'Afyon şair ve yazarlar açısından zengin bir şehir'

Adnan Menderes Üniversitesi Söke İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Akkoyun, Afyonkarahisar’ın sahip olduğu yazarlar ve şairler açısından zenginliği sırtlayan bir şehir olduğunu belirterek, “Kadınana”nın sadece Afyonkarahisar, Konya şehirlerinin ya da Türk Milletinin değil evrensel bir değer olduğunu vurguladı

Afyonkarahisar Yazarlar ve Şairler Derneği’nin (AFYAŞAD) Toplantısına katılan Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Söke İşletme Fakültesi Dekanı, Uygulama Merkezi Müdürü, İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Sinema Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Turan Akkoyun, “Çıtanın Yüksekliği” ve “Değeri Hatırlatabilme” başlıklı makalelerle toplantıyı değerlendirdi. Akkoyun, ilk toplantının gözlemcilere düşünce âlemindeki durumu değerlendirme imkanı sunduğunu belirtti.
“BÜYÜK HEDEFLER KÜÇÜK ADIMLARLA BAŞLAR”
Yazar ve şairin tekil düşünüldüğünde herşeden önce coşkun bir ruha sahip edebiyat insanı olduğunu belirten Akkoyun, “Yazarlar ve şairler çoğul anlamda beşeriyetin her aşamasında var olagelmişlerdir. Aynı zamanda serpilip yetiştiği toplumun düşünen, güzel söz sahipleri üreticileri olarak görülmüşlerdir. Yerel bir amaç gibi düşünülen ancak milli zenginlik içeren bir toplantı vesilesi ile bir kere daha hatırlatmakta fayda var. Büyük hedefler her zaman küçük bir adımla başlar, ilk adımı bir türlü gerçekleştiremeyenler bırakın ileriye doğru hamle yapmayı, asla bulundukları yeri dahi koruyamazlar. Şu ya da bu yazar ile şair birlikte hareket etmesi ancak mesleki anlamda kazanım olabilir, sanat anlamında bireysellik ağır basar. Zira evrensel olan her husus başlangıçta bir şekilde yerellik ifade etmektedir. Yerel hususun işlenme usulü için gerçek sanatçıya ihtiyaç bulunmaktadır. O sanatçı edebiyatçı olup, yazdığına göre şair ya da yazarlık görevi üstlenmektedir.” dedi.
“AFYON YAZARLAR VE ŞAİRLER AÇISINDAN ZENGİN ŞEHİR”
Akkoyun sözlerini şöyle sürdürdü: “Türklüğün ikinci anavatanında Oğuz boylarının tamamını ismen barındıran Afyonkarahisar, yazarlar ve şairler bakımından da aynı zenginliği sırtlamaktadır. Düşünce insanlarının mevcudu yansıtma, korun üstündeki külleri savurma misyonları yanında yepyeni fikirlere beşik olma gibi görevleri bulunmaktadır. Yoğun gündem arasında düşünce insanlarının hatırlanması nadirdir. Protokol konuşmalarından çıkarılabilecek sonuçlara bakıldığında, Türk Milletini ayakta tutan öğeler; kültür ve milli değerlerdir. Bu değerleri sahiplenen şairlerin, yazarların ayrı bir önem taşıması kadar istiklalin dönüm noktası konumundaki şehrin “bağımsızlığın müjdesi’ olmasından hareketle “milli mücadelemiz eğitim-kültür alanında sürecektir, bu mücadelede izlere büyük görevler düşmektedir” ifadesi, şuurlu bir akademisyen ve başarılı bir bakanın dikkate alınması gereken bir yetkilendirmedir. Yerel unsurlar, değerleri oranında evrensel mahiyet kazanırlar. Kitle iletişim araçları ise bu hassas yolculukta bir taraftan destek, bir taraftan da kaynak görevi üstlenirler. Her zaman olduğu gibi şehirlerin aktörleri bulunmaktadır. Aktörlerin sayısı ve temsil ettiği alanların artması kentin konumunu yükseltir. Protokol konuşmasında bahsi geçen ‘Kadınana’ sadece Afyonkarahisar, Konya şehirlerinin ya da Türk Milletinin değil evrensel bir değerdir. Bu hususa daha önce dikkat çekenlerden birisi olarak Dr. Aygen, Mehmet Gündoğan, Turgay Şahin, Mustafa Karazeybek gibi şahsiyetler ile birlikte Türk Kültürü içinde ele aldığımız Kandınana’nın Türk Dünyası seferini görebilmeyi diliyorum.” >> Hayriye CANER’in Haberi