Afyon Lojistikte Önemli Konuma Sahip

13. Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi AKÜ ev sahipliğinde başladı. Kongre açılışında konuşan AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, 'Afyonkarahisar lojistikte önemli bir konuma sahiptir.' dedi

Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Bolvadin Uygulamalı Bilimler Fakültesi ve Lojistik Derneği işbirliği ile düzenlenen 13. Ulusal Lojistik ve Tedarik Zinciri Kongresi başladı. AKÜ ANS Atatürk Kongre Merkezinde başlayan ve 18 Mayıs 2024 tarihinde sona erecek olan kongre açılışına; Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Vekili Harun Reşit Han, İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Numan Yöner, AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Bolvadin Belediye Başkanı Derviş Aynacı, Lojistik Derneği Başkanı Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor, PTT Genel Müdürü Hakan Gülten, AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şuayıp Özdemir,  Bolvadin Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fişne, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan V. Gökhan Demirtaş ile çeşitli üniversitelerden gelen bilim insanları ve öğrenciler katıldılar.

“71 KONU BAŞLIĞINDA 101 BİLDİRİ SUNULACAK”

Kongrenin açış konuşmasını yapan AKÜ Bolvadin Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fişne, kongrede 26 ilden 101 bildirinin yer aldığını belirtti. Dekan Fişne, “Üç günlük yoğun kongre programı kapsamında 8 davetli konuşmacı sunum yapacak. Kongrede bir panelimiz, 10 yüz yüze, 9 çevrimiçi oturumumuz olacak. Kongremizde Afyonkarahisar’da ve Bolvadin ilçemizde gezi programları olacak. 26 ilden 101 bildirinin yer aldığı yoğun bir kongre programımız var.” dedi.

“BÖLGESEL KALKINMA TOPLUMSAL GELİŞİM İÇİN KRİTİK ÖNEME HAİZ”

Lojistik Derneği (LODER) Başkanı Prof. Dr. Gülçin Büyüközkan ise dernek olarak Türkiye’de lojistik ve tedarik zinciri faaliyetlerine yön veren lider bir kurum olma vizyonuyla çalışmalarını sürdürdüklerini kaydetti. Lojistik ve tedarik zinciri konularının geniş perspektifte tartışılmasının, küresel gelişim hızı açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Başkan Büyüközkan, kongre temasının bölgesel kalkınma ve lojistik olduğunu kaydetti. Bölgesel kalkınmanın toplumların ekonomik sosyal ve kültürel olarak gelişmesinde kritik yol oynadığını anlatan Büyüközkan, “Lojistik ise bu gelişmeyi destekleyen birçok unsurun anahtarıdır. Bu nedenle kongremiz bölgesel kalkınmanın sürdürülebilirliği ve lojistik altyapısının öneminin üzerine bir tartışma ve paylaşım platformu sağlamayı da amaçlamaktadır.” diye konuştu. Bolvadin Belediye Başkanı Derviş Aynacı ise konuşmasında Afyonkarahisar’ın coğrafi konumunun önemine dikkat çekti. Aynacı, “Dünya artık yapay zekâyı konuşuyor ve bu yönde ilerliyor. Mermerin, lezzetin, termalin kenti ve aynı zamanda zaferin başlangıcı olan ve bütün yolların kesiştiği Afyonkarahisar lojistik açısından çok önemli dedi. Aynacı belediye olarak kongreye katkı yaptıklarını da sözlerine ekledi.

Haber

“LOJİSTİK EKONOMİK GÖSTERGELERİN İYİLEŞMESİNDE ÖNEMLİ ROL OYNAR”

AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, ekonomik göstergelerin, ülkelerin gelişmişlik ve kalkınmışlık düzeylerinin anlaşılmasını sağlayan en önemli faktörlerden biri olduğu belirtti. Rektör Karakaş, “Ekonomik göstergelerin olumlu olmasının; ekonomik, sosyal, psikolojik ve kültürel doku üzerinde müspet etkileri bulunmaktadır ki; bu etkiler, bireylerin kültür ve refah seviyelerini yükselterek yaşam kalitesini arttırmaktadır. Lojistik ise, ekonomik göstergelerin iyileşmesinde önemli rol oynayan imkânlardan biridir.” dedi. Rektör Karakaş, son yıllarda ekonomik kalkınmayla birlikte ülkelerin dış ticarete olan eğilimlerinin artması, dış ticaret işlemlerinin daha karmaşık bir hal alması, lojistiğin önemini daha da arttırdığını belirtti. Karakaş, “Bu bağlamda, ekonomik faaliyetlerin sürekliliği açısından ülkelerin sürdürülebilir bir iç ve dış ticaret sistemine sahip olması, bu ticaretin de mutlaka lojistik stratejileriyle desteklenmesi önem arz etmektedir. ” diye konuştu.

“LOJİSTİK ÜLKELERE EKONOMİK VE STRATEJİK DEĞER KATIYOR”

Lojistiğin ülkelere ekonomik, sosyal, psikolojik, kültürel, stratejik, askeri ve politik alanlarda değer kattığını ifade eden Rektör Karakaş, “Özellikle ekonomik alanda; ülkelerin milli gelirlerinin yükseltilmesi, alım gücünün ve istihdamın artırılması, işsizliğin azaltılması, vergi gelirlerinin ve rekabet gücünün artırılması, ekonomik büyüme ve kalkınma, dış ticaret hacminin artırılması, yabancı sermaye artışı gibi pek çok konuda katkı yaptığı bilinmektedir.” şeklinde konuştu.

“AFYONKARAHİSAR TÜRKİYE’NİN KAVŞAK NOKTALARINDAN”

Afyonkarahisar’ın coğrafi konum olarak hem doğu-batı hem de kuzey-güney koridorunda bulunan Türkiye’nin kavşak noktalarından birinde yer aldığını anlatan Rektör Karakaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yönüyle hem kara hem de demiryolu trafiğinde Türkiye’nin İstanbul’dan sonra en avantajlı konumuna sahip bir şehridir. Kara ve demiryolunda bölgesel avantajlara sahip Afyonkarahisar’da yaz günlerinde günde ortalama 150 bin araç geçmektedir. Ayrıca, Zafer Bölgesel Havalimanı, Afyonkarahisar, Kütahya ve Uşak illerinin ortak kullanımı için büyük bir fırsat sağlamaktadır. Devlet Demiryolları tarafından planlanan, ulusal ve uluslararası tüm lojistik ve lojistikle ilişkili faaliyetlerin, kamu ve özel sektöre ait çeşitli işletmeler tarafından yürütüldüğü bölgeler olan lojistik merkezler, özellikle sanayicilerimizin rekabet gücünü artırmaktadır. Bu kapsamda ülkemizi, bölgesinin lojistik üssü yapmak üzere 23 ayrı yerde lojistik merkez planlanmış ve bunların 12 tanesi faaliyete geçmiştir.” Rektör Karakaş, Afyonkarahisar’ın bir lojistik merkeze sahip olmamasına karşın çevresine nazaran erişilebilirliği yüksek, dört yöne demiryolu altyapısına sahip ve yakınında havaalanı bulunması sebebiyle lojistik merkez haline gelme konusunda önemli bir potansiyeli olduğunu da sözlerine ekledi.

Haber

“LOJİSTİK DİĞER SEKTÖRLERİN DE AYAKTA KALMASINA VESİLE”

Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Vekili Harun Reşit Han, yaptığı konuşmada Afyonkarahisar’ın 7 farklı ile komşu olan bir şehir olduğunu belirterek, “Afyonkarahisar, hem karayolu için hem de demiryolu için kavşak nokta olarak biliniyor.  Aynı zamanda 7 ile de komşu olan Afyonkarahisar bu manada Ege’nin belki de en kritik illerinden biri. Bu nedenle bu kongrenin ilimizde yapılması bence çok önemli çünkü Afyonkarahisar sadece termali, gastronomisi ile bilinen bir şehir değil. Afyonkarahisar, et ve yumurta borsasına yön veren, gıda alanında birçok kente bağlantı sağlayan ve çok güçlü firmaları olan, sanayi alanında büyük etkiye sahip bir şehir” dedi. Han, lojistiğin diğer sektörler içinde önemli olduğunu anlatarak, “Lojistik, bütün bu sektörlerin hayatta kalmasını sağlayan bir damar sistemi gibidir.” dedi.

“LOJİSTİKTE TÜRKİYE BÖLGESEL BİR GÜÇ”

Açış konuşmalarının ardından Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor “Lojistikte Türkiye’nin Bölgesel Gücü” konulu sunumunu yaptı. Türkiye’nin, jeopolitik konumu itibarıyla stratejik bir noktada olduğunu ifade eden Genel Müdür Baştor, “Çağlar boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bu coğrafya, kültürleri birbirine bağlayan ulaşım yollarını barındırmakta. Bugün ise bilhassa doğu ile batının, güneydoğu ile kuzeybatının karşılıklı ilişkilerine yön verme potansiyelinin olması ve geçiş güzergâhının üzerinde bulunması ülkemizde ulaştırma ve lojistik sektörünü ön plana çıkarmakta.” diye konuştu.

“TÜRKİYE LOJİSTİK KAPASİTESİNİ ARTIRMIŞTIR”

Türkiye’nin, lojistik altyapısını geliştirmek için önemli adımlar attığını belirten Ulaştırma Hizmetleri Düzenleme Genel Müdürü Murat Baştor, “Özellikle, limanlar, demiryolları ve karayolları gibi altyapı projelerine yapılan yatırımlar, Türkiye’nin lojistik kapasitesini artırmıştır. Bu durum, ülkenin bölgesel ve uluslararası ticaretteki rolünü daha da güçlendirmiştir.” dedi. Lojistikte güçlü bir konuma sahip olmanın sadece fiziksel altyapı ile sınırlı olmadığını anlatan Genel Müdür Baştor, sözlerini şöyle sürdürdü: “Lojistik sektöründe etkin bir şekilde yönetilen bir lojistik zinciri, tedarik zincirindeki diğer unsurlarla entegrasyon ve iş birliği, gümrük işlemlerinde kolaylık gibi faktörler de önemli. Türkiye’nin bu alanlarda da gelişmeye devam etmesi, bölgesel lojistik gücünü daha da artıracaktır. Türkiye, ulaştırma koridorlarında bölgesel ve uluslararası ticaretin gelişiminde kritik bir konumda. Bu nedenle, Türkiye’nin ulaştırma altyapısını sürekli olarak geliştirmesi ve modernize etmesi önemli.”

Haber

“2053 YILINA KADAR 8 BİN 554 KİLOMETRELİK DEMİRYOLU GÜZERGÂHI”

2022 yılında çalışmalarını tamamlanan 2053 Ulaştırma ve Lojistik Ana Planını anlatan Genel Müdür Baştor, planla karayolu, demiryolu, denizyolu, karayolu taşımacılığı ve haberleşmenin yanı sıra akıllı ulaşım sistemlerine yönelik projeler ve alternatif stratejiler ortaya konulduğunu söyledi. Baştor, “Plan kapsamında uygun politika tedbirleri ve altyapı proje önerileri 2029, 2035, 2053 hedef dönemleri için bir eylem planına dönüştürülerek takibi sağlanmıştır. Orta Asya Ülkeleri, Hazar ve Kafkasya bölgesinden geçerek Karadeniz üzerinden dünyaya açılmaya çalışmakta. Avrupa ülkeleri ise, Asya pazarlarına ulaşmak için güvenli, hızlı ve ucuz taşımacılığa olanak sağlayacak alternatif güzergâh arayışları içine girmişlerdir” dedi.  Ulaştırma ve Lojistik Ana Planına göre Türkiye’de 2053 yılına kadar 6 bin 425 kilometre hızlı tren güzergâhı, bin 474 kilometre konvansiyonel güzergâh, 393 kilometre yüksek hızlı tren ve 262 kilometre çok yüksek hızlı tren güzergâhı olmak üzere toplam 8 bin 554 kilometrelik demiryolu güzergâhı inşası planlandığını belirten Baştor, Türk Demiryolu Sektöründe İntermodal Taşımacılık Hizmetlerinin Güçlendirilmesi Projesini başlattıklarını kaydetti. Baştor, “Proje kapsamında stratejik önemi haiz altyapılar belirlenecek, intermodal yük hizmetlerine ilişkin Aksiyon Planı hazırlanacak ve bu süreçte intermodal ulaştırma hizmetleri bağlamında demiryolu yük taşımacılığının nasıl daha da geliştirilebileceğini planlayabilecek şekilde kurumsal kapasite geliştirilecektir” ifadelerini kullandı.

