- Haberler
- Gündem
- AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. KARAKAŞ, GAZETENİZ KOCATEPE'YE KONUŞTU: 'Öğrencilerimiz müsterih olsun uzaktan eğitime de, yüz yüze eğitime de hazırız'
AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. KARAKAŞ, GAZETENİZ KOCATEPE'YE KONUŞTU: 'Öğrencilerimiz müsterih olsun uzaktan eğitime de, yüz yüze eğitime de hazırız'
AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, yeni tip koronavirüs salgını dolayısıyla eğitim konusunda çekinceleri olan öğrencilere Gazeteniz Kocatepe aracılığıyla mesaj vererek, 'Üniversitemiz uzaktan eğitime de yüz yüze eğitime de hazır' dedi   Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını dolayısıyla eğitim yönteminde yaptıkları değişimi, Üniversite'nin [&hellip]
AKÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, yeni tip koronavirüs salgını dolayısıyla eğitim konusunda çekinceleri olan öğrencilere Gazeteniz Kocatepe aracılığıyla mesaj vererek, “Üniversitemiz uzaktan eğitime de yüz yüze eğitime de hazır” dedi
Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs salgını dolayısıyla eğitim yönteminde yaptıkları değişimi, Üniversite’nin gelecek planlarını ve yatırımlarını Gazeteniz Kocatepe’ye anlattı.
TAMAMI YERLİ KAYNAKLA UZAKTAN
EĞİTİM SİSTEMİNİ YÜRÜTECEĞİZ
Rektör Prof. Dr. Karakaş, yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitim kararını yaptıkları anketleri değerlendirerek aldıklarını belirterek, “Daha önce bu dönemin kararını alırken bir anket yapmıştık. O ankette öğrencilerin yüzde 50’si hibrit eğitim istedi, yüzde 50’si uzaktan eğitim istedi. Tam yüzde 50, yüzde 50 çıktı ve 18 bin katılım oldu. Bunun üzerine biz senato olarak YÖK’ün, Sağlık Bakanlığı’nın aldığı kararlar doğrultusunda dar bağlamda bir hibrit model geliştirdik. Yani uygulama zorunluluğu bulunan bölümlerde mesela Veteriner Fakültesi’nin intörn öğrencileri gibi, Gastronomi Bölümü’nün uygulama dersleri gibi bazı uygulamalı olan bölümlerde öğrencilerimiz yüz yüze eğitimler alıyorlar. Sayıları üniversite toplamının yüzde 5’i kadar civarında, diğer yüzde 95’i uzaktan eğitim ile yürütülüyor. Bir altyapıyı geçen yıldan itibaren oluşturmaya başladık. Bu alanda da biz yatırımları hızlandırma fonuna müracaat ettik. Bir proje yaptık. Projemiz kabul edildi, Cumhurbaşkanlığı’ndan ilk taksit de gönderildi bize. Şuanda yeni bir server (internet sunucusu) kuruyoruz, tamamen altyapısı bize ait olacak. Zaten Uzaktan Eğitim Meslek Yüksek Okulumuz ve Uzaktan Eğitim Araştırma Uygulama Merkezimizle birlikte bir altyapımız vardı, o tecrübe ile yeni kuracağımız altyapıyı bir araya getirip tamamen yerli bir kaynakla uzaktan eğitim sistemimizi yürüteceğiz.” dedi.
ÖĞRENCİLER
DERSLERİNE ODAKLANMALI
Uzaktan eğitim kavramının artık akademisyenlerin ve öğrencilerin hayatına girdiğini hatırlatan Rektör Karakaş, “Şimdi uzaktan eğitim bizim eğitim hayatımıza girdi. Şuanda bir zorunluluk var ama ileride de gönüllü olarak bir destek program şeklinde eğitim hayatında olacak. Bunun avantajları var. Ama şunu da söyleyelim uzaktan eğitim hiçbir zaman yüz yüze eğitimin avantajlarını sunmuyor, sunamaz da. Hocayla öğrenci arasındaki bir mimik etkileşimi bile bir birikim demektir. Dolayısıyla bir an önce yüz yüze eğitime geçmeyi arzu ediyoruz. Türkiye’nin şartları, dünyanın şartları bunu belirleyecek. Sadece bizim vereceğimiz bir karar değil. Ama şuan itibariyle devletimizin farklı kurulları, bizim tabi olduğumuz iki kuruluş var. Üniversitelerin hem hukuken hem de teamülen sorumlu olduğu iki kurum var. Bunlardan biri YÖK, diğeri de Cumhurbaşkanlığı. Mali olarak da Sayıştay’a karşı sorumluyuz. Üniversitenin bürokratik yapılanmasındaki sorumluluk ilişkisi bu şekildedir. Dün ya da önceki gün itibari ile Sağlık Bakanlığı bir açıklama yaptı. ‘Gündemimizde 2-3 hafta içerisinde bir kanaat oluşur’ dedi. Tabii biz oralardan gelen kararları hızlı bir şekilde iç kanala dönüştürebilen bir üniversiteyiz. Çok hızlı işletiyoruz, Yönetim Kurulu ve Senato mekanizmalarımızı. Dolayısıyla o kararlar geldikten sonra biz makul bir süre içerisinde ama hızla yeni kararlarımızı öğrencilerimize alıp duyuracağız. Ama mevcut sistem devam edecekse de onu devam ettireceğiz. Öğrencilerimize sizin aracılığınızla bulunacağım tavsiye şudur; şuanda kafalarına hiçbir şey takmasınlar. Uzaktan olur, yakından olur. Şuan mevcut bir sistem var. Uygulamada olan mevcut bir sistem var, o sisteme odaklanıp derslerine, ödevlerine sınavlarına motive olmaları gerekiyor. Bunlara odaklanmalılar, enerjilerini bunlara vermeliler. Ben öğrencilerle birebir etkileşim içinde olan, gerek telefon, gerek mail adreslerimiz, gerek sosyal medya hesaplarımız üzerinden doğrudan etkileşim içerisinde olan bir Rektörüm. Öğrencilerimize sürekli olarak bilgilendirmeleri yapıyoruz. O kanalları aracılığıyla da tavsiyelerimizde bulunduk. Bazen çok takılıyorlar öğrenciler, enerjilerini buraya harcıyorlar. Şuanda bunlara gerek yok. Sistem değişir, çünkü bazı konular bizim dışımızda. Biz istesek de olmayacak işler var. Olacakları zaten oldurmaya çalışıyoruz, yapmaya çalışıyoruz ama olmayacak işler için de yaparız diyemeyiz.” ifadelerini kullandı.
ADALET, EMEK VE AİDİYETE
DAYANAN YÖNETİM
