'Afyon’a hizmet için elimden geleni yapacağım'
Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluğu Üyeliğine atanan Mimar Ayfer Örten, Koruma Kurulu üyeliğine Afyonkarahisar'dan atanan ilk isim oldu. Örten, 'Kültürel ve mimari dokumuza hizmet için çalışacağım' dedi   Afyonkarahisar Belediyesi’nde Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden emekliye ayrılan Mimar Ayfer Örten, Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluğu Üyeliğine atanma sürecini, kurul üyesi olarak restorasyon çalışmalarına bakış açısını gazeteniz [&hellip]
Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluğu Üyeliğine atanan Mimar Ayfer Örten, Koruma Kurulu üyeliğine Afyonkarahisar’dan atanan ilk isim oldu. Örten, “Kültürel ve mimari dokumuza hizmet için çalışacağım” dedi
Afyonkarahisar Belediyesi’nde Belediye Başkan Yardımcılığı görevinden emekliye ayrılan Mimar Ayfer Örten, Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Kuruluğu Üyeliğine atanma sürecini, kurul üyesi olarak restorasyon çalışmalarına bakış açısını gazeteniz Kocatepe’nin muhabirine anlattı.
BELEDİYE’YE HİZMET SÜRESİ 29 YIL
Burcu Aydın: Belediye Başkan Yardımcılığı gö-revinden emekli olduktan sonra Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Üyeliğine atandınız. Başarılı çalışmalarınız da göz önüne alınarak kurul üyeliğine atanmanız şehrimiz için gurur verici bir görevlendirmeydi. Süreci anlatmadan önce Ayfer Örten’i kısaca hatırlayabilir miyiz?
Ayfer Örten: 1989 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mimar olarak mezun oldum. Afyonkarahisar’a ise 1991 yılında geldim. Belediye’de yaklaşık 29 yıl çeşitli birimlerde görev yaparak hizmet verdim. İmar Müdürlüğü, Fen İşleri Müdürlüğü’nün ardından son olarak Belediye Başkan Yardımcılığı görevinde bulundum. 29 yıllık hizmetimden sonra geçen yıl Belediye’den emekli oldum. Sonrasında mesleğimle ilgili çalışmaya devam etmek istedim. Şu anda bir Yapı Denetim firmasında mimari proje denetmeni ve uygulayacısı olarak çalışıyorum. Belediye’de görev yaparken tarihi dokuyla ilgili Afyon’un özellikle Karahisar Kalesi ve çevresindeki yapılaşmalarla ilgili Belediye olarak bir takım çalışmalar yapmıştık. Restorasyon, eski binaların değerlendirilmesi, korunması mesleki anlamda da ilgi duyduğum bir bölümdür.
ATAMA 250 KİŞİ
İÇERİSİNDEN YAPILDI
Burcu Aydın: Kültür Varlıkları Koruma Kurulu Üyeliği ataması Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın oluruyla yapılıyor. Üyeliğe atanmak kolay değil diye biliyoruz. Başarılı çalışmalarınız ve performansınız ışığında kurul üyeliğine atanma süreciniz nasıl gelişti?
Ayfer Örten: Kültür Varlıkları Koruma Kurulu Üyeliği için başvuruda bulundum. Başvurum da kabul edildi. Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nda mimar üye olarak atamam yapıldı. Tükiye genelinde kurul üyeliğine çok fazla sayıda başvuru yapılıyor. Ülkemizde bölge olarak toplam 35 bölge kurulu vardır. Her kurula 7 üye ataması yapılıyor. Üyeler farklı branşlarda seçiliyor. Avukat, Sanat Tarihçisi, Mimar, Arkeolog, Şehir Plancısı olmak üzere kurul uzman kişilerden oluşturuluyor. Türkiye’de 35 kurul olarak düşünüldüğünde 250 kişiden biri olarak atamam yapıldı. Bu nedenle çok sevinçliyim. Çünkü istediğim bir alanda görev almış oldum.
ESKİŞEHİR’İN SORUMLULUĞUNDA
ÜÇ İL VAR
Burcu Aydın: Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu görev ve sorumluluk alanı nereleri kapsıyor?
Ayfer Örten: Eskişehir Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu görev alanını; Afyonkahisar, Bilecik ve Eskişehir oluşturuyor. Afyonkarahisar merkezindeki yapılaşmalarda özellikle sit alanı ile ilgili işlemler hakkında bilgi sahibiyim. İlçeleri de belirli ölçüde biliyorum. Bundan sonra bu konuda da gerekli takviyeleri yapacağım. İnşallah Afyon adına Kurul Üyeliği görevim süresince güzel şeyler yapmayı düşünüyorum.
DEĞERLERİN KORUNMASI ESASTIR
Burcu Aydın: Peki Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Bölge Kurulları nasıl ortaya çıktı?
Ayfer Örten: Tüm dünyada insanlığın ortak mirası olarak kabul gören ve kısaca “Kültürel Doğal Miras” olarak adlandırılan değerlerin korunması konusunda ülkemiz, ululuslarası alanda evrensel sorumluluk anlayışına sahip ülkeler arasında yer almaktadır. Eski eserler tarihi bir belge ve insan yaratıcılığının bir ürünüdür; güven ve aidiyet duyuglarını pekiştirir. Uygarlıkların ve toplumların sürekliliğini güvene altına alır. Geçmişi binlerce yıla dayanan uygarlık tarihimiz içinde, doğrudan veya doğa ile birlikte yaratılmış olan bu değerler, çeşitli nedenlerle ve giderek artan bir hızla yok olma sürecine girmiştir. Bu nedenle sözkonusu değerlerin korunarak gelecek kuşaklara aktarılabilmesi amacyıla yasalar çıkarılmış ve konu ile ilgili kurumlar oluşturulmuştur. Türkiye de kültür ve tabiat varlıklarının korunabilmesi amacıyla, 5226 sayılı yasa ile değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası gereğince Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu ve Bölge Kurulları bünyesinde gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Anılan yasa kapsamında çıkarılan yöntemelik, yönerge ve ilke kararları doğrultusunda faaliyetler sürdürülmektedir.
BAŞVURULARI VATANDAŞ DA KURUMLAR DA YAPAR
Burcu Aydın: Koruma Kurulunun işleyişi ne şekilde gerçekleşiyor?
Ayfer Örten: Bölge Koruma Kurullarına vatandaşlar, kurumlar sit alanları, arkeolojik sit alanlarıyla ve tescilli binalarla ilgili başvurularda bulunuyorlar. Bu başvurularda bölge kurullarınca değerlendiriliyor. Uzmanlar yerinde ve evrak üzerinde incelemesini yapıyor. Bu minvalde hazırlanan raporlar koruma kurulu üyelerine sunuluyor. Kurul üyeleri de o raporlara göre gerektiğinde toplantılar sırasında gerektiğinde yerinde incelemeler yaparak mekana giderek konuları sonuçlandırmaktadır.
GERÇEKÇİ PROJE VE
TALEPLER KABUL GÖRÜR
Burcu Aydın: Koruma kurullarına karşı vatandaşın gözünde hiçbir şeye izin alınamaz gibi bir algı vardı. Son durum nedir?
Ayfer Örten: Daha önce kurullarla ilgili olarak vatandaş gözündeki imaj; kurulun hiçbir şeye izin vermeyeceği şeklindeydi. Basit tamirat ya da talidatların bile kurul onayından geçmeyeceği algısı vardı. Son 5 yıldır kurullarla ilgili bu imaj kırılmaya başladı. Eğer proje düzgün hazırlanarak kurula getirilirse kurulda bir sıkıntı ile karşılaşılmaz. Afyonkarahisar Belediyesi adına kurulda yetkili olarak görev yapmıştım. Belediye projeleri kurulda sıkıntısız biçimde onaylanmıştı. Önemli olan gerçekçi, oluru olan taleplerle, düzgün projelerdir. Kurul hiçbir şeyi onaylamaz, kabul etmez gibi bir durum yoktur. Bence böyle düşünülmemelidir.
