AKÜ'lü Akademisyenden Erdoğan'a Çağrı: İsrail'i Tanımayı Bırakın!
AKÜ Eğitim Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Mücahit Gültekin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan, Türkiye'nin İsrail'i devlet olarak tanımadığını ilan etmesi talebinde bulundu.
“İsrail’e Tam Boykot Gazze’ye Destek” başlığında Zafer Meydanı’nda Direniş Çadırı, Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Şubesi ve milli görüş camiasının temsilcilerinin işbirliğinde açıklama yapıldı.
“ÖZGÜRLÜK YALANLARINA KANMAYALIM”
Direniş Çadırı adına konuşan Enes Karakurt, emperyalizmin halkları köleleştirdiğini dile getirerek, “Emperyalizm nedir biliyor musunuz? Emperyalizm dünyayı zengin ve fakir olarak ikiye ayıran halkları köleleştiren yoksulluğu yöneterek insanlığı diz çöktüren bir düzendir. Hiçbirinin ışıltılarına özgürlük yalanlarına kanmayalım. Hepsi kendi çıkarları için ülkeleri yakıp yıkar, doğal kaynakları sömürür, halkları açlığa ve savaşa mahkûm eder. Emperyalizm sadece bombalarla değil, borçlarla, krizlerle, açlıkla gelir.
Emperyalizm sizin ekmeğinizi çalan sonra da sizi borçlandıran düzendir. Emperyalizm madenleri ele geçiren size de kırıntılarını bırakandır. Emperyalizm aynen Gazze'de olduğu gibi topraklarınızı işgal edip sizi vatan haini ilan edendir. Emperyalizm Filistin'de gözlerimizin önünde yaptığı gibi çocuklarınızı öldürüp sonra size terörist diyendir. Emperyalizm cahiliye düzenidir dostlar. Sömürünün, işgalin, faizin, borçlanmanın, ceberut ve baskıcı düzenlerin özgürlük baskısıyla gizlenmesidir.” ifadelerine yer verdi.
“TÜRKİYE’DE GÜNDEM SÜREKLİ DEĞİŞİYOR, SOYKIRIM GERİ DÖNDÜRÜLEMEZ”
“Bu zamanda hala limanlarımızda bulunan Zim gemilerinin varlığı hepimiz için bir utançtır.” diyen Enes Karakurt, “Zimin sıradan bir şirket olmadığı İsrail Devleti'nin uzantısı olduğu kısa bir araştırma ile görülebilir. 1945 yılında Filistin'in işgali için İsrail'in kurduğu bu şirket tam anlamıyla Siyonist olduğunu açıkça ilan eden bir şirkettir.
Bu şirkete ait gemilerin hala limanlarımızda serbestçe ticaret yapması, soykırımı gerçekleştiren işgalcilere bizi ortak etmektedir. Türkiye'de gündem sürekli değişiyor. Ancak soykırım ertelenemez ve geri döndürülemez büyük bir felakettir. Şimdi Gazze için dua etmekle yetinmeyip boykotu sürdürmeli ve her birimizin somut adımlar atacağı bir mücadeleye girişmeliyiz. İsrail'e tam ambargo, ticareti hileli yollarla sürdüren sermayeye karşı kararlı bir boykot ve özellikle ABD destekli üslerin kapatılması bu mücadelenin temel talepleridir.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE İSRAİL İLE HER TÜRLÜ İLİŞKİLERİNİ KESMELİDİR”
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Eğitim Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Mücahit Gültekin, Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını dileyerek, “Rabbim öncelikle Ramazanımızı mübarek kılsın tuttuğumuz oruçları kendi ilahi dergâhında kabul eylesin inşallah. İsrail geçtiğimiz haftadan bu yana ateşkesi tekrar bozarak Gazze'de soykırımına devam ediyor. Bir haftadan bu yana gerçekten Gazze'den korkunç görüntüler geliyor.
Bu gelen görüntülere taş olsa çatlar, dağlar yerinden oynar. Sadece bir gece içerisinde Gazze'de yedi tane kız çocuğunun bacağı anestezi olmadan kesildi. At yapı yok, elektrik yok, su yok, hastane yok, kıtlık baş göstermiş durumda. Ve böyle bir halkın üzerine her gün bomba atılıyor. Ve Gazze bunu yaşarken, Filistin bunu yaşarken, Türkiye, İsrail'le ilişkilerine devam ediyor. Bir fotoğrafta ‘İsrail Türkiye’de’ yazıyor.
Bu fotoğraf İsrail Büyükelçiliği'nin X hesabından alınmış bir fotoğraftır. Ve altındaki Yahya Simbar'ı terörist olarak ilan ediyor. İsrail Büyükelçiliği'nin X hesabı her gün inancımıza hakaret ediyor. Direniş liderlerinin tamamını terörist olarak damgalıyor ve bu direniş liderlerini destekleyen seni ve beni de terörist olarak tanımlıyor.
Peki, bunu nerede yapıyor? Türkiye'de yapıyor kardeşlerim. Neden? Çünkü Türkiye İsrail'le ilişkilerini devam ettiriyor. 18 aydan bu yana Gazze'de soykırım devam ediyor. Ve Türkiye İsrail'le siyasi ve diplomatik ilişkilerini ticari ilişkilerini kesmiyor. O yüzden senin vatanında, benim vatanımda, benim toprağımda bu adamlar, bu soykırımcılar senin değerlerine, benim kutsallarıma bu kadar açıkça söyleyebiliyor.” şeklinde konuştu.
