• Haberler
  • Gündem
  • Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş: 'İlaç üretiminde öncü olmak istiyoruz'

Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş: 'İlaç üretiminde öncü olmak istiyoruz'

Doçent, profesör, doktora öğretim görevlisi, öğretim görevlisi olarak 118 tane akademik personel ilanımız var.Eczacılık Fakültesi eğitimine bu sene ilk defa 60 öğrenciyle başlıyoruz.Türkiye'nin eczanede çalışan, eczane açan eczacıya ihtiyacı yok. Bu ülkenin ilaç üreten insanlara ihtiyacı var. Bunun için çalışıyoruz.Ciddi manada personel sıkıntımız var.AFSÜ'nün yaklaşık 160-170 milyonluk bir bütçesi var. Bu paranın yarısından çok daha [&hellip]

Doçent, profesör, doktora öğretim görevlisi, öğretim görevlisi olarak 118 tane akademik personel ilanımız var.
Eczacılık Fakültesi eğitimine bu sene ilk defa 60 öğrenciyle başlıyoruz.
Türkiye’nin eczanede çalışan, eczane açan eczacıya ihtiyacı yok. Bu ülkenin ilaç üreten insanlara ihtiyacı var. Bunun için çalışıyoruz.
Ciddi manada personel sıkıntımız var.
AFSÜ’nün yaklaşık 160-170 milyonluk bir bütçesi var. Bu paranın yarısından çok daha büyük bir kısmı direkt olarak Afyonkarahisar ekonomisine giriş yapıyor.
Termal Kent projesi ile ilgili olarak çalışmalar Bakanımızın öncülüğünde, Milletvekillerimiz ve Valimizin desteğiyle, tüm birimler halinde devam ediyor. Türkiye’ye ve dünyaya örnek bir Termal Kent kurmayı hedefliyoruz.
Sağlık Endüstri Bölgesi olarak ilan edilmek için çalışıyoruz. Bunu başarabilirsek yatırımların önü açılacak, yatırım için cazibe merkezi olacağız ve büyük kolaylık sağlanacak.
Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin ürünlerine yönelik çalış-malarımız da tüm hızıyla sürüyor.
 

 Prof. Dr. Okumuş’un sorularımıza verdiği cevaplara yarın da sayfalarımızda yer vermeye devam edeceğiz.
Kocatepe: AFSÜ Rektörlüğü görevinde bir yıla yaklaştınız. Özetlemek gerekirse bu süreçte neler yapıldı?
Nurullah Okumuş: Aradan geçen zamanı aslında 6 ay olarak kabul etmek lazımdır. Önceki dönemde üniversitemiz Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne (AKÜ) bağlıydı. Biz 18 Şubat 2019 tarihi itibariyle üniversiteyi mahalli ve idari olarak tam olarak devir almış olduk. Öncesinde de tabii planlarımız, yapmamız gerekenler, hazırlıklarımız vardı. Ama Şubat’tan sonra Mart ayında yapacağımız işlere biraz daha hız verdik. Üniversite olması hasebiyle öncelikle burada yapmamız gereken eğitim açısından güçlendirilip, kuvvetlendirilmesiydi. Geçmiş dönemde FETÖ gibi kötü ve hain bir olay yaşadık. Tabii o kötü olayın izleri olarak ciddi oranda bir akademik personel kaybı oldu. Ama o akademik kaybın mutlaka yerine doldurulması gerekiyordu. Aslında amaçları çok akademik olmayan insanların, yerlerinin gerçek akademik personelle doldurulması gerekiyordu. Bu süreçte epeyce çalıştık. Açıkça söylüyorum bu kadar kısa sürede çok ciddi oranda akademik personel getirdik. Toplamda 118 kişilik akademik kadro ilanına çıktık. Bunların bir kısmının alımları halen peyderpey alımları devam ediyor. İlanda olanlar da var.
Kocatepe: Şu anda AFSÜ’de kaç akademik personel var?
Nurullah Okumuş: Şu anda yaklaşık 70 civarında akademik personel aldık. Bunların içerisinde hiç burada olmayan bölümler de var, veya mevcut bölümlerde kayıp olanları da ciddi destekledik. Sayısı 10’a yakın profesör aldık. Yaklaşık 15 civarında doçent, bunun yanında doktor, öğretim üyesi, araştırma görevlisi, öğretim görevlisi, araştırma görevlisi bu rakamdan ayrıdır. Onlar zaten rutinde devam eden işlerdir. Bakanlık ve YÖK’deki ilişkilerimizi kullanarak ciddi oranda Araştırma Görevlisi de aldık. Bu durum artıdır. Mesela en son Dâhiliyede yapılacak olan sınavda Çocuk Sağlığı Hastalıkları da, Genel Cerrahi de, Kadın Doğum da olacak. Yaklaşık 11 tane Dahiliye’ye, Çocuk Sağlığı Hastalıklarına 10 tane Araştırma Görevlisi Asistan gelecek.
GEREKMEDİKÇE AFYON’DAN DIŞARIYA HASTA GÖNDERMEK İSTEMİYORUZ
Kocatepe: Afyonkarahisar artık pek çok sağlık sorununu çözerek dışarıya hasta göndermeyen bir il haline gelebildi mi?
Nurullah Okumuş: Bizim esasen öncelikli hedefimiz iyi, kaliteli hizmet vermek istiyorsak bu üniversite ve hastaneyi, Diş Hekimliği Fakültesini bölgenin, hatta ülkenin akademik birimi haline getirmek, akademik bir hüviyet kazandırmaktır. Tüm bunları istiyorsak akademik personeli de ciddi oranda desteklemek gerekiyordu. Hakikaten iyi bir kadro aldığımızı, yani iyi bir hekim kadrosu getirdiğimizi belirtmek istiyorum. Benim Afyon’daki hastam, sağlık sorunu olan kişiler için en azından temelde yapabileceğimiz tanı ve tedavi işlemlerini burada yapalım istiyoruz. Buradan gerekmedikçe hasta göndermek istemiyoruz. Tabii ki her sağlık sorununu yüzde yüzünü çözemeyiz. Yeri gelir Ankara’dan, İstanbul’a yeri geldiğinde Ankara’dan yurt dışına hasta gönderilebilir. Burası bir üniversite, geleceğin hekimlerini yetiştiren bir yer. Buradaki hekimler de mümkün olduğunca geniş çerçevede farklı hasta popülâsyonlarını görsünler, tecrübe edinsinler istiyoruz.  
ECZACILIK FAKÜLTESİ
60 ÖĞRENCİ İLE ÖĞRETİME BAŞLIYOR
Kocatepe: Eczacılık Fakültesi’nin açılması ilimiz açısından büyük bir gelişmeydi. Bu konuda neler söylersiniz?
Nurullah Okumuş: İyi eğitim almak için çeşitli hasta popülasyonlarını görecek olan öğrencilerimiz bu sayede iyi bir eğitim alsın istiyoruz. Hastalarımız da burada tedavi olsunlar. Başka bir ile başka bir üniversiteye, hastaneye muhtaç olmadan burada sağlıklı bir şekilde gönderelim, tedavilerini burada yapabilelim istiyoruz. O yüzden birinci hedefimiz buydu. Akademik olarak burayı güçlendirmek önceliğimiz oldu. Dediğim gibi doçent, profesör, doktora öğretim görevlisi, öğretim görevlisi olarak 118 tane akademik personel ilanımız var. Bunların büyük bir kısmı başladı. Bunun yanında Eczacılık Fakültesi eğitimini de ilk defa bu sene hedefledik. Kuruluş onayı verilmişti. Ama açılış izni yoktu, öğrenci alma izni yoktu. Epey bir uğraştık. Onu da başardık. Bu sene ilk defa olarak 60 öğrenciyle Eczacılık Fakültemiz geçen hafta da ilanları çıktı. ÖSYM tarafında listelerimiz yayınlandı. 60 tane öğrenciyle inşallah Eczacılık Fakültesinde eğitim öğretime başlayacağız. Afyon için bu bence büyük bir gelişme oldu.
EN ÖNEMLİ HEDEFLERİMİZDEN
BİRİSİ AFYON’DA İLAÇ ÜRETİMİ
Kocatepe: Eczacılık fakültesi bünyesinde ilaç imalatının yeri ne olacak? Eczacılık eğitiminde Afyon’un öz değerlerinden haşhaşın ayrı bir önemi alkoloid üretiminin bir bağlantısı olacak mı?
