'Afyon mimari ve anıtsal yapıların yoğun olduğu bir kent'
Afyonkarahisar Mimarlar Odası yönetimi paydaşlarının işbirliği ile geniş kapsamlı Dünya Mimarlık Haftası kutlaması düzenledi. Etkinlikte konuşan Oda Başkanı Süleyman Bircan, Afyonkarahisar'da mimari ve anıtsal yapıların yoğun olduğunu söyledi   Afyonkarahisar Mimarlar Odası, AKÜ GSF İç Mimarlık Bölümü, Afyonkarahisar Belediyesi ve Kültür Turizm İl Müdürlüğü ile birlikte düzenledikleri Dünya Mimarlık Haftası kutlama programı dün Gedik Ahmet [&hellip]
Afyonkarahisar Mimarlar Odası yönetimi paydaşlarının işbirliği ile geniş kapsamlı Dünya Mimarlık Haftası kutlaması düzenledi. Etkinlikte konuşan Oda Başkanı Süleyman Bircan, Afyonkarahisar’da mimari ve anıtsal yapıların yoğun olduğunu söyledi
Afyonkarahisar Mimarlar Odası, AKÜ GSF İç Mimarlık Bölümü, Afyonkarahisar Belediyesi ve Kültür Turizm İl Müdürlüğü ile birlikte düzenledikleri Dünya Mimarlık Haftası kutlama programı dün Gedik Ahmet Paşa Medresesi’nde (Taş Medrese) gerçekleştirildi.
“AFYON’DA MİMARİ VE ANITSAL YAPILAR YOĞUN”
Törenin açılış konuşmasını Oda Başkanı Süleyman Bircan yaptı. Afyonkarahisar’ın geleneksel, mimari ve anıtsal yapıların yoğun şekilde bulunduğu illerin başında geldiğini belirten Bircan, “Toplumda farkındalık oluşturmak kentimizi hem ulusal hem de uluslar arası platformda tanıtmak için tarihi ve kültürel değeri paha biçilmez olan kıymetlerin daha çok kişiye tanıtılmasını istiyoruz. Bu kıymetlerin ekonomiye değer katması için tarihi ve kültürel değeri paha biçilmez olan kıymetlerin daha çok kişiye tanıtılması ve ekonomiye değer katması için kentimizde ki kentsel dokunun yoğun bulunduğu bazı sokaklarda İç Mimarlık Öğretim Üyeleri ve öğrencilerimizle ortaklaşa çalışma yaparak bu sokaklardan daha fazla insanımızın yararlanabilmesini arzu ediyoruz. Sokaklarımızın ülke ekonomisine katkı sağlayabilmesi amacıyla bu sene ki Mimarlık Haftamızda bu konu üzerinde durduk.” dedi.
“ÇALIŞMADA 5 SOKAK TEMASI BELİRLENDİ”
AKÜ GSF İç Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlileri, Belediye ve Kültür Turizm İl Müdürlüğü ile birlikte çalışma yapıldığını aktaran Bircan, “Çalışma kapsamında sokakları ve caddeleri belirledik. Bunlar; Sanat Sokağı, Yemek Sokağı, Gençlik Sokağı, Kültür Sokağı ve Mobil Sokak olarak adlandırdık. İlerleyen süreçte öğrencilerimiz yapılan analizler sonrasında bizlere bir altlık oluşturmak üzere çözüm ve önerilerini sunmuşlardır. Yaklaşık 1,5 aylık sürede hem odamız da hem de üniversitemizde bu çözüm ve öneriler kritiklerle belli bir aşamaya gelmiş ve bugün yapılan bu çalışmalar sergilenmektedir. Başka iller için örnek olacak bu dayanışma için işbirliği umuyoruz ki önümüzde ki aylarda ve yıllarda bu artarak devam edebilecektir. Bu vesile ile Dünya Mimarlık Haftasını kutluyor, programa emek ve katkı veren tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Bircan’ın ardından; AKÜ GSF İç Mimari ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Şerife Ebru Okuyucu, İl Kültür Turizm Müdürü Mehmet Tanır ve Belediye Başkan Yardımcısı Murat Öner konuştu. Program sergi açılışı ve kokteyl ile tamamlandı.
SANAT SOKAĞI PROJESİ BİRİNCİ SEÇİLDİ
Programın öğleden sonra ki bölümünde Prof. Dr. Hakan Anay ile Dr. Ülkü Özten söyleşisi gerçekleştirildi. Söyleşi öncesi AKÜ GSF İç Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlileri, Belediye ve Kültür Turizm İl Müdürlüğü ile birlikte yürütülen çalışmada belirlenen 5 sokak çalışması arasından Sanat Sokağı Projesinin birinciliğe layık görüldüğü Mimarlar Odası Başkanı Süleyman Bircan tarafından ilan edildi. Üç haftalık çalışma sonucu birinci proje seçilen Sanat Sokağı Projesinin öğrencileriyle günün anısına toplu fotoğraf çektirildi.
MEDRESENİN GÜNCEL KULLANIMI BEĞENİLDİ
Prof. Dr. Hakan Anay ile Dr. Ülkü Özten’in konuk olduğu söyleşi programının ilk konuşmasını Özten yaptı. Afyonkarahisar’ın çok güzel bir şehir olduğuna değinen Özten, “Her şehir böyle değil. Mimar İsmail Efe arkadaşımızın sayesinde Afyon’u çok farklı şekilde deneyimliyoruz. Afyon’un gerçekten etkileyici bir yanı var. Programın gerçekleştirildiği Gedik Ahmet Paşa Medresesinin ne kadar güzel kullanıldığını gördük. Çünkü bu durum her yerde mümkün olmuyor. Her ne kadar hemen her yerde tarihi eser olsa da Medrese de katılım ve kullanımın güncellenmiş olması çok hoşumuza gitti.” şeklinde konuştu.
“MİMARİ HOCALARI DİJİTAL ÇAĞA ADAPTE OLMAYA ÇALIŞIYOR”
Mimarlık eğitimine ilişkin konuşan Prof. Dr. Hakan Anay ise hayatın çok hızlı değiştiğini, en önemli lokomotifin yeni sıçrama olarak tanımladığı dijital çağ olduğunu söyledi. Endüstri Devriminin bir bölümü olan sıçrama sonrası onun bir bölümü olan dijital çağda internet, akıllı telefonlar, bilgisayarlar olmak üzere her şeyin dijital olduğuna değinen Anay, “Artık yapay zekâ konuşuluyor. Birçok şey var. Bizim mimarlık gibi kaplumbağa bir disiplinin adapte olabileceğinden iş çok daha hızlı gitmeye başladı. Bizler o disiplinin hocaları olarak bu duruma adapte olmaya çalışıyoruz. Bir grup bu modaya hemen atladı. O modanın bir parçası olup dijital mimarlık, sanal dünyada yer aldılar. Bir grupta dengeleri sağlıyor. Bir diğer grupta arada ne yapılabileceğini düşünüyor. Biz o gruba dâhil olabiliriz. Ama ciddi problemlerimiz var. Mesela ben derste tahtaya 45 dakika bir şey yazıyorum. Sonra gençler not aldınız mı diye sorduğumda telefonla tak diye çekiliyor. Mesela bu alışıldık bir şey değildir. Üstün bir insan olduğumdan değil ama o tahtaya yazılanlar senelerin birikimidir. Artı 45 dakikada yazılmıştır. Bunların cepten çıkan bir şeyle kaydedilip içselleştirildiğini düşünmek çok zor bir şeydir. Bu mümkün değil.” ifadelerin kullandı.
“YETERİNCE EMEK VERİLMİYOR”
Hocaların yöntem ve durumlarını sözünü ettiği dijital çağa adapte etmesi gerektiğine değinen Anay şöyle konuştu:
“Adaptasyonu mimarlığın özünü kaybetmeden yapmak gerekir. Yoksa hepimiz birlikte bu işi halledebiliriz. Şu denilebilir, ‘Hocam belanızı mı arıyorsunuz? Herşey dijital dünyada kolay. Daha pratik’ Mesela bir yapı adı söyleyip, bir müzik parçası söylediğimde ara motoru aracılığıyla bu mu diye size sunuluyor. Bilgi gani durumdadır. 1988 yılında lisans için ODTÜ’ye girdiğimde herşeyi bilen bir hoca olurdu ve hiçbir şey bilmeyen biz vardık. Hakikaten bilmiyorduk çünkü gideyim de dünyayı dolaşayım, mimarı yapılara bakayım ya da internetten bakıp modernizm neymiş, post modern ne demekmiş diye öyle bir şey yoktu. Çok meraklıysanız kütüphanelere gidip karton tekstlerde arardınız. Yakınma nedenlerimizden biri emek verilmeyişi olabilir. Tahtaya 45 dakikanızı verip yazdığınızı öğrencinin cepten çekip alması gibi. İnternet denilen şey objektif, bilimsel bilgiden, doğrulardan oluşan bir yer değil. Büyük bir çoğunluğu çöplük var. Müthiş bir kirlilik var. Birinci problem budur.” >> Burcu AYDIN’ın Haberi