AKÜ Ulu Önder Atatürk'ü andı

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 73. yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde (AKÜ) düzenlenen tören ve konferansla anıldı Atatürk ve eğitim anlatıldıAKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kemalettin Çonkar, Prof. Dr. Süleyman Taşgetiren ve Prof. Dr. Hakkı Yazıcı’nın yanı sıra AKÜ akademik ve idari personelinin katılımıyla Ahmet Necdet Sezer Kampusü Tören Alanında gerçekleştirilen Anma Töreni, AKÜ [&hellip]

AKÜ Ulu Önder Atatürk’ü andı

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 73. yılında Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde (AKÜ) düzenlenen tören ve konferansla anıldı

Atatürk ve eğitim anlatıldı
AKÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kemalettin Çonkar, Prof. Dr. Süleyman Taşgetiren ve Prof. Dr. Hakkı Yazıcı’nın yanı sıra AKÜ akademik ve idari personelinin katılımıyla Ahmet Necdet Sezer Kampusü Tören Alanında gerçekleştirilen Anma Töreni, AKÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Hakkı Yazıcı’nın Atatürk Anıtına çelenk sunmasıyla başladı. Saat 09.05’te saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından AKÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanlığı tarafından düzenlenen “Atatürk ve Eğitim” konulu konferansa geçildi.
Ahmet Necdet Sezer Kampusü 1. Eğitim Binası Abdullah Kaptan Konferans Salonunda düzenlenen konfe-rans, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. AKÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Şaban Ortak tarafından verilen konfe-ransa AKÜ Rektör Yardımcıları ile akademik ve idari personeli katıldı. Konferansta konuşmasına Atatürk’ün eğitim hayatıyla ilgili bilgiler vererek başlayan Yrd. Doç. Dr. Şaban Ortak, Atatürk’ün eğitimin amacı ile ilgili şu sözlerine değindi: “Eğitimin gayesi, yalnız hükümete memur yetiştirmek değil, daha ziyade memlekte ahlaklı, karakterli, Cumhuriyetçi, müspet, atılgan, başladığı işleri başarabilecek kabiliyette, dürüst muhakemeli, iradeli, hayatta tesadüf edeceği engelleri yenmeye kudretli, karakter sahibi genç yetiştirmektir. Bunun için de eğitim programları ve sistemleri ona göre düzenlenmelidir.” diyen Atatürk, eğitimin bir meslek kazandırmasına büyük önem vermiş ve pek çok mesleki eğitim kurumunun açılmasını sağlamıştır. Atatürk’ün İzmir’in kurtuluşu sonrasında nelerin yapılacağı ile ilgili Halide Edip’in sorusuna verdiği cevap da önemlidir. Atatürk o cevabında şöyle der: “Geri kalmış halkımızın yetiştirilmesi ve milletimizin Batı medeniyeti seviyesine ulaştırılması için asıl ve büyük mücadelemize şimdi başlıyoruz.” Yine o zafer günlerinde Türk ve yabancı gazetecilerin “İşte memleketi kurtardınız. Şimdi ne yapmak istersiniz?” sorusuna cevabı çok kısadır: “Vekili olmak ve milli irfanı yükseltmeye çalışmak en büyük emelimdir.”
Yrd. Doç. Dr. Ortak konuşmasında, Atatürk’ün öğretmenlerden beklentilerini dile getiren şu sözlerine yer verdi: “Öğretmenler! Yeni nesli Cumhuriyet’in fedekar öğretmen ve eğitimcilerini sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedekarlığınız derecesiyle orantılı bulunacaktır. Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.” Atatürk, ayrıca “Ordularımızın kazandığı zafer, sizin (öğretmenlerin) ve sizin ordularınızın zaferi için yalnızca zemin hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanıp, sürdüreceksiniz ve mutlaka muvaffak olacaksınız!” demiştir.”
Eğitim tek olmalıdır
Atatürk eğitim ile ilgili çalışmalarına da değinen Yrd. Doç. Dr. Ortak konuşmasında, Atatürk’e göre eğitimin nasıl olması gerektiğini dile getirerek, “Atatürk’e göre eğitim, milli olmalıdır. Bu milli eğitim gelecek nesillere kuvvetli bir milli his aşılamalı, milli birlik ve beraberlik duygusunu kuvvetlendirmeli ve toplum ihtiyaçlarına uygun olmalıdır. Atatürk’e göre, bir milletin yükselmesi de alçalması da eğitim sisteminin milli olup olmamasıyla ilgilidir. Milli olmayan eğitim sistemimiz yüzyıllardır süren felaketlerimizin temel sebeplerindendir. Atatürk, eğitimin bilime dayalı olması gerektiği düşüncesiyle Onuncu Yıl Nutku’nda şu ifadeyi kullanmıştır: “Türk milletinin yürümekte olduğu medeniyet ve ilerleme yolunda elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet ilimdir.” Atatürk’e göre, eğitim tek olmalıdır; bir ülkede farklı farklı eğitim ve-rilmesi, o ülke içinde birbirine zıt görüşlü insanlar yetiştireceğinden toplumsal huzurun bozulmasına neden olur. 3 Mart 1924 tarihinde “Tevhid-i Tedrisat (eğitimin birleştirilmesi) Kanunu” kabul edildi ve bu kanunla medrese-ler önce Maarif Vekaleti’ne devredildi ve sonra da kapatıldı. Atatürk, eğitimin işlevsel olması gerektiğini savunmuş ve öğretilenlerin toplum hayatında kullanılmasının önemli olduğunu ifade etmiştir. Eğitimde cinsiyet farkı gözetmeden her iki cinsiyetin de eşit hak ve imkanlardan faydalanması ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması gerektiğini belirten Atatürk, eğitimimizin işe ve üretime dönük, uygulamaya yer veren bir öğretim yöntemini benimsemesini istemiştir. Atatürk’e göre eğitim, çocuğa erdem, disiplin ve düzen gibi özellikler kazandırmalıdır. İstikrarlı bir eğitim politikamızın olması gerektiğini savunan Atatürk’ün eğitim hedeflerine uymak, eğitim yoluyla sürat-le kalkınarak, gelişmiş ülkelerin düzeyine gelmek demektir. Kişisel menfaateler için ülke ve milletine zarar vermek değil, ülkesinin ve milletinin menfaati için kendi kişisel menfaatlerini feda etmek demektir. Özetle, her sahada kendisini, ülkesini ve milletini en ileri seviyeye getirerek yüceltmek demektir. Bunları yapabiliyorsak, Atatürk’ün eğitim hedeflerini yakalayabilmişiz demektir” şeklinde konuştu. Konferans, Atatürk’ü anlatan belgesel film gösteriminin sunulmasının ardından sona erdi.
“Atatürk ve Müzik”
konusu da ele alındı
Ahmet Necdet Sezer Kampusünde gerçekleştirilen anma programıyla eşzamanlı olarak AKÜ Devlet Konservatuvarı tarafından Ahmet Karahisari Kampusü Hayrettin Barut Konser Salonunda “Atatürk ve Müzik” konulu konfe-rans ile dinleti gerçekleştirildi.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferans, AKÜ Devlet Konservatuvarı Türk Sanat Müziği Bölümü öğretim elemanı Okt. Yunus Emre Uğur tarafından verildi. Atatürk’ün müziğe dair görüşlerine yer verdiği konuşmasında, “Atatürk, şiir ve edebiyat dışında müziğe de büyük bir ilgi duymuştur. Şarkı ve türküleri dinlemekten büyük bir zevk alan Atatürk, zaman zaman okunan şarkılara eşlik etmiş, oynanan halk oyunlarına katılmıştır. Bazı Rumeli türküleri, onun sesinden notalara dökülmüş ve müzik repertuarımızda yer almıştır” dedi. Okt. Uğur konuşmasında, Atatürk’ün sanata ve müziğe verdiği değeri anlatan şu sözlerine dile getirdi: “Bir millet sanattan ve sanatkârdan yoksunsa, tam bir hayata malik olamaz.”http://m.kocatepegazetesi.com/”Hayatta müzik gerekli değildir. Çünkü hayat müziktir. Müzikle ilgisi olmayan varlıklar insan değildir. Eğer söz konusu olan hayat insan hayatı ise müzik mutlaka vardır. Müziksiz hayat zaten var olamaz. Müzik hayatın neşesi, ruhu, sevinci ve her şeyidir. Yalnız, müziğin türü üzerinde düşünmeye değer.”
Atatürk’ün sevdiği
eserler
sunuldu
Okt. Uğur, Türkiye’de bilimsel yöntemle uygulanan en büyük ve en geniş kapsamlı halk ezgileri derleme çalışmalarının 1937 yılında başladığı belirterek, “Böylece Türk halk ezgileri derlenmiş, notaya alınmış ve yayımlanmıştır. Bu eserleri seslendirmek ve yorumlamak için orkestralar ve korolar kurulmuştur. Halk ezgilerinin, batı tekniği ile çok seslendirme çalışmaları yapılmıştır. Aynı ezgilerimiz, çağdaş tekniklerle işlenerek özgün eserler bestelenmiştir. Türkiye’nin ilk büyük halk müziği arşivi, 1937 yılında Ankara Devlet Konservatuvarında kurulan Türk Halk Ezgileri Arşivi’dir” şeklinde konuştu.
Okt. Uğur, “Atatürk’ün beğendiği bestekar, güfteci ve güçlü yorumcular arasında bulunan Münir Nurettin Selçuk, Saadettin Kaynak, Mustafa Nafiz , Yesari Asım Arsoy, Hamiyet, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Selahattin Pınar ve daha nice sanatçıların seslendirdiği eserlere eşlik etmesi ve hatta icrada yapılan hatalara müdahale etmesi O’nun Türk Sanat Müziği ile ne derece yakından ilgilendiğinin en önemli göstergesidir” dedi. Okt. Uğur, Atatürk’ün Türk Tasavvuf Müziğine de büyük önem verdiğini ifade ettiği konuşmasında, Atatürk’ün Cumhuriyet ve müzik anlayışının özde ulusallık, yöntemde ve teknikte çağdaşlık, nitelikte evrensellik olacak şekilde kurgulandığını da sözlerine ekledi. Konferansta Atatürk’ün sevdiği ve hayatında yer etmiş eserlerin dinletileri de sunuldu. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme