Afyon istikrarını korudu – Kocatepe Gazetesi
7 Haziran Milletvekili Genel Seçimlerini değerlendiren 25. Dönem Milletvekili Halil Ürün, iktidar partisinin kurulduğu il olan Afyonkarahisar’ın istikrarını koruduğunu söyledi Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün Kocatepe Gazetesi muhabirinin sorularını cevaplandırdı. 7 Haziran genel seçiminin ardından bir genel değerlendirme yapılacak olursa ikinci kez seçilen teşkilat kökenli bir milletvekili olarak bazı kesimlerin [&hellip]
7 Haziran Milletvekili Genel Seçimlerini değerlendiren 25. Dönem Milletvekili Halil Ürün, iktidar partisinin kurulduğu il olan Afyonkarahisar’ın istikrarını koruduğunu söyledi
Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün Kocatepe Gazetesi muhabirinin sorularını cevaplandırdı.
7 Haziran genel seçiminin ardından bir genel değerlendirme yapılacak olursa ikinci kez seçilen teşkilat kökenli bir milletvekili olarak bazı kesimlerin memnun olmadığı bir sonuç ortaya çıktığı sıkça ifadele ediliyor. Milletvekili, teşkilatçı ve seçmen olarak siz neler söylersiniz?
Öncelikle ön kabulleri düzeltelim. 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimlerinden memnun olmayanlar şöyle memnun olmadılar. Önce çok memnun oldular. İlk etapta AK Partinin iktidarı tamamen kaybettiği şeklinde bir algı oluşturmaya çalıştılar. Baktılar ki o öyle değil. Tabii ki biz AK Parti olarak ya da kendi adıma değerlendirecek olursam biz en azından hükümet kurma çoğunluğunu elde ederiz diye düşünüyor idik. Ancak algılarken seçim sisteminden kaynaklanan bir gerçeği görmemiz lazım. Gerçek doğru bir algı oluşturup, doğru teşhis koyabilmemiz için. Yüzde 41 oy oranı ile hükümeti kuracak konumda olamıyoruz. Halbuki 2002’de yüzde 34 oranla 360 küsur milletvekili çıkarmıştı bu sistem. Sekiz puan daha az alıyorsunuz, ama anayasayı değiştirecek çoğunlukta milletvekili çıkarıyorsunuz. Seçim sisteminin azizliği. O gün MHP ve DYP barajı aşamadığı için. Şimdi 4 tane parti kritik noktada barajı aşmış durumda. Bizim bin ile 3 bin oyla kaybettiğimiz milletvekili sayısı 40’tır. Dolayısıyla bu sonuçlardan dolayı memnun olmamaktan ziyade seçim sistemi ile ilgili bir sıkıntı var.
Pek seçim sistemi ile ilgili sorun nasıl çözülecek?
Genel seçim öncesi konuşmalarımda da söylemiştim. Bizim derdimiz anayasa değişikliği dedik. Bunu sıkça vurguladık. Çünkü sistem yönetilememe üzerine kurulmuş. Dolayısıyla ya iki turlu seçim getirmeliyiz ya da bu barajı tamamen kaldırmalıyız. Barajın olma sebebi nedir? Yönetimde istikrar olmasıdır. Yani parçalı olmasın diye baraj var. Ama baraj oranını yüzde 10 koyduğunuzda temsilde adaleti engelliyor. Anayasa hukukun iki önemil ilkesi birbiri ile denge kurmak zorunda. Temsilde adalet olsun. Ama yönetimde de istikrar olsun. Biz diyoruz ki; Tamamen barajı kaldıralım. Meclise herkes girsin. Ancak yönetimde istikrarı sağlamak için de seçime iki turu getirelim. Diyelim ki 7 Haziran tarihinde hükümet kurulamadı. İki turlu bir seçim olsaydı, en çok oy alan iki parti ikinci seçime girseydi sizce ne olurdu? Farklı bir tablo olurdu.
Seçim barajı konusu daha önce de gündeme geldi ama çözülemedi. Bu sorunun çözümünde yeteri kadar çaba gösterildiğine inanıyor musunuz?
Daha da öteye gidersek güçler ayrılığı var. Yürütme ile yasama birbirinden ayrılsın, yürütme ayrı seçilsin, yasama ayrı seçilsin. Yasama meclisi seçilirken hiç baraj olmasın, herkes orada temsil edilsin. Ama yürütme seçilirken de yani Başbakanlık, hükümet edecekler seçilirken de iki turlu seçim olsun. Birinci de çoğunluk sağlanamıyorsa ikinci de hatta biz yüzde 50 oranda çoğunluğu ön görüyoruz. Ama bunu tartıştırmadılar. Mesela şimdi muhalefet barajı düşürmeyi düşünüyor. Ben o zaman çok net hatırlıyorum biz teklif ettik. Yediye mi, beşe mi çekelim, kaldıralım mı diye? Bugünkü muhalefet partileri hiç gelmediler, hiç yanaşmadılar. şimdi sanki onlar değişmiş gibi barajlarla ilgili CHP ve HDP bir tiyatro oynamaya çalışıyorlar.
Hükümetin kurulamaması kadar HDP’nin aldığı oy oranı ve çıkardığı milletvekili sayısı da rahatsızlık duyulan konulardan biri. Buna ilişkin neler söylersiniz?
HDP’nin çıkardığı milletvekili sayına gelince. Eğer biz ağzımızdan çıkanlara boğazımızdan inip yüreğimize kadar inanıyorsak hiç rahatsız olmamız lazım. Çünkü bu memlekette demokrasi var. Her vatandaş eşit. Bunu söyleyen arkadaşlar diyorlar ki; Bir insanın batı da ya da doğu da doğması kendi elinde olan birşey değil. Terör örgütü propagandası ya da savunuculuğunu yapmaya kalkanlara yönelik sistemin içerisinde çözümler var. Milletvekili olabilmeniz için sabıkasız, suç işlememiş olmanız gerekiyor. Değil milletvekili kim olursanız olun; Eğer terör örgütüne silah taşıyorsanız bu da belgelendi ise yasalar sizi korumaz. Siz terör örgütüne karşı çıkmıyorsanız sorumlusunuz. Siz yasama organının üyesi olacaksınız sistem size izin verecek. Yasama organının çıkardığı yasalara açıkça ihlal eden adamları destekleyeceksiniz. Buna hiç kimse izin vermez. Yasalarda izin vermez. Böyle bir şey yok. Ne zamana kadar? Konuşursunuz eyleminize seslenmezler. Suç üstü olduğunuz zaman gereği yapılır. Kurumlar ve kurallar işletildiğinde hepsinin çözümü var. Bundan rahatsız olan vatandaşlarımız son derece müsterih olsunlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bin küsur senelik devlet tecrübesine sahip çok güçlü bir devlettir. Burada kamu düzeninin sağlanması ile ilgili eksikliğe sebebiyet verenler, kamu düzenini bozanlar bu işin bedelini kanunlar çerçevesinde ödeyeceklerdir. Bunun bedeli vardır. Herkes yaptığının karşılığını görecektir.
Gerçekçi yaklaşmak gerektiğini söylüyorsunuz. Gerçekler ortada ama sonuç neden böyle oldu?
Seçim sonucundan memnun olundu olunmadı konusunda gerçek ortadadır. 7 Haziran Pazar günü seçim sonucunu almadan önceki durumla aynı günün akşamı saat 22.00’de sonuçları aldığımız durum değişik. O halde herkes yeni duruma, kim demokrasiye inanıyorum diyorsa, inandık kelimesi boş bir laf olarak değil de yüreğinden geliyorsa bunu kabul etmek zorunda. Bunu kabul etmek zorundayız kardeşim. Bu memlekette HDP yüzde 13 oy almıştır, 80 tane de milletvekili çıkarmıştır. Aynı seçimde bin ile 3 bin oyla 40 tane milletvekilini kaybederek AK Parti de hükümeti tek başına kurabilmeyi kaybetmiştir. Bunu hepimiz kabul etmek zorundayız. Bundan kaçar yok. Bu neden böyle oldu sorunuza gelince. Siyaset çok bilinmeyenli bir denklem. Siyaseti etkileyen güçler, fonksiyonlar çok fazla. Sınırsız demek mümkün herşey etkileyebilir. Bir adamın siyasi tercihini partili bir kimsenin tebessümü olumlu yönde etkileyebiliyor. Veya bir partiliye kızdığı için mesela A partisine oy vermeye kararlı olarak giderken, bir A partilisinin yanlışı seçmen kararını değiştirebiliyor. Bu ülkede yaklaşık 50 milyon seçmenin yine yaklaşık 48 milyonu sandığa gitti. Bu çok harika bir katılım. Bunun için insanlarımıza teşekkür etmeliyiz. Demokrasi adına bu ciddi bir kazanım. Ben bundan dolayı kendi memnuniyetimi ifade ediyorum.
Siz genel seçim sonucu itibariyle kendinizi sorguladınız mı?
İlk başlangıçta ben de niye böyle oldu dedim. Soruları soruyorum. Vatandaşa sen niye oyunu o partiye verdin de bu partiye vermedin deme hakkımız yok. Şahsen ben kendi adıma niye AK Partiye oy vermediniz deme hakkına sahip değilim. Bunu seçimden önce de her yeri geldiğinde de söyledim. Hiç kimse bize oy vermek zorunda değil. Ama bize oy verildikten sonra biz insanlarımıza hizmet etmek mecburiyetindeyiz. Tabii oy verildikten sonra. Eğer oy yani yetki verilmez ise nasıl hizmet edelim? Şimdi ki durumda olduğu gibi hükümeti kuramazsak, hükümeti tek başımıza kuramaz isek nasıl hizmet edeceğiz? Seçimler genel seçimlerle milletvekili seçimi ile sınırlı değil. Yarın yerel seçimlerde yapılacak. Belediye Başkan adayı seçilemez ise nasıl hizmet edecek? Benim siyasi bakış açım budur. Hiç kimse kimseye oy vermek mecburiyetinde değildir. Biz de dahil millet oy verdiğinde her kim seçildiyse hizmet etmeye mecburdur. Ben bunu tekraren söylüyorum.
Afyonkarahisar genel seçim sonucu itibariyle istikrarını korudu. AK Parti üç tane milletvekili çıkardı. İlin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz Afyonkarahisar teşkilatı milletvekili adayları olarak bu seçimlerde elhamdülillah planladığımız seçim programının tamanını uyguladık. Yani şunu da yapsaydık dediğimiz birşey kalmadı. Biz halkımıza gidip anlattık. Seçimin üzerinden geçen 40 küsur günün ardından hala konuşuyoruz. Gitmediğimiz köy ve belde yok. Konuşmadığımız kahve yok. Konuşmadığımız, kaçtığımız bir tane gazete muhabiri yok. Çıkmadığımız bir tane televizyon programı yok. Millet değerlendirdi ve bu sonucu takdir etti. Bir kere bu takdire saygı duymalıyız. Bu takdir ile il ortalamasında 52.5 oldu ki bu çok iyi bir rakam. Bizim tüm ilçelerimize çok çok teşekkür etmemiz lazımdır. Türkiye genelinde yüzde 41 gibi bir oy alınırken, biz Afyonkarahisar’da yüzde 52.5 oranında oy almışız. Arada 12 puana yakın fark var. Bunun en açık olduğu dönem Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Biz o zaman yüzde 64 aldık. O zaman ülke genelinde ki oy oranı yüzde 52 idi. Yine arada ki puan farkı 12 idi. Afyonkarahisar istikrarını koruyor. Elhamdülillah partimizin kurulduğu il olmamızın hakkı veriliyor. O nedenle biz seçmenlerimize teşekkür ediyoruz. Teşkilatımızın her ferdine teşekkür ediyoruz. Adaylarımıza teşekkür ediyoruz
Milletvekili adaylığı sürecinde birçok spekülasyonlar yapıdı. Özellikle isminiz itibariyle listeye giremeyip son döneminiz olduğu şeklinde. Yorumlar, söylenenlere yönelik siz neler hissettiniz? Adaylık sürecinde hayal kırıklıkları yaşandığı gerçeğini nasıl yorumlarsınız.?
Biz bir teşkilatız. Seçim öncesi konuşulanlar doğaldır. Elbette değerlendirilir zamanı var. O zaman içerisinde konuşulacaktır. Ama teşkilatımız en tabii hakkı olarak o zaman için fikirlerini söyledi. Karar verildikten sonra da listenin arkasına düşüldü. Bu çok önemli bir meziyettir. Her zaman hayal kırıklıkları yaşanır. Bunlar olacak her zaman da olur. Listeler açıklandıktan bir hafta sonra ekip yoluna girer ve çalışır. Biz genel seçim sürecinde teşkilatlarımızla çok uyumlu bir çalışma yaptık. İl Başkanımız, Merkez İlçe Başkanımız, milletvekili adaylarımız. Daha önce seçilmiş Belediye Başkanlarımızla samimi söylüyorum çok güzel çalışmalar yaptık. Sizlerde basın olarak gördünüz. Arazide, medya da, bilboardlar da, sokakta her yerde dominant bir şekilde bizler, AK Parti vardı. Sandıklardan da dominant şekilde AK Parti çıktı. Bu son derece doğal bir sonuç. Biz bunun için halkımıza şükran borçluyuz. İnşallah onlara hizmet etmeye çalışacağız.
