'Afyon'da Aktif 7 Şiddetine Kadar Derem Üretebilecek Faylar Var'
TMMOB Jeoloji Mühendisleri İl Temsilciliği'nden Jeoloji Mühendisi Selçuk Altıntuğ, Kocatepe Gazetesi okurlarına 'Asrın Felaketi' olarak adlandırılan 6 Şubat Kahramanmaraş depreminin 1'nci yıldönümünde Afyonkarahisar'ın deprem durumunu yorumladı. Altıntuğ, 'Afyonkarahisar tektonik anlamda Türkiye'nin en aktif alanlarından bir tanesidir. Merkeze yakın faylarda kuzeydeki Gazlıgöl Fayı 6,5 şiddetinde deprem üretebilir. Erkmen Fayı ise 6,33 büyüklüğünde deprem üretebilir' dedi
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Jeoloji Mühendisleri Odası Afyonkarahisar İl Temsilciği adına Jeoloji Mühendisi Selçuk Altıntuğ,
“ASRIN FELAKETİ İLE YÜZLEŞTİK BİR SONRAKİNE HAZIR MIYIZ?”
Selçuk Altıntuğ, depremin üzerinde yaşadığımız yer yuvarının hareketli olduğunun en önemli göstergelerinden birisi olduğunu ve aynı zamanda üzerindeki yaşam ve doğal zenginlikler için gerekli olan doğal bir olay olduğunu belirtti. Altıntuğ, “Ülkemizin konumu, doğa tarafından insanoğluna bahşedilen çeşitli nimetleri bizlere sunarken, deprem, afete çeviren yanlışları yapmadan yaşamamızı da gerektirmektedir. Ülke topraklarının çok büyük bir kısmı önemli bir deprem tehlikesine sahiptir. Nüfusu bir milyonun üzerindeki büyük kentlerimiz başta olmak üzere, ülke nüfusunun yüzde 70’inin büyük bir deprem riski altında olduğu bilinmektedir. Sadece depremler sırasında yıkılan binalar nedeniyle, son yüz yıl içerisinde on binlerce vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Asırlardır depremlerin gölgesinde yaşamış, buna rağmen bir daha hiç deprem olmayacakmış gibi gelişi güzel büyümeye devam eden kentlerimiz yakın bir gelecekte yeni depremlerden zarar görecektir. Dolayısıyla, deprem ve afet gerçeğini artık hepimizin tereddütsüz olarak önemsemesi ve deprem zararlarını minimuma indirebilmek adına çok disiplinli çalışmaların yapılması en önemli konulardan birisidir. Doğal olan depremdir, doğal olmayan ise afettir. Depremleri önlemek mümkün değildir, ancak zararlarını ortadan kaldırmak veya azaltmak mümkündür ve bizim elimizdedir. Günümüz bilgi düzeyi depremlerin olacağı yerleri ve yaratacakları etkiyi büyük bir doğrulukla tayin etmeye imkân tanımaktadır. Son yaşadığımız Kahramanmaraş depremleri bizlere, kentsel dönüşümün binadan değil zeminden başlaması gerektiğini birkez daha göstermiştir.” dedi.
“EN AZ 50 BİN CAN KAYBI 212 BİN ÇÖKEN BİNA VAR”
Kahramanmaraş depremlerinin kıtasal ölçekte bir fay sistemi olan Doğu Anadolu Fay Zonunun, uzun sessizliğini 6 Şubat 2023 tarihinde çifte depremlerle sona erdirdiğini hatırlatan Altıntuğ, şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin güneyi, aynı gün içinde meydana gelen iki büyük depremle çok geniş alanlarda şiddetli yıkımlara sebep oldu. 6 Şubat 2023 tarihinde saat 4.17’de Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesinde 7,7 şiddetinde ve saat 12.30’da Elbistan İlçesinde 7,6 şiddetinde meydana gelen depremlerle Antakya ile Malatya İlleri arasında art arda komşu fay sistemleri kırıldı. Geçtiğimiz yüzyılda yeryüzünde kara alanları boyunca gözlemlenen en büyük 3 depremden biri olan Pazarcık depremi 7,7 şiddetiyle altyapı ve binalarda yaygın hasara ve dev heyelanlara, kaya düşmelerine, sıvılaşma ve yanal yayılma tipinde kütle hareketlerine neden oldu. Yaklaşık 8,6 kilometre derinlikte meydana gelen deprem, yer yüzünde 4 farklı fay segmenti üzerinde toplamda 265 kilometreyi aşan yüzey kırığı oluşturdu. Takip eden 8 saat boyunca, kuzeye aktarılan gerilme başka bir yıkıcı depremi tetikledi. 7,6 şiddetindeki ikinci deprem olan Elbistan İlçesi merkezli olarak yaklaşık D-B yönünde ilerlerek 2 farklı fay segmenti üzerinde toplamda yaklaşık 150 kilometre uzunluğunda bir yırtılma ile sonuçlandı. Depremlerin maksimum yer değiştirmeleri yüzey kırığı boyunca her bir deprem için sırasıyla 7-8 metrelere kadar ulaştı. Yani, birbirinin devamı olduğu düşünülen veya yan yana bulunan yapılar saniyeler içinde fay tarafından metrelerce uzağa ötelendi. Ana depremden sonraki ilk 11 gün içinde en büyüğü 6,7 olmak üzere yaklaşık 5.500 artçı sarsıntı kaydedildi. Bölgede son 1 yıl içerisinde yaklaşık 45.000 deprem kaydedildi. Yıkıcı Deprem Serisi, tamamı kırılan fayların çevresinde yer alan on şehirde, en az resmi sayıma göre 50 bin can kaybına ve yaklaşık 212.000 binanın çökmesine veya ağır hasar görmesine neden oldu.”
“BİLİM IŞIĞINDA DOĞA OLAYI DEPREM AFETE DÖNÜŞMEMELİ”
“Yerkabuğunda mevcut Kahramanmaraş depremleri yakın çevredeki faylar üzerine gerilme yüklediği gibi, daha uzakta ve deprem tekrarlanma periyodunun sonlarına gelmiş fayların tetiklenmesine olanak sağlayabilecek bir travma yarattı.” diyen Altıntuğ, “Yerbilimciler tarafından bu coğrafyadaki sismik boşluk olarak nitelendirilen alanlar çok iyi bilinmektedir. Bu gibi alanlar boyunca kurulu olan İstanbul ve İzmir gibi şehirlerimiz öncelikli olmak üzere Eskişehir, Balıkesir, Denizli gibi içerisinden fay geçen kentlerin de durumun bilincine varması son derece önem taşımakta. Ülkemiz bir deprem kuşağı içerisinde yer almaktadır. Bu sebeple kıymetli madenleri ile, jeotermali ile, verimli ovaları, sulak alanları, yükselen dağları, yaylaları ile ülkemiz cennet gibidir. Yağmurun yağması kadar doğal ve bu coğrafyanın insanına sunulan bir nimet olan bu gerçek ne yazık ki günümüze değin uygulanan yanlışlar ile afete dönüşmektedir Bilim insanları ülkemizin her karış toprağında bu anlamda bilimsel verilerini üretmeye devam ediyor, tehlikeye dikkat çekiyor. Dünyadaki benzer uygulamalarında olduğu gibi, bu bilimsel bilginin teknik uygulamalara aktarım aşaması, düzenlenecek yasalar ve oluşturulacak bilim kurulları uzman bilim adamları ve yetkin mühendislerden oluşan tarafından denetlenmelidir. Böylece, bilimin ışığında gerçekleştirilecek akıl ve teknik uygulamaları afete dönüşmeden bu doğa olayı ile birlikte yaşamayı bize öğretecektir.” ifadelerine yer verdi.
