Afyonsuz bir Kurtuluş Savaşı düşünülemez

26. Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Afyonkarahisar Genç Atılımcılar Derneği tarafından gerçekleştirilen “Nasıl Bir Türkiye” isimli söyleşiye katıldı.
Başbuğ, Afyonkarahisar’da doğduğunu belirterek, Afyonkarahisar’ın Kurutuluş Savaşı’ndaki önemine değindi. Başbuğ, “Afyonsuz bir Kurtuluş Savaşı düşünmek mümkün değildir” dedi

Afyonkarahisar Genç Atılımcılar Derneği tarafından Çakmak Marble Otel’de düzenlenen ‘Nasıl Bir Türkiye’ söyleşiye katılan İlker Başbuğ, büyük ilgiyle karşılandı. Siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin yanı sıra, şehit yakınları, gaziler ve üniversite öğrencilerinin izlediği konferansta, Başbuğ’u dinlemeye gelenler salona sığmadı. Salonu bölen kapılar açılarak izleyicilere yer açıldı.
AFYON BENİM DOĞDUĞUM YER
Afyonkarahisar’ın hayatında önemli bir yeri olduğunu belirten Başbuğ, Afyonkarahisar’da doğduğunu ve çocukluğunun büyük bir bölümünü Afyonkarahisar’da geçirdiğini söyledi. Başbuğ , “Çocukluğumun en güzel ve büyük bir bölümü bu şehirde geçti. Bu güzel şehrin havasını soluyup suyunu içip insanları ile beraber olduk uzun yıllar. Benim yaşamımda Afyon’un çok önemli ve ayrıcalıklı yeri vardır. Büyüklerim anneannem ve babamın mezarı da burada. Ben 1943 yılında doğdum. İlk oturduğumuz yer Cumhuriyet İlkokulu karşısında bir evdi. İlkokul bir kişi için çok önemli bence, çocuğun ilk şekillendiği okul oluyor. Hiç unutmam ve yad ederim 1.2 ve 3. sınıftaki hocam Hikmet hanımda çok iyi bir öğretmendi ve benim bu günlere gelmemde yetişmemde çok büyük katkısı olduğunu düşünürüm. Babamın vefatı üzerine Yukarı Pazar Mahallesi’ne taşındık. O dönemlerde evde elektrik yoktu gaz lambası vardı. 50-51’li yıllarda. Sonradan Mecidiye Mahallesine taşındık ve 12 Ağustos İlköğretim okuluna geçtim ve daha sonra Afyon Lisesine gitmek nasip oldu. O dönemlerde bu okul bölgenin en kıymetli lisesiydi. Bu okuldan Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer buradan mezun oldu. Diğer bir Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’da buradan mezundur. Afyon doğduğumuz şekil aldığımız yer bugüne gelmememizde çok büyük emekleri var” dedi.
Başbuğ Afyonkarahisar’ın Kurtuluş Savaşı’ndaki yeri ile ilgili ise şöyle konuştu:
“Afyonkarahisar denilince elbette ilk akla gelecek konuların başında Kurtuluş Savaşımız geliyor. Bu savaşta da burası Cumhuriyeti getiren yolun başlangıcıdır. Burada Afyon’un tarihi bir önemi vardır. Bu başarı bu savaş bizi bugünlere getirdi. Afyonsuz bir Kurtuluş Savaşını düşünmek mümkün değildir.”
“LAİKLİK EN ÇOK TSK
ALEYHİNDE KULLANILIYOR”
Laikliğin halkta yanlış anlaşıldığını söyleyen İlker Başbuğ, konunun TSK aleyhinde kullanıldığını belirtti. Başbuğ, “Laiklik konusunu halkımıza, köylümüze doğru anlatamamışız. Aslında çok açık ama halka doğru anlatılamadığı için maalesef Cumhuriyet’in ilk kurulduğu andan itibaren istismar ediliyor. İlk kurulan muhalefet partisi Terakkiperver’den beri siyasette, din ve dini duyguların istismar edilmesi başlıyor. Laiklik köyde, kentte öyle bir şey resmediliyor ki ‘laiklik’ denilince ‘dinsizlik’ anlaşılıyor. Diyorlar ki ‘Ordunun başında olan generaller, subaylar dinsiz.’ Böyle bir propaganda yapılıyor. Din bir toplum için vazgeçilmezdir. Dinsiz toplum olmaz. Din toplum için önemli ve hayatidir. Hele Türkiye gibi halkının yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede dini bir tarafa atamazsınız. Bazı dönemlerde hatalar yapıldı. Bazı radikal düşüncede olanlar dini toplum hayatından kopartmaya çalıştı” dedi.
“ORDU AYNI ZAMANDA
PEYGAMBER OCAĞI”
Atatürk’ün İslam dinini çok iyi bildiğini ve dine sahip çıktığını da anlatan İlker Başbuğ, Büyük Taarruz öncesinde günlerce banyo yapma imkanı bulamayan Atatürk’ün yine de sık sık ya mevlid ya da Kur’an okuttuğunu söyledi. ‘Allah Allah’ diyerek hücum eden bir ordunun dinsiz olamayacağını vurgulayan Başbuğ, “Bugün dahil kimi derseniz deyin, Mustafa Kemal Atatürk kadar İslam dinini iyi bilen ve dinine sahip çıkan ikinci bir kişiyi bulamazsınız. İnanmazsanız açıp dönemin kitaplarına bakabilirsiniz. Büyük Taarruz’dan önce Atatürk buralara gelir. Aşağı yukarı 30- 35 gün kalır ve hastadır. Akşehir’e gidene kadar banyo bile yapamaz. Hatta hatıralarında sabunlu bezle vücudunu sildiğini yazar. O süre zarfında aşağı yukarı 5- 6 kere ya mevlit okunuyor, her gittiği yerde Kuran okunuyor. Kalkıp kim bu adama nasıl dinsiz diyebilir. Orduya da aynı şeyi söylediler. Bu ordu aynı zamanda peygamber ocağı. Ordumuzda bugün hala gemilerde ana direklerin en üstünde Kur’an vardır. Bizim söylediğimiz dini, kutsal değerleri siyaset malzemesi ve kişisel amaç yapmayın” diye konuştu.
“FENERBAHÇE’Yİ ALLAH KORUDU”
Türkiye’deki en temel sorunun ahlak yetersizliği olduğunu ve yaşanan birçok sorunun temelinin ahlaki çöküntü olduğunu vurgulayan İlker Başbuğ, şöyle dedi:
“Ahlak denildiği zaman sadece namus algılanmamalı. Ahlak konusuna çok geniş bir şekilde bakmalıyız. Bu bizim en temel sorunlarımızdan birisi. Herkes bütün sorunlara, bütün çözüm yollarına maddi çıkarları açısından bakıyor. Böyle bakıldığında toplum yanlış şekilleniyor. Bakın sporda nereden nereye geldik. Nerdeyse birbirimizi vuracağız, öldüreceğiz. Geçen hafta biliyorsunuz Fenerbahçe maçtan dönerken otobüse bir saldırı oldu. Bu akıl almaz bir olay. Geçmişte, ‘bir gün Türkiye’de böyle bir olay olacak’ deseler ‘ya bu olmaz’ derdik. Ama artık oluyor. Bu saldırı planlanmış, programlanmış bir olay. Allah korudu. Kimi korudu? Türk milletini ve Fenerbahçe’yi. Bu yaşananları Fenerbahçe’nin sorunu olarak görmeyelim. Aynı şekilde seçim sürecine girdik. Seçimler demokrasinin bayramı, huzur, adalet ve eşitlik içersinde geçmeli. Umarım huzur ortamını bozan olaylar yaşanmaz.”
Konuşmasının ardından İlker Başbuğ’a dernek yöneticileri teşekkür plaketi verdi. Afyonkarahisarlılarla bir süre sohbet eden Başbuğ, kitaplarını da imzaladı. Atatürk’e benzerliğiyle tanınan sinema sanatçısı Göksel Kaya da Afyonkarahisarlılar’dan büyük ilgi gördü. (Kocatepe Haber Merkezi)