'Afyon'daki 23'üncü fırka ağır hükmü zayıflattı'
Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Akkoyun, İzmir’de yayınlanan Online erişime sahip Tarih Okulu Dergisi’nin Mart 2018 tarihli 33. sayısında 'Mondros Ateşkesi’nin Haberleşme Engelinin Aşılması Teşebbüsü: 23. Fırka Örneği' başlıklı makalesinde konuyu değerlendirdi.Doçent Dr. Turan Akkoyun, Afyonkarahisar’daki 23. Fırkanın, diğer birlikler arasındaki seçkin yerini almasıyla, Mondros Ateşkes antlaşmasında Türklüğün aleyhine yer [&hellip]
Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Turan Akkoyun, İzmir’de yayınlanan Online erişime sahip Tarih Okulu Dergisi’nin Mart 2018 tarihli 33. sayısında ‘Mondros Ateşkesi’nin Haberleşme Engelinin Aşılması Teşebbüsü: 23. Fırka Örneği’ başlıklı makalesinde konuyu değerlendirdi.
Doçent Dr. Turan Akkoyun, Afyonkarahisar’daki 23. Fırkanın, diğer birlikler arasındaki seçkin yerini almasıyla, Mondros Ateşkes antlaşmasında Türklüğün aleyhine yer alan ağır hükmü fiilen zayıflattığını vurguladı.
KONU MAKALEDE DEĞERLENDİRİLDİ
Doç. Dr. Turan Akkoyun, yüz yıl önce imzalanan, Osmanlı Devleti için tam bir teslimiyet ve yıkım antlaşması Mondros Ateşkes Antlaşmasının 12. maddesinin; ilk 6-7 ay zarfında tümen sıfatı taşıyan bir askeri birlik üzerinden değerlendirilmesi, mukavemet hareketinin şartlarının ne kadar hassas bir ortamda gerçekleştirildiğini ortaya koyduğunu belirtti. Akkoyun, “Türk Ordusu içinde 23. Fırka’nın tesisi, hareketleri, personelinin tasfiyesi ve takviyesinde haberleşme unsuru dikkate alınarak görevlendirmeler yapılmıştır. 30 Ekim 1918 tarihinden Mayıs 1919 ortalarına kadar 23. Fırka’daki faaliyetler, bağımsızlık mücadelesi içinde askeri iletişimin güvenli ve hazır bir kaynağı olmuştur” dedi.
“GERÇEK UNSUR DÜŞTÜĞÜ YERDEN KALKTI”
Mondros Mütarekesinin, başta İngiltere olmak üzere İtilaf devletlerine Türklüğü yok etme imkânı tanıdığını kaydeden Akkoyun, “Mütareke galiplere aşırı bir özgüven vermiştir. Mustafa Kemal Paşa’nın silah arkadaşlarına ‘Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve müdafaa etmesi, bizlerin de mümkün olduğu kadar bu yolu göstermemiz ve bütün ordu ile beraber yardım etmemiz lazımdır’ diye açıkladığı düşünceleri yeni dönemin işaretiydi. Tarihi zorlamalarla dünya kamuoyu Türklüğün aleyhine yönlendirilmeye çalışılırken; hiç de farkında olmadan ‘Direnişin gerekliliği noktasındaki fikri’ tetikleyerek, ‘Her alanda taahhüt altına alınarak, eli kolu bağlı bir şekilde adeta mecalsiz bırakılan’ tarihin en gerçek unsurunun düştüğü yerden ayağa kalkmasına yardımcı oldu” dedi.
İRTİBAT MUHABERATLA SAĞLANDI
Mondros Mütarekesi ile ele geçirilen muhaberatın askeri kısmına yönelik hesapların toplumu yönlendirecek yeni liderin potansiyelini açıklar mahiyette olduğuna işaret eden Akkoyun, “Ateşkese göre her türlü haberleşme ve iletişim araçları İtilaf Devletlerinin kontrolüne verilecek, telsiz, telgraf ve haberleşme sistemi onların memurları tarafından denetlenecektir. ‘Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşama’ esaslı istiklal mücadelesinin başlarından itibaren muhabere vasıtalarına dayanan, bilgilenme ve bilgilendirilme hususiyeti, nazik bir çizgi üzerinde yürütüldü. ‘Haysiyet ve şerefin’ bağımsızlığa, bağımsızlığın da kahraman ordusuna dayandığını kavrayan, tecrübeli rütbeli evlatları aradaki irtibatın ‘muhaberat’ ile sağlanacağını bilmekteydi” ifadelerini kullandı.
TÜRKLÜĞÜN ALEYHİNE
OLAN HÜKÜM ZAYIFLATILDI
“Birbirinden habersiz, kopuk ortaya çıkan hareketler, teşebbüsler İzmir’in işgaliyle çok daha anlamlı hale gelmektedir” diyen Akkoyun sözlerine şöyle devam etti: “Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalanmasından Türk milletinin bağımsız yaşayabilmek için mukavemet hareketine geçiş zaruretini anlamıştır. Bunu anladığı 15 Mayıs 1919 günü İzmir’in işgaline, Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919 günü Anadolu’ya geçtiğini işittiği zamana kadar geçen süredeki faaliyetleri, emperyalizme ilk yenilgiye uğratacak zaferin ilk adımlarını ortaya koymaktadır. Esasında mahallî bir nitelik taşıyan gelişmeleri tarih boyunca stratejik noktada bulunma özelliğini koruyan Afyonkarahisar’a yerleştirilen 23. Fırka üzerinden izlemek, ülke bütünlüğünün kazanılmasına katkı sağlayacak niteliktedir. Milli Mücadele’nin ‘vatan cephesi’ haline gelen Batı Anadolu’daki gelişmeleri, haberleri toplayarak hareketin liderine ve merkezine, oradan gelenleri de cephedeki en uç hatta aktaran Afyonkarahisar’daki 23. Fırka, diğer birlikler arasındaki seçkin yerini almış, ateşkes antlaşmasında Türklüğün aleyhine yer alan ağır hükmü fiilen zayıflatmıştır.”