Akrones sanat galerisi açıldı – Kocatepe Gazetesi

Akrones Otel Genel Müdürü Hamit Topaloğlu, beş yıldızlı otellerin üzerinde tuttuklarını vurguladığı hizmet anlayışı ile sanat ve turizmi de otel içinde birleştirdiklerini söyledi. Topaloğlu, bu düşünce ile Akrones Art Galery By RC Sanat Galerisini hizmete aldıklarını açıkladı.
SON YENİLİK
SANAT GALERİSİ
Akrones Otel Genel Müdürü Hamit Topaloğlu, otel açılışı sonrası çeşitli faaliyetlerle otelin içini doldurup, renklendirmeye çalıştıklarını söyledi.
Bölgeye değişik bir tempo getirme çabasında olduklarını belirten Topaloğlu; “Akrones Otel olarak her gün bir yenilikle konuklarımızın karşısına çıkmaya çalışıyoruz. Son yeniliğimiz ise Akrones Art Galery By RC markası ile sanat galerimizi açmak oldu. Bu sergi salonunda Türkiye’nin ve dünyanın ileri gelen yağlı boya resimleri benzeri sanat çalışmaları, sanat eserlerini dönem dönem sergilemeyi planlıyoruz” dedi.
İLK SERGİ MERDENYAN’IN
Sanat Galerisinde yapılacak olan faaliyetlerin tamamen kültürel ve sanatsal bir paylaşım olacağını belirten Genel Müdür Hamit Topaloğlu, bu faaliyetlerin aynı zamanda tüketiciye ulaştırılacak faaliyetler olacağını kaydetti. Sanat Galerisi sayesinde sanat eserlerinin meraklılarına ulaştırılacağına dikkat çeken Topaloğlu; “Sanat Galerimizin açılışında ilk sergimiz Nick Merdenyan’ın “Sevgi ve Hoşgörü Yaprakları” ismini verdiği sergi olacak” diye konuştu. Akrones Otel olarak bu tür çalışmaları yapmaya devam edeceklerini ifade eden Topaloğu, İstanbul’dan Afyonkarahisar’a gelen Nick Merdenyan’a vakit ayırdığı için teşekkür etti.
SEVGİ VE HOŞGÖRÜ
YAPRAĞA İŞLENDİ
 “Sevgi ve Hoşgörü Yaprakları” isimli sergiyi açan Nick Merdenyan, sanatçılar olarak her zaman Akrones Otel tarafından sunulan imkânları bulmanın mümkün olmadığını belirtti.
Merdenyan bu nedenle Otel Genel Müdürü Hamit Topaloğlu’na teşekkür etti. Kastamonu doğumlu olduğunu söyleyen Nick Merdenyan, İstanbul’da büyüdüğünü, 1968 yılından itibaren İstanbul Kapalı Çarşı’da sanat ve sanatçılarla yaşama avantajına sahip olduğunu aktardı. Merdenyan; “Oğlumun doğumundan sonra bir kuzenimizin evimize tebrik ziyaretinde getirdiği bir saksı çiçekle başlayan bir hikâyem var. Bir gün o saksı da ki iki yaprağın boynunu bükük görüp kitaplarımın arasına koydum. Halen daha bunu niye yaptığımı bilmiyorum. İleriye dönük hiçbir projem yok. Daha sonra kütüphanemde bir araştırma yaparken iki tane yaprağa rastladım. İpek gibi kurumuşlardı çok heyecanlandım. Çok güzellerdi. Ancak hatta bir arkadaşım farklı malzemeler üzerinde çalıştığı dikkatimi çekmişti. Mermer, deri ve cam üzerine çalışıyordu. Ona bahsettim yaprak üzerinde çalışmasının mümkün olup olamayacağını sordum. Denemek istedi o iki yaprakla ilk çalışmaları yaptık. Bir yaprağa Kanuni Sultan Süleyman’ın tuğrasını diğerini ise Yunus Emre’nin ‘Sev Seni Seveni’ çalışmasını yaptık. Bunları çerçeveletip evime götürecektim. O dönem lüle taşı, pipo ve sanat eserleriyle ilgileniyordum. Aynı gün ABD’li pipo satın alacak bir müşterimle bunları paylaştım. O kişi beğendi ve satın almak istedi ve satmak zorunda kaldım. Sonrasında eve üç saksı bitki ile gittiğimi hatırlıyorum. Bu sefer yaprakların sararmasını beklemeden yeşilken kesip kitabımın arasına koydum. İslam kültürü ve çalışmaları sonucu eserler çıktı. Sonrasında Hristiyanlık ve Musevilik değerlerini de bu çalışmalara katarak Sevgi ve Hoşgörü Yapraklarını oluşturduk.”
>> Burcu AYDIN’ın Haberi