Peki mevcut sürecin gideceği nokta size göre nedir?
Hükümet kurulamıyor diye birşey yok. Çünkü süreç işliyor. Demokrasi kurumlar ve kurallar rejimidir. Kurumlar ve kurallar işliyor. Meclis seçildi, en yüksek katılımlı seçimleden birisi yapıldı. Meclisin temsil oranı çok yüksek. Dört parti meclise girdi. Meclis çalışmaya başladı. Milletvekillerinin hepsi yeminini etti. Düşünsenize 2011’de yemin süreci 1,5-2 ay sürmüştü. Meclis Başkanı seçildi. Başkanlık divanı oluştuktan sonra 45 günlük süre başladı. Kurallar işliyor. Görüşmeler yapıldı. MHP ve HDP ile görüşüldü. HDP’nin terör örgütüne karşı AK Parti hükümeti ve parti yönetimi tarafından hiç kabul edilmiyor. Karşı çıkmaları için çok net çağrıda bulunuyoruz. Karşı çıkmıyorlar. Dolayısıyla biz bu adamlarla hükümet kuramayız dedik. Aynı şekilde MHP’de bizle hükümet kuramayacağını ifade etti. Dolayısıyla süreç yaşanıyor. Allah’ın izni ile hükümet kurulacak.
Deyim yerinde ise uyuyan dev uyandı. Şehit cenazeleri arka arkaya gelmeye başladı. İnsanlar huzursuz. Siz fotoğrafı nasıl okuyorsunuz?
Bu konuda da tereddüt edilecek hiçbir şey yok. Türkiye seçim sürecinden çıktı. Türkiye’nin bulunmuş olduğu coğrafi konumu, tarihten gelen misyonundan dolayı Türkiye içeriden büyük çoğunluğu dışarıdan her zaman karıştırılmak istenmiştir. Bu karışıklıkları önlemeye gücü yetecek bir devletimiz vardır. Güçleri yetecek güvenlik güçlerimiz vardır. Aletimiz edavatımız vardır. Askeri ve polisi ile ülke de asayiş sağlanmaya çalışılmaktadır. Ama asayiş bozulmaktadır. Şehit olayları, asker, polis ölümlerinden dolayı fevkalade üzüntülüyüz. Halk kitlelerinin bombalarla öldürülmesinden dolayı fevkalade üzüntülüyüz. Ölenlere rahmet, kalanlara başsağlığı diliyoruz. Ama tüm bunlar 78 milyonluk bir ülke de asayişin çok kötü olduğunu göstermez. Umutsuzluğa kapılmaya da gerek yok. Askerlerimiz, polislerimiz görevlerini yapmaktadırlar.
Afyon özeline dönersek AK Partisi, MHP’si, CHP’si ile 25. dönem milletvekili seçilen isimler bir Afyonlu vatandaş ve seçmen olarak sizin içinize sindi mi?
Bunun değerlendirmesini yapmak istemem. Bir daha söylüyorum bunu kabullenmek zorundayız. Eğer demokrasi var ise, halkın verdiği oya, kuralların ve kurumların işlemesine inanıyorsak partiler Siyasi Partiler Kanunu çerçevesinde adaylarını gösterdiler. Biz de AK Parti olarak gösterdik. Böyle bir tercih oldu. Halkımız sonuçta bunu tercih etti. Bu saatten sonra konuşacak bir konu değil. Ayrıca diğer partiler için de zaten konuşmam. Kendi partimiz içinde konuşulması gerekenleri vakti zamanında konuştum. Bugün bitmiştir zaman ve mekan çok önemlidir. Geriye dönüp fikir beyan etmemin vatandaş, Halil Ürün, milletvekili olarak sözkonusu olmaz. Gerek yok anlamsız olur. Çıkanı kabul etmek zorundayız.
Partinizin bayramlaşmasında Cumhurbaşkanını eleştiren muhalif kanada “edepsiz herifler” tabirini kullandınız. Mübarek günde zülfiyare dokunmak istemiyorum deseniz de bu ifade ağzınızdan çıktı. Eleştiriler ne yönde oldu?
Aslında seçmenlerimizin duygularına tercüman olmuş oldum. Hatta daha eksik bile oldu. Onlar daha fazlasını hakkediyorlar. Bir tane arkadaşımız bu konuda eleştirdi. O da sırf beni gözünde daha büyütüp daha nezaketli görmek istediği için zannediyorum. Bakın benim orada demek istediğim şu; Cehalet kelimesini kullandım. Anayasanın Cumhurbaşkanı ile ilgili görevlerini düzenleyen ilgili maddeleri açık. Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanetle suçlanabilir. Onun dışında yaptığı işlemlerin hiçbiri suç olmaz. Eleştirilebilir ama anayasa sınırları dışına çıktı dememeleri lazım. Derler ise o zaman ben anayasaya bakın derim. Anayasaya bakmadıklarında siz bunu bilmiyor munuzu cahil misiniz derim. Daha yumuşak söylenebilirdi. Bilgisizliklerinden falan denilebilirdi. Ama o ağzımdan kaçtı. Edep konusu da Cumhurbaşkanına yapılan saygısızlıkla ilgiliydi. Cumhurbaşkanı hem devleti hem de milleti temsil eder. Aynı zamanda Başkomutandır. Öyle veya böyle halkın yüzde 52 oyu ile seçilmiş bir Cumhurbaşkanını sevmiyorsanız bile saygı duymak mecburiyetindesiniz. Bu saygısızlığı gösterdikleri için ‘edepsizler’ dedim. Keşke demeseydim. Çokta önemli değil. Sayın Cumhurbaşka-nımıza saygısızlık yapanlar Cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olmaya cesaret edemeyenlerdir. On yedisi bir olup bir aday çıkarmışlar. Aldıkları oy ortada. Daha sen dün seçime girmişsin. Hepsinin partilerinin aldığı oy belli. Ama kalkıp yüzde 52 oranda oy almış bir kişiye saygısızlık ediyorsunuz. Ben bir insanım. Benim korumaya çalıştığım hem Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsı hem de Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Çünkü bu makam hepimizin makamıdır. Ayrıca ona oy veren seçmenlerin iradesini de korumaya çalıştım. Bu çok önemli.
Hükümet kurma çalışmalarında koalisyon hükümeti kuruluşunda CHP ve MHP’nin tavrına ilişkin görüşleriniz nedir?
Biz AK Parti olarak görüşlerimizi beyan ettik. Akdeniz ve Ege bölgesi milletvekillerini toplayan Sayın Başbakanımız bizim görüşlerimizi de aldı. Biz orada söyledik. Bizim bölgemiz MHP ile koalisyon kurulması yönünde görüş beyan etti. Sayın Genel Başkanımız da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüştü. Görüşme sonrası kameralar önünde parti tabanımızın MHP ile koalisyon kurmak istiyor şeklinde ifade etti. Buna rağmen Sayın Devlet Bahçeli git HDP ile koalisyon kur diyor. Millet de bunu görüyor. Aynen öncelikle HDP ile kurun olmuyorsa CHP ile kurun diyor. ‘Eğer hiç beceremezseniz memleketi hükümetsiz bırakmam.’ diye bir cümle kullanıyor. O da onun takdiri. Bunun takdirini halkımız yapsın. CHP yanlış şeyler söylese de bu ülke de onlara oy veren insanlarımız hatırına bu süreçte onları müsamaha ile karşılıyoruz. Devlet Bahçeli’yi de müsamaha ile karşılıyoruz. Benim bireysel olarak en çok üzüldüğüm; ‘Sayın Cumhurbaşkanı gitsin Çankaya’da fanusa girsin.’ sözüdür. Devlet Bahçeli söylemiştir. Kendisi saygı duyduğum bir liderdir. Ama bu beni çok üzmüştür. Benim Cumhurbaşkanım niye fanusa girecek? Onlar da yaptıkları yanlışı anlayıp ertesi gün düzeltmeye çalıştılar. Zırva tevil götürmüyor.
Bu vesile ile seçmene, teşkilatlarınıza ve Afyonkarahisar halkına vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Hepsine çok teşekkür ediyoruz. Devletimiz bütün gücü ile yerindedir. Hiç kimse karamsarlığa kapılmasın. Hükümet de kurulacaktır. Devlet devamlılık ister. Hükümet kurulmasa erken genel seçime gitsek bile kuralları vardır. Hiçbir şekilde kaos olmaz. İnsanları kaosla korkutuyorlar. Terör olaylarına yönelik de devlet gücünü gösterecektir. Hiç kimse tereddüt etmesin. Ben sizin vesileniz ile okuyucularımıza bunları söylüyorum.
>> Burcu AYDIN’ın röportajı