• Haberler
  • Genel
  • 'Afyon'un acilen markalaşması gerek' – Kocatepe Gazetesi

'Afyon'un acilen markalaşması gerek' – Kocatepe Gazetesi

Yerel Gündem programının konuğu olan HÜRSİAD Başkanı Ramazan Özçelik, markalaşmanın önemine değindi. Özçelik, Afyonkarahisar'ın yerel bazda bir çok markasının olduğunu ancak kurumsallaşmanın olmamasından dolayı bu değerlerin dışarıda bilinmediğini söyledi HÜRSİAD Başkanı Ramazan Özçelik, günümüzde markalaşma terimine çok sık değinir olduğumuza dikkat çekerek, hayatımızın her köşesinde karşımıza çıkan bu terimin günümüz pazarlama stratejilerinin en başında yerini aldığını, [&hellip]

“Afyon’un acilen markalaşması gerek”

Yerel Gündem programının konuğu olan HÜRSİAD Başkanı Ramazan Özçelik, markalaşmanın önemine değindi. Özçelik, Afyonkarahisar’ın yerel bazda bir çok markasının olduğunu ancak kurumsallaşmanın olmamasından dolayı bu değerlerin dışarıda bilinmediğini söyledi

HÜRSİAD Başkanı Ramazan Özçelik, günümüzde markalaşma terimine çok sık değinir olduğumuza dikkat çekerek, hayatımızın her köşesinde karşımıza çıkan bu terimin günümüz pazarlama stratejilerinin en başında yerini aldığını, artık firmaların önce marka diyerek yola çıktıklarını söyledi. Geçtiğimiz Cuma akşamı KarahisarTv ekranlarında yayınlanan Yerel Gündem programının konuğu olan Hür Sanayiciler ve İş Adamları Derneği (HÜRSİAD) Başkanı Ramazan Özçelik, konuyu enine boyuna masaya yatırdı. Özçelik, Afyonkarahisar’da yerel bazda 15 civarında bir marka ürün bulunduğunu, ancak dışarıyı çıkılıp bakıldığında bu ürünlerin sadece bir ya da iki tanesinin tanındığını belirtti. Özçelik, konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Ciro olayı var. Kayseri’nin hacmi büyük kendileri de büyük şehir zaten. O yüzden rekabet etmek çok zor. Firmalarımızın şöyle bir eksikliği var. İşleri iyi olan bir firmamız kendini geliştirmek için yeni Pazar arayışlarına girmiyor. Böyle olunca ekonomi her an değişiyor. Günümüzde markalaşma ve kurumsallaşma ön planda. Bu bilinci geliştiremedikten sonra olmaz. Afyonda genel algı ise ben sucukçuysam benim sucuğum zaten tutuluyor dededen gelen bir iş diyip yeni pazarlar aranmıyor. İşler iyi gidiyor da nereye kadar gidecek. Baktığınız zaman Kayseri örneği burada tam yerinde olacak. Markalaşmaya çok önem verilmesi gerekir. İnsanların bu konuyu çok iyi anlaması gerekir. Kalite ve tat olarak Afyon’da 10 ila 15 tane ürün biliyoruz. Ancak Afyon’da bunu sadece biz biliyoruz. Dışarı çıktığımızda bunların bir ikisini görüyoruz. Diğerlerde tanıtıma önem verirse daha çok markamız olur. Kendimizi yenilememiz ve büyütmemiz gerek. Büyümek için de kurumsallaşmak gerek. ” şeklinde konuştu.
“HÜRSİAD’A ÜYE OLMAK İÇİN
GÜVENİLİR ESNAF OLMANIZ GEREK”
HÜRSİAD’ hakkında bilgiler de veren Özçelik, dernek olarak sosyal sorumluk sahibi olduklarını, Afyonkarahisar’ın kalkınması için çalıştıklarını ifade etti. Özçelik konuşmasının devamında ise, şu anda 260 üyeleri olduğunu, HÜRSİAD olarak yerel bazda kurulan bir dernek olduklarını söyledi. Özeçlik, “Sosyal sorumluk bilincine sahip bir kurumuz. Afyonumuzun ve ülkemizin sosyal ve ekonomik kalkınmasına katkı sağlamak için bir grup iş adamı arkadaşımızın bir araya gelip kurduğu dernektir. Tamamen yerel bir derneğiz. Çünkü bazı gazetelerde HÜRSİAD Şube Başkanı diye geçiyor. Böyle bir şey yok. Biz tamamen Afyon’a has bir derneğiz. Bağlı olduğumuz federasyon var ancak biz tamamen yerel bir derneğiz. Derneğimiz şu an itibariyle 260 üyeye sahip. Üye olurken iş adamı olması gerekiyor. Aradığımız kriterlerde yüz kızartıcı bir suçu olmayacak, ticaretinde güvenilir esnaf olması lazım, saygın bir kişi olması gerekir, gittiği yerlerde ben HÜRSİAD üyesiyim dediğinde bunu çok iyi temsil edebilmeli.” dedi
“CEZAYİR’E GİDİYORUZ”
Dernek olarak planlamaya çok önem verdiklerini söyleyen Özçelik, haftada bir yönetim kurulu olarak toplandıklarını ve neler yapılması gerektiğini kararlaştırdıklarını söyledi. Özçelik, “HÜRSİAD ekibi olarak haftada bir kere bir araya gelmeye çalışıyoruz. 11 tane yönetim kurulu üyemiz var. Yönetim kurulumumuza bağlı çalışan dört tane komisyonumuz var. Gıda Komisyonu, İnşaat Komisyonu, Tekstil Komisyonu, Madencilik Komisyonu ve son olarak Genç Girişimciler komisyonumuzu da oluşturduk ve komisyon sayımızı 5’e çıkarttık. Bir de Kadın Girişimciler komisyonunu kurmaya çalışıyoruz. Bayan üye sayımız az. İnşallah gerekli sayıya ulaştığımızda bu komisyonu da faaliyete geçireceğiz. Komisyonların kendi çalışmaları var. Her komisyon kendi sektörleriyle ilgili çalışmalar yapıyor. İster siyasete ister bürokrasiye iletilecek konuları derleyip gerekli yerlere bu sıkıntıları iletiyorlar. Haftada bir kere toplanıyoruz, birçok karar alıyoruz. Oturuyoruz bizler bu hafta ne yapacağız bu yıl ne yapacağız şeklinde planlama yapıyoruz. Bir iş yapacaksanız mutlaka 2 ay öncesinden plan yapmamız gerekiyor. Mesela önümüzdeki ay Cezayir gezisi var. Biz geçen aydan beri Cezayir konusunda çalışıyoruz. Oranın ekonomisiyle ilgili, oraya gidecek hangi sektörün iş adamı olur bunları belirliyoruz. Mesela baktığınızda buraya en fazla gidecek sektör Tarım ve İnşaat. Bunun için müteahhit arkadaşları da götüreceğiz.” dedi.
“DIŞARIYA AÇILMAK GEREK”
Dünya genlinde uygun bir Pazar bulup yatırım yapmanın önemine de değinen Özçelik, yeni bir iş kurarak başarılı olmak için dışarıya açılmak gerektiğini vurguladı. Özçelik, “Biz bir eksen çizdik. Afyon’da belli dernekler belli kuruluşlar var. Biz burada eksik olan sıkıntılı olan alanlara yönelmek istedik. Bu düşünceyle hareketle böyle bir oluşum ortaya çıktı. Afyonun iş potansiyeli ortada. Bir pasta ve bu pastada mermer, lokum, sucuk bunlar var. Biz yeni bir iş yapalım dediğinizde maalesef yok. Bunu aşmak için dışarıya açılmak gerekiyor. Biz programlarımızda gördük ki dışarı yönelik olacaksın. Birileri buradan gitmeli ki burada yer açılsın buradakiler gelişsin hem de o gidenler orada büyüsün. Ticarete yönelik çalışmalar bizim vazgeçilmezimiz oldu. Üretim odaklı çalışmalıyız. Yeni şeyler üretmeliyiz. Üretim kalitesini iyileştirmeliyiz. Üretilen ürünler hem kaliteli hem ucuz hem de sağlıklı bir ürün olmalı. Buna toplam kalite diyoruz. Bunu yapabilmek için iş adamlarımızın geliştirilmesi gerekir.” ifadelerini kullandı.
