Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yusuf İLGAR

AFYONKARAHİSAR’DA ZUHÛR EDEN YANGINLAR-3 – Kocatepe Gazetesi

Yusuf İLGAR 31 Mart 2017 Cuma 12:05:23
 

(Dünden Devam)
14 AĞUSTOS
 1318/27 AĞUSTOS
1902 ÇARŞAMBA GÜNÜ ZUHUR EDEN KARAHİSÂR YANGINI HAKKINDA
YAPILAN İNCELEME RAPORU:
1. Yangın Mahalli ve Hasar Miktarı
Yangın Ağustos ayının on dördüncü Çarşamba günü akşamı, yani Perşembe gecesi saat iki buçuk13 sularında Karahisâr-ı Sâhib’in İğneci Mahallesi’nde tüccardan Şirinyan Arekil adlı Ermeni’nin sigortalı hanesinden çıkıp etrafa yayılarak; üç cami-i şerif, bir Mevlevîhâne, iki dergâh-ı Kâdirî ve Rifâ‘î, bir medrese, iki mektep, bir kilise, iki hamam, yirmi bir dükkân, yüz yetmiş iki İslâm eviyle sekiz yüz kırk sekiz Ermeni evi yanmış olup ve otuz üç adet dükkân da yıkılmasından sonra sönmüştür ki, bu müthiş yangının tam dört bin sekiz yüz nüfusu açıkta bıraktığı, bir benzerinin olmadığı, zararın da yüz elli bin lira olduğu tahmin edilmektedir.
2. Çıkış Sebebi
Yukarıda adı geçen Arekil yanmış olan evinin alt ve orta katlarında ailesiyle birlikte oturmaktayken, üst katının daha henüz cam, çerçeve, dolap ve saire gibi inşası tamamlanmamış olup, on beş günden beri evde sekiz dokuz marangoz çalışmakta ve her gün akşamları bir hayli talaş birikmekte olduğundan, ev halkı yangının çıkmasını çalışan marangozların dikkatsizlikle yere sigara düşürerek talaşların bundan ateş alıp parlamasına atfetmekte iseler de bu görüşün doğruluğu söylenemez. Çünkü bunların ileri sürdükleri gibi marangozların yere bırakmış oldukları sigaradan talaşların parlamış olduğu kabul görse bile evde çalışan marangozlar, akşamüzeri saat on birde14 gitmekte olup ve talaş ve yongaların ise bir anda parlaması lâzım gelir. Hâlbuki yangın gece saat iki buçuğa doğru [günümüzde uygulanan saat dilimine göre 22.15] çıkmış olduğundan böyle küme küme birikmiş talaş yığınlarının sigara ateşinden üç, üç buçuk saat durduktan sonra parlamayacağı ve bilakis yangının ani bir surette vuku bulacağı izaha muhtaç ve izah edilemeyen hususlardandır. Bunun doğrusu, üst katta talaş birikmekte bulunan salona daima girip çıktıkları anlaşılıp, ev sahibinin hizmetçileri o gece çerçevesiz, camsız, apaçık olan salonun bir köşesine bıraktıkları gaz lambasını, rüzgârın şiddeti devirip lamba parlayarak bundan talaşların derhal alev almasından salon bir anda ateşler içinde kalmış ve dört beş dakika zarfında üst katı yangın sarmıştır ki yapılan incelemeler dahi bu görüşü doğrulamıştır.
Evin yanmasının kasıtlı olup olmadığına gelince, ev sahibi Arekil, Müslümanlar ve Hıristiyanlar yanında itibarlı ve kendi halinde zengin bir tüccardır. Her ne kadar üç seneden beri yanan evini iki yüz liraya sigorta ettirmiş ise de yanan ev, üç yüz liradan da daha çok değerlidir. Aynı zamanda bütün eşyası sigortasız olup bir çöp bile kurtaramadan bütün nesi varsa kâmilen yanmıştır. Hatta dokuz yaşındaki evladı dahi içeride kalıp komşuları tarafından güç-bela kurtarılmıştır. Bununla birlikte yangında kastı olduğu, marangozların ve ev sahibiyle ailesi ve hizmetçilerinin sorgulanmasından ve inceleme komisyonu raporundan ve halkın şahitliğiyle anlaşılmaktadır. (Devamı Yarın)

 

13 Buradaki saat kavramı alaturka saattir. Günümüzde uygulanan alafranga saatine göre akşam ezanı vaktinden iki buçuk saat sonraki zamandır. 27 Ağustos’ta akşam ezanı 19.45’te okunduğuna; yangının bu zamandan iki buçuk saat sonra çıktığını dikkate alarak, yangının 22.15’te başladığı anlaşılır. Alaturka saatin özellikleri şöyle izah edilmiştir: “Hangi mevsim olursa olsun aynı saatte güneşin konumunun (doğu batı düzleminde) aynı olduğu saattir. Şöyle ki: güneş tam battığında saat 12’dir (günümüz saatinde güneş en tepedeyken saat 12’dir). Örneğin 1 Temmuz’da alaturka saat 12’yi gösterdiğinde alafranga saat 19.45 + 1 saat yaz uygulaması = 20.45’i gösterir. 1 Ocak’ta ise alaturka saat 12’yi gösterdiğinde alafranga saat 16.50’yi gösterir (bu rakamları güney yarımkürede denemeyin) yani alaturka saat günü 24 eşit zaman dilimine bölünmüş değildi. Alaturka saat yaz, kış, günün her saati aynı aydınlık zamana rastlardı. Saat 4 deyince hangi mevsim olursa olsun güneşin aynı pozisyonuna tekabül ederdi. Amaç namaz vakitlerinden sapmamaktır. Tanzimat fermanıyla birlikte ticari hayattan sonra 1 Ocak 1926’dan itibaren yürürlüğe giren 26 Aralık 1925 tarih ve 697 sayılı kanunla uygulamadan tamamen kalkmıştır. Ezânî saat olarak da geçer”. (http://www.msxlabs.org/forum/x-sozluk/312838-alaturka-saat-alaturka-saat-nedir-alaturka-saat-hakkinda.html)
14  Alaturka saatte on bir, akşam ezanından bir saat öncesi olan zamandır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER