• Haberler
  • Genel
  • Akademi, medrese, üniversite gençlerle anlamlı

Akademi, medrese, üniversite gençlerle anlamlı

“Akademi ve Gençlik: Üniversiteli Olmak” başlığında konuşan AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, akademi, medrese ve üniversitenin tarihsel sürecini ortaya koyarak bu üç kurumun kaynağının gençler olduğunu söyledi Bu yıl üçüncüsü planlanan Ensar Akademi Bilimsel Okumaları her sezon içeriğini güncellerken bu doğrultu da Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektör Yardımcısı Ensar Akademi Bilimsel Okumaları Sosyolojik [&hellip]

Akademi, medrese, üniversite gençlerle anlamlı

“Akademi ve Gençlik: Üniversiteli Olmak” başlığında konuşan AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, akademi, medrese ve üniversitenin tarihsel sürecini ortaya koyarak bu üç kurumun kaynağının gençler olduğunu söyledi

Bu yıl üçüncüsü planlanan Ensar Akademi Bilimsel Okumaları her sezon içeriğini güncellerken bu doğrultu da Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektör Yardımcısı Ensar Akademi Bilimsel Okumaları Sosyolojik Düşünme Okumaları Koordinatörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş tarafından sezon başlangıcında “Akademi ve Gençlik: Üniversiteli Olmak” başlıklı açılış konferansı verildi.
PLATON AKADEMOS ADINI VERDİ
Afyon Lisesi’nin yanında bulunan AKÜ Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferans öncesi AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nde Yardımcı Doçent Dr. Ercan Şen tarafından Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulunuldu. Akademi kelimesinin Atina yakınlarındaki “Akademia” adlı bir zeytinlikten geldiğini aktaran Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Yunan filozofu Ploton’un M.Ö. 4. yüzyıl da ders verdiği zeytinliğe, “Akademos” isminin verildiğini dile getirdi. Bu okulun bünyesinde bilim, sanat, müzik, matematik gibi konuları içeren bir felsefe okulu olduğunu belirten Karakaş; “Okul Ploton’dan sonra da öğrencileri tarafından devam ettirildi. Zeytinlik bahçesinden oluşan bir okuldu. Etrafı çevrili fakat üzeri açık, gökyüzü, açık çatısı olan bir okul. Gökyüzünün açık olması özgürlüğü temsil ediyordu. Etrafının çevrili olması da düşüncenin olumsuz etkilerden etkilenmemesi ya da olumsuzluklardan etkilenmemesini sembolize etmekteydi.” dedi.
ÖZGÜR DÜŞÜNCE
EVRENSEL ÜRETİM
Akademinin düşünme ve düşünmeyi üretme anlamına gelecek şekilde bir içerik kazanmasına neden olduğunu dile getiren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Karakaş, akademinin sonraki süreçte İslam tarihinde medrese, günümüzde de üniversite olarak tanımlandığını kaydetti. Karakaş; “Akademi, medrese, üniversite; Aklı devreye sokarak, düşünceyi üretme, düşünce üretirken de her türlü olumsuz etkiden uzak kalmayı ifade eden bir anlamda özgür üretmeyi, özgür düşünmeyi, evrensel düşünceyi ve evrenselliği temsil eden bir anlam kazanmıştır. Süre içerisinde akademi kavramının farklı isimlerle günümüzde üniversiteye karşılık gelecek şekilde tarihsel bir süreç geçirdiğini biliyoruz.” diye konuştu.
AKADEMİ BATI’DA UYKUYA KAPATILDI