“AFRİKA PAZARI REKABET İÇİN ÇOK İYİ”
Neden Afrika sorusuna ise rekabet şartlarını işaret eden Özçelik, halk olarak Afrika ülkelerine sırt çevirdiğimizi ancak o bölgenin çok iyi bir ticaret alanı olduğunu belirtti. Özeçlik konuşmasının devamında; “Bizim en büyük hatamız Afrika fakirlerin ülkesi gibi bir algı var. 2005 yılında baktığımız zaman Türkiye’nin Afrika’ya ihracat hacmi 5 Milyar Dolar. Çok kötü bir rakam. Oradaki insanlar bizi seven bize kültürel ve dini yönden bağlantıları olan insanlar. Biz oralarda yokuz sırtımızı dönmüşüz. Fakir ülkeler var diyerek bunu yapmışız. Ama bu böyle değil. Her yerde olduğu gibi orda da afaki şekilde zengin kişiler var. Hele bu Afrika’da bu durum daha farklı. Biz Türkiye’de gelir dağılımındaki eşitsizliklerden yakınıyoruz. Afrika’ya gidip baktığımızda teneke evlerde yaşayan insanlar var. Günde iki dolara çalışan insanlar var. Ama gökdelende oturan 16 yaşındaki çocukların altında lüks cipler var. Yani gittiğiniz zaman orada da ciddi bir para var. Afrika’ya yönelmemizin diğer sebebi de şudur. Ben yönetim kurulu olduğumuzda Orta Asya’yı inceledim. Seçilmeden yaklaşık 6 ay önce gitmiştim. 40 bin dolara 50 bin dolara iş yapabiliyorduk. Ancak 1997 yılında gittiğimizde gördük ki Orta Asya kapanmış. Gideceksin 5 milyon doları gömeceksin öyle yatırım yapacaksın. Artık dünya oraya girmiş. Devlet sistemi kurulmuş. Gidip Orta Asya’da rekabet etmişsin ya da Avrupa’ya gitmişsin aynı şey. Ama Orta Doğu ve Afrika daha gelişmemiş bize göre. Oraya gittiğimizde bizlerin rekabet şansı çok daha yüksek. Bizim buradaki en kötü ustamız orda birinci sınıf. Biz bunu fark ettik bu yüzden oraya gittik. ” ifadelerini kaydetti.
“SİVİL TOPLUM ANLAYIŞIMIZ ZAYIF”
Toplum olarak sivil toplum alışkanlığımızın çok zayıf olduğunu söyleyen Özçelik, “Biz şeffaf bir derneğiz. Saklayacağımız bir şey yok. Sonuçta Afyon için çalışıyoruz. Arkadaşlar sanırım çok fazla ön plana çıkmak istemiyoruz. Bizim istediğimiz bizim yaptığımız işlerin gün yüzüne çıkması yaptıklarımızın görülmesini istiyoruz. Afyonda bu alanda birkaç dernek var. Bunlar olsun demokrasinin güzelliği. Yurt dışındaki sivil toplum örgütleriyle bizim ülkemizde ki sivil toplum örgüt sayılarına baktığımız da çok geriyiz. Yüzde birlerde kalıyoruz. Yeterince sivil toplum örgütü yok. İnsanlar kiminle bir araya gelir keminle iyi anlaşıyorsa kim kime uygunsa onunla bir araya gelir. Şimdi bunları birleştiğinde hantal bir yapı ortaya çıkar. Hal bükü her dernek farklı bir şey yaptığında daha güzel bir olur. Bir başka dernek yaptığı işle katma değer katar biz yaptığımızla katma değer katarız. Dernekler arasında rekabeti ben göremiyorum. Herkes bizim dostumuz, refikimiz. Afyon’da Ticaret odasına kayıtlı 5 bin tane iş adamı var. Bizim toplumumuz sivil toplum örgütlenmelerinde katılmayı gerek görmüyor. Alışmamız insanlarımız. 5 bin kişi içersinde 200 kişi civarında bize üye olan kişi var. Diğer dernekleri de toplasanız 500 kişi çıkmaz derneklere üye olan kişi sayısı. Üye olsunlar faaliyetlerde yer alsınlar. ” ifadelerini kaydetti.
