Afyonkarahisar'da plaj keyfi yaşanacak – Kocatepe Gazetesi
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban'ın, Beldemiz Dergisi'ne verdiği mülakatı Gazeteniz Kocatepe'nin derlemesiyle sunmaya devam ediyoruz. Çoban'ın röportajının üçüncü bölümü şöyle:–Geçtiğimiz günlerde, Afyon’a deniz getirsek ne dersiniz şeklinde bir açıklamanız oldu. Kamuoyunda çok ciddi yankıları olan bu açıklamanızı okuyucularımız için biraz daha açabilir misiniz?Trabzon’da Uzungöl diye bir yer var. Ben oraya fotoğraflarından baktım. Bir gölün etrafında [&hellip]
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın, Beldemiz Dergisi’ne verdiği mülakatı Gazeteniz Kocatepe’nin derlemesiyle sunmaya devam ediyoruz. Çoban’ın röportajının üçüncü bölümü şöyle:
–Geçtiğimiz günlerde, Afyon’a deniz getirsek ne dersiniz şeklinde bir açıklamanız oldu. Kamuoyunda çok ciddi yankıları olan bu açıklamanızı okuyucularımız için biraz daha açabilir misiniz?
Trabzon’da Uzungöl diye bir yer var. Ben oraya fotoğraflarından baktım. Bir gölün etrafında evler var, yeşillik var. Afyon’un şanssızlığı içinden bir nehrin geçmemesi, bir sahil şehri olmaması veyahut yakınında bir deniz, göl olmaması… Bunlar hep olumsuz şeyler. İçinden bir Akarçay geçiyor deniliyor ama bu sene ciddi bir kuraklık var. Biz orada bent yapmasak orada su bile olmazdı. Akarçay Nisan aylarında kuruyan bir deremiz. Eski Milletvekilimiz Sait Açba Bey’le bu konuyu çok düşündük ve bir yer tespit ettik. Onunla beraber buraya bir gölet yapma, etrafını yeşillendirme ve gölete kadın-erkek ayrı ayrı girebilecek plajlar yapma düşüncesi ortaya çıktı. Bunu da Sayın Bakanımıza açtık o da çok olumlu gördü. Şu an çalışmalarımız başladı. Yaklaşık 6 milyon lira bir harcamayla gölet yapılıyor. Etrafını da biz şu anda projelendirmeye başladık. Duş yerlerini tuvaletlerini ve sosyal tesislerini yapacağız. Bunun yanında da deniz kumu getirerek kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı, ailelerin ayrı girebileceği alanlar oluşturmayı düşünüyoruz. Bunun yeri ile ilgili de biraz kamuoyunda merak oluşsun diye henüz yerini açıklamıyorum. Vatandaşlarımız beklesinler burası şehrimize çok yakın bir noktada, şehir merkezimizden minibüsle dâhil gidilebilecek çok az bir yürüyüşle ulaşılabilecek noktada olan bir yer olacak. Bu şekilde olması ayrıca otellerimizin de daha önce bahsettiğim doğa yürüyüşleri anlamında çok büyük katkı sağlayacak bir proje. Biraz vatandaşlarımız merak etsin şimdiden yerini söylemeyelim.
HAYVAN KANI, HAMMADDE
HALİNE GELECEK
–Yine geçtiğimiz günlerde OSB’deki sanayi atıklarının arıtılmasıyla ilgili önemli bir uygulamadan bahsettiniz, nedir bu uygulama?
Afyonkarahisar et üretimi ve kesiminin yoğun olduğu bir il. Bizde Afyon’da 2011 yılında Türkiye’nin en modern Atıksu Arıtma Tesisini kurduk. Maalesef mezbahalarda kesilen küçükbaş, büyükbaş ve kanatlı hayvanların kanları gece saatlerinde ve hafta sonu bizim tesisimize veriliyor. Bu kanlar maalesef bizim Atıksu Arıtma Tesisimizin çalışmasını engelliyor. Çünkü tesisimiz evsel atıklara göre ayarlanmış bir tesis. Bununla ilgili Çevre Şehircilik Müdürlüğümüz ve Organize Sanayi Bölgemiz ile bir araştırma içerisindeyiz. İnşallah Türkiye’de ilk defa Belediye işbirliğinde kan kurutma ünitesi kuracağız. Seyyar ve hijyen araçlarla mezbahanelerde kesilen hayvanların kanlarını bir yerde toplayıp Çevre Hizmetleri Birliğimize ait düzenli çöp toplama alanımızda yapacağımız tesise bu kanları getirip işleyeceğiz. Kanları tabiri caiz ise hammadde haline, protein haline getireceğiz ve bunu Avrupa’ya satacağız. Bununla ilgili de çalışmalarımıza başladık iki şehre gezi gerçekleştirdik. Yatırımın verimli olduğu kanaatine vardık. Sanıyorum bu da örnek bir çalışma olacak.
SİNANPAŞA’DA KUYU
ÇALIŞMASI YAPILDI
– İçme suyu kaynaklarıyla ilgili hazırlıklarınız var mı? Akdeğirmen Barajı’nda son durum nedir?
15 Nisan 2009 tarihine kadar biz içme suyumuzun yüzde 90’nını Küçükçobanlı kuyuları ve diğer kuyulardan sağlıyorduk. 15 Nisan 2009 tarihinden bu yana sağ olsun Bakanımızın Afyonumuza kazandırdığı Düzağaç Akdeğirmen Barajı’ndan şehrimize kaliteli suyu vermekteyiz. Ancak son iki yıldır yaşanan kuraklık 8,5 yıldır ilk defa barajımızın yüzde 20’lere kadar inmesine sebep oldu. Bu da altı aylık bir su demekti. Bu durumu önceden gördüğümüz için bir yıldır sürekli şehrimizin güzel suyu olan bölgelerinde sondaj çalışması yapıyoruz. Şimdiye kadar yaklaşık 10’a yakın sondajımızı bitirdik. Şu an yüzde 60 Akdeğirmen Barajı’ndan, yüzde 40 kuyulardan şehrimize su veriyoruz. İleriki yıllarda şehrimizin su ihtiyacı olabilir gerekçesiyle suyu bol ve ama kaliteli olan bölgelerden su araması yaptırdık. Etütlerimizi yaptırdık Sinanpaşa bölgesinde bir yerin suyunun sağlıklı ve bol olduğu sonucuna vardık. Devlet Su İşleri ile bir protokol yaptık. Bu protokol çerçevesinde 12 adet kuyu açmaya başladık. İki kuyumuz açıldı, 10 kuyumuzun daha açılmasını bekliyoruz. Sonrasında kuyular arasındaki bağlantıları yaparak bu bölgedeki kuyuyu yedek olarak tutacağız. Allah göstermesin Akdeğirmen Barajı’nda su azalması olduğu zaman Sinanpaşa bölgesindeki bu kuyular devreye girecek şekilde çalışmalarımızı yapıyoruz. 6 milyon lira gibi bu işin bir gideri var. Bu gideri de Kültür ve Turizm Bakanlığımızdan sağlamış olduk onlara da bu vesileyle şükranlarımı arz ediyorum.
DAİRE MÜDÜRLERİNİN AMİRİ DEĞİLİZ
– Kurumlar arası işbirliğine önemsediğinizi biliyoruz. Bugüne kadar hiçbir kurumun idarecisiyle çatışma halinde olmadınız. Bunun için özel bir çabanız var mı?
– Ben il başkanı iken bir kasaba belediye başkanımız Afyon Belediye Başkanımızla sorun yaşamış. Belediye Başkanlarımız telefonda tartışmışlar. Ona şu cümleyi kullanmış, Sen Paris Belediye Başkanı isen, bende Lüksemburg Belediye Başkanıyım, demiş. Şimdi tabii; Afyon’daki daire müdürlerinin amiri biz değiliz. Onların çoğunun amiri Vali ya da Bakanlıklara bağlı olan teşkilatlarımızda var. Mesela ben çok iyi hatırlıyorum. İl Başkanı iken şehrimizin Belediye Başkanı, eski adıyla Köy Hizmetleri İl Müdürünü arıyor. Emrivaki bir şekilde Bize iki tane kamyon gönder veya senin dozeri şuraya gönder. diyor. Emrivaki konuştuğunuz zaman ya da karşınızdaki insana değer vermediğiniz zaman o hemen bahaneyi buluyor: Kamyonlarımız şu ilçede ya da iş makinelerimiz tamirde. diyerek. Ben ise arıyorum daire müdürünü ve diyorum ki; Değerli müdürüm; falan yerde yol çalışmamız var, bizim kamyonlarımız yetersiz kaldı acaba lütfetseniz iki kamyonu iki günlüğüne alabilir miyiz, bu konuda bize yardımcı olabilir misiniz? dediğim zaman Derhal Sayın Başkanım gönderelim. diyorlar. Bazen insanların üslubu işin olumlu ya da olumsuz olması konusunda tesir ortaya koyuyor. Bunu her alanda yapmak gerekir. Bağırmak, çağırmak emir etmekle işler yürümüyor. Herkesin kendine göre makam ve konumu var. Biz iktidar partisinin Belediye Başkanı dahi olsak kesinlikle daire müdürlerinin amiri değiliz. Onların üzerinde bir insan değiliz. Karşılıklı sevgi, saygı, hukuk çerçevesinde bu işin götürülmesi gerekiyor. Bundan hem Afyon, hem de Belediyemiz kazandı.
HAMM KARDEŞLİĞİ
DEĞERLENDİRMESİ
– Türkiye-Almanya ilişkileri gerilimli bir süreç yaşarken, Almanya’nın Hamm kenti ile olan kardeş şehir ilişkilerini ara vermeden devam ettiriyorsunuz. Bu konuda bir değerlendirme yapmak ister misiniz?
-Gerek Hamm Büyükşehir Belediye Başkanı olsun, gerekse çalışanları olsun Türkleri ve Türkiye’yi seven insanlar. Birde Hamm şehrinin özel bir konumu var. 180 bin nüfusun yaklaşık 18 bini Türk. Dolayısıyla yüzde 10’lık bir kesim hiç azımsanmayacak bir oran. Biz bu şehirle olan ilişkilerimizi devam ettirirken öncelikli olarak oradaki Türk kardeşlerimizin soydaşlarımızın durumunu gözetliyoruz. İlişkilerimizi sonlandırmak ya da gerilimlere ulaşacak hadiseler içerisine girmemiz en başta oradaki Türk kardeşlerimize zarar verir. Bunu onlarda çok iyi biliyorlar. Sayın Belediye Başkanı Petermann da kendi partisi ve Hamm şehrindeki muhalefetten gelen yoğun eleştirilere rağmen gerek 15 Temmuz sonrasında, gerekse bu sene artan gerilime rağmen ‘gitme’ çağrılarına kulak vermeden bizzat ilimize geldi. Burada da basına bunu söylemekten geri çekinmedi. Hatta gitme diye baskı yaptıklarını ancak kendisinin buna direndiğini özgür iradesiyle buraya geldiğini ifade etti. Bu da kendisinin Türklerle ve Müslümanlarla olan ilişkisinden kaynaklanan bir durumdur. Ülkeler arasında bu tür şeyler geçici olarak ortaya çıkabilir. Biz Almanya ile bir takım gerilimler yaşayabiliriz ama hükümetler gelip geçici, makamlar da gelip geçici. Üç yıl sonra, beş yıl sonra, on yıl sonra bakarsınız çok iyi ilişkiler içerisine girebiliriz. Kaldı ki biz Almanya ile 1. Dünya Savaşı’ndan beri süren bir müttefikliğimiz var. Bunları da göz ardı etmemek gerekir. Orada da 2 milyondan fazla soydaşımız yaşıyor, onları da düşünmek lazım bu çerçevede Hamm’la olan ilişkilerimize önem veriyor, bu konuda da Hamm Belediye Başkanımız Petermann’ı da her zaman olumlu görüyorum.
ERBAKAN KÖPRÜSÜ’NDEN
BİNLERCE ARAÇ GEÇİYOR
– Prof.Dr. Necmettin Erbakan Köprüsü ile ilgili kamuoyunda çeşitli dedikodular oldu, bunlarla ilgili neler söylersiniz?
Bazı insanlara ne yapsanız yaranamazsınız. İşte efendim bu köprüyü orada arsaları olan bir ailenin adıyla telaffuz ettiler. Hâlbuki onların orada bir binası yok, arsaları var ama bir binası yok. Şu an böyle diyen vatandaşlarıma sesleniyorum; gidin oraya, sabahtan gece 12’ye kadar bekleyin, binlerce aracın geçtiğini göreceksiniz. Yine bazı basın yayın organlarında köprüye yüklenici firmanın isminin yazılmasıyla ilgili eleştiriler oldu. Görevimiz gereği ülkemizin çeşitli şehirlerine gidiyoruz. Birçok şehirde gerek şehir içerisinde gerekse karayollarında yapılan köprülerde o köprüyü yapan müteahhit firmanın bir amblemi yüzde 80-90 oluyor. Şimdi bu köprüyü yapan firma da Afyonlu bir firma, nasıl ki Afyonkarahisar Belediyesi tarihinde ilk defa bir köprü yapmışsa; o firma da tarihinde ilk defa bir köprü yapmış. Bu firma bir Afyon firması ve Afyonlu işçi çalıştırıyor, vergisini Afyon’da ödüyor. Orayı referans gösterip başka illerde işler alsa ve çalışmalarını artırsa işini büyütse bundan biz Afyonlular olarak fayda mı görürüz, zarar mı? Ben Afyonkarahisar Belediye Başkanı olarak siyasi görüşü, düşüncesi ne olursa olsun Afyonlu olmasa dahi Afyon’a yatırım yapan her işletmenin yanında olmam, onlara destek vermem gerekiyor. Bu yüzden de o firmanın isminin orada yer almasında bir sakınca görmedim. Arkadaşlarım kaldıralım dediği halde ben kendim kaldırmayın diye söyledim. Bu sadece o firmaya ait değil, ilerde yapacağımız köprülerde de Afyonlu bir firma ismini oraya yazmak isterse kesinlikle izin vereceğimi buradan tekrar söylemek isterim. Çünkü biz bu firmalara destek verip, sahip çıkmazsak Afyonumuz; sanayide, istihdamda, ihracatta büyüyemez, gelişemez, ilerleyemez.
-Kent Müzesi çalışmaları ne aşamada?
Kent Müzesi ile ilgili Çavuşbaş Mahallesi’ne yaptığımız imar planı çalışmalarımız mahkemelik oldu. Mahkeme yaptığımız imar planını iptal etti. Arkadaşlarımız yeniden bir plan çalışması yaptılar. Burada Hazine’ye ait arsaları satın alma talebinde bulunacağız. Satın alma işlemleri tamamlandığı zaman projemizde hemen hemen bitmek üzere. İnşallah 2018 yılı içerisinde kent müzemizin inşaatına başlamayı hedefliyoruz.
-15 Eylül itibariyle Belediye’nin İller Bankası’na geçmişten gelen borçlarını sıfırladığını açıklamıştınız? Toplam borç ne kadardı, ödeme sürecini bizimle paylaşabilir misiniz?
– 2009 yılı öncesi çeşitli dönemlerde belki üç-dört dönemden kalma 48 milyon lira borçla Belediye’yi devir aldık. Faizleri ile birlikte 15 Eylül 2017 yılına kadar yaklaşık 65 milyon lira civarında bir borç ödeyerek 15 Eylül tarihi itibariyle borçlarımızı sıfırladık. Bu tabii il belediyesi için çok önemli bir sonuç ortaya koyuyor. İlk dönemimizde biz ne yaptık, sadece eczanelerden 30 milyon lira para kazandık. O zaman için azımsanmayacak bir rakamdır. Belediyelerin bu şekilde çözümler üretmesi gerekir, borçlanma en son çare olması gerekir.
Çünkü bizim gibi belediyelerin İller Bankasına borçlanmadan büyük yatırımlar yapması, borcunu sıfırlaması hayal gibi bir şey. Elhamdülillah bu hayali gerçeğe dönüştürdük. Borçtan korkmamak gerekir, cesaretli olmak lazım, memur mantığı ile hareket edilmemesi gerekir, denebilir. Hayır, efendim ben şunu söylüyorum biz hem çok önemli büyük yatırımlara imza atacağız. Bunları da yaparken gelir ortaya koyarak yapmamız gerektiğini hep söylemişimdir. Şu anda Belediyemizin borçlanma yetkisi var. Önü açık ancak ben neden borçlanayım, her borçlanmanın bir faizi var. Ben neden Belediyemizin geleceğini ipotek altına alayım. Önce ben yatırımı borçlanmadan gelir artışı sağlayarak yapabilir miyim ona bakıyorum.
BİZ BİR AİLEYİZ
– Personelinizle ilgili görüşleriniz nelerdir?
Biz bir takım ve aileyiz. İnsanlar tek başına hiç bir şey yapamazlar. Belediye Başkanı ne kadar meziyetli ve becerikli; Belediye’nin iş makineleri ve maddi durumu ne kadar elverişli olursa olsun, bu işleri yapan Belediye personeli görevini iyi yapmazsa kesinlikle ve kesinlikle başarı sağlanamayacağı gibi hizmetlerde artmaz. Tabi biz bu başarıyı yakalamışsak ikinci kez seçilme imkânı bulmuşsak, en tepedeki belediye başkan yardımcımızdan, en ücra köşedeki temizlik personelimize kadar hepsinin emeği büyüktür. Bizim hizmet alımlarıyla beraber yaklaşık bin 600 personelimiz var. Bunların içerisinde görevini layıkıyla yapmayan, aldığı maaşın hakkını vermeyen yok değil, var ama bunların sayısı 20’yi-30’u geçmez. Genel itibariyle yüzde 98 personelimiz görevini en iyi şekilde yapıyor aldığı maaşı da hak ediyor hepsini tebrik ediyor, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN ÇOBAN’IN EN ÜZÜLDÜĞÜ KONU
– Göreve geldiğiniz günden, bugüne sizi en çok üzen ve etkileyen şey neydi?
– 2009 yılında göreve başladığımızda, Alimoğlu Mermer ile çok ciddi ticari ilişkileri olan Yanni isimli Yunan bir vatandaş İbrahim Alimoğlu ile beraber bana geldiler. Türkiye’yi ve özellikle Afyonkarahisarlılar’ı çok sevdiğini belirten bu kişi, Pekin’de Afyon’la ilgili fuar açacağını söyleyip, benim de katılmamı istedi. Hatta Vali Bey ile Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımızı da davet etmiş. Ancak tam fuara çıkacakken, Valimiz ve Ticaret ve Sanayi Odası Başkanımızın işi çıktı. Ben de mahcup olmasın diye İbrahim Alimoğlu ile beraber gittim. Orada, Afyon Kalemiz ve tarihi evlerimiz maket olarak canlandırılmıştı. Ayrıca musikimiz, yöresel lezzetlerimiz tanıtılıyordu. Bizden bir kuruş bile almadan cebinden 70-80 bin avrodan fazla harcama yaparak ilimizle ilgili sergi açmış. Çin dönüşünde Afyon’da, Birçok Yunanlı turist Türkiye’ye geliyor. İzmir’den Ankara’ya geçiyor ama Afyon’u gezmiyorlar dedi. Allah’tan Kanal 3 kameramanı da oradaydı. Ben de; Kurtuluş Savaşı’nda Yunanlılar ta İzmir’den Ankara yakınlarına kadar bölgeyi işgal etmiş, bu işgalde bir yıldan fazla sürmüş ve Atatürk Kurtuluş Savaşı’nı başlattığı andan itibaren bizdeki rakamlara göre 60-70 bin Yunan bizim topraklarımızda yatıyor. Nasıl Çanakkale’de Anzaklar her yıl ziyarete geliyorsa, Yunanlıların şimdiki yaşayan torunları ya da torunlarının çocuklarının bu bölgeye gelmesi sağlanabilir mi? dedim. Hatta nasıl yapılacağı ilgili de şöyle bir örnek verdim; Bizim Genelkurmay Başkanlığımızın kayıtlarında hangi yere Yunan ölülerinin gömüldükleri bellidir. Özellikle ‘Yunan ölüleri’ ifadesini kullandım. Bunların etrafı çevrilse bir duvarla ve oraya girişe tek tek isimlerini yazsak, bu şekilde aynı Çanakkale’de olduğu gibi bunların torunlarının çocuklarını Afyon’a gelmesini sağlarız. Çünkü bizim Kurtuluş Savaşı’ndaki şehit sayımız 6-7 bin civarında Yunanlıların 60-70 bin ölüsü var. Buraya Çanakkale’den bile fazla turist getirebilir cümlesini kullandım. Ama bunu gazetelere ‘AK Partili Afyon Belediye Başkanı Yunan Şehitliği’ yapacak diye yaydılar. Bundan dolayı birçok yerden tepki oldu. Belediyemizin önüne siyah çelenk bıraktılar. Özellikle Kamu-Sen İl Başkanı ciddi protesto yaptı. Allah’tan video kaydı var. Çakmak Otel’de Kamu-Sen İl Başkanını ve gazetecileri çağırarak konuşmamı dinlettim. Kamu-Sen İl Başkanı kaydı dinleyince, ‘Gazetedeki beyanlara dayanarak bu eylemleri yaptık ama konuşmanızda sizin böyle bir şey demediğinizi gördüm’ diyerek affını orda açıkladı. Biz de ona teşekkür ettik. Ama bu Türkiye’de bizim istemediğimiz şekilde yayıldı. Bakın aradan 8-9 yıl geçmesine rağmen bundan 3-4 ay önce yine bu konu sanki yeni bir şeymiş gibi bir internethaber sitesinde gündeme geldi. Açıklama göndermek zorunda kaldım. Bu gerçekten derinden yaraladı bizi.