• Haberler
  • Gündem
  • AFYONKARAHİSAR, IRKÇILIK VE AYRIMCILIK SUÇLARININ YAŞANMADIĞI MÜNEVVER VE HOŞGÖRÜLÜ BİR ŞEHRİMİZDİR

AFYONKARAHİSAR, IRKÇILIK VE AYRIMCILIK SUÇLARININ YAŞANMADIĞI MÜNEVVER VE HOŞGÖRÜLÜ BİR ŞEHRİMİZDİR

Sultandağı ilçesine bağlı Dereçine beldesinde yaşanan kavga olayının ardından bazı baroların Afyonkarahisar’ı zan altında bırakmaya yönelik açıklamalarına Afyonkarahisar Barosu Turgay Şahin’den cevap geldi. Şahin “Afyonkarahisar Barosu her türlü ayrımcılık ve nefret suçunun karşısındrır” dedi. Dereçine’de bayramın birinci günü berberdeki sıra bekleme tartışması nedeniyle ilçe sakinleri ve mevsimlik işçiler arasında bir kavga yaşanmıştı. Bu kavga bazı [&hellip]

Haber Sultandağı ilçesine bağlı Dereçine beldesinde yaşanan kavga olayının ardından bazı baroların Afyonkarahisar’ı zan altında bırakmaya yönelik açıklamalarına Afyonkarahisar Barosu Turgay Şahin’den cevap geldi. Şahin “Afyonkarahisar Barosu her türlü ayrımcılık ve nefret suçunun karşısındrır” dedi.
Dereçine’de bayramın birinci günü berberdeki sıra bekleme tartışması nedeniyle ilçe sakinleri ve mevsimlik işçiler arasında bir kavga yaşanmıştı. Bu kavga bazı kesimler tarafından doğu kökenli vatandaşlarımızdan oluşan mevsimlik işçilere yönelik saldırı olarak yansıtılmaya çalışılmıştıardından bir kaç Baro tarafından konu basın açıklamasına konu edilmiş ve Afyonkarahisarlılar ile Afyonkarahisar Barosu zan altında bırakılmaya çalışılmıştı.
Afyonkarahisar Barosu Başkanı Turgay Şahin konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şu görüşlere yer verdi:
“Barolar sadece meslektaşlarının hak ve hukukunu korumakla mükellef olmayan aynı zamanda kanunumuzun 76. Maddesi gereğince, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak görevi verilmiş olan kamu kuruluşu niteliğindeki kuruluşlardır.

Bu nedenle ilimizde meydana geldiği iddia edilen “Kürt İşçilere Irkçı Saldırı” haberi elbette baromuzun ilgi alanına girmektedir ve iddiaların doğru olması halinde de,olayın mağdurlarına hukuki destek sağlamak görevimizdir.

Sadece ilimizde değil, ülkemizin veya dünyanın neresinde olursa olsun, her kim ırkından mezhebinden ya da başkaca aidiyetinden dolayı bir saldırı ya da ayrıma maruz kalıyorsa sonuna kadar ve şiddetle karşısındayız.

Ülkemiz için de haykırarak şunu dile getiriyoruz: 83 milyon biriz ve bu vatan hepimizindir.

Ancak ülkemizin hemen her zaman; sağ-sol, alevi- sünni, Türk-Kürt benzeri ayrımların fay hattı oluşturacak çatışmalara sürüklenmek istendiğini biliyoruz.

Bu bağlamda,  bazı barolar tarafından imzalanarak yayımlanan bir bildiride ilimizin Sultandağı İlçesi Dereçine Kasabasında mevsimlik işçilere yönelik ve bu işçilerin Kürt kimliğinden kaynaklandığı iddia edilen saldırı dolayısıyla yapılan açıklama gerçeği yansıtmamaktadır. Bayram öncesinde berber sırası bekleyen gençlerin arasında çıkan bir tartışmanın sebep ve bağlamından kopartılarak bir ırkçı saldırı olarak nitelenmesi oldukça vahimdir. Pek çoğu 10-15 yıldır aynı kasabaya gelen ve ahali ile adeta aile dostu olan mevsimlik işçilerimiz ve aileleri bu güne kadar korunup kollanmışlar ve bir ayrıma tabi tutulmamışlardır. Öyle olsaydı yıllardır aynı ilçe ve kasabaya gelmeleri de mümkün olmazdı. Yine bu güne kadar mevsimlik işçilerimizin ne etnik kimlikleri ne de konuştukları dil problem olarak görülmüştür.

Yaşanan olaya başta kasaba belediye başkanımız ve ilçemizin ileri gelenleri müdahil olmuşlar ve hadisenin büyümesine engel olarak sükuneti sağlamışlardır.

Kaldı ki böyle bir olayın vuku bulması halinde öncelikle bu ilin barosunun müdahale etmesi ve çözüm bulması istenmesi gerekirken Afyonkarahisar Barosuna haber dahi verilmeden böyle bir bildiri hazırlanıp yayınlanmasını da doğru bulmuyoruz.

İlimizde vuku bulacak bir tek ve münferit dahi olsa ırkçı bir saldırı, nefret söylemi üzerinden yürütülen ayrımcılık gibi insanlığa karşı işlenecek herhangi eylem olduğunda  Afyonkarahisar Barosu net ve tartışmasız bir şekilde olayın üzerine gedecek ve kanunun kendisine yüklediği ödevi yerine getirecektir. Bu tür suçlara karşı sıfır toleransımızın olduğunun ve hiçbir şekilde hadisenin örtbas edilmesine izin vermeyeceğimizin bilinmesini isteriz.

Yine, olayın tarafı olan mevsimlik işçilerimiz veya yakınları baromuza başvuracak olurlarsa bir hukukçu titizliği ve sorumluluğu ile olayı tahkik edeceğimizi ve ayrımcılığa müsamaha  göstermeyeceğimizi açıkça bildiririz.

Bu tür olaylarda, titiz ve tarafsız bir inceleme yapmadan yapılacak açıklamaların, vatandaşlarımız arasında doğan basit adli olayların çatışma ve düşmanlığı körükleyecek bir niteliğe evrilmesine zemin hazırlamasından endişe ediyoruz.

Fakat, her ne olursa olsun, açıklamaları içerik itibariyle gerçeklerle birebir örtüşmese dahi barolarımızın basın özgürlüğü ve eleştiri sınırları aşılarak kimi basın yayın organlarında itham edilmeleri ve ayrıştırıcı bir dille “KANDİLİN BARO’nları” gibi bir nitelemeye maruz bırakılmasını asla kabul etmiyoruz.

Baroları böyle bir üslupla kategorize etmek ancak ayrımcılığa ve düşmanlığa hizmet eder, kardeşlik ve beraberlik atmosferini zedeler.

Bu nedenle bildiri yayınlayan bir kısım baroları hedef gösteren yayınları da kınıyoruz.

Barolar hukukun ve Avukatlık Kanununun kendilerine çizdiği  çerçevede hareket eder, etmelidirler. Barolar Türkiye’nin barolarının. Sadece avukatların mensup olduğu ancak her vatandaşın sığınağı ve ilticagahı olan saygın kurumlardır.”

Bakmadan Geçme