Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Sezer Küçükkurt
e-posta: YAZARIN TÜM YAZILARI

AFYON MİLLETVEKİLİ’NİN 1951’DE TBMM’DE YAPTIĞI “MASONLAR” KONUŞMASI-3

Demokrat Parti’nin Afyonkarahisar Milletvekili Gazi Yiğitbaşı 1951 yılında Mason localarının kapatılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na bir teklif verir.
Yenişafak Gazetesi geçen hafta birkaç gün boyunca Masonlarla ilgili yayında bulundu. Bu yayın kapsamında merhum Afyonkarahisarlı Milletvekili Gazi Yiğitbaşı’nın –ki kendisi AKÜ Kurucu Rektörü Prof. Dr. Şehabettin Yiğitbaşı’nın babası olur- Masonlarla ilgili TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmalar da bir kez daha gündeme geldi.
Biz bu konuşmaya ilk kez vakıf olduk. Okuyan-okumayan, duyan-duymayan vardır diye biz de Afyonkarahisarlı merhum büyüğümüzün Meclis kürsüsünden dile getirdiği gerçekleri köşemize alalım istedik. Buyrun hep birlikte okuyalım, Yiğitbaşı’nın Masonlarla ilgili söylediklerini:
Onlar için tek yol imansızlık
Fransız hatibi Franklen bir mason ictimasında “Hedefimiz Allah’sız ve dinsiz bir hükümet kurmak, hakiki insanlığa giden tek yol dinsizlik ve imansızlıktır” diyor. Başka bir farmason, insanın Allah’a galebesi, Allah’a darb ve nefret, işte terakki bundadır. Anti Pezartin isminde diğer bir farmason keza bir toplantıda ve bir eserinde: “Allah’sızlık dünya kahramanlarının ve beşeriyetin en şartlı unvanlarındandır. Dünyayı düzeltmek için kökleri unutanlarla, insanı düşünerek Allah’ı unutanlar var olsunlar” demektedir.
‘DİNLER BEŞERİN HAKİKİ DÜŞMANI’
Diğer bir farmason, bir kitabında: “Allah kelimesi hiçbir mânâ ifade etmez, dünyada birçok muammalar varken, bunlara, Allah namını taşıyan yeni bir muamma ilâvesine ne lüzum var” diyor. Büyük Loca isminde bir eserde diğer bir farmason 1922’de “Beşeriyetin hakiki düşmanı olan dinlerle tereddütsüz mücadele edeceğiz. Çevik ellerimizle ve parmaklarımızla günün birinde dinlerin kefenleri olacak kumaşı çabuk harcıyâlım, böylece dinler sayesinde telkin edilen bâtıl itikatlarla din adamlarının topyekûn imhasına muvaffak olacağız” yazmaktadır.
1911’de Belford kongresinde “Biz din düşmanıyız, bütün gayretlerimizi sarfederek dinin bütün tezahüratını mahvedeceğiz” deniliyor. 1913’te Maşriki âzam bülteninde “Biz Allah’ı artık hayat gayesi olarak tanımayacağız, biz bir gaye yarattık, o gaye, Allah değil, beşeriyettir” deniliyor. 1900’de Mason kongresinde “dindarlara ve mâbetlere galebe çalmak kâfi değildir, asıl maksadımız dini kökünden yıkmaktır” kararı alınmıştır. Başka bir masonlar toplantısında, “İlk intibalar hiçbir zaman unutulmaz, bunun için sağlam ve ilmî fikirlerle beraber olmalıdır, çocukları dinden tamamıyla kurtararak ve uzaklaştırarak yetiştirmeli ve terbiye etmelidir” kararı verilmiştir.
Din aleyhindeki yegâne teşkilat
Agamba namındaki bir mason dergisinde, “Masonluk, din ve anane aleyhinde bulunan yegâne teşkilâttır. Masonluğun siyasi rollerinden başlıcası dinle mücadeledir, bu maksatla vicdan ve ahlâk bir tarafa bırakılarak, tedhiş kabul edilir ve vaziyet ve muhite uymak hususunda pratik olmalıdır” denilmektedir.
Muhterem arkadaşlar, daha yeni olarak Cenubi Amerika’nın Şili Devletinde büyük mason locası genel sekreterinin bir tamiminden parçalar okumaklığıma müsaadenizi rica ederim. Tarihi 1950’dir.
“1) Her mason kendisini lâikliğin bir misyoneri addetmelidir.
2) Masonlar, kendi bayan ve çocuklarına masonluğun esas prensiplerini öğretmek mecburiyetindedirler.
3) Farmasonlar masonluk tarafından verilecek karar üzerine kendi bayan ve çocuklarını dinî inanışlardan ve ibadetlere iştirakten uzak tutmakla mükelleftirler.
4) Masonlar, millî hareketleri lâiklik istikametine doğru sevk etmekle mükelleftirler.
5) Masonlar, halkta masonluk fikrine karşı sempatik bir muhit vücuda getirmek için basın, radyo ve -mecmualardan istifade etmekle mükelleftirler.
Masonlar, bilhassa meşru ve gayrimeşru çocukların bir tutulması, ilk mekteplerde din derslerinin baskı altında tutulması hususunda tesirlerde bulunmakla da vazifelidirler.”
Masonlar Tevrat’a bağlı zararlı tarikatlardır
İstiklal Savaşı gazisi ve Demokrat Parti Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı, Meclis kürsüsünde masonlara karşı önemli mücadele verdi. Tevrat dini, dinsizlik veya yeni bir dine tapan bu gizli tarikatın milletin maneviyatını mahvedeceğini belirten Yiğitbaşı, “Mason Derneği’nin temiz Türk yurdunda yaşaması çok tehlikelidir” diyor.
Afyon milletvekili Gazi Yiğitbaşı, masonlara “içimizde mason arkadaşlar varsa kendilerini tanıtsınlar da millet ve bizler tanımış olsun biz de müşerref olalım” diyerek madem gizli değilseniz ortaya çıkın çağrısı yapmıştı. Konuşmasını “mason dernekleri her memlekette bir mevzu ile mi meşguldür? Yoksa milletlerin’ birliği, hâkimiyeti, maneviyatı, ahlâkı, ananesi, nizam ve intizamı hulâsa her şeyi üzerinde mi müessir olmaktadırlar” diyerek sürdüren DP Afyon milletvekili Gazi Yiğitbaşı, zararlı oldukları için kapatılan mason localarının, CHP tarafından açıldığını hatırlatıyordu. Mensubu olduğu DP iktidarına bu zararlı örgütün “faaliyetlerine nasıl müsaade edilecektir” diye soran Yiğitbaşı, “Partimiz ve hükümetimizin, Halk Partisinin düştüğü hataya düşmemesini temenni ederim” diyordu.
MANEVİYATI OLMAYAN
BİR MİLLETTE AHLÂKSIZLIK ÇOĞALIR
“Her yerde ve herkes tarafından bir kaide-i esâsiye olarak “dinsiz bir millet yaşayamaz, maneviyatı olmayan bir millette ahlâksızlık çoğalır” düsturu kabul edildiği hâlde, biz bu derneği başıboş olarak nasıl bırakırız?” diye soran DP mebusu, “Bunun yakın mazide acı tecrübelerini ve misallerini gördük ve görmekteyiz. ‘Allah yoktur’ diye yetiştirilen bazı gençlerimizin hâli işte meydandadır. Bugün vatan ve millet istiklâli aleyhine ve düşman lehine kötü cereyanlar varsa, tahkikatla sabit olduğuna göre, maalesef Allah’sızlardan ve mâneviyatsızlardan zuhur etmektedir. Tevkif edilenler arasında Allah’a inanmış ve maneviyatına bağlanmış kimselerden tek bir kişi yoktur. Bu hal ve hareketler, “komünistliğin bu memlekete Hazreti Muhammed’in bayrağı altına girecektir” diyenleri tekzip etmektedir. Bilâkis zararlı fikir cereyanları Allah’sızlar ve dinsizlerin bayrağı altında memleketimize sokulmaktadır. Şimdi nasıl muzır fikirleri temizlemek ve takip etmek zorluğunu çekiyorsak, yarın da aynı zorluğu çekmemek için Hükümetimizin bu derneği şimdiden kapaması lâzımdır” diyerek bugün içine düşülen ahlâkî meziyet eksikliğine de dikkat çekmiştir.
İsmi ile müsemma olan Yiğitbaşı sözlerini, TBMM kürsüsünden şöyle haykırmaktaydı: “Arkadaşlar! Bu derneğin ne kadar teşkilâtlı ve sinsi çalıştığına bakınız ki, şu gösterdiğim şahadetnamede umde olarak kabul edilmiş olan “hürriyet, müsavât ve uhuvvet, kuvvet, ittihat ve terakki” kelimeleri, İttihat ve Terakki fırkasına da aynen sokulmuştu. Yahudi masonların da işin içerisine karışarak Arzı Mukaddes denilen Filistin’i ele geçirmek için Abdülhamid’in hal’inde, Trablusgarp’ın elden çıkmasında, Osmanlı İmparatorluğunun parçalanmasında siyasi büyük rol aldıkları anlaşılmaktadır. Siyasetle iştigal etmedikleri hakkındaki beyanat asılsızdır. Vatan gazetesi başyazarının bir başmakalesinde, masonların İttihat ve Terakki Fırkasında beraber çalıştıkları ve büyük yardımda bulundukları yazılmıştır. Bunun gibi dernekler siyasi olmadıklarını söylerlerken, gizli siyaset yaparak esas maksatlarını gizlediklerinin delilidir.
GİZLİ MASONLAR YÜREKLİYSENİZ ORTAYA ÇIKIN
Zamirinde fenalık taşımayan her teşekkül ve mensupları iftiharla kendilerini meydana atabilirler, içimizde mason arkadaşlar varsa kendilerini tanıtsınlar da millet ve bizler tanımış ve müşerref olalım. Nice cazip isim, nâm ve programlarla meydana çıkan cemiyetler gördük ve görmekteyiz ki, inceledikçe ve zaman geçtikçe altından çapanoğlu çıkmıştır ve çıkmaktadır. Sulhseverler Cemiyeti, İleri Gençlik Cemiyeti, Zekeriya Serteller zamanında kurulmuş olan İnsan Hakları Koruma Cemiyeti ve saire gibi.
MASONLAR ZARARLI TARİKATLARDIR
Arkadaşlar! İslâm diniyle ilgili olan tarikatlar zararlı görüldüğünden dolayı nasıl kapatılmış ise, 2 bin senelik Tevrat dinine veya dinsizliğe yahut da yeni bir dine tapan, gizli bir tarikat mahiyeti taşıyan, dindar milletimizin zamanla maneviyatını mahvedecek olan, yukardan beri türlü zararları yüksek huzurunuzda arz edilen mason derneğinin şu saf ve temiz Türk yurdunda yaşaması çok tehlikelidir. 100 – 150 ve daha evvelki senelerdeki dinî, ahlâkî salâbetimizle ve hamiyetimizle, bugünkü durumumuzu ölçersek arada çok fark görürüz. Sebebi, sonradan aramıza sokulan bunun gibi dernek, kanaat ve fikirlerin yaptığı yıkıcı tesirlerdir. Gaye, memleket ve milletimize hüsnü hizmet ise fakir milletimizin kalkınması için yapılacak çok işler, tedavi edilecek sayısız dertleri vardır. Bu dertlerin devası; kökü dışarda olan beynelmilelci gizli derneklerin Atatürk’ün ölümünden sonra ihyasıyla değil, bilâkis kökü içerimizde olan Türk milleti ve Türk köylüsü efendimiz vardır. Onlarla kardeşlik tesis edelim, dert ortaklığı yapalım.
Türk yurdunda Mason Derneği kuran sayın doktor ve arkadaşları beşeriyete hizmet için dünya çapında çalışmak zahmetine katlanmasınlar, gelsinler de şu yakın Ankara Numune Hastanesinde bir yatakta çifte çifte yatan, rahatsızlıktan usanıp kaçan, yer ve yatak bulamadığından açıkta bekleyen zavallı Türk hastalarının, veremlilerinin dertlerine çâre arayıp, kardeşlik ve yardım elini uzatsın da, biz de onları hürmetle karşılayalım. Son sitem olarak, öteden beri millet nazarında zararlı ve dinsiz tanınmış olan bir cemiyetin kapatılmasını ve böyle bir cemiyete birçok Demokrat milletvekillerinin girmiş veya girmek için müracaat etmiş olarak gösteren, asılsız haberler neşreden, Türk milleti nazarında partimizin ve Hükümetimizin kıymetini düşürmek amacını güden muhabir hakkında takibat yapılmasını içişleri Bakanından rica ederim. Mâruzâtım bundan ibarettir. Saygı ile selâmlarım.”
(Son)

YAZARLAR

TÜMÜ

SON HABERLER