Afyonkarahisar’da Ermeniler konuşuldu – Kocatepe Gazetesi
AKÜ Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat, tarihsel süreçte Ermeni varlığı hakkında sunum yaptı. Polat, katılımcıların Ermeniler’e yönelik merak ettikleri soruları cevaplandırdı Afyonkarahisar Yerel Tarih Araştırmaları Merkezi’nde (AYTAM) düzenlenen toplantının konusunu “Afyonkarahisar’da Ermeniler” oluşturdu. Konunun uzmanı olan Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat “Afyonkarahisar’da Ermeniler” konusunda detaylı bilgiler verdi. En az 700 yıllık [&hellip]
AKÜ Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat, tarihsel süreçte Ermeni varlığı hakkında sunum yaptı. Polat, katılımcıların Ermeniler’e yönelik merak ettikleri soruları cevaplandırdı
Afyonkarahisar Yerel Tarih Araştırmaları Merkezi’nde (AYTAM) düzenlenen toplantının konusunu “Afyonkarahisar’da Ermeniler” oluşturdu. Konunun uzmanı olan Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat “Afyonkarahisar’da Ermeniler” konusunda detaylı bilgiler verdi.
En az 700 yıllık geçmiş var
Ermeni meselesi hakkında bir kaç cümle söyledikten sonra Afyonkarahisar Ermenileri hakkında hazırladığı sunumu paylaşan AKÜ Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat, Ermeni meselesi olarak adlandırılan konu öncesinin en az 700 yıllık bir birlikteliğe dayandığını belirtti. Ermeniler’in Türklerle olan birlikteliğinde ilk etapta Türkler’in Anadolu’ya gelişi ile beraber sıcak ilişkilerin mevcut olduğundan söz eden Dr. Zelkif Polat; “Çünkü Bizans’la Ermeniler arasında aynı dinin mensupları olmalarına rağmen önemli bazı ayrımlar vardır. Özellikle Gregoryanlar’ın Hristiyanlıktaki üçlemeyi, testis inancını ret etmiş olması dinsel açıdan aralarında bir düşmanlığında temelini oluşturmuştur. Bundan dolayıda Türkler Ermenileri Anadolu’ya gelişlerinde memnuniyetle karşılamışlar hatta kimi zaman onlara yardımcıda olmuşlardır. Türk idaresinde de Ermeniler’e gerekli sosyal ve dini haklar hep sunulmuştur. Osmanlı döneminde ise milleti sadıka ünvanını alacak kadar yakın ilişkiler mevcuttur. Ermeniler Osmanlı idaresinde çok geniş bir hayat sahası bulmuştur.” dedi.
Bu meseleyi dünyaya
Nazizim yanlıları taşıdı
AKÜ Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat, sosyal, siyasi, dini açıdan Ermeniler’in hayatlarının belkide en önemli en iyi günlerini Osmanlı idaresinde yaşadıklarını söyledi. Türk musıkisinde bugün hala bestelerini severek dinlenilen çok sayıda Ermeni bestekar olduğunu ifade eden Polat; “İstanbul’un her semtine damgasını vuran mimar bir aile olan Balyan ailesi malum Ermeni bir ailedir. Osmanlı’da ilk tiyatroyu kuran Güllü Agop Efendi gibi daha nicelerini sayabiliriz. Fakat 19. yüzyılda artarak devam eden milliyetçilik akımları ve özellikle bu akımlara katalüzör görevi gören misyonerlik faaliyetleri bu dengeleri değiştirmiştir. Ermeniler’de biraz dış katkı özellikle komita katkısı ile bir uluslaşma süreci kendisini göstermiştir. Bu çerçevede Anadolu’da çok dramatik olaylar yaşanmıştır. Bu olayları biz bugün Ermeni meselesi adı altında habire tartışıyoruz. Şunuda belirtelimki bugün tartıştığımız Ermeni meselesini dünya gündemine asıl taşıyanlar Nazi soykırımı sonrası Almanlar olmuştur. İlk etapta Almanlar dünya kamuoyunda alınlarına sürülmüş bir lekeyi temizlemek adına, birazda olayı dağıtmak adına ‘İşte bakın bunu ilk defa biz yapmadık. Osmanlılar’da Ermeni soykırımı yaptılar.’ şeklinde başlatılan bir süreci bugün biz muhatabı olarak yaşamaktayız.” diye konuştu.