“SAYIN ERDOĞAN’A, ALLAH’I VE AHİRET GÜNÜNÜ HATIRLATMAK İSTERİM”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Afyonkarahisar Zafer Meydanı’ndan seslenen Gültekin, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan size İsrail’den bahsedecek değilim. Size İsrail'den onun soykırımcılığından bahsedecek değilim. Bunların hepsini sizin bizden daha iyi bildiğinize inanıyoruz.
Size sadece Allah'ı ve ahiret gününü hatırlatmak isterim. Bakın hepiniz öleceğiz ve siz de öleceksiniz. Öldüğünüz zaman Sayın Erdoğan kabre tek başınıza gireceksiniz. O kabirden mahşer günü tek başınıza çıkacaksınız. Ve Mahkeme-i Kübra’ya tek başına gireceksiniz. Yanınızda eşin olmayacak, çocuğunuz olmayacak, eşiniz, dostunuz, akrabanız olmayacak, sizi alkışlayanlar olmayacak, medya olmayacak, televizyon olmayacak, tek başınıza çıkacak ve Allah'a tek başınıza hesap vereceksin. Ve inan ki size sorulan ilk soru Ayasofya olmayacak.
İmam Hatipler olmayacak, başörtüsü olmayacak. Size sorulan ilk soru İsrail'le bu soykırımcılarla neden ilişkini kesmediğin olacak? Ve sana denilecek ki Allah'ın ve insanlığın düşmanı bu soykırımcıların bayrağını kendi ülkemde dalgalandırmaya neden izin verdin diye sorulacaktır. Bu sorulduğu zaman ne cevap vereceksiniz? Bakın Sayın Erdoğan'a tekrar seslenmek istiyoruz. Tekrar çağrıda bulunmak istiyoruz. İsrail'le ilişkilerinizi kesin. Bu ülkeyle bütün ilişkilerinizi kesin. İsrail'i bir devlet olarak tanımadığımızı ilan edin diyoruz.” dedi.
“İSRAİL’E KARŞI YEKVÜCUT OLMAK ZORUNDAYIZ”
İsrail-Filistin arasında ateşkesin sağlanması halinde Türk-İsrail ilişkilerinin devam etmemesi gerektiğinin savunan Gültekin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Eğer aklında fikrinde şu savaş bitsin, şu ateşkes olsun, barış olsun, biz İsrail'le ilişkilerimizi devam ettiririz diye düşünenler varsa bilsinler ki İsrail'le tekrar ilişki kurmaları için önce bizim cesetlerimizi çiğnemeleri gerekir. Biz buna asla izin vermeyeceğiz. Biz on binlerce şehidimize söz verdik. İsmail Heniyye’ye , Ahmet Yasin'e, Yahya Sınvar'a söz verdik. Biz onlara söz verdik ki bu topraklardan İsrail'i kovacağız. Katılımcıların huzurunda âlimlerimize akademisyenlerimize, hocalarımıza, vaizlerimize, entelektüellerimize, düşünürlerimize de seslenmek istiyorum.
Değerli kardeşlerim, sizin göreviniz hükümet her ne yaptıysa onu alkışlamak değildir. Sizin göreviniz hükümetin yanlışlarını, eksiklerini göstermek, onlara sorumluluklarını hatırlatmaktır. Ben şunu söylemek istiyorum. Bu soykırımı devam ederken Gazze’deeki kardeşlerimizin üzerine bunca bomba yağarken ve biz bunu yedi gün yirmi dört saat canlı bir şekilde izlerken Türkiye'de İsrail Büyükelçiliği'nin açık olması sizi mahcup etmiyor mu? Sizi utandırmıyor mu? Kürecik ve İncirlik Üslerinin açık olması sizi rahatsız etmiyor mu?
İsrailli bu soykırımcıların senin ve benim değerlerime X üzerinden, resmi hesapları üzerinden hakaret etmesi seni rahatsız etmiyor mu? Sizlerden istirhamda bulunuyoruz. Size çağrıda bulunuyoruz. Görevimizi yerine getirin. Hükümete İsrail'le ilişkilerini kesmesi için her türlü baskıyı, her türlü eylemi ve her türlü söylemi onlara karşı geliştirin. Son olarak değerli kardeşlerim kıymetli halkımıza, değerli halkımıza seslenmek istiyorum. Hangi kavimden olursanız olun, hangi dinden olursanız olun, hangi mezhepten, hangi meşrepten olursanız olun, gelin Mescid-i Aksa'nın, Kudüs'ün, çevresi mübarek bulunmuş bu toprakların çevresinde buluşalım.
Burada birleşelim. Eğer siz ve biz hepimiz öfkemizi ve husumetimizi bu insanlık düşmanlarına, bu soykırımcılara karşı yöneltirsek Allah kalplerimizi birbirimize karşı yakınlaştıracaktır. Allah rahmetini, bereketini, inayetini ve ikramını hepimizin üzerine indirecektir. Biz eğer birlikte olursak, İsrail'e karşı yekvücut olursak, bunlara karşı mücadele edersek Allah bizi izzetli kılacak. Allah bizi onurlu kılacaktır. Allah bizim şanımızı hem bu dünyada hem öte dünyada yükseltecektir. O yüzden diyoruz ki gelin Filistin'in etrafında Mescid-i Aksa'nın etrafında Kudüs'ün etrafında buluşalım.”