SOKAK CEPHE
SAĞLIKLAŞTIRMALARI SÜRMELİ
Burcu Aydın: Korunması tescilli kültürel varlık ve restorasyon çalışması açısından şehrimizin aciliyet gerektiren çalışmaları var mı?
Ayfe Örten: Afyonkarahisar Belediyesi olarak yürüttüğümüz Karahisar Kalesi ve çevresinde sokak ve cephe sağlıklaştırma çalışmalarımız oldu. İl merkezinde 600 bin metrekarelik bir alan sözkonusudur. Bu gerçekten çok büyük bir alandır. Bu sokak cephe sağlıklaştırmasının devam etmesi gerekiyor. Bildiğim kadarıyla şu anda İller Bankasından gelen bir ödenek var ve bu çalışmalar devam ediyor. Bu çalışmalar uzun yıllara sari şekilde devam eder. 2013 yılında başlangıç çalışmaları, projelerin onaylanması birinci etabın ihalesi ile süreç bugünlere kadar geldi. Tüm bunlar belli bir süreçte ilerledi. Bu işin özünde sabır vardır. Yeni normal bir binada yapılacak uygulama ile restorasyon yapılan bina uygulamaları birbirinden farklıdır. Yeni bina için gerekli olan malzemeyi ve ustayı bulabiliyorsunuz. Ama eski ve tarihi binalarda durum aynı değil. Ehil ustasını ve gereken malzemesini temin etmek hiç kolay olmuyor. Bu nedenlerle eski yapılarda uygulama süreci biraz daha uzuyor. Tekarlıyorum bence sokak cephe sağlıklaştırmalarının sürdürülmesi gerekiyor.
KASAPLAR ÇARŞISI VE KADINLAR PAZARI DA KEŞFEDİLMELİ
Burcu Aydın: Restorasyon çalışmalarında ön plana çıkması gereken unsur nedir?
Ayfer Örten: Mesela ilimizde ki konakların restorasyonu yapılırken birde işlev kazandırılmasıdır. Vatandaşın bilinçlendirilerek Ankara Beypazarı ve Eskişehir’de yapılmış uygulamalar gibi insanımız da bu işin içerisine katılması gerekiyor. Böylece restore edilen konakların tescilli binaların butik ev tarzında özellikle satış ünitelerinin olduğu Ulu Camii ve etrafının, Karahisar Kalesine çıkış bölgesinin değerlendirilmesi gerekiyor. Orada bir Kentsel Tasarım Projesi hazırlanarak tamamlanmasına ihtiyaç var. Bedesten Çarşısının restorasyonu yapıldı. Taşhan’da da bir çalışma yapıldı. Kasaplar Çarşısı ve Kadınlar Pazarı da keşfedilmeyi bekleyen yerlerdir. Orada da ortak, bütüncül bir takım çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyorum. Eğer proje hazırlanırsa yurt içinden de yurt dışından da mutlaka kaynak bulunabiliyor. Çünkü insanlar artık eski değerlere daha önem veriyorlar.
AFYON’UN GÖZBEBEĞİ ULU CAMİİ
Burcu Aydın: Size göre şehrimizin tarihi dokusu içerisinde ki göz bebeği olan eser hangisidir?
Ayfer Örten: Afyonkarahisar’ın gözbebeği Ulu Camii’dir. Türkiye’de bu camii türünden tescilli ahşap direkli camii olarak üç tane vardır. Bunlardan biri de Afyonkarahisar’dadır. Ulu Camii’nin ön plana alınıp biraz daha ön plana çıkarılması gerekiyor. Ardından da Mevlevihane geliyor. Bilindiği üzere Konya’dan sonra Türkiye’nin ikinci büyük Mev-levihanesi ilimizdedir. O bölgenin de düzenlenip daha işlevsel hale getirilmesi gerekiyor. Bu işlevsellik etrafıyla birlikte insanlarımızın da işin içine katılarak Mevlevihane’yi de değelendirmek gerekiyor düşüncesindeyim. Koruma Kurulu Üyesi olarak daha önce olduğu şeklide Afyonkarahisar’a hizmet edebilmek için elimden geleni yapacağım. >> Burcu AYDIN’ın Özel Röportajı