AKÜ’nün akademisyen yelpazesi hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Karakaş, “Üniversitelerin kendine göre bir işlevi, işleyişi ruhu vardır. Misyonu vizyonu vardır. Biraz önce nerelere karşı sorumlu olduğumuzu söyledik. YÖK’e ve Cumhurbaşkanlığına karşı hukuken, Sayıştay’a da mali yönden ahlaken de millete karşı sorumlu olan bir kurumuz. Biz üniversitede göreve geldikten sonra bir yönetim felsefesi belirledik. Bunda da isabet ettiğimiz son yaşadığımız atamadan sonraki süreçten itibaren görüyoruz. Biz yönetim anlayışımızı üç ilkeye dayandırdık; adalet, emek ve aidiyet. Mutlak eşitliğe inanmadığımı hep söyledim. İlk devir teslim töreninde de bunu söyledim. Adalete inandığımı, adaleti tesis edecek olan şeyin de emek olduğunu emeğini ortaya koyan insanların ister akademik olsun, ister idari olsun özlük haklarının yerinde ve kanuna uygun olarak verilmesi ile birlikte aidiyet duygusunun oluşacağına inanıyorum. Bu anlamda özellikle atamalarda, yükselmelerde hem akademik kariyer açısından hem idari yapı açısından üç ilkeyi önemsiyoruz; liyakat, feraset ve sadakat. Liyakatten kastımız nitelik ve işin ehli olma, ferasetten kastımız ise bilgi ve akıl irfanını sahip olma, sadakatten kastımız ise uyumlu ve iş birliğine yatkın olma. Bunun dışında zaten devletimizin kırmızı çizgileri var, o kırmızı çizgiler bizim de kırmızı çizgimizdir. Onun dışında insanların özlük hakları ile ilgili atama, yükseltmeleri biz kriterlere bağladık. Ve şuanda memnuniyet anketleri yapıyoruz. Üniversite kurulduğu dönemden bu yana ilk defa bu kadar yüksek memnuniyet var üniversitede. Çünkü insanlara kaşın kara, gözün ela, sen şuradansın, sen buradansın diye değil, kriterleri sağlıyor mu sağlamıyor musun buna bakarak atama yükseltme yapıyoruz hem akademik hem idari kadroda. Biz bir siyasi parti, bir dernek, bir sendika değiliz. Evrenselliği bünyesinde taşıyan bir kurumuz. Üniversite evrensel değerlerle inşa edilmiş bir kurumdur. Biz bu doğrultuda kanunlar, tüzükler çerçevesinde bize verilmiş yetkileri kullanıyoruz. Şunu da söyleyeyim kanun tüzük çerçevesinde hukuken ve ahlaken sınırların içerisinde bana verilen yetkileri kullanmaktan asla geri durmuyorum. Bu yetkileri kullanırım, kullanma anlayışımız doğrultusundaki faaliyetlerimizi üniversitede olan geri dönüşleri alıyoruz ve ciddi bir memnuniyet var. Memnun olmayanlar olabilir.” şeklinde konuştu.
ATAMA YAPARKEN
SENDİKASINA BAKMIYORUZ
Karakaş, liyakatı esas aldıklarını belirterek şöyle devam etti:
“Niteliği yetmeyip, bir şeyler isteyip de niteliği, liyakati yetmeyip gelmeyen insanlar memnun olmayabilirler. Herkesi memnun etmek kolay bir şey değil. Biz bir yerlere atama yaparken partisine, sendikasına bakmıyoruz. Bir örnek vereyim; üniversitede düz memurların atandığı ilk bir sonraki kademe bilgisayar işletmenliğidir. Ve bu tamamen rektörün uhdesine verilmiş bir yetkidir. İstediğinizi atarsınız oraya. Personel daireden bana geldiklerinde dedim ki sınav yapacağız. Ben uhdem de bu yetkiyi kullanmak istemiyorum. Sınav yapabiliyor muyuz, yapıyoruz. O zaman sınav yapacağız, yaptık ve atama yaptık. Ben sendikalar anlamında sayıları söyleyeyim; 485 idari kadromuz var işçiler hariç. İşçilerle birlikte 800’ü buluyor. Eğitim Bir-Sen’e bağlı 265 memur var, Türk Eğitim-Sen’e üye 60 kişi var, Eğitim Emek İş Sendikası’na üye 2, sendikasız 160 memurumuz var. Şimdi bunlar içerisinde açtığımız 68 bilgisayar işletmeni kadrosuna 28 Eğitim Bir-Sen Sendikasına üye kişi girmiş, 31 sendikasız, 9’u da Türk Eğitim Sen. 60’a 9, 265’e 28, yüzde 10. İkisi de yüzde 10. Bu adaletin en basit, en alt düzeydeki örneği. Zaten akademik, atama ve yükseltmelerde hiçbir sorun yok rektör yardımcılığı döneminde atama yükselme kriterleri üzerinde çalıştım, sistematik oluşturdum. Rektör olarak atandıktan sonra da yeniden bunu düzenledik, bizim üniversitemizin bilimsel çalışma araştırma kapasitesini de artıran bir alışmaydı bu. Nerden görüyoruz URAP var üniversiteleri her yıl sıralıyor. 2019 yılı itibari ile biz 78. sıradaydık, tüm üniversiteler kategorisinde. 210 üniversite arasından 2020’de 65’e yükseldik. Kategorilerde de bizi aşağıya çeken öğrenci başına düşen öğretim üyesi sayısı. Bu kategoriler ise bilimsel makale, 2019 yılında bilimsel makalede 118’inci sıradaydık, 2020’de 69’a çıktık. Atıf puanında 67’den 63’e çıktık. Diğer alanlarda bilimsel doküman üretme puanımız 59’dan 50’ye yükseldi. Doktora puanımız, burada da doktora öğrenci sayısı ve mezun edilen doktora öğrencisi dikkate alınıyor, burada da 77’den 71’e yükseldik. Öğretim üyesi sayısında düşüşümüz olmuş, 122’den 141’e çıktık. Bunun nedeni ise AFSÜ’nün bizden ayrılması oldu. Orada ciddi bir öğretim üyesi vardı. Biz bunu da telafi edeceğiz ama açıktan atama sayısını artık sınırlı veriyor YÖK. Buna imkanlar dahilinde çok müdahil olma şansımız var. Toplamda da biraz önce söyledim 78’inci sırada 65’inci sıraya çıktık. Neden işte bizim hem insanlara imkanları adil bir şekilde kullandırmamızdan hem de bu atama yükselmeyi eş dost ahbap çavuş ilişkisinde değil, bilimsel kriterlere göre yapmamızda kaynaklandı.”
ALES PUANI, DİL PUANI
ÖNEMLİ ÖLÇÜTLER
Üniversiteye akademisyen, memur ve işçi olarak girmenin bazı kuralları olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Karakaş, “Üniversite ile ilgili de çok talep var dışarıdan, şu olsun, bu olsun diye. Bazen de olmayınca da aleyhte pozisyonu alınıyor. Olmaz kardeşim, olamayacağa olmaz diyoruz. Geçmişten miraslar geliyor bize. Bize şu sözler verildi, bu sözler verildi diye. Bu söz verilemez, hukuken verilemez. Asistan yapalım seni deniyor, ne bir ALES’i, var, ne bir dil puanı var. Asgari şartlar yok sende. Ona yapılacak iyilik şunları yap gideceksin 70’in üzerinde ALES puanı alacaksın, 50’nin üzerinde dil puanı alacaksın, yüksek lisans programına kayıt olacaksın. Birinin evladı geldi, araştırma görevlisi olarak söz vermişler. ALES puanın var mı, yok, dil puanın var mı var, şu kadar. Müracaat etmeye yeter ama ALES olmadan olmaz. Yüksek lisansın var mı yok. Asistanlık ilanlarına müracaat etmek için ya yüksek lisans yapıyor olmak ya da doktora yapıyor olmak lazım. Ama müracaat edebilmek için de 70’in üzerinde ALES, 50’nin üzerinde bir dil puanı olmak zorunda.” dedi.
ÖNCELİKLİ OLARAK
ÜÇ ALAN BELİRLENDİ
Afyon Kocatepe Üniversitesi’nin köklü bir üniversite olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karakaş, “Üniversitemiz kuruluşundan itibaren dinamik bir kurum. 1992 yılında kuruldu. 28 yıllık bir süreci var, öncesi de var. Dolayısıyla fiziksel altyapı itibarıyla önemli eksikliklerini tamamlamış bir kurum. Ama sürekli yeni gelişmeler oluyor. Biliyorsunuz üniversitemiz bünyesinden iki farklı üniversite çıkardı. Biri Uşak Üniversitesi 2006 yılında, diğeri Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi 2018 yılında. Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyemizden ayrıldığı zaman takibi üniversitemizin öncelikleri değişti. O dönemde bizim rektörlük dönemimize denk geldi. Dolayısıyla bu süreçte yeni politikalar belirlememiz gerekiyordu, yeni öncelikli alanlar belirlememiz gerekiyordu. Biz bu belirlediğimiz yeni öncelikli alanlar doğrultusunda tabi ki yeni projeler yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. 3 öncelikli alan belirledik. Daha önce tıp fakültesi ağırlıklı bir öncelikli alan söz konusuydu. Tıp ve sağlık kısmı bizden ayrıldıktan sonra Afyonkarahisar’ın, bölgenin ve kendi potansiyeli ve kaynaklarını da dikkate alarak 3 önemli öncelikli alan belirledik. Bunlardan birisi veteriner ve hayvancılık, ikincisi mühendislik alanları, üçüncüsü de turizm. Bu üç alanda Afyonkarahisar ile doğrudan ilgili alanlar. Veteriner Hayvancılık alanında biz şuanda iki proje yürütüyoruz. Bunlardan birincisi daha önce de basına duyurmuştuk, Kocatepe Hayvan Hastanesi ismini verdiğimiz, şuanda temel kazısına başladık. İhalede biraz gecikme oldu, ihale kanununda dolayı. Ama şuanda ihale yapıldı, müteahhit belli, kazma vuruldu. İnşallah Kasım’da da temel atma törenini gerçekleştireceğiz. Hem ilimizde hem bölgemizde ihtiyaçlara cevap verecek güzel bir hayvan hastanesini iki yıl içerisinde tamamlayacağız inşallah. Finansman sorunu da çözüldü.” ifadelerini kullandı.
>> Burak AYDIN’ın Özel Haberi
DOĞALTAŞ ANALİZ LABORATUVARI AVRUPA’DA AKRETİDE OLACAK
Prof. Dr. Karakaş, açıklamalarına şöyle devam etti:
“Mühendislik alanı ile ilgili olarak da tabii ki biz iki boyuta önem verdik. Afyonkarahisar’ın kaynaklarını ifade eden daha doğrusu eşleşen bölümlerimizden maden, jeoloji, gıda ve bir temel sağlık merkezi olması noktasında medikal mühendisliği gibi alanlara önem veriyoruz ama bunu genelleştirdiğimiz zaman şöyle değerlendirmek mümkün; bir araştırma merkezleri, iki laboratuvarlar. Laboratuvarların içerinde de hem araştırma laboratuvarları var hem analiz teşhis laboratuvarları var. Biz şuanda mevcut analiz ve araştırma laboratuvarlarımızı güçlendiriyoruz, bunlara yenilerini ekliyoruz. Mesela depreme dayanıklılık ve analiz laboratuvarı ki Afyonkarahisar’ın önemli ihtiyaçlarından birisi şuanda altyapısını oluşturduk, elemanlarını aldık, daha almaya da devam ediyoruz, bu seneden itibaren artık analiz yapma durumuna geldik. İkinci yeni laboratuvarımız ise biomedikal cihaz kalibrasyonu ile ilgili, bir alt yapısı vardı. Bunu güçlendirdik, organize ettik, gerekli akademik eksikliklerini tamamladık, devam da ediyoruz. Dolayısıyla bunlar da eklendiğinde araştırma laboratuvarlarımızın dışında ciddi anlamda analiz laboratuvarlarımız ortaya çıkmış olacak. Zaten Doğaltaş Analiz Laboratuvarımız vardı, onu da güçlendiriyoruz. Gıda Kontrol Analiz Laboratuvarımız vardı, onu da güçlendiriyoruz. Veteriner Teşhis Analiz Laboratuvarımız vardı, bunu güçlendiriyoruz. Bunların yanında iki analiz laboratuvarı daha eklemiş olduk. Bir de mühendislikler bağlamında aslında bunu üniversitenin geneli için de düşünmek lazım. Araştırma merkezlerimizi bir araya toplayacağız. Bunun projesini yaptık, çok güzel bir proje oldu. Biz burayı mükemmeliyet merkezi olarak düşünüyoruz. Burada bilgi, fikir, patent, teknoloji üretilecek. Bu anlamda bir üretim merkezi bir mükemmeliyet merkezi olarak düşünüyoruz. Bunların bir kısmı birbiri ile entegre çalışmak durumunda, bir kısmı ayrı çalışıyor. Şuanda var olan ve yeni kuracağımız araştırma merkezlerimizi, analiz laboratuvarımızı burada toplayacağız. Yani şehrimize, üniversiteye, bilim dünyasına ve Türkiye’ye ve hatta yurt dışına hizmet verecek bir noktaya getirmek istiyoruz. Çünkü analiz laboratuvarlarımızla ilgili bazı akreditasyon çalışmalarımız var. Bunların içerisinde yurt dışı özellikle Doğaltaş Analiz Laboratuvarımızı Avrupa’da da akredite etmeye çalışıyoruz.”
SIRADA PEK
ÇOK YATIRIM VAR
Pek çok yatırım yapılacağını kaydeden Prof. Dr. Karakaş, “Turizm Rehberlik ve gastronomi alanında da öncelikli alan belirledik. Burada da mevcut olan altyapımızı güçlendiriyoruz. Gelen talepler neyse hepsini karşılamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bizim yatırım projesi olarak şuanda kazmasını vurduğumuz ve temelini atacağımız hayvan hastanemiz ciddi bir proje, ihalesi yapıldı. İkincisi İslami İlimler Fakültesi’nin bina çalışması. İslami İlimler kampüsümüzdeki bulunan yerleşkemiz sit alanı içerisinde olduğu için oradaki sorunlar çözülmek üzere, kısa sürede çözülecek. Bir hayırseverimize inşallah onunda girişimlerini yaptık. Hayırseverimiz inşallah binayı inşa edecek. Onun da temelini inşallah önümüzdeki süreç içerisinde atmayı planlıyoruz. Araştırma merkezleri binamızın projesini tamamladık, finansman sorununu teknoloji altyapı kaleminden almak istiyoruz. Bunun da girişimlerini Ankara nezdinde yapmaya başladık.” dedi.
ÇARŞIDA KOCATEPE
KÜLTÜR SANAT EVİ AÇILACAK
Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakaş, Ordu Bulvarı’ndaki Rıza Çerçel Kültür Merkezi ile ilgili farklı bir proje geliştirdiklerini kaydetti. Karakaş, “Biliyorsunuz çarşıda üniversitemizin tek irtibat noktası olan Rıza Çerçel Kültür Merkezimiz var. Orayı biz yeni bir konseptte yeniden düzenledik. Şuanda içerisini bilmiyorsunuz. Dış tadilat için de izin geldi. Orası Kocatepe Kültür Sanat Evi olacak. Üst katı Güzel Sanatlar Fakültemizin Sanat Galerisi olacak. 16 Kasım’da saat 16.00’da oranın açılışı yapacağız ilk sergiyle. Alt katı birinci katı ise Kültür Merkezi olacak, bir konferans salonumuz var. Orada sürekli eğitim merkezimizin halka açık programları, yine konservatuarımızın halka, gençlere, çocuklara yönelik ücretsiz yaptığımız kurslar var biliyorsunuz. Yine kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ile ortak yapacağımız faaliyetlerin merkezi olacak. Afyonkarahisarımızın kültür sanat hayatına ciddi bir katkı sağlayacak. Aynı zamanda da üniversitemizin şehirle olan irtibat noktası olma işlevini sürdürecek. Orada da bir proje bitmek üzere, mimarlarımız, güzel sanatlardaki değerli hocalarımızın tasarladığı yeni bir konseptte inşallah açıldığında çok farklı bir Çerçel Binası ve işlevinin ne olduğunu göreceksiniz.” dedi.