Afyon'un Gizli Altın Madeni 5 Bin Yıllık Haşhaş Yağının Şaşırtan Sağlık Sırları
AKÜ Gıda Mühendisliği Fakültesi Gıda Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doçent Dr. Erman Duman, Afyonkarahisar'ın başlıca değerlerinden biri olan haşhaş bitkisinden üretilen sağlıklı yağın ileriye taşınması gerektiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğünce hayata geçirilen “Anadoludakiler Projesi” kapsamında Afyonkarahisar Valiliği koordinasyonunda Zafer Kalkınma Ajansı ve Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) işbirliğiyle “Anadoludakiler-Afyon Bereketi Haşhaş” etkinliği kapsamında panel düzenlendi.
“HAŞHAŞ YAĞI BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR”
Panelistlerden Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Gıda Mühendisliği Fakültesi Gıda Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doçent Dr. Erman Duman, akademik çalışmaları arasında yer alan haşhaşın üretim aşamasını, dünyada ki ve Türkiye’deki durumu hakkında detaylı bilgiler verdi. Duman, “Bir bilim insanı olarak Viyana’da üniversite eğitim görürken orada bir Alman profesörü bize haşhaşı anlattı. Sıra haşhaş yağına geldiği zaman bana, ‘Türk bak bu sizin yağınız. Biz bu konuda sizi takip ediyoruz.’ dedi. Üniversiteme geri döndüğümde hocama şunu söyledim, ‘Gıdanın tüm alanlarında uzmanlık sahibi olmak istiyorum.’ Hocamda bana ‘Erman oğlum, olacaksan bir çiçeğe kon ve o çiçeğin uzmanı ol.’ dedi. Hocam, dünyada ki en geçerli üretimin yağcılık olduğunu yağcılık alanında uzmanlaşmamı önerdi. O gün bugündür bizle bu işlerle hareket ediyoruz. Yağcılığın önemi haşhaş yağı ile ilgili sözlerimde net şekilde anlaşılacaktır.” dedi.
“HAŞHAŞLA ZEYTİNİN 5 BİN YILLIK KÖKLÜ TARİHLERİ VAR”
AKÜ Gıda Mühendisliği Fakültesi GıdaTeknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doçent Dr. Erman Duman, haşhaş bitkisinin son derece kadim bir bitki olduğunu dile getirdi. Duman, “Haşhaş son derece kadim bir bitkidir. Eğer siz onu yönetirseniz dünya da iki tane mühim bitki vardır. Biri güney tarafından gelen haşhaş diğeri de batı tarafından gelen zeytindir. Bu iki bitkinin ortak birleştiği yer Anadolu topraklarıdır. Her iki bitkinin tarihte çıkış zamanı aynıdır. İki bitkinin de tarihteki çıkışları M.Ö. 3 bin yılına dayanır. 2 Bin yılını da buradan eklersek bu iki bitkinin tam 5 bin yıllık bir tarihi geçmişi vardır. Tarihte haşhaşa baktığımızda her alanda kullanıldığını görüyoruz. Özellikle yatıştırıcı, uyuşturucu ilaçlar olarak kullanılmıştır. Haşhaş tarihte çeşitli isimlerle anılmıştır. Arapça’dan, Türkçe’ye bitki ismi haşhaş olarak geçmiştir. Haşhaşın Mezopotamya uygarlıklarında kullandığını görüyoruz. Haşhaşın Anadolu’da ilk olarak Hititlerle karşımıza çıkıyor. Afyonkarahisar’da gümüş sikkelerin üzerinde haşhaş motifleri olduğu görülür ve bu durum Hititler ’den beri gelmektedir. Paranın üzerinde haşhaş motifleri görüyoruz çünkü haşhaş ekonomiyi önde götüren bitkidir. Osmanlı hazinesinin üçüncü birini karşılayan bitkilerden birisi haşhaş bir diğeri de safrandır. Haşhaş tarih boyunca Osmanlı’dan bize emanet edilen bir bitki olarak tarihsel üretimine devam etmektedir.” diye konuştu.
“BOLVADİN DÜNYANIN MORFİN İHTİYACININ YÜZDE 25’İNİ KARŞILIYOR”
Narkotik alanda tanınan haşhaş bitkisiyle ilgili bir dönem kişilerin teknik takibe takılma kaygısıyla telefonda bile konuşmaya korktuklarını dile getiren Duman, “Haşhaşla ilgili çekinceleri, korkuları artık devletimiz tüm bunların aşılmasını sağladı. Dünyanın morfin ihtiyacının yüzde 25’i Afyonkarahisar’ın Bolvadin İlçesinde bulunan Alkaloit Fabrikasından karşılanmaktadır. Haşhaşın gıda kısmına bakılacak olursa tarihten gelen köklü miras ve gelişmişlikle birlikte dünya da birinciliğe, ikinciliğe oynuyoruz. Birincilik ve ikincilik arasında gidip geliyoruz. Türkiye ve Hindistan haşhaş üretiminde rekabet halinde iki ülkedir. Haşhaşın tarihte, kültürlerde pek çok kullanım alanını görüyoruz.” şeklinde konuştu.
“DOKTORLAR ANNELER HAŞHAŞ EZMESİ TÜKETİMİ ÖNERİYOR”
TÜRSAB aracılığıyla Afyonkarahisar’a gelen acente temsilcilerine İhsaniye İlçesi’nin Ayazini Köyü’nde gastronomi çalışması kapsamında haşhaşlı bir menü oluşturulduğunu anlatan Duman, şu ifadelere yer verdi:
“Haşhaş tohumu tüketildiğinde vücuda belli bir miktarda uyuşturucu madde alınıyor. Özellikle çocuk doktorları, yeni doğum yapmış annelere, sütü gelmeyen annelere ya da loğusa dönemindeki annelere haşhaş ezmesi tüketmelerini şiddetle tavsiye ediyorlar. Böylece hem annenin hem de bebeğin sakinleştirilmesini amaçlıyorlar. Afyonkarahisar’ın kahvaltı sofralarında haşhaş ezmesi ile güne başlanılır. Akşam öğünü de haşhaş övmesi ile bitirilir.”
“HAŞHAŞ BİTKİSİ VE YAĞI ŞEHRİN EN KRİTİK POTANSİYELİDİR”
Haşhaş bitkisinden elde edilen yağın sağlık açısından çok kıymetli olduğuna dikkat çeken Duman, şunları kaydetti:
“Bitkisel yağ tüketimi dünya da hızla giderek artmaktadır. Petrolden sonra en büyük para ödediğimiz kaynak bitkisel yağdır. Haşhaş yağının tüketimi artmalı çünkü dünya nüfusunun tüketim ihtiyacı her geçen gün artıyor. Haşhaş yağının litre fiyatı 600-800 TL arasındadır. Üretim daha çok ihracata gitmektedir. Haşhaş yağı çok iyi bir protein ve yağ kaynağıdır. Özellikle de haşhaş yağı içerisinde içermiş olduğu yağ asitleri açısından, fındık yağı ve ayçiçek yağı ile eş değer özelliklere sahip bir yağdır. Omega 6 denilen bir yağ asidi vardır. Omega 6 insan vücudunda beyindeki sinirlerden tutunda, sinir uçlarına kadar etki edebilen, felçli bir hastayı iyi edecek özelliklere sahip olan son derece etkili bir yağdır. Uzun vadede Alzheimer’in ötelenmesini sağlayan etkili bir yağdır, besleyicidir. Haşhaş yağı ilaç olarak da insanın ihtiyacı olan pek çok unsuru barındıran bir yağ olarak karşımıza çıkıyor. Yağların içerisinde en pahalı olan yağların başında haşhaş yağı gelir. Afyonkarahisar bu potansiyeli ile ortaya çıkabilir. Ama şehrimiz haşhaş ezmesi ve yağından öteye gidememiştir. Artık inovatif ürünlere önem vermemiz gereklidir.”
“ARTIK HAŞHAŞ YAĞI İLERİYE TAŞINMALI”
AKÜ Gıda Mühendisliği Fakültesi Gıda Teknolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doçent Dr. Erman Duman, sözlerini şöyle tamamladı:
“Haşhaş yağı sağlık açısından tam bir protein kaynağıdır. Haşhaşla ilgili yanlış bilgilerde verilir. Ağır bir yağdır ve kötü kokar denilir. Bu durum tam tersidir. Afyon Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile birlikte yapmış olduğumuz projede, söz konusu iddianın doğru olup olmadığını araştırdık. Haşhaş tohumunu aldık, üniversitede soğuk sıkım pres yağı haline getirdik. Pres yağı haline getirdikten sonra bu yağı patates kızartmasında kullandık. Gördük ki birden fazla kullanılabilir bir özelliğe sahip bir yağdır. Ülke olarak petrolden sonra en fazla para ödediğimiz sektör bitkisel yağlardır. Oysa elimizde böylesi bir kaynağımız yani haşhaş yağımız var. Yaptığımız deneyde iki kızartmaya kadar haşhaş yağını çok rahat şekilde kullanabildik. Bitkisel yağların üretiminde çeşitli kimyasallar kullanılır. Kimyasallara gerek kalmadan haşhaş yağı doğal bir yağdır. Biz çalışmamızda güzel sonuçlar aldık. Artık haşhaş yağının ileriye taşınması gerekiyor. Afyonkarahisar’ın yükünü alabilecek en az 4 tane proje, 4 bileşen vardır.”