“AFYON’DA ORGANİZE
SANAYİ ALANI ÇOK DAR”
Afyonkarahisar’da ki yatırım alanlarına da değinen Özçelik, organize sanayi bölgesinin çok dar olduğunu, yer isteyenlerin yer bulamadığını bu yüzden sanayiye yatırım yapacakların yapamadıklarını söyledi. Özçelik, “Dışarıdan gelecek yatırımcı ister yurt dışı ister şehir dışından gelen bir kişi Afyon’da cazip bir imkân olması gerekir. Termalimiz var. Hayvancılığımız var. Mermer var. Mermer’le ilgili zaten yeteri kadar yatırımcımız var. Sanayi yatırımcılığımız açısından baktığımızda liman şehri değiliz. O yüzden sanayi yatırımcısı açısından pek uygun durumda değiliz. Termal açısından zaten büyük yatırımlar geliyor. Organize sanayi bölgesi de çok dar. 40 bin ila 50 bin metre kare yer istediğinde yer yok. Hatta kendi yerel bir firmamız yer istiyor yer bulamıyor. Bırakın yabancı yatırımcıyı kendi yerli firmamız beklide dışarı gidecek. İkinci üçüncü organize sanayi bölgesi hakkında ilgili çok fazla görüşmeler yapılıyor ancak bir sonuç yok sanırım. Bu mevcut organize sanayinin genişletilmesi hakkında görüşmeler yapıldı. Ancak sonuca bir türlü gidilemiyor sanırım. Gerçek olan şu Afyon’un sanayisi yeterli değil. Serayla ilgili bir organize sanayi bölgesi yapılmalı. Termal otel İşletmecileri Derneği Başkanı Ali Acar’ın bir tespiti var. Seracılık bir nimet. Bunu değerlendirelim. Ama jeotermal enerji daha çok otellerimizle ilgili. Önümüzdeki dönemlerde bu alanda sıkıntı çekmemek için artık nasıl yapılır bilmiyorum ama jeotermalde öncelik otellerimiz olmalı. ” ifadelerini kullandı.
“HAVA ALANI EN ÇOK BİZE YARAR”
Bölgesel Zafer Havaalanın şehre büyük katkı sağlayacağını söyleyen Özçelik, geçmişte havaalanı olmadığı için birçok işin yarım kaldığını bu yüzden hava alanının bölge için büyük önem arz ettiğini belirtti. Özçelik, “Bizim hava Alanı meselemiz var. İki sene önce bir ülkenin TUSKON programına katılmış 15 tane iş adamını davet ediyoruz. Tamam deniliyor. Ertesi gün bizi hangi hava alanından alacaksınız ve kaç saat diyorlar. Ve randevulaşmamıza rağmen programlarımız iptal oluyor. Böyle iki tane randevumuz döndü. Şimdi çok şükür Hava alanımız var. Cezayir’e gitmek için geçtiğimiz günlerde konsolluğu aradık. Bize ilk sorulan soru hava alanına kaç kilometre uzaklıktasınız dediler. Ben tabi övünerek bizim hava alanımız var. Afyon Zafer havaalanı şeklinde girebilirsiniz dedim. Ertesi gün aradılar Ramazan Bey öyle bir hava alanı yok dediler. Bizim jeton o anda düştü. Kütahya Zafer havalimanı şeklinde girin dedik. Türk Hava Yolları o şekilde kayıt etmiş ama olsun onlardan daha çok biz kullanırız orayı.” dedi. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme