Akademisyenler Çetinkaya ve İstiklal Mahkemelerini değerlendirdi
AKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Zelkif Polat ve AKÜ Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadık Sarısaman, Ali Çetinkaya ve İstiklal Mahkemelerini değerlendirdi AKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Zelkif Polat, İskilipli Atıf Hoca hakkındaki idam kararını veren İstiklal Mahkemesi Başkanı Ali Çetinkaya ile ilgili [&hellip]
AKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Zelkif Polat ve AKÜ Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadık Sarısaman, Ali Çetinkaya ve İstiklal Mahkemelerini değerlendirdi
AKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Zelkif Polat, İskilipli Atıf Hoca hakkındaki idam kararını veren İstiklal Mahkemesi Başkanı Ali Çetinkaya ile ilgili açıklamasında, o dönemde gerçekten büyük haksızlıkların yapıldığın, ancak bu haksızlıkların başarıları da gölgeleyemeceğini savundu. Ali Çetinkaya’nın İstiklal Mahkemesi davalarında haksız kararlar verdiğine değinen AKÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Zelkif Polat, “Ali Çetinkaya son derece başarılı bir komutan ve Bayındırlık Bakanı. Ancak Çetinkaya’dan İstiklal Mahkeme reisi olmaz. İstiklal Mahkemeleri gerçekten sıkıntılı ve bunun savunulacak bir tarafı yok. Hukuka aykırılık var.” ifadelerini kullandı.
“MİSAK-I MİLLİ İÇİN UĞRAŞTI”
Milli Mücadele subaylarından eski Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya üzerinde araştırma yapan Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Zelkif Polat, Çetinkaya’nın Enver Paşa hayranı İttihatçılardan olduğunu ifade etti. Osmanlı son Mebuslar Meclisi’nde Ali Çetinkaya’nın Afyonkarahisar milletvekili olarak görev aldığını anlatan Zelkif Polat, kendisinin bu görevi esnasında Misak-ı Milli’nin ilan edilmesi için uğraş verdiğini iletti. Polat, Çetinkaya’nın Yunanlılara karşı Ayvalık cephesinde ilk direniş gösterenlerden birisi olduğunu da sözlerine ekledi.
“BAKANLIĞI BAŞARILI MAHKEME BAŞKANLIĞI BAŞARISIZ”
Ali Çetinkaya’nın asıl popüler olduğu durumun İstiklal Mahkemesi’nde görev alması olduğunu belirten Polat, o dönemde Çetinkaya’ya çok geniş yetkiler verildiğini anlattı. Polat, Çetinkaya’nın Atatürk’e suikast girişimi davasında, hiç olayla alakası olmayan kişilerin yargılanmasına ve idam cezasına çarptırılmasına karar verdiğini, hatta bazı kişileri hiçbir suçu yokken sırf muhalefeti temsil ediyor diye cezalandırdığını öne sürdü. Ali Çetinkaya’nın devlet adamlığının 1930’lu yıllarda başladığını dile getiren Polat, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bayındırlık Bakanlığı yapması ona farklı bir kimlik kazandırmış. Bu bakanlığı döneminde Ali Çetinkaya önemli başarılara imza atmıştır. O dönemde pek çok demiryolu yapılmıştır ve yabancıların elindeki demiryolları alınıp millileştirilmiştir. Bayındırlık bakanlığı görevini başarılı olarak yapmıştır. Buradaki gara Ali Çetinkaya Garı demişler, ben buna yanlış diyemem. Gerçekten demir yolu ve ulaşım konusunda başarılar elde etmiştir. Demir yollarının kurulumu ve özelleştirmesi konusunda başarılı görevleri olmuştur. Bu konularda faydalı işler yapmıştır.”
“ELEŞTİRİ VE TAKTİRDE
ORTA YOLU BUMALIYIZ
Ali Çetinkaya’nın İstiklal Mahkemesi döneminin bir felaket olduğunu savunan Zelkif Polat, şöyle konuştu: “Bu dönemde gerçekten büyük haksızlıklar yapılmıştır. Yan yana koyduğumuzda bunu ikiye ayırmamız gerekir. Bir, bakanlığı döneminde başarılı çalışmaları var, bir de İstiklal Mahkemeleri tarafı var. Siyasi hesaplaşmalar noktasında son noktayı koyan kişidir. Bu açıdan iki tespiti yan yana koyup, ‘Bu adam çok kötüdür’ ya da, ‘Bu adam mükemmeldir’ diyemeyiz. İki ayrı olaydan bahsediyoruz, birini eleştiriyoruz, diğerini takdir ediyoruz. Türkiye buna alışamadı. Böyle olmaz. Bu konuda orta bir yol bulunması gerekir.”
Ali Çetinkaya’nın İstiklal Mahkemesi davalarında haksız kararlar verdiğini savunan Polat, “Çetinkaya’dan İstiklal Mahkeme reisi olmaz ama Çetinkaya Bayındırlık Bakanı olarak iyi işler yapmıştır, bu da faydalı bir hizmettir. Trablusgarp’a giden genç bir komutandır. Buraya zorla gitmiyor, gönüllü gidiyor. İstiklal Mahkemeleri gerçekten sıkıntılı ve bunun savunulacak bir tarafı yok. Hukuka aykırılık var. Bu insanın oraya gelmesi başlı başına bir problem zaten” ifadelerini kullandı. Ali Çetinkaya’nın özel hayatında sade bir yaşantısı olduğunu anlatan Polat, “Ali Çetinkaya’nın bir kızı olmuştur. Kızına da İstiklal ismini vermiştir. Milli Mücadele subayı olarak bu ismi vermesi anlamlıdır” dedi.
Zelkif Polat, Ali Çetinkaya’nın o kadar çok yere isminin verilmesini hak eden birisi olmadığını ancak, “İsmini kazıyalım, ortadan kaldıralım” yaklaşımını hak edecek birisi olmadığını da belirtti. Polat, “Emeği geçen yerlere isminin verilmesini anlamlı bulurum ama emeği geçtiği alanlara ismi verilebilir. Afyondaki tren garını yaptırmıştır, buraya ismi verilebilir ama alakasız bir yere isminin verilmesi yanlıştır. O isimleri anlamlı yerlerde kullanılabilir. ya kazıyarak yok ediyoruz ya da yüceltiyoruz. Bunu aşmamız gerekiyor. Siyah ve beyaz ayrımını yapmamız gerekiyor” diye konuştu.
“İSTİKLAL MAHKEMELERİNİN BUGÜNKÜ ŞARTLARDA
DEĞERLENDİRİLMESİ YANLIŞ”
AKÜ Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sadık Sarısaman ise, Ali Çetinkaya’nın Afyonkarahisar’ın yetiştirmiş olduğu Milli Mücadele kahramanı olduğunu söyledi. Sarısaman, İstiklal Mahkemelerinin bugünkü şartlarda değerlendirmesinin doğru olmayacağını ifade ederek, “İstiklal Mahkemeleri olağanüstü mahkemelerdir. Fransa ve Rusya’daki devrim mahkemeleri gibi. Olağanüstü mahkemelerde de olağan hukuk kurallarının işletilmesini beklemek doğru olmaz. Mahkeme kararlarını o dönemin olayları içinde değerlendirmek gerekir. İstiklal Mahkemelerinin kararlarını benzeri devrim mahkemelerinin kararları ile kıyaslamak gerekir. Normal mahkemeler ile kıyaslanamaz” şeklinde konuştu. (Kocatepe)