Nurullah Okumuş: Ben tıp kökenli olmama rağmen eczacılığı seviyorum. Bunu açıkça söyleyeyim. Çünkü farklı bir şeyler yapmamız lazım. AFSÜ olarak farklı konseptte olmamız lazım. Standart eğitim veren, diploma veren fakültelerden, üniversitelerden farklı olmamız lazım. Afyon’un haşhaşının vermiş olduğu bir şey aslında. İlaç benim için burada önemli bir noktadır. Açık ve net söylüyorum. En önemli hedeflerimizden birisi budur. Eczacılıkta ilacın her alanında araştırma, geliştirme, üretimine kadar biz burada ciddi bir saç ayağı oluşturacağız. Eğer Eczacılık Fakültesini biz bu sene açmamış olsaydık hedeflerimize ulaşmakta 1 yıl kaybetmiş olacaktık. Ben bunu YÖK Başkanımızla da, diğer üst düzey bürokratlarımızla da paylaştım. Ciddi onay ve destek de aldı. İlk defa Türkiye’de farklı bir konseptte gideceğiz. Türkiye’de olmayan bir şey yapacağız. Eczacılık Fakültesi sadece öğrenci eğitim aldı, mezun oldu gitti olmayacak. Türkiye’nin eczacıya ihtiyacı yok. Eczanede çalışan, eczane açan eczacıya ihtiyaç yok, fazlası var. Eczacı kalfası ya da eczacı ustası yetiştirmeye de gerek yok. Bu ülkenin gerçek eczacılara, ilaç üreten insanlara ihtiyacı var. Önümüzdeki yıllarda ülkemizde dâhil olmak üzere Dünya’yı bekleyen çok kötü bir tehlike var.
Kocatepe: Dünyayı ilaç anlamında bekleyen çok kötü tehlike nedir?
Nurullah Okumuş: İki tane sektör şu anda dünyanın boğazını sıkıyor. Dünyada iki önemli konu var. Birincisi Savunma Sanayi, diğeri İlaç Sanayi. Sağlık demiyorum, ilaç sanayi diyorum. Biz 3 tane ilaç bulamayınca isyan, feryat, figan ediyoruz. Ama bu dünyanın sorunudur. Çünkü artık insanlar ilaç sanayinde aspirinle, antibiyotikle uğraşmıyor. Bioteknolojik olarak ciddi seviyelerde üretim yapılmış maliyeti çok yüksek ilaç üretmeye yöneldiler. Geçtiğimiz Salı günü YÖK’le ilgili bir toplantımız vardı. Üniversite sanayi işbirliği ilaç ve tıbbi cihazla ilgili artık devletler boğulmaya başladı. Bir ilaç çıkarıyor firma. Yakında duyacaksınız. Tek dozu 2 milyon 180 bin olan ilaç geliyor. Tek dozu 125 bin dolar olarak dünyada satılan ilaç var. SGK 70 bin dolara anlaştı. Piyasada 90 bin euroya satılıyor,  böyle bir ilaç. 6 doz kullanacak olan bir hastanın maliyeti yıllık ilaca harcadığınız paranın yüzde 5’ine denk geliyor. Bunun gibi 10 tane ilaç çıktığında sisteminiz çökecek, Avrupa da bundan korkuyor, bunun telaşında; Amerika da bunun telaşında. Çünkü onların SGK’ları veya kişisel sigortaları veya kişisel harcamaları artık bunu karşılamaya yetmiyor. O yüzden ilaç sektörü çok önemli. Dünyada açık veya gizli; işgaller, savaşlar, petrol savaşları, yer altı zenginlikleri, su savaşları gibi çeşitli nedenlerle insanlar savaş içinde. Kimin eli kimin cebinde belli değil. İnsanlarda kendilerini korumak için savunma sanayine dünya kadar para harcıyor. Bu ikisi yani savunma ve ilaç çok önemlidir.
Kocatepe: Biz ülke olarak ilaç üretiminde ne aşamadayız?
Nurullah Okumuş: Biz savunma sanayinde ciddi bir noktaya geldik. Kim ne derse desin müthiş bir noktadayız. Çok iyi bir ivme yakalandı, iyi gidiyoruz. Ama ilaç sanayisinde çok gerideyiz. Kutu bazında çok iyi bir rakamlarda olabiliriz ama içerik anlamında tek ilaç bazında maliyet adına baktığımız zaman totalde ürettiğimiz ilaç çok büyük bir oranda taklit ilaçtır. Başkalarının üretmiş olduğu ilaç bir eş değeri olan ilaçla, bunun yanında yüksek teknolojik ilaçlar, genetik ilaçlar hiç yok neredeyse. Tamamen dışa bağımlıyız. Dünyanın sağlık açısından sosyal yönden en eli bol ülkesiyiz. İnsanlar alıştı. Bunun çok farkında değiller ama bir Amerika’ya, bir Kanada’ya gittiğinizde, Almanya’ya gittiğinizde insanlar hasta olmamak için uğraşıyor. Ne kadar büyük bir sağlık sigortanız olursa olsun cebinizden ciddi oranda paralar çıkar. Bir kanser tedavisi yurt dışında maliyeti 20 milyon dolara kadar çıkabiliyor bir kişinin maliyeti, çok yüksek maliyetler bunlar. Devletimiz sağlık açısından, Dünya’da birçok ülkenin yapamadığı şeyleri yapıyor. Bizim mutlaka ilaca el atmamız lazım. Benim ana hedeflerimden birisi bu. O yüzden diyorum ki; öğrenci Eczacılık Fakültesini teorik dersini alıp, laboratuarda çalışmalarını yapmak zorunda. Bunun yanında aynı zamanda öğrenciyken hatta araştırma, geliştirme faaliyetlerini yapsın. Fabrikasında bizâtihi son döneminde intörn olarak çalışsın. Canlı canlı bir ilacın üretimini görsün, tecrübe edinsin ve sahaya gerçek bir eczacı olarak çıksın istiyoruz.
İLAÇ ÜRETİMİ İLE İLGİLİ
YATIRIMLARA HAZIRLANIYORUZ
Kocatepe: Peki ilaç konusunda eczacılıkla ilgili başkaca planlama ve yatırımlar söz konusu olacak mı?
Nurullah Okumuş: Eczacılık ve Uygulama Merkezi açtırma gibi bir niyetimiz var. YÖK başkanına bunu da sundum. Burada yerli ve milli ilaç üretimi diyip insanların boğazını sıkmamak lazımdır. Biz burada yanlış yapıyoruz. Bizim yerli ve milli ilaç üretimi için önümüzde daha çok yıllara ihtiyaç var. Bir ilacın en başından, eczane rafına ürün olarak gelişine kadar nereden baksanız minimum 17 yılı var. Bazı ilaçlar için bu 15-20 yıl sürüyor. O yüzden yerli ve milli ilaç dediğimiz zaman önümüzde en az 5 ile 10 yıl arasında bir süre var. Bizim, ilacın her türlüsünü üretebilir hale getirmemiz lazım. Daha ucuza, bu arada da bu çalışmalara başlamamız lazım. Biz farklı bir konseptte elimizdeki imkânları, eğitim imkânlarına, araştırma imkânlarına hovardaca savurmadan kullanmak niyetindeyiz. Adam Uçak Mühendisliği Bölümünden mezun oluyor. İki yıl sonra tornacıda iş buluyor. Bu noktada olmamamız gerekiyor. Asla eleştirmiyorum Uçak Mühendisliğini. Tabii ki onun içerisinden çıkan insanlar şu an uçak sanayinde çok ciddi işler yapıyorlar ama hepsi öyle mi? Hayır, hepsi öyle değil. 3 – 5 okul belki bu konuda çok iyi durumda. İnşallah planlarımız doğrultusunda da temel atma törenlerini yapacağız. Çok ciddi bir noktaya geldik.
Kocatepe: Bu sözünü ettiğiniz komplike çalışmanın başkaca bir örneği var mı?
Nurullah Okumuş: Biz şu anda kendi halimizde hakikaten çalışıyoruz. Bu işler kolay işler değil. Belli ciddi bir noktaya geldik. Bunu da inşallah önümüzdeki dönemden itibaren hayata geçireceğiz. Okul, laboratuar, AR-GE faaliyeti yapabileceğimiz özel laboratuarımız ve üretim tesisimiz olacak. Bu örnek Türkiye’de yok. Biz bunu başarırsak ve yaparsak olacak. Şu anda her şey yolunda gidiyor. Ben 4-5 yıl sonra AFSÜ Eczacılığı’nın Türkiye’de ilk 3’te olacağına inanıyorum. Çünkü herkes buraya gelmek ister. Üretim tesisinde zaten burada, bakın onla ilgili ciddi yol aldık. Ürettiğimiz ilaçlar belli bir noktaya gelindi. Yani burada morfin başta olmak üzere ürünleri buradan çıkmalı, çıkacak inşallah. Bunun yanında statejik ilaçlar ülke için önemlidir.
CİDDİ MANADA PERSONEL SIKINTIMIZ VAR
Kocatepe: Toplam kadro sayınız ve alabildiğiniz kadro sayısı nedir?
Nurullah Okumuş: Şu ana kadar toplamda verilen kadro sayısı yaklaşık 20 civarındadır. Kuruluştan bu tarafa 20 personelle tüm Rektörlük hizmetlerini yürütmeye çalışıyoruz. Mali işler, İdari mali işler tek başına çalışıyor. Yapı İşleri Daire Başkanının şu ana kadar yapmış olduğu projeler, bir projenin ihaleye çıkmış olması o kadar zor bir iştir ki eğer işi bilmiyorsanız yanlış yapıyorsunuz. Getirdiğim personelin büyük bir kısmı yüzde 90’ı bu işi yıllardan yapan personel. Ben tecrübesiz bir insan getirmedim buraya. Tecrübeli personel getirdik, bakın kaç aydan beri bu arkadaşlar hiç şikayet etmeden çalışıyorlar, gece yarılarına kadar çalışıyorlar. Bu aralar kayıt var, yatay geçiş var, yurtdışı öğrenciler var. Üniversite başlayacak, yeni öğrenciler gelecek, idari personeller geliyor, ayrılanlar, şunlar, bunlar. Ciddi bir personel sıkıntım var. Kâğıt taşıtacağım, dosya göndereceğim memurum yok. 384 adet akademik personelim var. 384 personelin bir kısmı araştırma görevlisi, 255 tanesi Tıp Fakültesinde olmak üzere. Şu anda 24 tane profesör, 29 doçent, 93 doktora eğitim görevlisi, 63 eğitim görevlisi ve 175 araştırma görevlisi toplam 384 akademik personelimiz var. 5 bin 130, 5 bin 140 civarında öğrencimiz var. 1.250 civarında da idari personelimiz var. Bu idari personelinin tamamına yakını hastanede Tıp Fakültesinde, onlar daha önce devam eden idari personel. AFSÜ idari kadrosu olarak şu anda 18 kişiyiz. Gelecek birkaç kişi daha var. Oysa üniversitesinin rektörlük katında 380 kişi çalışan eğitim kurumlarımız var.
AFSÜ’NÜN YILLIK 170 MİLYONLUK
BÜTÇESİ VAR. BU PARANIN YARISINDAN ÇOĞU AFYON’A KALIYOR
Kocatepe: AFSÜ’nün bütçe durumu hakkında neler söylersiniz?
Nurullah Okumuş: AFSÜ’nün yaklaşık 160-170 milyonluk bir bütçesi var. Bu bizim globalden aldığımız ama kendi ürettiğimiz ve gelen diğer desteklerle birliktedir. En büyük gider personel gideridir. Personelimizin tamamına yakını aldıklarının büyük bir kısmını Afyon’da harcıyor. Yani Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nin bütçesinin yarısından çok daha fazlası yine Afyonkarahisar’ın kaynaklarına geri dönüyor. AFSÜ bütçesinin çok büyük bir bölümü ilimiz ekonomisine direkt giriş yapıyor. Benim aldığım her şeyin birçok kısmını Afyonkarahisarlı şirketler karşılıyor.
SAĞLIK ENDÜSTRİ BÖLGESİ
 İLAN EDİLMEMİZ YATIRIMLARI
ÇOK KOLAYLAŞTIRACAK
Kocatepe: AFSÜ ile birlikte Afyonkarahisar’ın hayallerini süsleyen “Termal Kent” projemiz vardı. Siz de bu proje için çalışan, emer harcayan isimlerden birisisiniz. Termal Kent’te durum nedir?
Nurullah Okumuş: Bu proje Devletimizin ve Hükümetimizin bir projesidir. Sayın Bakanımız, Milletvekillerimiz, Sayın Valimiz başta olmak üzere idari ve siyasi kadrolar bu projenin takipçisi ve destekçisidir. Biz de bu çalışmalara katkı sunmaya çalışıyoruz. Bu proje hayata geçmeden buradan gitmek istemiyorum. Ayrıntılı bir şekilde Türk kültürünü, Türk tarihini daha iyi temsil edebilecek bir şekilde Selçuklu mimarisi, Osmanlı mimarisi, modern Türk mimarisinin dahil olduğu, yürüyüş yollarından, hamamlarına kadar, havuzlarına, terapi merkezlerine, devamlı bakım merkezleri, hobi bahçelerini kapsayan, komple güzel büyük bir proje çalışması yapıyoruz. Bunun tamamen devlet kaynakları ile karşılanması yerine, özel sektör katkısı da gündemde. Bana göre en güzel yöntem üniversite, özel sektör işbirliğiyle orayı açmak, kurmak. Bizler bu konuda mevzuat ile ilgili özel bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Orayı farklı bir statüye çevirmek istiyoruz. Üniversitemizin karşısında 750 dönüm arazi bu iş için öngürülüyor. Sayın Bakanımızın talimatı ile Sayın Valimiz, Belediye Başkanımız ve konunun ilgilisi tüm kurumlarımızla işbirliği içerisinde son halini vereceğiz inşallah. Sağlık Endüstri Bölgesi ilan edilmesi çalışmamız var. Bunu meclis gündemine getireceğiz. Eğer öyle bir şey olursa yatırımcıyı daha cezbedici, teşvik edici olacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu konuda oluru var. Finansal desteği bulduğumuzda işler biraz daha kolaylaşacak. Sayın bakanımızın da bizlerin de bu konuda çalışmaları var. Bu sene olmazsa önümüzdeki sene, o da olmazsa ondan sonraki sene. Orada Türkiye’ye ve Dünya’ya örnek olacak bir termal kent kurmak istiyoruz. Bunu yapmamız lazım çünkü termal sağlık başta olmak üzere sağlık turizminde bizim yurt dışına sunabileceğimiz elimizde güzel bir örnek yok. Bu çok güzel bir örnek olacak. Şu anda ilk hedefimiz oranın statüsünün değiştirilmesi. Onu yaptıktan sonra elimiz çok rahatlayacak.
TIBBI VE AROMATİK BİTKİLERİN ÜRÜNLERİYLE İLGİLİ ÜRETİM ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR
Kocatepe: Tıbbi ve Aromatik Bitkiler alanındaki çalışmalarınız ne aşamadı?
Nurullah Okumuş: Sağlık alanında üniversitelerin bütçeleri bir anlamda araştırma ve gelişmede daha fazla oluyor. Öncelikle Tıbbi ve Aromatik Bitkiler olmak üzere tıbbi yararlı ürün, ilaç üretimi, kozmetik ürünler ve bunun dışında güncel hayatta kullandığımız geleneksel tamamlayıcı tıp altında kullanılan çayına kadar her türlü bitkisel ürünün son ürün haline dönüştürülmesi ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Hedefimiz o. Bir merkezimiz var. Oranın kapasitesi kapasitesini geliştirmesi lazımdır. Bu konuda burada Isparta’da çalıştığımız birkaç ekip var. Özel bazı ürünlerin eksilerini ve yağlarını çıkartma çalışmalarımız var. Bunları bilimsel bir çalışma halinde bir proje haline getirdik. O ürünlerle başlamak istiyoruz. Üretim tesisi de kurulduğunda orada sadece ilaç değil, onun yanında kullandığımız serumlar, bunların yanında kozmetik ürünler hedefimiz içinde var. Mesela bir şampuan üretimi, piyasası çok yüksektir. Ciddi gelir getiriyor, para kazandırıyor. Bölgeye has ve bizim ülkemize has bazı ürünler var. Kullanılmamış ciddi tedavi edici, rahatlatıcı, destek ürünleri var. Onların ekstralarıyla birlikte ilaç, kozmetik ürün ve tıbbi aromatik ürün üretim konusunda özellikle fabrikadan sonra elimiz rahatlayacak. Önümüzdeki sene her şey yolunda giderse çok büyük bir sıkıntı çıkmazsa fabrikanın önünde konuşmuş oluruz. İlk olarak üreteceğimiz ürünler arasında morfin olacak. Yani buraya bir özgü ürün olsun istiyoruz, onunla başlamak istiyoruz. >> Kocatepe Haber Merkezi Özel Röportajının devamı yarın.

Bakmadan Geçme