“ÇOBANLAR VE ÇUKURÖREN’DE 136 YILLIK SİSMİK BOŞLUK VAR”
Afyonkarahisar özelinde deprem riski hakkında bilgiler veren Altıntuğ, şunları kaydetti: “Anadolu levhasının batıya doğru hareket etmesinin sonucu olarak oluşan genişlemeli tektonik rejim Ege Bölgesinin karakteristik özelliğidir. Afyonkarahisar, güneybatı Türkiye’nin genişlemeli tektonik bölgesinde yer almakta olup, Akşehir-Simav Fay Sistemi (ASFS) bölgenin depremselliği yüksek kuşaklarından birisidir. Bu tektonik hat üzerinde değişik tarihlerde çok sayıda yıkıcı deprem meydana gelmiş olup, bu nedenle ASFS’nin güneydoğu ve kuzeybatı bölümleri sismik açıdan rahatlamıştır. Ancak, ASFS’nin Çobanlar ve Çukurören arasında kalan bölümden son 1876 yılında yıkıcı deprem meydana gelmiş olup, bu bölge 136 yıldır sismik boşluk özelliğindedir. ASFS’nin tektonik özellikleri nedeniyle bölgede 7 büyüklüğüne kadar deprem oluşma ihtimali vardır. Bu nedenle acil olarak, ASFS üzerinde değişik dönemlerde meydana gelen depremler, ASFS’nin bu bölümündeki fayların kayma hızı ve sismik hareketlerin anlık izlenmesine yönelik çalışmaların yapılması zorunludur.”
“AFYON MERKEZDE EN BÜYÜK DEPREM 1876’DA OLMUŞ”
İlk depremin, tutulan kayıtlar ışığında M.S 94 yılında kayıt altına alındığını belirten Selçuk Altıntuğ, “İlk deprem, tutulan kayıtlara göre milattan sonra 94 yılında kayıt altına alınmış. O dönemde depremi ölçen sismograflar olmadığı için oradaki kalem tutan kişi yazıyor. Günümüze doğru geliyoruz ve burada en büyük deprem 13 Mayıs 1876 yılında 6,7 şiddetinde, Afyonkarahisar merkezli olarak meydana gelmiş. Bu deprem 8-9 şiddetinde merkezi etkilemiş ve Afyonkarahisar’ın merkezinde yaşanan en büyük deprem olarak biliniyor. Balıkesir’den başlayıp Simav üzerinden Afyonkarahisar’a doğru gelen, buradan Akşehir’e giden Akşehir-Simav Fay sistemi içerindeki bir alanda yaşıyoruz. Son yıllarda yapılan çalışmalar Türkiye Diri Fay Haritasının yenilenmesiyle, Batı Anadolu’daki bölgeler belli, belli bölgelere ayrılmıştır. Kırıkların olduğu bölgeler tanımlanmış. Farklı, farklı blokların tam kesişim noktası olan sınır noktasındayız. O yüzden Afyonkarahisar tektonik anlamda Türkiye’nin en aktif alanlarından bir tanesi. 1900 yıl öncesi meydana gelen Akşehir-Simav fay sistemi içerisindeki depremlerin yoğunluğu aslında ne kadar aktif bir alanda yaşadığımızı gösteriyor. 2012 yılında Türkiye Diri Fay Haritası güncelleniyor. Güncellenmesi ile beraber bizim daha önce 1992’deki haritamıza göre eski diri fay hatlarının yerine yenileri bu haritaya işleniyor. Dolayısıyla fay hattı 485 segmentine çıkıyor. Afyonkarahisar’ın sınırlarına baktığımızda burada 31 tane fay tanımlanmıştır. Bölgemizde 31 tane depreme etki edecek fay var. Bu faylarda beklediğimiz büyüklükler 6,2 ile 6,9 arasında değişiyor. Bunlar beklenen depremler. Afyonkarahisar merkezine yakın faylara baktığımızda hemen kuzeyimizde Gazlıgöl Fayı var. 6,5 şiddetinde deprem üretebiliyor. Erkmen Fayı var. 6,33 büyüklüğünde deprem üretebilir.” dedi.
“DEPREMLERDE VEFAT EDENLERE ALLAH RAHMET EYLESİN”
Altıntuğ, sözlerini şöyle tamamladı: “TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak; Bu zor zamanların üstesinden hep birlikte geleceğimize inanıyor ve 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremlerinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, depremzedelerin yaşadığı tüm acıları kalbimizde hissediyoruz. 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Depremlerinde ve bugüne kadar ülkemizde meydana gelmiş tüm depremlerde vefat etmiş vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, yakınlarını kaybedenlere sabır ve metanet diliyoruz. Kalbimiz, dualarımız ve yardımlarımız sizinle.”