Orta Koridor’la 2 bin kilometre ve 15 gün daha kısa ulaşım

Türkiye ve Bölge için önemli proje olan Orta Koridor’dan bahseden Genel Müdür Baştor, şunları kaydetti: “Orta Koridor ülkemizden başlayarak, demiryolu ve karayolu bağlantılarıyla sırasıyla Gürcistan, Azerbaycan ve Hazar Denizine, buradan da Hazar geçişi kullanılarak Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan veya Kazakistan güzergâhını takip ederek Çin’e uzanmakta. Bu çerçevede, Bakü, Aktau ve Türkmenbaşı limanları Hazar geçişindeki kombine taşımacılık için kullanılmakta. Orta Koridor, Avrupa ile Asya arasında bir ticaret yolu olarak Kuzey Koridoruna oranla daha hızlı ve daha ekonomik, 2 bin kilometre daha kısa, iklim koşulları bakımından daha elverişli, denizyoluna kıyasla ulaşım süresini üçte bir nispetinde 15 gün kısaltmakta. Orta Koridor ayrıca, Ülkemizin liman bağlantıları sayesinde Asya’daki yük trafiğinin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Akdeniz bölgesine ulaşması için önemli fırsatlar sunmakta. Orta Koridor rotası etkin kullanıldığı takdirde, halen yıllık 600 milyar ABD Doları tutarında olan Avrupa-Çin ticaret trafiğinden ülkemiz ile Orta Asya ülkeleri ekonomik fırsatlar elde edilebilecek. Özellikle Türkmenistan, Kazakistan ve Azerbaycan limanlarında lojistik merkezler ve serbest ticaret sahaları kurulması, Trans Hazar iş birliğinin gelişmesine ve derinleşmesine katkı sağlayacak.”

“PEKKLERDEN PTT’YE GELİNDİ”

PTT Genel Müdürü Hakan Gülten ise “Posta ve Telgraf Teşkilatında Kurum Kültürü ve Liderlik” temalı sunum gerçekleştirdi. Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğünü (PTT) anlamak için iletişimi, iletişimin dönüşümünü ve sonrasında bu iletişim sektöründeki lojistik ihtiyaçların dönüşümünü anlamak gerektiğini kaydeden Gülten,  “Posta teşkilatlarının bir lojistik sistemi olduğunu hatırlatmak isterim. Posta teşkilatları iletişimimiz için başka araçlar olmadığı dönemlerde uzunca yıllar bir lojistik problemi ile karşı karşıyaydı. Lojistiğin içerisinde hizmetinde doğru zamanda doğru yerde olması var. Lojistik birimi, sadece ürün ve insanın doğru zamanda doğru yerde olması için uğraşmıyor. Bu hizmetlerden biri de iletişimdir. Yıllar içerisinde bu problemin tamamının çözümü hem askeri konularda hem de iletişim konularında birçok değişim dönüşüm gerçekleşti” ifadelerini kullandı. PTT’nin 1840 yılında kurulduğunu belirten ve PTT’nin tarihi sürecini anlatan Gülten, şöyle konuştu: “Bir bakanlık olarak kuruluyor. Bunun öncesinde de Osmanlıda peykler dediğimiz padişahın yanında padişahın fermanını ülke içerisindeki valiliklere ileten peykler vardı. Padişahın son peyk teşkilatı sona erdiğinde padişahın yanında 200 peyk vardı. Bunlara ferman iletildiğinde anında yola çıkıp ilgili yerlere iletmekle yükümlülerdi. İnsanlar iletişim için birçok yöntem geliştirmiş sonunda ihtiyaç haline gelmiş. Halk içinde Tatarlar iyi at bindikleri için vatandaşın vatandaşa iletmek istediği mesajlar için böyle bir iş gelişmiş. Tatarlara bir mektup verdiğinizde ilgili yerlere götürmekle mükelleflerdir. Sonrasında bu teşkilatın içerisinde vatandaşın da iletişimi sağlaması amacıyla 1840 yılında posta ve telgraf nezareti olarak kuruluyor. İlerleyen yıllarda da telefon, radyo, televizyon, e-posta ve cep telefonu gibi birçok iletişim yöntemleri gelişmesi ile birlikte PTT de bu dönüşümlere ayak uydurdu.”

“PANDEMİ DÖNEMİNDE ON YILLIK HACİM BİR YILDA GERÇEKLEŞTİ”

Dünyadaki posta sektöründeki azalışın sadece Türkiye’ye özel olmadığını ifade eden Gülten, “Dünyadaki posta şirketlerinin hemen hemen tamamının 200 yıla dayanan tarihleri var. Bu tarihler içerisinde dönüşümler geçirmişler. Bunun içerisinde postadaki gönderi sayılarının azalmasıyla ciddi bir rekabet ortamı oluştu. Herkesin kargo ve e-ticaret ve lojistik konularında ilerleme çabası var. Biz tabii ki bu dijital dönüşümleri gerçekleştirmek de daha hızlı davrandık. Amerika postasında yüzde 41’lik bir azalma var. Almanya’da yüzde 58, İngiltere de yüzde 50 ülkemizde ise yüzde 72 azalma var. Bu azalmanın sebepleri içerisinde dijitalleşmenin ve devlet hizmetlerindeki dijitalleşmenin de hızlı bir şekilde sağlanmasıdır” şeklinde konuştu. PTT’nin e-ticaret hacminde de çok ciddi bir değişim gerçekleştiğini belirten Gülten, “2019 yılından 2022 yılına sadece 3 yılda 6 kata yakın bir e-ticaret hacminde bir artış gerçekleşti. Bunun en büyük payı; pandemi dönemi oldu. Pandemi döneminde bizim 10 yıl sonra gördüğümüz e-ticaret hacmine 1 yıl içerisinde erişmiş olduk. Ciddi bir değişim ve dönüşüm gerçekleşti. Posta kolisi ya da posta kargosu dediğimiz e-ticaret kargolarını posta kolisi diye ifade ediyoruz. Çünkü öncesinde koli taşımayla alakalı hiçbir PTT’nin girişimi yok. Sadece zarf ve hafif gönderiler taşırdı. Kargo sektörünün oluşumuna destek veren ve kargo sektörünü oluşmasını sağlayan aslında PTT’nin kendisi bu hizmetleri vermeye başlamasıyla özel sektördeki rakipleri ortaya çıktı.” diye konuştu.

“PTT EVRENSEL POSTA YÜKÜMLÜSÜ”

PTT’nin evrensel posta yükümlüsü olduğunu söyleyen Gülten,  “Dünyanın herhangi bir yerinden bir kişi bir mektup yazdığında ilgili ülkedeki posta idaresine bıraktığında Türkiye’ye gelen o mektupların tamamını nerede olursa olsun biz o mektubu oraya ulaştırmak zorundayız. Bunun için bir ağ kurduk. Bu anlamda da postadaki azalışlar nedeniyle de artık gelir kapılarını değiştirmemiz ve farklı bir yöne yönelmemiz gerekti. Son 4-5 yıl içerisinde lojistik alanında büyük bir gelişim sağladık. 2019 yılından bugüne sevkiyat sayımız 100 kat arttı.” dedi.

“PTT’NİN KURTULUŞ SAVAŞINA KATKISI BÜYÜK”

Kurtuluş Savaşında PTT’nin çok ciddi katkıları olduğunu belirten Gülten, “Kurtuluş Savaşı’nda da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e savaşı nasıl kazandınız diye sorduklarında ‘Telgrafın telleri ile’ diyor. Bu bizim için gurur vericidir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, askeriyenin dışında teşekkür ettiği tek sivil vatandaş Telgrafçı Hamdi Bey’dir. Dolayısıyla bu anlamda da PTT’nin yapmış olduğu katkıları, ülkemizin yaşadığı doğal afetlerde PTT’nin burada olmasını çok iyi anlıyoruz.” ifadelerini kullandı. Sunumların ardından kongreye sponsor olarak destek veren kurum ve kuruluşlara AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş ve Afyonkarahisar Vali Yardımcısı V. Harun Reşit Han tarafından plaket takdim edildi. Aile fotoğrafı çekiminin ardından açılış programı sona erdi. >> Burak AYDIN’ın Haberi

Bakmadan Geçme