Afyon'da dünden bugüne koruma anlayışı konuşuldu

Mimar Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Efe'nin Moderatörlüğünde Yüksek Mimar M. Ülker Abi, Arkeolog Ahmet İlaslı kültürel varlıkların korunması konusunda görüş ve tecrübelerini paylaştı. Mesleğinde 50'nci yılını dolduran Yüksek Mimar Mahmut Ülker Abi ve 42 yıldır Arkeolog olan Emekli Müze Müdür Yardımcısı Ahmet İlaslı koruma anlayışını yorumladı.KORUMA ANLAYIŞI MERCEK ALTINDA50 yıldır mimar olarak memleketine hizmet [&hellip]

Mimar Odası Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Efe’nin Moderatörlüğünde Yüksek Mimar M. Ülker Abi, Arkeolog Ahmet İlaslı kültürel varlıkların korunması konusunda görüş ve tecrübelerini paylaştı. Mesleğinde 50’nci yılını dolduran Yüksek Mimar Mahmut Ülker Abi ve 42 yıldır Arkeolog olan Emekli Müze Müdür Yardımcısı Ahmet İlaslı koruma anlayışını yorumladı.
KORUMA ANLAYIŞI MERCEK ALTINDA
50 yıldır mimar olarak memleketine hizmet etmeye gayret ettiğini belirten Yüksek Mimar M. Ülker Abi, koruma üzerine bir söyleşide konuşmaktan dolayı mutlu olduğunu söyledi. Aslen Afyonkarahisarlı olması nedeniyle şehirde uzun süre çalıştığını belirten Emekli Müze Müdür Yardımcısı Arkeolog Ahmet İlaslı resmi olarak yaklaşık 41 yıl görev yaptığını dile getirdi. İlaslı, fikirlerinin dinleyicilere yararlı olmasından memnuniyet duyacağını ifade etti. Söyleşinin Moderatörü İsmail Efe, söyleşi konusu olarak koruma temasını seçtiklerini dile getirdi. Moderatör İsmail Efe, Abi ve İlaslı’ya 1965-1967 yıllarında mezun olan bir mimar ve bir arkeolog olarak o dönemde korunması gereken kültür varlıklarının fazlaca olup korunma ihtiyacının az, günümüzde ise kültürel varlıkların sayıca azalıp korunma ihtiyacının had safhaya ulaştığını kaydetti.
KIYMETLİ HOCALAR
ÇOK ŞEY KAZANDIRDI
İsmail Efe ilk olarak M. Ülker Abi’ye, koruma anlayışına yönelik dün ile bugünü karşılaştırdığında neler düşündüğünü sordu. Bu soruya iki noktadan cevap vermek istediğini belirten Abi, “Birincisi liseyi bitirdikten sonra içinde bulunduğum üniversite de İstanbul Teknik Üniversitesi’nde koruma ile ilgili konu ve durum. Açıklıkla ifade edeceğim. Tahsilim 7 sene sürdüğünden bana çok şeyler kazandırdı. Çünkü bugün içinde geçmişte de hepsi büyük değer ifade eden çok kıymetli insanlarla, hocalarla beraber olduk. Doğan Kuban, Sabahattin Eyüpoğlu, Mükerrem Anadolu gibi bir çok tanınmış bilinen hocalarımızla bulunduğumuz mekanda ve çalışmalarımızın sürdüğü İstanbul’da her taraf tarihi eser dolu. Bunların hepsinin korunmaya, yeniden ihyaya ihtiyacı var. Biz bu kültürün içerisinde yetiştik. Ondan sonra belli bir süre Ankara’da kalmama rağmen Afyonla’da ilgimizi kesmedik. O zamandan beri buradayız” dedi.
“TÜRKİYE DE ÇOK KATLİAMLAR YAŞADIK”
Direk olarak sorulan soruya yanıt açısından koruma ile ilgili mevzuatın 1975 yılında Avrupa Konseyinin koruma amaçlı bir toplantı ya da sempozyumunda Türkiye’nin dile getirdiğini aktaran Abi, “Bu süreç Safrnabolu ile başladı diye ifade edebiliriz. Ama o eserin kıymetini bilip, onlara sahip çıkanlar, korunması gerekli olduğuna inananlar gerekli çalışmaları yaptılar. Gerekli çalışma yeterli oldu mu? Maalesef üzüntü ile ifade etmem gerekir ki Türkiye’de çok katliamlar yaşadık. Mimari kültürel anlamda bir nesli büyük ölçüde harcadık yok ettik. Sonra sonra aklımız başımıza geldi. Bunları şimdi daha dikkatli daha titiz olarak korumaya gayret ediyoruz. Ama çok şeyler yitirdiğimizi söylemek durumundayım. Örneğin 1955-1956 yıllarında İstanbul da Londra asfaltına bağlanma çabaları içerisinde Vatan Caddesi, Millet Caddesi yapımı sırasında büyük ölçüde tarihi eserin yok olduğunu söyleyebilirim. Daha çokta örnek var. Allah’a şükür bugün için bu koruma kavramları artık çocukların, gençlerin belleğine iyice yerleşti” diye konuştu.
BELEDİYE UYGULAMA ÖDÜLÜ ALDI
Yüksek Mimar M. Ülker Abi, koruma konusuna okullarda, sosyal ve kitlesel iletişim araçlarında hemen her yerde ciddiyetle bakıldığını belirten Abi, koruma konusuna ciddiyetle bakılan çizginin ayni ciddiyetle devam etmesini diledi. Söyleşi Moderatörü İsmail Efe, Afyonkarahisar olarak şanslı bir bölge de yer alındığını, korunması gerekli kültür varlıkları açısından daha şanslı bir kentte yer alındığını vurgulayan Efe, “Geçtiğimiz günlerde Tarihi Kentler Birliği’nden sevindirici bir haber aldık. Afyonkarahisar Belediyesi Uygulama Ödülü aldı. Bu vesile ile tebrik ediyoruz” şeklinde konuştu.
1993 İTİBARİYLE AFYON BİR NEVİ KONTROL ALTINA ALINDI
İsmail Efe, M. Ülker Abi’nin Afyonkarahisar ölçeğinden duruma bakıldığında ortaya çıkan görüntüye ilişkin düşüncelerini sordu. Afyonkarahisar’ın bu konuda bir saklı kent gibi kaldığını vurgulayan Abi şu ifadelere yer verdi: “Afyon bu konuda bir saklı kent gibi kaldı. Afyon bu konuda şanslıdır. Tarihi mekânların olduğu yerlerin ranta kurban edilmemesidir. İnsanların daha çok Konya yoluna, Özdilek AVM ve Ankara yolu taraflarına yayılmalarıyla yüksek blokların oralarda yapılmasına bağlı bir durum var. Ama ana etkeni söyleyelim. 1993 yılında Konya Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan Yılmaz Önge Başkanlığında bir ekip geldi. Yaklaşık 10 gün kadar burada çalıştılar. Şehrin sokakları tek tek gezildi. Çoğu yer tescillendi. Sit alanı ile tarihi sitin belirlenmesinden sonra bir nevi Afyon kontrollü denetim altına alındı. Ama bunu ranta kurban etmeyişinin sebebi Afyonkarahisar’da bulunan tarihi dokunun şehircilik yerleşke açısından, konumundan kaynaklanıyor. Bu bir şanstır. Bunu Afyon iyi değerlendirdi”

 
UYGULAMA ÖDÜLÜ MUTLU ETTİ
Afyonkarahisar Belediyesinin çalışma ve çabalarının ve çalışmaların takdir edilmesi gerektiğini dil getiren M. Ülker Abi şu ifadeleri kullandı: “Son yıllarda yapılan çalışmaları da takdir etmek lazım. Afyon’da ciddi manada restorasyon çalışması yapıldı. Bu vesile ile bende kutluyorum. Tarihi Kentler Birliği’nin uygulama ödülünü almak Belediyemiz adına bu kentte yaşayan insanlar adına tabii beni de diğer insanları da umarım mutlu etmiştir. Güzel bir şey iyi bir çalışma.”
SONUÇTA BİR ÖDÜL ALINMIŞ
Arkeolog Ahmet İlaslı, Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olarak uzun yıllar çalıştığını kültürel tescilli varlıkların korunması işinin bakanlığın yasal görevi olduğunu söyledi. Bu görev nedeniyle konu üzerinde bire bir çalışmak zorunda olduklarını belirten İlaslı şöyle konuştu: “İlk aşamalarda anıtsal eserler için sorun olmadı. Ama sivil mimari eserler için oldukça sorun yaşadık. Bu sorunlar kimi zaman kullanıcılardan kimi zaman yerel yöneticilerden kaynaklandı. İl merkezinde olsun ilçelerde olsun yerel yöneticiler zaman zaman değiştiğinden değişik kişilere bağlı olarak ilişkiler kuruldu. Resmi olarak bizim ilişkilerimiz devam etti. Bu yasa bilindiği üzere zorlama ile yapılan bir uygulama. İnsanlar yapılan çalışmalardan yarar görmeyi amaçlar. Bu noktada destek verdiler. Zarar görenlerde çok oldu tabii. Bunlarda olayları ters yönde algıladılar ve olaya sahip çıkmamaya çalıştılar. Yaklaşık 50 yıldır biz yaptığımız bu çalışmalarda görüyoruz ki sonuçta bir ödül alınmış. Bu ödülün başlangıcı olarak bizler başladık. Ama hep beraber çalıştık”
ÖDÜLÜN ALINMASI BÜYÜK ONUR
Ahmet İlaslı, diğer yerlerde de başkaca Belediyelerle çalıştıklarını ancak diğer yerlerde aynı sıcaklığı göremediklerini ifade etti. Farklı uygulamalarla farklı zamanlarla bugüne kadar çalışmaların yürütüldüğünü aktaran İlaslı şunları söyledi: “Gelinen noktada oldukça olumlu sonuçlar aldığımız artık herkes tarafından görülüyor, takdir ediliyor. İlk zamanlar yüzümüze tükürenler bile oldu. Ama sonuçta biz kazandık. Hepimiz kazandık. Bugünlerde bu ödülün alınmasıyla güzel sözleri duymak bizim için büyük bir onur” >> Burcu AYDIN’ın Özel Haberi

Bakmadan Geçme