• Haberler
  • Genel
  • Akgündüz çarpıtılan tarih ve haremi anlattı

Akgündüz çarpıtılan tarih ve haremi anlattı

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Hattat Ahmet Karahisari Kültür Merkezi Salonu’nda “Çarpıtılan Tarihimiz ve Harem” konulu bir konferans verdi. Akgündüz’ün konferansına yoğun ilgi gösterildi 'Çarpıtılan Tarihimiz ve Harem” gibi önemli bir konuda konuşmaktan, bilgi, birikim ve araştırmalarını paylaşmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, konunun hassas olduğunu vurguladı. Akgündüz, arap baharı başlangıcı ve 1999 [&hellip]

Akgündüz çarpıtılan tarih ve haremi anlattı

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Hattat Ahmet Karahisari Kültür Merkezi Salonu’nda “Çarpıtılan Tarihimiz ve Harem” konulu bir konferans verdi. Akgündüz’ün konferansına yoğun ilgi gösterildi

“Çarpıtılan Tarihimiz ve Harem” gibi önemli bir konuda konuşmaktan, bilgi, birikim ve araştırmalarını paylaşmaktan duyduğu memnuniyeti ifade eden Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, konunun hassas olduğunu vurguladı. Akgündüz, arap baharı başlangıcı ve 1999 yılında Osmanlı’nın 700. yıl kutlamalarından sonra Osmanlı devletine karşı milletin büyük ilgi göstermesiyle çok ciddi ölçüde aleyhte bir kısım yayınların, “muhteşem rezalet” diye nitelendirdiği bir kısım dizilerin, bazı gazete yazılarının yurt içi ve dışında artmasından yakındı. Akgündüz, bu nedenle “Çarpıtılan Tarihimiz ve Harem” konusu seçiminin çok makul olduğunu söyledi.
Üç büyük
düşman var
Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, iki hatırlamada bulundu. Birincisinin başta Türk Milleti ve İslam Alemi’nin üç büyük düşmanı olduğunu ifade eden Akgündüz, bunlardan ilkinin cehalet olduğunu söyledi. Özellikle son 30 yılın bir tarafa bırakılıp, millet olarak doğru dinin, doğru tarihin ve doğru dilin ciddi anlamda unutulduğunu belirten Akgündüz; “Cehalet hastalığına yakalandık. Bence buna karşı millet ve devlet olarak bizim mücadele etmemiz lazım. Bununda yolu bilimdir, marifettir ve ilimdir. İkinci büyük düşmanımız ihtilaf. Bizi birbirimize bağlayan binlerce maddi ve manevi bağlar varken ne acıdırki insan bunu yurt dışında daha çok hissediyor iç ve dış düşmanlarımız bizi birbirimize düşürmek istiyorlar. Bundan ittifakla birlik ve beraberlikle mücadele ederek kurtulabiliriz. Üçüncü düşmanımız ise fakirliktir. Allah’a şükür Türkiye, Malezya vb birkaç İslam ülkesi bu düşmana karşı mücadeleyi kazandı ve kazanmaya devam ediyor. Allah milletçe bizi maddi ve manevi fakir eylemesin.” dedi.
Aleyhte kampanyayı
üç grup yürütüyor
İkinci Meşrutiyet’ten sonra İttihak Terakki’nin iktidarıyla yapılan yayınların Cumhuriyet döneminde artarak devam ettiğine işaret eden Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Osmanlı tarihi ile ilgili aleyhte ciddi bir kampanya yürütüldüğünü belirtti. Bu kampanyayı yürütenleri üç gruba ayırdığından söz eden Akgündüz; “Bunlardan birinci grup altını çiziyorum normalde bu insanlar İslam düşmanı ve İslam’a düşmanlık yapmak istiyor. Ama bu milletin yüzde 99’u Müslüman olduğu için bundan çekinip Osmanlı tarihine vurarak İslam düşmanlığını yürütüyorlar. Buna dair çok kitap var. Şahıs ismi zikir ederek kimsenin hakkına tecavüz etmek istemiyorum. Ama maalesef piyasada böylesi kitaplar var. Merak edenlere bunu ismen söylerim. İkinci bir grup ise buda çok önemli, iki önemli tesirin altında Osmanlıya hücum ediyorlar. Dindarlar burası önemli. Dindar kesim üzülerek ifade ediyorum 1979’daki İran İslam İnkılabından sonra İran’ın ciddi etkisinde kalarak bir Osmanlı muhalifliği yürütüyorlar. Bana göre bu azaldı. Üçüncü bir grup ise özellikle milliyetçi bir yaklaşımla Osmanlılar’ın Türkleri ihmal ettiği şeklindeki bazı aldatmacalara dayanarak Osmanlı’ya aleyhte bir kampanya yürütme peşindeler.” diye konuştu.
Müslüman
Türkler artık kültürlerİne sahİpler
Akgündüz, 11 ay önce ABD’de bir eyalette uluslararası bir sempozyumda bir Türk Profesörün Osmanlı ile ilgili 25 dakikalık “küfürname” denilecek ölçüde tamemen yalanlardan ibaret konuşmasını dinledikten sonra babasının söylediği bir sözün gerçekleşeceğini ifade etti. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz babasının ‘Bu dil benim Hak’ka giden yolum bağladı. Dil elinden çok kimse ağladı.’ sözlerini hatırladığını belirtti. Kendisini bir daha Indiana Üniversitesine davet etmeyecekleri düşüncesini dile getiren Akgündüz; “Ne olursa olsun. Hakkı savunmak zorundayım. Türk Profesöre 25 dakikalık konuşmasında söylediklerinin bir tanesinin bile belgeye dayanmadığını söyledim. Tamamen yalan. Üzülerek ifade ediyorum bu kişi Türk vatandaşı. Böyle bir grupta var. Allah’a şükürler olsun şu anda Müslüman Türk Milleti kendi tarihine, kendi dinine ve de kendi kültürüne sahip çıkmaya başladı. Bu salon bunun delilidir.” şeklinde konuştu. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme