- Haberler
- Kültür Sanat
- Afyon'un Kalbe Dokunan Türküleri
Afyon'un Kalbe Dokunan Türküleri
Afyonkarahisar, sadece tarihi zenginlikleriyle değil, aynı zamanda türkülerindeki derin anlam ve ezgilerle de Anadolu'nun kalbine dokunuyor. Burada her bir türkü, şehrin bağrından kopmuş bir hikâyeyi, yaşamın acı-tatlı hatıralarını, hasreti ve sevinci anlatıyor. Afyon'un meşhur türkülerini dinlediğinizde, bazen Ferhat'ın Şirin'e duyduğu özlemi, bazen İstiklal Harbi'nde bir köy meydanında yankılanan kahramanlık destanlarını duyarsınız. Türkülerin derinliklerinde, el emeği göz nuru halılardan süzülen motifler kadar incelik ve emek gizlidir.
KARAKOYUN TÜRKÜSÜ
Sandıklı’nın Kumalar Dağı’nda sürüsünü güden bir Yörük çobanı, hırsızlar tarafından saldırıya uğrar. Çoban, kaval çalarak sürüsünü hareket ettirir ve kaval sesini duyan Yörükler hırsızları kaçırtır. Bu olay, Yörük beyinin kızının çobanla ilişkilendirildiği dedikodulara yol açar. Bey, çobanın sürüyü kavalıyla idare ettiğini test etmek için üç gün tuz yedirilen koyunları suya salar. Çoban kavalıyla sürüyü durdurmayı başarır ancak karakoyun baş eğmez. Çoban, karakoyunun inatçılığını bir gün yanlışlıkla yaptığı davranışa bağlar.
Yörük Bey, çobanın maharetinden etkilenip kızını ona verir. Ancak bu olayda karakoyunun kuzusu ölür, çoban bu acıyı yüreğinde hisseder ve üzüntüsünü dile getiren bir türkü yakar.
Koyunum seni yaylalara çekeyim
Kınalı taşlara tuzlar dökeyim
Kuzun öldüyse sana kuzu yakayım
Ablam sağsın ben karşıdan bakayım