Prof. Dr. Mehmet Karakaş, akademinin batıdaki macerasının Bizans İmparatoru Justinyen tarafından kapatıldıktan sonra uykuya daldığına dikkat çekti. Karakaş; “Başka bir uygarlık havzasında bu anlayışın, akademi anlayışının yükseldiğini, serpildiğini ve bütün dünyaya akademi mantığıyla ve üzerine yeni eklemelerle, yeni uygarlık havzasının ve bir inanç sisteminin yeni değerleri ile birlikte devam ettirildiğini görüyoruz. Bunlar, tarihte medrese olarak karşımıza çıkıyor. İslam toplumlarında medresenin, Selçuklular döneminde zirveye ulaştığını, özellikle Nizam-ül Mülk’ün, Nizamiye Medreseleri adıyla kurmuş olduğu okullarda ilim, fen, astronomi ve İslam bilimlerinin okutulduğu, yani en kapsamlı ve çok boyutlu eğitim veren bir içeriğe kavuştuğunu görüyoruz. Dolayısıyla Selçuklular, Osmanlılar dönemi, medreselerin yükseldiği dönemlerdir. Medreseler İslam dünyasının bütün coğrafyalarında ileri düşünce üretmeye devam etmişlerdir.” şeklinde konuştu.
KURTUBA MEDRESELERİ ÖNEMLİ
Özellikle Fas Kurtuba Medreselerinin ileri düşünceyi üretme noktasında öne çıktığını vurgulayan Karakaş; “armak mümkün. Bu medreselerin başka bir anlamı daha var. Avrupa’da akademinin kapatılmasından sonra uykuya dalan bu akademi geleneğinin, düşünme geleneğinin yeniden canlanmasında bu medreselerin, İslam medreselerinin, özellikle Fas Kurtuba, Gırnata’daki medreselerin önemli bir yer teşkil ettiğini biliyoruz. Çünkü bu üniversitelerden, batıdaki kilise okullarına aktarılan yöntem ve bilgilerle birlikte papazların ve kilisenin egemenliğinde sadece hukuk eğitimi veren batıdaki kurumlara astronomi, matematik ve felsefenin İslam Medreseleri üzerinden yeniden aktarıldığını görüyoruz. Bu anlamda baktığımız zaman batıda gerçek anlamda üniversite bu medreselerden aktarılan yöntemlerle ve bilgilerle başladığını söyleyebiliriz.” ifadelerine yer verdi.
İslam dünyasında medreselerin önemine işaret eden Prof. Dr. Mehmet Karakaş, medresenin ders kökünden türetilmiş bir kavram olduğuna değindi. Karakaş şu ifadelere yer verdi: “Medrese de sadece İslam bilimleri okutulmuyor. Medrese denildiğinde biz sadece yükseköğrenimi de anlamıyoruz. Orta dereceli eğitimin de yapıldığı ama yükseköğrenimin gerçekleştirildiği kurumlar olarak teşekkül ettiğini biliyoruz. İlk teşekküllü medrese Nişabur’da kurulan Nişabur Medresesi’dir. Başka bir takım iddialar da var ama İslam tarihinde üniversite örgütlenmesine en yakın olan medreselerin Nizam-ül Mülk tarafından kurulan Nizamiye medreseleri olduğunu da biliyoruz. Bunlardan en kapsamlı olanı da Bağdat’ta kurulmuştur.”
AKADEMİ KURUMSAL
OLARAK KULLANILIYOR
Gençlerin sözünü ettikleri kurumlarda ağırlıklı olarak eğitim görmelerinin bu kurumlara bir anlamda ruh kazandırdığını dile getiren Karakaş şöyle konuştu: “Bu üç kurumun bir başka ortak noktası olarak karşımıza çıkıyor. Tabi, üniversite, özgür düşünme, özgür öğrenme ve özgür üretmenin yeri olduğu için de, evrenselliği içerdiği için, bu anlamda bir yaş sınırı konmuyor. Fakat baktığımız zaman ağırlıklı olarak bugün de bu akademi ve medreseye karşılık gelen kurumlarda ağırlıklı demografinin gençlerden oluştuğunu, genç kuşaklardan oluştuğunu görebiliyoruz. Bu bağlamda akademiye tekrar dönecek olursak, bugün akademinin bir karşılığı var. Yani bir tarafta üniversite var ama akademi kavramını da kullanıyoruz. Akademi daha çok bir düşünceyi üretme, düşünceyi oluşturma, inşa etme ve düşünce üzerinde tartışabilmek için oluşturulmuş topluluk ve kuruluşlara isim olarak veriliyor. Bugün de kullanıyoruz. Ama kurumsal bir yapı anlamında Platon’un kurmuş olduğu akademi ve akabindeki medrese yapılanması bağlamında bir yükseköğrenim kurumu olarak bilgiyi üreten ve öğreten kurumlar olarak bu günkü yapılanmanın üniversite olduğunu hemen hemen bütün dünyada bu kavramsallaştırmanın, bu ismin daha doğrusu kullanıldığını biliyoruz. Bu kurumun ana kaynağının, temel kaynağının da gençler olduğunu biliyoruz.” (Kocatepe Haber Merkezi)

Bakmadan Geçme