamlandırmayı yapan şey, bizim sahip olduğumuz değerler ve inançlardır.” diye konuştu.
Olumsuz çağrışımları var
İdeolojinin, genel olarak olumsuz çağrışımları olan bir kavram olduğuna işaret eden Yrd. Doç. Dr. A. Kemal Bayram; “Ancak ideolojilerin hiç bilmediğimiz işlevleri de vardır. Mesela ideolojiler, düşünce dünyasındaki siyaset ile pratikteki siyaset arasında bir köprü işlevi görüyor. Siyasal düşüncelerden bahsediyoruz; siyaset alanında birçok kişi çok sayıda düşünce ortaya koymuş ama bu teorinin somut olarak pratikte isimleşmesini sağlayan aslında ideolojilerdir. Bu anlamda bütün ideolojiler, aslında bir paradigma, zihinsel bir çerçeve olarak da ifade edilebilir. Bütün ideolojilerin her şeyden önce bir siyasal inanç sistemi, eylem yönelimli siyasal fikirleri vardır. Bazı teorisyenlere göre örneğin Marksistlere göre, ideoloji ilginç bir biçimde sınıf çıkarlarını temsil eden siyasal fikirler, sürekli baskı altındaki halkın ya da sömürülen sınıfların mevcut durumlarını muhafaza edebilmeleri için oluşturulmuş yanlış bilinç, vb. ideolojiye ilişkin çok farklı birtakım tanımlama teşebbüslerinin olduğunu biliyoruz.” şeklinde konuştu.
Şansızlık olumsuz niteleme
Yrd. Doç. Dr. Bayram, ‘ideoloji’ kavramının mo-dern dönemlere ait bir kavram olduğunu ve etimolojisine bakıldığında da bunun net olarak görülebildiğini ifade ettiği konuşmasında “İdeoloji, Fransa’da 19. yüzyılın başında ilk olarak Antoine Louis Claude Destutt de Tracy adlı bir Fransız yazar tarafından kelimesi kelimesine kullanılıyor. Yani, ‘fikirlerin ilimi’ anlamına gelen ‘ideology’ olarak kullanılıyor. Tabi De Tracy, bu fikirlerin bilimini Fransız devriminin hemen sonrasında ideologların, yani ideoloji bilimi ile ilgilenen insanların olması için gündeme getiriyor. İdeologlar, devrim sonrası dönemde eski rejimi beslediği düşünülen tüm felsefi ve dinsel önermeleri eleştiriye tabi tutarak, insanlar arasındaki anlamı ve toplumu yani, devleti inşa etmenin önündeki engelleri kaldırma teknikleri olarak tanımlıyorlar. Yani, Fransızlar devrimden sonra ‘Eski rejimin bütün kalıntılarını nasıl ortadan kaldırabiliriz? Öyle fikirler, düşünceler, siyasal eylem yönelimli olan, siyasal yaşamın işleyişine ilişkin öyle fikirler ortaya koyacağız ki eski rejimin bütün izlerini sileceğiz’ diyorlar. Bu kısmı aslında Türkiye’yi önemli ölçüde ilgilendiriyor. Mesela 1930’lu yıllarda Türkiye’de de benzer ideolojik çabaların ya da teşebbüslerin net olarak ortaya çıktığını biliyoruz. De Tracy, İdeoloji kavramını fikirler bilimi olarak ifade etse de ideoloji kavramının bir şanssızlığı da ilginç bir biçimde, bizim ideoloji dediğimiz bütün ideolojilerin, olumsuz bir niteleme ile yadsınması” şeklinde konuştu.
Mevcut sistem reforme edilir
Bütün ideolojilerin birtakım özelliklerinin var olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. A. Kemal Bayram, öncelikle bütün ideolojilerin mevcut sistemle ilgili bir hesapları bulunduğunu; bütün ideolojilerin birincil amacının, ya mevcut sistemi dönüştürmek ya tamamen ortadan kaldırmak olduğunu savundu. Bayram; “İdeolojiler inanç ve değerler doğrultusunda mevcut sistemi reforme etmektir. Bunun için net olarak ideolojilerin az ya da çok birtakım fikirlerden oluştuğunu biliyoruz. Yani, bu ideolojilerin kısmi de olsa bilimsel bir içeriğinden bahsetmek mümkündür. Eylem yönelimli fikirler kümesi olarak bütün ideolojilerin gelecek adına iyi bir toplum projesi tanımladıklarını biliyoruz. Bu da ideolojilerdeki ütopik boyutları gündeme getiriyor. Siyasal gelişmelerin bu yönden nasıl olması gerektiği, hangi siyasal eylemlere yer verilmesi gerektiği yine ideolojilerin kapsamındadır. İdeolojiler, birbirlerinden farklı olduğu gibi kullandıkları araç bakımından da farklılaştıklarını söyleyebiliriz. Örneğin, klasik sosyalizme baktığımız zaman gelecekte muhtemel iyi bir toplum için şiddet aracı olarak kullanılıyorken, muhafazakar ideolojiye baktığımızda ise değişimin insan eliyle, yapay bir değişim içinde değil de kendiliğinden olması gerektiğinin ön plana çıktığını söylememiz mümkün.” ifadelerini kullandı.
Toplumda dönüşüm adresi
İdeolojinin modern öncesi dönemlerde geleneklerin, örf ve adetlerin vs. gibi birtakım norm üreticilerinin yerini aldığına temas eden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Kemal Bayram sözlerine şöyle devam etti: “Aydınlanma düşüncesi ile iyice şekillenen modern düşünce, kendisine en büyük rakip olarak karanlık ve cehaletin hüküm sürdüğü batıl inançlarla dolu modern öncesi dönemi göstermiştir. Modern öncesi dönemde toplumlardaki geleneğin yüklendiği işlevi artık sırtlanan ideolojinin, sahip olduğu değer ve inanç öğeleri ile aslında modern dönemlerin mitosu olduğunu söyleyebiliriz. Bu anlamda post yapısalcıları önemsiyorum.Yani, birtakım masallar var ve bazı masallar da meta masal oluyor. Birtakım masallar anlatıyorsunuz bunları bilimsel bir kılıf altında sunduğunuz zaman bunlara bilimsel faaliyetler deniyor. Bu anlamda ideolojilerin de meta anlatı olduğunu düşünüyorum. İdeolojilerin işledikleri siyasal sistemlerde hem toplumu dönüştürdüklerini hem de bu dönüşümün adresini bir anlamda tespit ettiklerini görüyoruz ama şunu da biliyoruz ki, daha iyi gelecek adına yeni birtakım fanteziler geliştirildiğinde mevcut sosyal düzenlerin de ortadan kaldırılmasının önemli ölçüde birtakım iyi ya da kötü sonuçları olabilir. Bütün bunları dikkate alarak, ideolojiler entelektüel, bilimsel çerçeve olarak, önemli ölçüde sosyal mühendislik uygulamaları diyebileceğimiz uygulamalara alt yapı oluşturup, bu alandaki bütün uygulamaları meşrulaştırabilir” dedi. Konferans, Bayram’ın öğrencilerin sorularını yanıtlamasıyla son buldu. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme