• Haberler
  • Genel
  • Afyonkarahisar’ın eski Müftüsü merhum Celal Yıldırım'a vefa duyguları düzenlenen programla dile getirildi: Celal hoca minnetle anıldı

Afyonkarahisar’ın eski Müftüsü merhum Celal Yıldırım'a vefa duyguları düzenlenen programla dile getirildi: Celal hoca minnetle anıldı

Afyonkarahisar’a uzun süre Müftü olarak hizmet veren, âlim, din adamı merhum Celal Yıldırım’a özel olarak hazırlanan anma töreninde Yıldırım, minnetle anıldı   Merhum Âlim Müftü Celal Yıldırım’a özel Vefa ve Anma Programı İl Müftülüğü'nce 22 Kasım Cuma akşamı Kamil Miras Anadolu Lisesi Şehit Kerim Üye Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Program Din Görevlisi Osman Aykan’ın Kur’an-ı Kerim [&hellip]

Afyonkarahisar’a uzun süre Müftü olarak hizmet veren, âlim, din adamı merhum Celal Yıldırım’a özel olarak hazırlanan anma töreninde Yıldırım, minnetle anıldı

Merhum Âlim Müftü Celal Yıldırım’a özel Vefa ve Anma Programı İl Müftülüğü’nce 22 Kasım Cuma akşamı Kamil Miras Anadolu Lisesi Şehit Kerim Üye Konferans Salonunda gerçekleştirildi. Program Din Görevlisi Osman Aykan’ın Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.
“AKADEMİK ÇALIŞMA BEKLENİYOR”
Programının açılış konuşmasını İl Müftüsü Şükrü Kabukçu yaptı. Afyonkarahisar’ın bereketli bir yer olduğunu belirten Kabukçu, “Ben merhum Celal hocamın ismini ilk defa rahmetli babamın kütüphanesinde gördüğüm İslam Fıkıh eseri ile duydum. Sonra nasip oldu Afyon’a geldim. Afyon’da her geçen gün toplumun her kesiminde hocama ait çok değerli hatıratlara şahit oluyoruz. Geçtiğimiz Ağustos ayında kaybettiğimiz merhum hocamızı anmak istedik. Bizi kırmayıp İzmir’den teşrif eden evladı Fatih Yıldırım’a ve muhterem eşlerine şükranlarımı sunuyorum. İnşallah İslami İlimler Fakültemiz ilerleyen günlerde bu konuda bir çalışmayı akademik seviyesi her ne olursa eğer lütfederlerse biz de bize düşen desteğe hazırız. Bu programı hazırlarken desteklerini gördüğüm büyüklerim Galip Leblebicioğlu ve Hacı Hakkı Özsoy’a şükranlarımı sunuyorum. Yaptığımız geçmişi hayırla yad edip hatırlamaktır.” dedi.
ZENGİN İÇERİKLİ PROGRAM
Celal Yıldırım’ı Anma ve Vefa Programı üç bölümde gerçekleştirildi. İlk bölümde, Afyonkarahisar eski Müftüsü Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşleyen “Âlim Yetiştirmenin Önemi” başlıklı konferansı verdi. Daha sonra AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Ercan Şen, “Celal Yıldırım Hayatı, Eserleri ve Düşünce Dünyası” başlığında sunum yaptı. Programın son bölümünde; Galip Leblebicioğlu, Hacı Hakkı Özsoy, Nevfel Dinç, Fatih Yıldırım, Celal Yıldırım’la olan hatıratlarını aktardı.
“CELAL HOCA GÖNÜLLERDE TAHT KURMUŞ”
Afyonkarahisar eski Müftüsü Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Burhan İşleyen “Âlim Yetiştirmenin Önemi” konulu konferansında 16 Ağustos 2013 tarihinde bir Cuma günü Afyonkarahisar Müftülüğü görevine başladığını hatırlattı. İşleyen, “Cenab-ı Hak nasip etti Afyonkarahisar Müftüsü olarak göreve başladım. Büyüklerimiz ziyaretlerinde ‘Hocam senden önce bir Celal Yıldırım hocamız vardı.’ diyorlardı. Öyle bir anlatım ki sanki dün ayrılmışta ertesi gününe ben göreve başlamışım gibi. Rahmetli hocamızın Diyarbakır Kulp doğumlu olduğu söylenmişti. Ben Afyonkarahisar’dan Diyarbakır’a gittim. Hocamız Diyarbakır’dan gelip Afyon’da her müminin kalbinde taht kurmuş bir kişidir. Onun anılmasına vesile olan İl Müftülüğüne çok teşekkür ediyorum. Bizde genellikle büyüklerimiz vefat ettikten sonra kıymet kazanıyor. Ancak hocamız vefat etmeden önce de çok kıymetliydi. Böyle gönül insanlarımızı gençlerimizin önüne koymaya çok ihtiyacımız var.” diye konuştu.
“FETÖ MUSİBETİNİN ETKİLERİ SÜRÜYOR”
Günümüzde ekmek ve sudan daha çok âlime, mürşide, rehbere ihtiyaç duyulduğunu belirten İşleyen, “Ben günümüzde ekmekten çok mürşide ve âlime ihtiyaç duyulduğu kanaatindeyim. Çünkü tarihin en kurak dönemlerinden birisini yaşıyoruz. Giderek azalıp bir elin parmakları kadar ehliyet ve iyi niyet sahibi âlimin bulunamadığı bir dönemdeyiz. Bütün problemler üzerimize yağmur gibi âlimsizlikten geliyor, mürşitsizlikten geliyor. Daha 3 sene önce yaşadığımız FETÖ musibetinin etkilerini üzerimizden silemedik. Onlarca yılda silecek, atacak gibi değiliz. Bu bir âlimsizlik, mürşitsizlik problemidir. Ehliyet ve iyi niyet sahibi olmayan bir âlimin olmayışı problemidir. Hala sınırlarımız ötesinde bize kan kusturan, düğünleri basıp katliam yapan, masum insanları öldüren, gözünü bağladıkları müminleri La ilahe illallah diye kelime-i tevhid-i söylerken, Allah-u Ekber diye tekbir getirerek boğazlarını kesen DAEŞ de bir mürşitsizlik, bir âlimsizlik problemidir.” şeklinde konuştu.
“ALLAH’IN DİNİNİ ÖĞRENMEYEN KENDİNDEN ŞİKÂYET ETMELİ”
Burhan İşleyen, İbrahim A.S’nin evladını Allah için feda ettiği gibi hangi makam ve statü de olursa olsun müminlerin evlatlarını Allah’ın dinini öğrenmeleri için yetiştirmedikleri halde şikâyetçi olamayacaklarını kaydetti. İşleyen, “Aksi halde ne müezzinin sesinden şikâyet etmeye, ne imamın kıratından şikâyet etmeye, ne vaizin hitabetinden şikâyet etmeye, ne Müftü’nün idaresinden şikâyet etmeye hakkımız vardır. Sadece kendimizden şikâyet edeceğiz. Çünkü âlime ihtiyaç var. En iyisin fen bölümlerine, en iyisini mühendislik bölümlerine, en iyisini tababet yani tıp bölümlerine gönderip sonra niye bu İslam layık olduğu gibi temsil edilmiyor diye şikâyet edersek şikayet etmemiz gereken birinci şey kendi öz nefsimizdir. Bunu özellikle ifade ediyorum.” ifadelerine yer verdi.
“CEMAL EĞRETLİ DE RAHMETLE ANILDI”
Allah’ın ilmi insanlardan zorla çekip çıkarıp almadığının altını çizen İşleyen şöyle konuştu: “Bir toplumdan ilmi Allah çekip çıkararak almaz. Allah ilmi âlimleri almak suretiyle alır. Dünya da âlim kalmazsa insanlar cahillerin peşinden giderler. Cahillerin rehberliğine müracaat ederler. Öyle cehalet örneklerini görüyoruz ki bir kolyeyi satabilmek için on tane hadis uyduran müptezel din tüccarları, bir terliği satabilmek için yüz tane haber uyduran müptezel din tüccarları var. Tüm bunların içerisinde bizim gerçekten âlime ihtiyacımız var. İnsanlar cahilleri baş edinince sorular sorarlar. Kendilerine sorular sorulan cahillerde ilimsiz ve bilgisizce cevap verirler. Hem kendilerini sapıtırlar hem de peşinden giden insanları saptırırlar. Bu nedenlerle en ufak esintide iman sarsılıyor. İşte bu yüzden ne olur âlim yetiştiren müesseselere destek verelim. Afyonkarahisar hayırsever, hafızlığı destekleyen, Kur’an Kursunu destekleyen, İmam Hatibi destekleyen, manevi eğitimi destekleyen, gezek geleneği ile sohbeti bir meşrep, bir gelenek haline getiren bir yerdir. Bu vesile ile Hacı Cemal Eğretli’yi de rahmet ve minnetle anıyorum. Allah makamını ve mekânını cennet eylesin.”
“ÖRNEK OLANLAR CELAL YILDIRIM GİBİ HOCALAR”
Afyonkarahisar’ın gelenekleri olan bir şehir olduğuna temas eden İşleyen şunları söyledi: “Afyonkarahisar olarak çok güzel işler yapıyorsunuz. Ama ne olur çocuklarınızın en zeki olanlarını bu yola yönlendirin. Kötü örneklere bakarak içimiz kararmasın. Bakmamız gereken rahmetli Celal Yıldırım gibi hocalardır. Kendisi vefat edip gitse bile yaktığı kandil hala tüm parlaklığı ve berraklığıyla aydınlatmaya devam eden hocalardır. Ekmek olmazsa akşamı ederiz ama dayanışma olmazsa biz birbirimize düşeriz. Etrafımız ateş çemberi. Geçen yıl Üsküp’te Anayasa Mahkemesi Üyesi Üsküp’lü Türkleri temsil eden Salih Bey’le karşılaştık. Kendisi ‘Hocam her namazdan sonra önce Allahım rızanı kazanacak ameller nasip et diye dua ediyoruz. İkinci duamız da Allahım Türkiye Cumhuriyeti Devletini kıyamete kadar ayakta kalsındır.’ dedi. Çünkü Türkiye sendelerse kendilerinin düşeceğini, Türkiye’nin hastalanması halinde kendilerinin öleceğini söyledi. Bu düzeni sağlayan âlimlere ihtiyacımız var. Para herşey değlidir. Çocuklar çok kazansa ne olacak? Ortalık bir günde bir karışıyor insanın elinde avucunda ne varsa hiçbir şey kalmayı veriyor. İnsanları birbirine kenetleyen tuğlaların harcı çimentosu âlimlerdir. O âlimleri yetiştirme sorumluluğu da tüm millet ve toplumun sorumluluğudur.”
“HALKI İRŞAD ETTİ SESSİZCE DÜNYADAN GÖÇ ETTİ”
AKÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Ercan Şen, “Celal Yıldırım Hayatı, Eserleri ve Düşünce Dünyası” tebliğini sundu. Merhum Alim ve Müftü Celal Yıldırım’ın çok hayırlı işlere ve hizmetlere imza attığını belirten Şen, “Kendisi ilmi çalışmaları ve eserleriyle ilim dünyasına adını yazdırmıştır. Ülkemizin dini ve ilmi hayatına katkılar sağlamıştır. Celal Yıldırım hocamız hayatı boyunca İslam’a hizmet etmek için çalışan, pek çok öğrenci yetiştiren, ilim adamlarının yetişmesinde emeği geçen son dönem İslam Âlimlerindendir. Daha çok kendi eserleri ve tercümeleriyle öne çıkan, İslami İlimler alanında ki çalışmalarıyla tanınan, arkasından 50’ye yakın eser, yüzlerce yazı bırakan, cami kürsülerinden halkı irşad eden ancak sessiz sedasız bu âlemden göçen bir isimdir.”dedi.
“CELAL HOCA GEZEKLERDE SOHBET VERİRDİ”
Programın son bölümü olan hatırat bölümünde İl Müftüsü Şükrü Kabukçu’nun Moderatörlüğünde, Galip Leblebicioğlu, Hacı Hakkı Özsoy, merhum Celal Yıldırım’ın oğlu Fatih Yıldırım, Nevfel Dinç merhum Yıldırım’a yönelik hatıralarını dinleyicilerle paylaştı. Leblebicioğlu, merhum Celal Hoca’nın geçmiş dönemde ihtiyaç duyulan Müftülük hizmet binası için çabalar gösterdiğini Afyonkarahisar’ın gezek geleneği kapsamında merhum hocanın sohbetlerde bulunduğunu anlattı. Hacı Hakkı Özsoy da merhum Celal Hoca ile aynı apartmanda kendisinin 5. merhumun 2. katta ikamet ederek komşuluk ilişkileri bulunduğunu kaydetti. Özsoy, Celal Yıldırım’ın temiz, şık giyimiyle dikkat çektiğini o dönem sadece belli kimselerin kullandığı fötr şapka kullandığını, gezeklerde gece dersleri verdiğini kaydetti. Özsoy, 5. kattaki dairesinde temizlik esnasında pencereden merhum Yıldırım’ın apartmandan çıktığı sırada üzerine dökülen su kovasını büyük bir olgunlukla karşıladığı hatırasını da sözlerine ekledi.
“ZAMANININ ÇOĞUNU OKUYUP YAZMAKLA GEÇİRDİ”
Aslen Aydın’lı olan Nevfel Dinç merhum Yılıdırım’la birlikte çalıştıklarını, kendisini oğlu gibi benimsediğini, rahmetliden çok şey öğrendiğini, Afyonkarahisar’dan evlenmesine vesile olduğunu ifade etti. Yıldırım’ın oğlu Fatih Yıldırım, Nevfel Dinç’i ağabeyleri gibi bildiklerini, rahmetli babasının sürekli okumak ve yazmakla meşgul olduğunu kaydetti. Fatih Yıldırım, babasının hızlıca yenilen akşam yemeklerinden sonra odasına çekilip daktilosunun başından saatlerce kalkmadığını, iyi bir kitap okuru olduğunu, babasından eğitim almaları için o dönem Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan çok sayıda din görevlisinin gönderildiğini ifade etti. Yıldırım, babasının vefat etmeden önce tutulduğu Alzheimer hastalığında bile sıkça sadaka vermelerini telkin ettiğini, Afyonkarahisar’ın hayatında önemli bir yeri olduğunu dile getirdi. Programa yoğun katılım gözlenildi.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme