“Afyonkarahisar’a aşık oldum inanılmaz bir şehirde yaşıyorsunuz”

TRT Haber Savaş Muhabiri Elif Akkuş, savaş bölgelerindeki deneyimlerini paylaştığı söyleşilerinde kız çocuklarının eğitimine önem verilmesi gerektiğini vurguladı. Kız ya da erkek çocukların hayallerinin peşinden gitmesi gerektiğine değinen Akkuş, “Ben Afyon’a aşık oldum. Bir vatandaş olarak yaşayın, keyfini çıkarın çünkü inanılmaz bir şehirde yaşıyorsunuz” dedi

TRT Haber Savaş Muhabiri Elif Akkuş, “Gerçeğin İzinde Bir Yaşam” Söyleşisi 28 Haziran 2022 Salı akşamı Afyon Lisesi Konferans Salonun’da gerçekleştirildi. Söyleşi toplantısına; Afyonkarahisar Valisi Doçent. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, AGC Başkanı Sezer Küçükkurt, bazı daire müdürleri, basın mensupları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
“SAVAŞ MUHABİRİ OLMANIN HAYALİNİ ÇOK YAŞTA KURDUM”
Afyonkarahisar Valisi Doçent Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı’nın davetlisi olarak TRT Haber Savaş Muhabiri Elif Akkuş’un ardından Kamereman Fatih Çapan’da savaş bölgelerindeki tecrübelerini gazeteci meslektaşları başta olmak üzere katılımcılarla paylaştılar. İstanbul doğumlu olup aslen Ankara Kızılcahamam’lı olduğunu söyleyen Elif Akkuş, “Kendimi anlatmayı çok becerebilen bir kişi değilimdir. Ama tarih boyunca insanlar ya gerçeği yarattı ya da gerçeği tahrip etti. Bende ortaokul yıllarından itibaren gerçeğin peşinde olmayı tercih ettim. Ben o yıllarda savaş bölgelerine, riskli bölgelere gitmenin hayalini kurardım. Orada olup bitenleri insanlara dünya anlatma hayalini kurardım. O hayalimin peşinden gittim. Bu hayalim hiç değişmedi. TRT7de 19 yaşında staj yapmaya başladım. Sancılı bir süreç yaşadım. Önce yok denildi, bir hafta kapılarda yattım böyle bir süreç yaşadım. Daha sonra başladım.” dedi.
“KADININ SAVAŞ BÖLGESİNDE NE İŞİ VARKEN BİRGÜN HADİ GİT BARİ DEDİLER”
Bebeklerle oynayan bir kız çocuğu hiçbir zaman olmadığını, bebek yerine futbol topunu tercih ettiğini dile getiren Akkuş, “İçimde olan hep buydu. Çocukluktan itibaren dünyaya ve hayata daha farklı baktım. TRT çalışmaya başladım. Stajyer olarak girdim sonrasında da devam etti. Fakat karşımda şöyle bir engel vardı; ‘Kadının savaşta ne işi var?’ dediler. Evet ben kadın cinsiyetinde bir insanım ama ben gazeteciyim dedim. Gazeteci olarak savaş bölgelerinde yer almak istediğimi anlattım. Bu konu biraz mücadeleye dönüştü. Olurdu olmazdı derken birgün birşey oldu. Herkesin işinin çıktığı bir anda ‘Hadi git bari.’ dediler. Bu durum bir kırılma noktasıydı. Saddam Hüseyin’in devrildiği döneme denk geliyor. Irak’a gitme görevlendirilmesi yapıldığında inanılmaz derece de sevindim. 35 gün alnımızın akıyla geçirdik. 45 yaşındayım ve hayatımın en muhteşem yolculuğu Irak’tan dönüş yolculuğum oldu.” diye konuştu.
“HAYALLERİNİZİN PEŞİNDEN GİDİN”
Türk toplumunda kadının yerinin açık ve net olduğunu ifade eden Akkuş şöyle konuştu: “Kadının toplumumuzdaki yeri açık ve nettir. Tamam biz kadınlar ailemizi çekip çeviren insanlarız. Ama kız çocukları, kadınlarımız hayallerinden de vazgeçmemeliler. Kız çocuklarınızı eğitin onların hayallerinin peşinden gitmesi için destek verin. Anne ve babaya evlatlar elbette saygısını korumalı. Ama hayatta kişinin kendisine ait. Her insanın hayalleri vardır. İnsan hayatta olduğu sürece hayali ve yapabileceği bir çok şey vardır. Ben Afyon’a ilk kez geldim. Çünkü bugüne kadar Afyon’da kriz yaşanan bir durum olmadı. Çünkü ben kriz olan alanlarda görev aldığım için bu nedenle gelmedim. Valiliğin tanıtım ofisi yetkilileriyle kısabir şehir gezisi yaptım. Ben Afyon’a aşık oldum. Ankara’dan geldim ama ben bir kez daha Afyon’u detaylı şekilde gezmek istiyorum. Sizlerin yani Afyon halkının bu şehir için yapacağınız şeyler var. Sosyal medya kullananlar şehrinizi en iyi şekilde tanıtabilirsiniz. Bir vatandaş olarak yaşayın, keyfini çıkarın çünkü inanılmaz bir şehirde yaşıyorsunuz. Kadın gücüne inanın bunun en güzel örneği Afyonkarahisar Valisi Sayın Kübra Güran Yiğitbaşı’dır.” şeklinde konuştu.
“MÜLTECİLİK İNSANİ BİR DURUMDUR”
Söyleşinin soru cevap bölümünde mültecilerin gönderilmesinıi savunanlara yönelik düşüncesi sorulan Akkuş şöyle konuştu: “Rahmetli babam son zamanlarda çok ciddi bir şekilde bana onu kaybettiğimde en fazla iki gün üzülüp işe başlamamı istedi. Şımarıklığın lüzumunun olmadığını söyledi. Bizlerin bir hayatı oldu anılarımız var. Suriyelilerle ilgili konuya gelince şöyle bir durum var. Ben şuna inanıyorum; Gördüğüm kadarıyla söylüyorum. Son dönemde Türkiye’nin Suriye’de çok ciddi bir çalışması var. Oralara binalar v.s yapılıyor ki tekrar ülkelerinde Suriyeli’lerin yaşayabilmeleri için. Siyasi bir şeye girmek istiyorum. Ben durumun insani boyutundan bahsediyorum. Suriye’de gerçekten yaşayabilecek olanlarda var. Acının tarifi yoktur. Ama çok zor durumda olan annesiz babasız kalan çocuklar var. Olay insanidir. Hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun ne söyleyebilirsiniz ki? Ancak kucak açabilirsiniz. O insanların yaşadıkları acılar çok farklı. Ben olay yerinde ne yaşadıklarını görmeme rağmen onların yerinde olsam ne hissederim, delirir miyim bilmiyorum.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi