'Afyon ve Türkiye'de iktidar olacağız'

Eski İçişleri Bakanları’ndan Meral Akşener tarafından kurulan İyi Parti’nin İl Başkanlığı’na atanan Erdal Gümüş, partisinin halkta karşılığı olan gönüllü hareketi olduğunu söyledi. Gümüş, İyi Parti İl Başkanlığı’na atanma süreci ve diğer merak edilenleri Gazeteniz Kocatepe’ye anlattı.
DENKLEMİN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR
Gazeteniz Kocatepe: Kısa bir süre önce atandınız, göreve başladınız. Erdal Gümüş kimdir?
İyi Parti İl Başkanı Erdal Gümüş: Ben İscehisar, 1972 doğumluyum. 4 tane oğlum var. 17 yıldır maden mühendisliği mesleğinde müşavirlik gö-revi yürütmekteyim. Bu görevimi İscehisar’da yürütmekteyim, kısmet olursa Afyonkarahisar’da işyerimi açacağım. Şu anda büromda 10 kişi çalışmaktadır. Bu hizmetimize ömrümüz elverdiğince devam etmek istiyorum. Bizim işimiz çeşitli mühendislerin bir araya geldiği bir oluşum. Orman mühendisi, harita mühendisi, maden mühendisine ihtiyaç var. Çocuklarımızı da bu mesleklere yönlendiriyoruz.
Daha önce birtakım siyasi oluşumlarda yer aldım. Siyasi oluşumlarda İl Yönetim Kurulu üyeliklerinde bulundum. 5 yıldır herhangi bir siyasi faaliyetin içinde yer almadım. Sebebi de şu: Mühendis olmam sebebiyle şunu görüyorum. Bir işlem yaparken ‘eşittir’in sağ tarafında bir değişiklik bekliyorsanız, denklemin sol tarafında değişiklik yapmanız lazım. Sol tarafındaki elemanlardan bir değişiklik yoksa sonuçta da değişiklik olmaz. Parti Genel Başkanları aynı kişiler. Her seçimden sonra yenilik bekliyoruz, bunun değişme şansı yok. İyi Parti, halkın istediği, taban hareketidir. Ben de bu hareketin içinde yer almak istedim.
KORAY AYDIN’LA GÖRÜŞTÜK
Siz partiyi başından itibaren mi desteklediniz?
Biz başından beri bu hareketin içindeyim. İmza toplanması sırasında, diğer mücadeleler içinde yer aldım. Bu oluşumun başarılı olacağını düşündüm. Resmi görev verilene kadar da gönüllü olarak çalışmalarımızı sürdürdük.
İsminiz nasıl belirlendi Ankara’da?
Kurtarılmayı bekleyen insanlar ancak esir insanlardır. Ben bu taşın altına elimi koymam gerektiğini düşündüm. Gittim Koray Bey ile görüştüm. Koray Aydın’ı tanıyan birkaç kişi ile birlikte gittim ben. Görüşme sırasında şunu dedim: Benim İl Başkanı ya da herhangi bir şey olmam önemli değil. Bu bir çorba ise bir tuz olmayı, duvarsa bir tuğla olmayı talep ediyorum.
İl Başkanı olmazsam, bu partinin bir adım ileri gitmesi için İscehisar’da Belediye Başkanı adayı da olabilirim ki bunu hiç düşünmediğim halde.
Ben değil, biz yaklaşımı ile hareket etmemiz gerekiyor. Bu memleketin adalete ihtiyacı var. Hazreti Ali’ye devletin dinini sormuşlar, ‘adalet’ diye cevap vermiş. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey başarılamaz. Biz postumuzu koyduk. Görevi aldıktan sonra çok insanla görüşüyorum. İnsanlarda korku var. Eskiden askeri vesayet vardı, askeriyeden korkulurdu. Şu anda bu korku yerine başka korkulara bırakmış durumda. Acaba müfettiş gelir mi gibi korkular başladı. Bana da söyleyenler oldu. Rızkı Allah verir. Ben sizden bir dilim ekmek yiyeceksem, bunu siz bile engelleyemezsiniz. Ya Allah Bismillah dedik, yola çıktık. Gayret bizden, takdir Allah’tan.
İyi Parti’nin parti binası nerede olacak?
Şu anda özellikle bir yer üzerinde yoğunlaştık. Şehir merkezinde, ulaşılabilir, yürüme mesafesinde olacak. Tadilattan sonra açılışımı yapacağız. Yine bir irtibat bürosu kuracağız, irtibat bürosu da hep açık olacak.
İYİ PARTİ, FETÖ’NÜN PARTİSİ DEĞİL
Meral Akşener, 15 Temmuz’u övmüş müydü? Ben Başbakan olacağım dedi mi? Tabii buna bağlı olarak sormak lazım: İyi Parti, FETÖ’nün yeni partisi mi?
Biz yıllardır bir takım siyasi partilerin içinde yer aldık. Siyasi partilerin amacı, iktidar olmaktır. O günkü zamanda Başbakanlık’tı bu hedef, şu anda Başkanlık oldu. Bu zamana kadar memleket ne çektiyse iktidardan değil, muhalefetten çekti. Muhalefetin olmadığı yerde iktidar, istediği gibi hareket eder. Siyasetteki bir insanın ‘Ben Başbakan olacağım’, ‘Ben Başkan olacağım’ doğaldır, demiyorsa abestir. Kendisi ifadesi şudur: Ülkücü Başbakan olacak. FETÖ konusunda herhangi bir cevap vermek benim hakkım da değil, haddim de değil. Ben bunu Meral Hanım’ın kendi ifadeleri ile cevaplamak isterim: Tüm mahkemeler, tüm savcılıklar, tüm yetkililer sizin elinizde. FETÖ okulunun önünden geçeni aldınız, tutukladınız. Ben buradayım, dokunulmazlığım da yok. Belgeniz, bilginiz varsa alın beni. İspat edin. Bana bunu söyleyip de ispat etmeyenler şerefsizdir.
İZMİR’İ CHP’DEN ALACAĞIZ
Afyonkarahisar’da İyi Parti’nin hedefi nedir? İyi Parti, Afyonkarahisar’da ilk 4 parti içinde olacakmış gibi görünüyor…
Biz iktidar olacağız, belediye başkanlıklarını alacağız. Buna inanıyoruz, bu doğrultuda çalışacağız. O iktidar olma hissini almasam ben bu hareketin içinde yer almazdım. Biz bu zamana kadar yüzde 12-13’lerle çok ayakkabı eskittik. Bu teşkilatta insanlar çocuğunun çoluğunun rızkından keserek partiye katkı sağlıyor. Yukarıdan birileri gelip ‘Şuraya teşkilatınızı kurun’ demiyor. Rızkımızdan keserek bu yola çıktık. O hissi almadığım anda ben durmam. MHP’de mücadele edildi, ama orada çıkış yolu bulunamadığı için böyle bir parti kuruldu. Bunda da hayır vardır diye düşünüyoruz. Şu anda yeni oluşmuş bir parti, hareket tüm halkı kucaklayabilme imkanına sahip. Mesela İzmir, CHP’li olarak bilinir. Aslında İzmir’den Anavatan Partisi ve Doğruyol Partisi Belediye Başkanlığı kazanmıştır. Yine Adnan Menderes, İzmir ve Ege’de fırtına gibi esmiştir. Mevcut durumda İzmirli vatandaş, AKP’ye oy vermek istemiyor. MHP’ye de yaklaşamıyor. İyi Parti, bu açığı kapatacak. Yıllardan beri AKP, İzmir’de Büyükşehir Belediyesi’ni CHP’den almaya çalışır. Biz inşaAllah önümüzdeki ilk seçimde İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni alacağız.
SAATTE 30-40 TELEFON GELİYOR
2019 için aday belirleme çalışmaları başladı mı?
Biz geçen hafta Genel Merkezimiz’in açılışını yaptık. Resmi olarak mazbatamızı da aldık. Şu anda toplum tarafından bize şöyle bakılıyor: İyi Parti, MHP’den ayrıldı. İkinci MHP olacaklar. MHP’den farkları yok, zannediliyor. Buradaki amaç listeye isimler yazmaksa bu çok kolay. Sadece arkadaşlarımızı yazsak, tüm listeleri oluştururuz. Bizim vazgeçilmezimiz var: Biz yeni bir partiyiz. Bu yeni parti içinde AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi, Saadet’lisi herkese kapımız açık. Bir tek vatanını sevmeyenlere kapımız kapalı. Kim bu memleket için kaygı duyuyorsa, partimizde siyaset yapabilir. Biz daha çok gönüllülük esasına göre hareket ediyoruz. Ben özellikle bize herkes ulaşabilsin diye kişisel Facebook hesabımdan cep telefonumu verdim.
Arayan oluyor mu peki?
Çok arayan var. Özellikle bayanlar, partiye katılmak ve partide çalışmak istiyor.
Günde kaç telefon alıyorsunuz, partinizle alakalı?
Saatte ortalama 30-40 kişi arıyor. Gece 23’te bile arayan oluyor. Bakamadığım olduğunda mesaj atıyorum, ertesi gün geri bildirim yapıyorum.
AMERİKA’DAN
PARA MI GELDİ?
İyi Parti’nin çalışmalarında makam araçları görüyoruz, parti binası gösterişli. Partinin parası nereden geliyor, Amerika Birleşik Devletleri’nden para mı aldınız?
Biz Afyonkarahisar’da il teşkilatını kurduk, Amerika’dan para alsalar bana parayı gönderirlerdi. En güzel yeri tutun derlerdi. Şurada öyle rahat ederdim ki… Biz kılı kırk yarıyoruz. Bugün para alan, yarın emir alır. Harcamalarımızın tamamı cebimizden. İnsanlar ‘Bunlar deli mi’ diyebilirler. Burası bir halk hareketi, gönüllü hareketi. ‘Neden’ diye sorabilir insanlar. Biz memleket sevdasına ticari gözle bakmıyoruz. Mücahitlerin müteahhit olmaları gibi bir şey değil bu. Maalesef dejenere olduk. Toplum olarak iyi bir yere gelmedik. 15 gün önce oğlumu evlendirdim. Gelinimiz de Almanya’da çalışıyordu. Almanya’ya gittik. Yemekler geldi. Oradaki kişiler, domuz eti mi bile değil, ‘Helal kesim mi’ diye sordu. Takdir ettim. Bu bilinç düzeyi hoşuma gitti. Memleketimize döndük. 5 bin ton Sırbistan’dan et ithal edeceğiz. Bir düğünde etin kesimine itiraz eden insanlar var, bir de binlere Müslüman’ın kanına giren Sırplar’ın kestiği eti kabul eden insanlar var. Dejenere oldu insanlarımız. Çayı ben içiyorsam hak, siz içiyorsanız haram olarak düşünmeye başladık. Bizim adalete ihtiyacımız var. Buradaki adalet, sadece mahkeme salonlarındaki adalet değil. Benim için suç olan sizin için de suç olmalı. İyi bir hareket teşvik edilecekse herkes teşvik edilmeli. Yapılan işin sonucunun herkes için aynı olması gerekir.
İYİ PARTİ’NİN ADI BİLE YETTİ
İyi Parti, Türkiye’de neleri değiştirecek?
Biz yola çıktık. Genel olarak parti programımız var. Oradan satır satır aktarmayacağım. Türkiye’ye adalet gelecek. Hakimler ve savcılar, cüppelerinde düğme aramayacaklar. Hakimler ve savcılar, makam karşısında eğilmeyecek. Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalınacak. Birisi bize tarla bağışlasa başımızın üzerinde gezdiririz. Bize koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni bırakan Mustafa Kemal Atatürk’ü baştacı etmek gerekiyor.
Son dönemde bir sahiplenme yaşandı fakat…
Demek ki İyi Parti iyi geliyor bu memlekete. Daha önce 29 Ekimler’de, 10 Kasımlar’da hasta oluyorlardı, törenlere gelmiyorlardı. Şimdi maşallah yiğitler gibi geldiler. Bu da bizi mutlu ediyor. Demek ki biz iyi yoldayız. Adımız, Atatürk’ü anılması için yetti.
GÜÇLÜ OLURSAK BİZ NATO OLURUZ
İyi Parti’nin programı açıklandığında ilk dikkatimi çeken konu NATO’ya bağlılık mesajı oldu. NATO’ya bağlılık, tam bağımsızlık ilkesiyle çelişmiyor mu?
Dünyada birçok ülke var. Kendi başınıza hareket etme şansınız yok. ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ vecizesini benimsiyoruz. Hiçbir devlet arasında ezeli bir düşmanlık ya da ebedi bir dostluk yoktur. Biz güçlü bir ülke olursak, hiçbir devlet bize komplo kuramaz. Almanya’ya, İngiltere’ye neden komplo kurulmuyor? Güçlü ir devlet olsak FETÖ’yü paketleyip bize getirirlerdi. NATO ya da başka bir organizasyonun ismi önemli değil. NATO bizim dinimiz değil. Rusya kan kardeşimiz değil. Amerika bizim ebedi dostumuz değil. Amerika güya müttefikimiz, ama teröristlere yardım ediyor. Her ülkenin çıkarları vardır. Bu ülkenin çıkarları şu anda NATO ile hareket etmeyi gerektiriyor. Onunla hareket edilecek. Yarın güçlü olduğumuzda NATO biz oluruz. >> Murat ARISOY’un Özel Röportajı