AKLINIZI KİRAYA MI VERİYORSUNUZ?

Akıl insan için en büyük nimettir. Aklı olmayan için sorumluluk da yoktur. İnsanı diğer varlıklardan ayıran iki önemli özellik akıl ve iradedir. Yüce Allah Kur'an-ı Kerim'de birçok yerde 'Akletmez misiniz, Düşünmez misiniz' diyor. İnsanoğluna aklını kullanmasını, düşünmesini, etrafında olup biten olaylardan ders almasını ve ona göre hareket etmesini istiyor. İnsan için her şey bir ibrettir, [&hellip]

Akıl insan için en büyük nimettir. Aklı olmayan için sorumluluk da yoktur. İnsanı diğer varlıklardan ayıran iki önemli özellik akıl ve iradedir. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de birçok yerde ‘Akletmez misiniz, Düşünmez misiniz’ diyor. İnsanoğluna aklını kullanmasını, düşünmesini, etrafında olup biten olaylardan ders almasını ve ona göre hareket etmesini istiyor. İnsan için her şey bir ibrettir, bu nazarla hadiselere bakılmalı ve doğruyu yanlışı, ana kaynaklar ölçüsünde aklıyla, tecrübesiyle değerlendirmelidir. Bazı insanlar Allah’ın kendisine verdiği akıl nimetini kullanmaktan aciz maalesef. Onların yerine başkaları aklediyor, başkaları düşünüyor, başkaları karar veriyor. İşte bu insanlara ‘aklını kiraya vermiş insanlar’ diyoruz. Bazıları açık açık itiraf ediyor, ben irademi ve aklımı filana veya falanlara verdim. Yazık yahu, o zaman senin bu dünyada işin ne? Aklın iraden başkasının ellerindeyse senin dünyada bulunma amacın ne? O filan veya falanlar uçuruma gidip atlasalar sende mi atlayacaksın. Yanlış yolda yürüdükleri halde onlarla birlikte yürümeye devam mı edeceksin? Allah sana Kur’an’da ve Peygamber Efendimizin sahih hadislerinde doğruyu gösterdiği halde, şeytanın veya şeytanlaşmış insanların yolunu takip etmeye devam mı edeceksin. Evrensel doğrular ve ilkeler var diğer taraftan da. Bütün dünya insanlarının uymak durumunda olduğu temel değerler. Örneğin insan hakları gibi.. Bunlar ortada iken insanların, bu değerlerin muhalifi olarak, kendilerini yanlış yönlendiren insanların ve aklına uydukları kimselerin yollarına uyup yanlışı tercih etmeleri nasıl akıl karı bir davranış olabilir.
Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğrenci iken, hadis profesörü Selahattin Polat hocamız (kulakları çınlasın) bize; cins kafalar olun derdi. Kesinlikle aklınızı kiraya vermeyin, Allah’ın verdiği akıl nimetini başkalarının hizmetine vermeyin. Üniversite hayatımda aldığım en önemli ders buydu. Bu söz (cins kafa) benim hayat ölçümü şekillendirdi. Kur’an ve sahih hadisler dışında hiçbir şeyi sorgulamadan, araştırmadan inanmam. Filan tv kanalında geçmiş, filan gazetede yazmış, filan sitede veya sosyal medyada yer almış, inanmak lazımmış. Onlar da bizim gibi insan. Hata yapamazlar mı veya istedikleri gibi bizi yönlendirmeye çalışamazlar mı, algı operasyonlarıyla nasıl inanmamız düşünmemiz gerektiğini bizlere dikte edemezler mi? Günümüzün en önemli mücadelelerinden biri algı operasyonları. Biz bir şeyler söyleyelim kitleler sorgulamaksızın bunlara inansın. Genel anlamda bütün fikirler görüşler için ifade ediyorum. 21. Yüzyıl dünyasında hala algılara takılıp gitmek, birilerinin aklıyla hareket etmek hiç bu çağa uygun hareketler değildir. Fikir tartışmalarının yapıldığı açık oturumlar var tv lerde. Çok izlemem ama bazen takılırım. Genelde aynı tipler aynı isimler, toplasanız bütün kanallardakini, sayıları 50 yi geçmeyecek. Birçoğu algı peşinde, fikrini söylemekten ziyade, karşı tarafa fikrini kabul ettirmeye çalışıyor olmadı sertleşiyor, kavga yolunu tercih ediyor. Öncelikle bu yolu tercih eden insanlar birbirlerinin fikirlerine saygı duymak zorunda. Ben herkesten çok biliyorum herkes benim söylediğime inanacak düşüncesi ne insanidir ne de etiktir. Vatan ve Hürriyet Şairi Namık Kemal bir sözünde şöyle der: ‘Barika-i Hakikat Müsademe-i Efkardan Çıkar’. Yani “Fikirlerin açık ve net çarpışmasından (tartışılmasından) hakikat güneşi doğacaktır” demektir. Her şeyden önce birbirimizin fikirlerine görüşlerine saygı duyacağız, yalan yanlış her duyduğumuza inanmayacağız. Aklımızı çalıştırarak doğruyu bulma gayretinde olacağız. Yazımı Kur’an’dan bir ayet-i kerime meali ile tamamlayayım: Ey iman edenler, eğer bir fasık, (harama ve yalana meyilli şahıslar, oluşumlar ve yayın organları) size (kızdırıp kışkırtıcı veya oyalayıp aldatıcı) bir haber getirip (verirse), onu ’etraflıca araştırın’ (her anlatılana hemen inanıp kanmayın). Yoksa bilmeden (ve yanlış yönlendirme sonucu), bir kavme (ve kesime) kötülükle sataşıp (haklarına tecavüz etmiş duruma düşersiniz) de ardından bu işlediklerinize pişman oluverirsiniz. (Hucurat Suresi 6. Ayet-i Kerime Meali)

Bakmadan Geçme