• Haberler
  • Genel
  • Afyon'da yatırım yapabiliriz – Kocatepe Gazetesi

Afyon'da yatırım yapabiliriz – Kocatepe Gazetesi

Türkiye'nin en büyük ticari gruplarından Doğuş Grubu'nun CEO'su Aclan Acar Afyonkarahisarlı iş adamlarıyla buluştu. 'Afyonkarahisar'a yatırım yapın' çağrısında bulunulan Acar 'Yörenin esnafı yörenin sanayicisi birbirini yer vaziyete geldi. Bunu aşmamız lazım. Bunu aştığınız zaman Afyonkarahisar için farklı bir kompozisyonun oluştuğunu göreceksiniz. Bizde grup olarak Afyonkarahisar'a çok uzak değiliz, geçmişte yatırımlarımız oldu ve hayvancılık konusunda yatırım [&hellip]

Afyon’da yatırım yapabiliriz

Türkiye’nin en büyük ticari gruplarından Doğuş Grubu’nun CEO’su Aclan Acar Afyonkarahisarlı iş adamlarıyla buluştu.

“Afyonkarahisar’a yatırım yapın” çağrısında bulunulan Acar “Yörenin esnafı yörenin sanayicisi birbirini yer vaziyete geldi. Bunu aşmamız lazım. Bunu aştığınız zaman Afyonkarahisar için farklı bir kompozisyonun oluştuğunu göreceksiniz. Bizde grup olarak Afyonkarahisar’a çok uzak değiliz, geçmişte yatırımlarımız oldu ve hayvancılık konusunda yatırım planlanıyor. Afyonkarahisar bizim grubumuz içinde öncelikli iller arasında” dedi

Afyonkarahisar Sanayicileri ve İşadamları Derneği (AFSİAD) Olağan istişare toplantısı Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Yapılan toplantıya onur konukları olarak Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar ve Yönetim Kurulu Üyesi Cem Yurtbay katıldı. Toplantının açılış konuşmalarını yapan AFSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Demirayak, ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser ve Vali İrfan Balkanlıoğlu Acar nezdinde Doğuş Grubu’nu Afyonkarahisar’a yatırım yapmaya davet ettiler.
KENDİMİZLE UĞRAŞIRKEN
DÜNYAYI KAÇIRDIK
Toplantıda son olarak konuşan Doğuş Otomotiv ve Doğuş Oto Pazarlama Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, “İş hayatında oluşturulacak misyon ve vizyonları doğru koymak gerekiyor. Eğer dağların arkasını gören vizyonu yaratamazsak sonra başımıza gelenlere de katlamak zorunda kalıyoruz. Gerek cumhuriyet döneminde gerekse de Osmanlı İmparatorluğu döneminde ülkemizin kötü durumları oldu. Şu anda ülkemizin motive bir durumda gelişmiş medeniyetler seviyesine ulaşmada ve dünya ticaret, sanayisinde ve siyasetinde söz sahibi olmada hızla ilerliyoruz. Dünyanın son 25-30 yılına baktığımızda çok önemli kırılma noktaları var, bunu iyi değerlendirmemiz gerekiyor. 1990 yılından sonra 2 kutuplu dünyadan globalleşmeye doğru adımlar atılmaya başladı. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasıyla beraber dünyada soğuk savaş döneminin sona ermesiyle farklı farklı ülkeler ortaya çıkmaya başladı. Dünyanın siyaset ile ticaretinde deprem nitelinde değişiklikler yaşandı. 90’lı yıllarda maalesef kendi iç dengelerimizle uğraşırken dünyanın bu trendini kaçırdık” dedi.
DÜNYA KRİZLERDEN GEÇTİ
2000’li yılların başında ABD’de ikiz kulelerin bombalanması sonucu dünyanın bir kriz yaşadığını ve dünyanın terörle karşı karşıya kalması sonucu ikinci bir kırılma noktasına geldiğini ifade eden Acar, “Yaşanan olayı takip eden 10 yıl içerisinde gerek ABD’de gerekse de kıta Avrupa’sında yaşanan ekonomik kriz dünyaya damgasını vurdu. Bizde dışa açık bir ülke olarak yaşanan bir gelişmelerden etkilendik. Dünya gelecekteki refahını öne çekerek çok önemli bir büyüme geçirmiştir. Özelilikle 80’li yılların ortaları ve 90’lı yılların başından itibaren hızlı bir tüketim, kaynaklarımızı hızlı bir şekilde eriten bir tüketimle karşı karşıya kaldık. Ayrıca 7 milyara varan bir nüfusa dünyanın doğal kaynakları ve üretim kapasitesi bu nüfusu beslemeye artık yetmiyor. Bu nedenle son yıllarda doğal faktörlerin kullanımı çevre faktörleri ön plana gelmeye başladı. 1980’li yılların ortasında başlayan bu bireysel kredilendirme mekanizması hızlı tüketim 2008 yılında ABD’de bireylerin önce evlerini kaybetmesiyle arkasından büyük büyük bankaların batma noktasına gelmesiyle ABD’yi karşı karşıya bıraktı. Şimdi bunu nasıl aşarız çabası var. ABD’de de hafif ir kıpırdanma var, ABD’de gayrisafi milli hasılada bir büyüme yaşanmış ama bu daha epey bir zaman alacak” ifadelerine yer verdi.
2 YIL İÇİNDE PARA PİYASADAN
GERİ ÇEKİLECEK
Acar, “ABD krizi aşmak için piyasalara ciddi bir genişleme yani likidite veriyor. Dolayısı ile aynen bir yangını söndürebilmek için su sıkan itfaiye araçları gibi dünyada merkez bankaları piyasanın yangınını söndürmek için piyasalara para veriyor. Bu yangın söndükten sonra, bu paralar sönmeye başladı diyebiliriz, sadece dumanlar çıkıyor. İkinci aşaması bunun enkaz temizleme çalışması, 3. evre ise yeniden yapılandırmadır. Ama şuanda ABD enkaz temizleme dönemine gelmemiştir. Bu şu demektir. Basılan paraların yavaş yavaş geri çekilecek. Yani dünya önümüzdeki bir iki yıl daha inanılmaz bir para bolluğu içerisinde olacak. Bu para bolluğu bireysel değil piyasa anlamında olacak. Piyasalarda para var. Dolayısı ile gelişmekte olan ülkeler bunların başında Türkiye geliyor. Uluslararası piyasada ki parayı ülkelerine sokmalılar. Bu paraların Türkiye’ye girmesi için hemen hemen hiçbir engel yok. Yani likidite piyasada var kendisine güvenli bir liman arıyor. Türkiye’de o güvenli limanların başında geliyor. Onun için bu dönem sermaye temininden ziyade akıl, fikir, iş kolu ve bilgi teminine doğru gidiyor bunu saplamamız lazım” diye konuştu.
AVRUPA YENİ DÖNEME GİRİYOR
Toplantıda Avrupa Birliği’nde yaşanan ekonomik daralma konusuna da değinen Acar, “Türkiye artık farklı ülke pazarları ile ticaret ilişkisi kurabilen bir ülke konumuna geldi. Ama ihracata baktığımızda yüzde 50’lik kısmını AB ülkelerine yaptığı görüyoruz. Onun için AB Türkiye ticareti için önemli bir bölge. Bizim ticaret ve turizmimiz Almanya ile iyi durumda. Almanya’da bu konuda Avrupa hakim gücünü sürdürmektedir. Bizim takip etmemiz gereken de Avrupa’nın iktisadi yapısı içerisinde Almanya’nın konumunun ne olacağı. Onun için Avrupa’da sanayi ticaret işbirliği içerisinde olurken dikkatli hareket etmek gerekiyor. Avrupa’da bir çöküş beklemiyor ama Avrupa’da önümüzdeki 5 yıl içerisinde yeniden bir iş dönemini başlatacak durumda değil” dedi.
DÜNYADA TASARRUF DÖNEMİ
Dünyada artık “Har vurup harman savururum” döneminin sona erdiğini ve tasarruf döneminin başladığını kaydeden Acar, “Önümüzdeki 5 yıllık zaman dilimine baktığınızda, bu tasarruf bilincin daha da artarak gittiğini göreceksiniz. Onun için ülkemizin kaynaklarını doğru kullanılması açısından, bununla beraber çevre faktörler, sürdürülebilirlik açısından kaynak kullanımını doğru yapmamız lazım. Burada sarf ile israfı ayırt etmek gerekiyor. İşin gereğini sarf etmek gerekir fakat israf büyük bir felakete yol açıyor. Ben 2005 yılının sonunda Doğuş Otomotiv’in yönetim kurulu başkanlığını aldığım dönemde otomotiv piyasası için çok iyi bir dönemdi. 2 bin 600 kişiyle çalışıyorduk. Bugün bin 970 kişiyle çalışıyoruz, hiçbir arkadaşımızı toplu işten çıkartmadık, sadece bu dönemde işlerimizi yeninden tasarlayarak, arkadaşlarımızı farklı alanlara kaydırarak ihtisaslaşma üzerine eğiterek bu dönemi yeni eleman alamdan sağladık. Yüzde 26 kadro küçülmesi yaşadık. Aynı dönemde araç satışlarımız geçtiğimiz yıl itibariyle 125 bine ulaştı, toplam ciromuz 5.2 milyar lira oldu. Marjinal kazancımız 300 milyon lira bu büyük bir rakam ama artık devir öyle yüzde 10 kazandım, yüzde 15 kazandım devri değil. Ekmek hakikaten aslanın ağzında, rekabet çok önemli bir boyutta. Diğer bir konu ise Türkiye’nin önemi artıyor, bu önemin artması aynı zamanda bizi bazı risklerle karşı karşıya bırakıyor. İş hayatı süt liman bir hayat değil, zaman zaman türbülanslarla karşılaşıyoruz. Biz ne kadar bölgemizdeki siyasi olaylarla ilgilenirsek, Kuzey Afrika’daki ‘Arap Baharı’ diye başlayan ve büyük karmaşaya yol açan olaylar Türkiye’yi ister istemez siyasi, güvenlik ve ekonomik açıdan etkiliyor. Benim tavsiyem iyimserliğinizi kaybetmeyin ama tedbirli olmayı da ihmal etmeyin” diye konuştu.
TERMALDE KAPASİTE
SORUNU YAŞAYABİLİRSİNİZ
Birlik beraberliğin iş hayatında ve ekonomik gelişimde önemli rol oynadığına değinen Acar, “Birlik ve beraberlik içinde olun ve oluşumlar kurmaya devam edin. Çünkü nereden bakarsak bakalım diyoruz önce birey, sonra aile sonra toplum daha sonra yaşadığımız toplum, komşularımız, çevremiz, ülkemiz, Avrupa, dünya diyerek gidiyor. Bizdeki en büyük problem rekabetin bazen kırıcı boyutlara ulaşması. Ben gerek Sayın başkanları gerekse de Sayın Valimi dinlediğimde Afyonkarahisar’ın giderek Türk ekonomisinde layık olduğu yere hızla ulaşacağına olan inancımı tazeledim. İnşallah ileride Maden Bakanlığı kurulur. Afyonkarahisar maden açısından zengin bir il. Özellikle mermeri çıkartıp satma yerine, işleyip satmak daha karlı olacaktır. Bunu sağlamak için güç birliği sağlamanız gerekiyor. Afyonkarahisar’da yeni termal tesislerin olduğunu gördüm. Yeni otellerde yapılıyor ama ileri de kapasite sorunu yaşayabilirsiniz. Bunun için bir araya gelin. Bizim kültürümüzde birlik beraberlik var. Fakat bunu unutmaya başladık. Yörenin esnafı yörenin sanayicisi birbirini yer vaziyete geldi. Bunu aşmamız lazım. Bunu aştığınız zaman Afyonkarahisar için farklı bir kompozisyonun oluştuğunu göreceksiniz. Bizde grup olarak Afyonkarahisar’a çok uzak değiliz, geçmişte yatırımlarımız oldu ve hayvancılık konusunda yatırım planlanıyor. Afyonkarahisar bizim grubumuz içinde öncelikli iller arasında” dedi. (Kocatepe)

Bakmadan Geçme