Kaynak arşivler, vukuat
ve cizre defterleri
Geçmişte Anadolu’nun pek çok yerinde Ermeniler’in yaşadığını kaydeden AKÜ Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat, konu ile ilgili değişik yerlerden örnekleri alarak, özellikle Ermeniler’in belli bir nüfus oranına sahip oldukları şehirleride inceleyerek Afyonkarahisar’la kıyaslamaya çalıştıklarını dile getirdi. Çalışmaları yaparken temel kaynakların öncelikle arşiv belgeleri olduğunu söyleyen Polat; “Arşiv belgelerinde özellikle nüfus vukuat defterleri ve cizye defterleri temel kaynaklarımızı oluşturmuştur. Bunun dışında da Vakıflar Genel Müdürlüğü’ndeki bazı vakfiye kayıtlarıda başvurduğumuz diğer kaynaklardır. Aynı şekilde Hüdavendigar Salnameleri yani yıllıklar yine belli istatistiki bilgileri almak adına bizim için önemli kaynaklar olmuşlardır. Maarif Salnameleride aynı şekildedir. Sosyal hayata dair özellikle yerel tarih araştırmalarında şerriye sicil defterleri dediğimiz kadı mahkeme defterleri dediğimiz kayıtlarda önemli bilgiler içermektedir. Bizde çalışmalarımızda bu defterleri kullanmaya çalıştık. Osmanlı arşivi tarafından yayınlanmış pek çok belge var. Bu belgelerde bizim çalışmalarımızda başvurduğumuz diğer kaynaklardır. Özellikle 1987 yılı sonrasında arşivdeki gelişmelerle paralel olarak bol şekilde yayın yapılmıştır. Bu yayınların pek çoğunu araştırmalarımızda kullandık. Resmi belgelerde bulamadıklarını seyahatnamelerde bulabiliyorsunuz. Seyahatnameler her ne kadar yanlı çalışmalar gibi görünsede sosyal hayatın bazı boşluklarını doldurabilecek bir özelliğe sahiptir. Özellikle diğer bilgileri bununla kıyaslayarak sağlıklı veriler elde etmek mümkündür. Bu açıdan biz seyahatnamelerede başvurduk.” şeklinde konuştu.
Taşrada Ermeni nüfus yok
Afyonkarahisar’da Ermeni yerleşimi konusunun net olarak bilimsel verilerle aydınlatılabilmiş bir konu olmadığnı belirten Dr. Zelkif Polat, kendilerinin rivayet düzeyinde elde ettiğimiz bilgilere göre Mevleviler’in Divani Mehmet Çelebi döneminde yedi hane olarak Ermeniler’in Afyonkarahisar’a getirilip yerleştirildiklerinin söylendiğini anlattı. Görsel bazı kanıtların bu görüşü çok haklı çıkarmadığına değinen Dr. Zelkif Polat; “Yine Polonya’lı Simon Afyonkarahisar’a geldiğinde burada 60 hane Ermeni bulunduğunu, bir taş kilisenin bulunduğunu ve çeyrek mil uzaktada bir Ermeni köyünün bulunduğunu belirtmektedir. Fakat bu bilgilerin hepsini bir araya getirdiğimizde net bir sonuca ulaşamıyoruz. Neden denilirse Afyonkarahisar’da Ermeniler’in yaşadığı mahallere alanlara baktığımızda, şehrin en eski yerleşim alanlarıdır. Kale etrafı gibi şehre sonradan gelen bir nüfusun şehrin en merkezi yerine yerleşebilme şansı iskan açısından çok mantıklı görünmemektedir. Bu açıdan bazı tereddütlerimiz oluşmaktadır. Burada Polonya’lı Simon’un bahsettiği köy meselesi ise muhtemelen Kale eteklerinde bugün kalıntıları bulunan Meryem Ana klisesini ve bu çevrede yerleşmiş olan Ermeni nüfusu çeyrek mil uzakta bir köy olarak nitelemek şeklinde yorumlanabilir. Ama biz biliyoruzki Afyonkarahisar’da taşrada, köylerde herhangi bir Ermeni nüfus bulunmamaktadır. Buda ilginçtir çünkü Anadolu’nun pekçok yerinde diğer kentlere baktığınızda Ermeni nüfusu ağırlıklı olarak taşrada, köylerde görülürken Afyonkarahisar’da Ermeni nüfus ticari gerekçeler hariç sürekli şehir merkezinde olmuştur.” ifadelerini kullandı.
Afyon’da Ermeni nüfus yoğun
Afyonkarahisar’da Ermeni nüfusun kentte olmasına yönelik bir yorumu aktaran Dr. Zelkif Polat, Batı Anadolu’da yerleşik olan nüfusun eskiden beri genellikle Rum nüfus olduğu, Ermeni nüfusun özellikle 16. ve 17. yüzyılda Ruslar’la, İran’lılarla yapılan savaşlar, Celali isyanları gibi savaş ve asayişle ilgili problemler nedeniyle batıya doğru göç edildiğini belirtti. Göç eden kişilerin daha çok zanaatkar olmasına yönelik bir değerlendirme yapılabileceğini kaydeden Polat şöyle konuştu: “Ermeni kaynaklarının bizimle paylaştığı bir Ermeni görüşüne göre Mevleviler’in Ermeniler’e özel bir ilgi gösterdiğine dairdir. Vereceğim bir örnek Bursa’da da belgelerle tespit edilmiş bir örnektir. Mesela Bursa’da da Müslamanlar belli Ermeni nüfusu Bursa’nın belli mahallelerine yerleştirerek belli hizmetlerde kullanmışlardır. Mevleviler arasındada böyle bir yaklaşım vardır. Mevleviler’in Ermeniler’i Allah’ın emaneti olarak görüp onlara böyle bir hayat alanı tanıdıklarına dair Ermeniler arasında bir görüşte bulunmaktadır. Nüfusla ilgili rakamlarda; sanılanın aksine Afyonkarahisar’da Rum nüfustan çok daha fazla Ermeni nüfus bulunmaktadır. Bu durum çevre illerle tezat göstermektedir. Mesela Isparta ve Akşehir’e baktığınızda Kütahya, Uşak, İzmit taraflarına doğru gittiğinizde bu bölgelerde Rum nüfusun daha yoğun olduğunu görürsünüz. Ama Afyonkarahisar’da başlangıçtan itibaren yoğun bir Ermeni nüfsu vardır. Bu yoğunluk belli rakamlara dönüştürülürse 1528 yılı kayıtlarına göre şehirde toplamı 94 olan gayri müslim vergi mükellefi vardır. Burada vergi mükellefi adıyla bir kişiyi nitelerken bunu aile bazına dönüştürdüğümüzde belli çarpanlar bulmamız gerekiyor. 94 Gayri müslümin 79’u Ermeni 15’i Yahudi’dir. Şehirdeki vergi mükellefi adına yüzdelik bir dilime dönüştürüldüğünde yüzde 5,5’luk bir kısmını oluşturmaktaydı.”
Yahudi ailelerde Afyon’a yerleşti
1572 yılında vergi amaçlı kayıtlara göre iki Ermeni mahallesi olduğunu aktaran AKÜ Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat, bu iki Ermeni mahallesinde 150 ve bir Yahudi mahallesinde de 44 nefer olmak üzere toplam 194 nefer bulunduğunu bildirdi. Nefer kelimesini bir kişi üzerinden değil bir aile üzerinden düşünüldüğünde farklı çarpanların ortaya çıktığını kaydeden Dr. Zelkif Polat, yanıltıcı olmamak için belli bir çarpan kullanmadıklarının altını çizdi. Aile hesabı yapıdığında bu çarpanın 5 olarak kabul edildiğini ifade eden Polat şunları söyledi: “Daha önceki kayıtlarda yüzde 5,5 olan nüfus kayıtları verdiğimiz rakamlara göre kısa sürede yüzde 9’a yükselmiştir. Buda bize gayet hızlı bir artışı göstermektedir. Afyonkarahisar şehir merkezinde 1529 yılında direk nüfus rakamları olarak 300’ü Hristiyan, 70’i Yahudi olmak üzere şehirde toplam 8 bin 500 nüfus bulunmaktadır. Oransal olarak bu dönemde çok yoğun bir gayri müslim nüfustan bahsedemiyoruz. 1572 Yılına gidildiğinde yani 50 yıl kadar sonra şehirde 8 bin 700’ü Müslüman, 500’ü Hristiyan, 200’ü Yahudi olmak üzere 9 bin 400 kişi yaşamaktadır. Burada bir kıyaslama yaptığımızda 1529 ile 1572 kayıtlarına göre gayri müslim oran yüzde 4,35’den yüzde 8,04’e yükselmiştir. Buda yüzde yüze yakın bir artışı bize göstermektedir. Nüfus artışını açıklamak adına belli verilere sahibiz. Özellikle Batı Anadolu’da Yahudi nüfusun artışı ile ilgili kabul görmüş bilgilerimiz var. Bu bilgiler ışığında 1492-93 yıllarında İspanya’dan getirilen Yahudiler’in önemli bir yekun tuttuğunu bilmekteyiz. Yahudiler arasında Afyonkarahisar’a yerleşen ailelerinde olduğunu bilmekteyiz. Manisa’dan Afyon’a göç etmiş Yahudi aileleride biliyoruz.”
Ermeni nüfusta
doğu göçleri etken
Ermeni nüfusla ilgili artış konusunda daha çok doğudan gelen göçlerin dikkate alınması gerektiğinden söz eden AKÜ Öğretim Üyesi Dr. Zelkif Polat, ellerinde 17. yüzyıla ait belli verilerinde olduğunu kaydetti. Özellikle Evliya Çelebi’nin Afyonkarahisar hakkında notlarına bakıldığında şehirde bin gayri müslim hanesi, 4 bin 600 Müslüman hanesi bulunduğunun öğrenildiğini belirten Polat; “Bu tespit Evliya Çelebi’nindir. Bunu haneyi nüfusa çevirdiğimizde yaklaşık 5 bin kadar gayri müslümin bulunduğunu söyleyebiliriz. Fakat bunların hepsi Ermeni değildir. Bu dönemde biraz önce söylediğim gibi şehirde belli bir Yahudi nüfusta bulunmaktadır. Evliya Çelebi verilerine göre Müslüman nüfusla gayri müslim nüfusu oransal olarak kıyasladığımızda yüzde 17,85 yüzde 18’e yakın bir gayri müslim nüfustan, yüzde 82 civarındada bir Müslüman nüfustan bahsedebiliyoruz. Bu rakamlar şehirdeki gayri müslim nüfusun hızla arttığını bize göstermektedir. Rastladığımız bir belgede 1659 tarihli mahkeme sicil kaydında direk olarak haneler belirtilmektedir. Bu kayda göre Hristiyan nüfus 712 haneki bunun tamamına yakını Ermeni’dir. Yahudi nüfus ise 115 hane olarak karşımıza çıkmaktadır. Nüfusa çevirdiğimizde 3 bin 560 Hristiyana karşı 575 Yahudi’den bahsedebilmekteyiz. 18 Yüzyılan sonlarında nüfus dengesinde bazı değişiklikler olur. 115 Hane olarak belirttiğimiz Yahudi nüfuski bu nüfus Karaman mahallesinde ağırlıklı olarak oturmaktaydı, bir Havraları ve mektepleri bulunmaktaydı. Bu nüfus zamanla şehirden göç etmiştir. Belkide ticari anlamda istedikleri potansiyeli bulamamışlardır.” dedi. Mahkeme sicil defterlerinde alım satım davalarından takip edildiği üzere göç eden Yahudiler’in Bursa ve İzmir gibi ticari potansiyeli daha yüksek olan şehirlere yerleştiklerini anlatan Dr. Zelkif Polat; “Bundan sonraki zamanda şehirde yerleşik Yahudi’ye pek fazla rastlamamaktayız. Daha çok ticari amaçlarla dönemsel olarak buraya gelen Yahudi’ler olmuştur. 1854 Dönemine ait bir kayıt şehirle yaşanan bir felaketle alakalıdır. Belli verileri içermektedir. O dönemde Afyonkarahisar ve çevresinde yaşanan çekirge istilasından dolayı merkezden yardımı içeren bir yazışmada geçen bilgilerdir.” diye konuştu. Haber Fotoğraf: Burcu AYDIN