'Afyon İçin Voltranı Oluşturmalıyız'

ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, Afyonkarahisar'da atanmış ve seçilmiş yöneticilerin uyum içerisinde olmaları halinde şehrin gelişeceğini söyledi. Serteser, 'Afyonumuzu, geliştirmek için hepimizin birbirimize ihtiyacı var. Voltranı oluşturmalıyız.' dedi.

Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Serteser, Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği (ESOB) Başkanı Cengiz Üstün’le birlikte bir televizyon programında Afyonkarahisar gündemini değerlendirdi.

Haber

“TÜM ÜYELER İÇİN YEŞİL PASAPORT TALEP EDİLDİ”

Programda ATSO’nun faaliyetleri, il, bölge ve ülke ekonomisi hakkında bilgiler ATSO Başkanı Serteser tarafından aktarıldı. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun uzun zamandır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iş dünyasının özellikle Oda-Borsa Meclis üyelerinin yeşil pasaport talebini sürekli ilettiğini belirten Başkan Serteser, “İş insanlarının, işleri dolayısıyla her an yurt dışına çıkma durumu oluyor. Aslında tüm Meclis Üyelerimiz için talep edilen yeşil pasaportu, Sayın Cumhurbaşkanımız Oda-Borsa Başkanlarına sağladı. Tabi bundan sonra gerek fuarlar olsun, gerek URGE Projeleri olsun, gerek pazar araştırması faaliyetleri olsun bizler daha sık yurt dışı ile iletişim sağlayabileceğiz. Umuyorum tüm iş insanlarına bu imkân sağlanır. Çünkü Türk Girişimcisi hakikaten tüm dünyayı dolaşıyor. Bugün hangi havayolunun uçağına binerseniz binin, dünyanın neresine giderseniz gidin bir Türkle karşılaşabiliyorsunuz. İnşallah girişimci ruhumuz ile de ihracatımızı yükselteceğiz. İkinci günümüzde yine Genel Kurulumuz devam etti. Tüm komisyon görüşmeleri yapıldı. Yönetim ibra edildi. Yeni döneme başlamış olduk. Güzel görüşmeler oldu. Başkanlarımızla, TOBB Delegelerimizle birlikte iş dünyasının sorunları ve çözüm önerileri ile ilgili epeyce görüşme gerçekleştirdik. Sayın Başkanlarımızla, tüm siyasi partilerin yetkilileriyle önümüzdeki dönem için Türkiye ekonomisi konusunda gelişmeleri değerlendirme fırsatı bulmuş olduk.” dedi.

Haber

“ODA HİZMET BİNAMIZ YEŞİL BİNA SERTİFİKASI ALDI”

“ATSO’da benim dördüncü dönemim. 2009 yılından beri başkanlık yapıyorum. Her dönemimizde de mutlaka önemli bir işi üyelerimiz adına Odamızda yapmaya çalıştık. Kendim de inşaat mühendisi olmam sebebi ile ilk olarak işe Hizmet Binamızı yapmayla başladık.” diyen Başkan Serteser, “Kurmuş olduğumuz alt yapı ile hizmet kalitemizi artırdık, ulusal, uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yaptık. Uzun yıllar hizmet sağlayacak bir vizyonla hizmet binamızı yaptık. Binamıza daha sonra yeşil bina sertifikası aldık.  Zafer Kalkınma Ajansı’na hazırladığımız proje ile güneş enerjisi santrali yaptık. Daha sonra alt yapımız güçlendirdik ve sertifikamızı yoğun bir çalışma neticesinde aldık ve dünya birincisi olduk. Ne demek yeşil bina diye sorulabilir. Günümüzün en güncel konusu aslında, yeşil dönüşüm. Karbon salınımı, sıfır emisyon, yenilenebilir enerji önemli konular. Sadece binalar değil, iş yerleri, konutlar, üniversiteler, OSB’ler, şehirler bu kapsam içerisinde. Artık ihracatımıza sınırda karbon uygulaması geliyor. Karbon salınımı fazla olanlar ihracatta fazla vergi ödeyecekler. Hatta bunun daha ilerisi dünyamızı kirletmememiz gerekiyor. Fosil yakıt yerine yenilenebilir enerjiye geçmemiz gerekiyor. Yani güneş, rüzgâr, jeotermal gibi enerji kaynaklarını kullanmamız gerekiyor. Biz 2011 yılında binayı yapmaya başladığımızda bunların önümüze geleceğini biliyorduk. Yenilenebilir enerji, yağmur suyu dönüşümü gibi sistemleri binamızda kurduk. Daha sonra yeşil bina sertifikası almak için çalışmalara başladık. Dünyada bu işi yapan iki kuruluş var. Bir tanesi İngiltere merkezli BREEAM kuruluşu ve diğeri ABD merkezi LEED kuruluşu. Biz de BREEAM kuruluşuna sertifika almak için başvurduk. Türkiye’de kamu binaları arasında en yüksek puanı alarak olağan üstü kategoride yeşil bina sertifikamızı aldık. Daha sonra dünya yarışmasına girdik. Dünyada son beşe kaldık. Son beşteki rakiplerimiz ise ABD, İngiltere, İspanya ve Romanya’dan binalardı. Yapılan çevrimiçi oylama ile de dünya birincisi olarak dünyanın en yeşil binası seçildik. Yeşil binamızda güneş enerjisi santralimiz ile enerjiyi daha verimli kullanıyoruz, Şehrimizin çok önemli kuruluşlarından olan AFJET’in sağladığı jeotermal enerji ile çevre dostu ısınma sağlıyoruz. Yağmur suyunu peyzaj sulamasında kullanıyoruz. Türkiye’de daha yokken, elektrikli araç şarj istasyonlarını hizmet binamızda kurduk. Trugo şarj istasyonları ile bunları yeniledik. Dünya artık sıfır emisyon hedefleri ve vergilendirme ile karbon salınımını azaltma yoluna gidiyor. Üreticiden, ihracatçıdan ve zamanla konutlardan karbon vergileri alınacak. Artık her binanın bir kimlik belgesi ile ne kadar karbon salınımı yapabileceği belli olacak. Eğer yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıyorsanız, yeşil binaya sahipseniz az vergi ödeyeceksiniz; eğer tam tersi durum varsa daha çok vergi ödeyeceksiniz. Bu noktada gündeme uygun bir şekilde, devam eden çalışmalarımızdan bahsedelim. Uzun yıllardır, kamulaştırma alanının çok olmasından dolayı bir türlü faaliyete geçirilemeyen ve Sinanpaşa İlçe sınırlarında olan Merkez 2. OSB’dir.” diye konuştu.

“1 MİLYAR DOLARLIK İHRACAT YAPAN ŞEHİRLER ARASINA ÇIKMAYI HEDEFLİYORUZ”

Merkez 2. OSB’nin yer seçimi ve tescili yapılan, faaliyete geçememiş bir bölge olduğunu ifade eden Başkan Serteser, “Bölgenin Yönetim Kurulu Başkanlığına getirildim ve biraz önce saydığım sebeplerden dolayı burayı Yeşil OSB yapmak için çalışıyoruz. Artık mevcut OSB’lerimizin yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüme önem vermesi gerekiyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız bu konuda yeşil bayrak kriterlerini çıkardı. Biz de yeşil bayrak kriterlerinden en üst kategori olan platin kategorisini ve uluslararası derecelendirmelerde de, hizmet binamızda olduğu gibi, en üst kategoriyi hedefliyoruz. Bütün çalışmalarımız o doğrultuda, Müteşebbis Heyet Başkanımız olan Sayın Valimiz, Yönetim Kurulunda yer alan İl Genel Meclisi Başkanımız, Sinanpaşa Belediye Başkanımız, Sinanpaşa İl Genel Meclisi Üyelerimiz, ATSO Başkan Yardımcımız ile birlikte çalışmalarımızda epeyce ilerledik. Madem bu konuya girdik, OSB’nin yeşilinden öteye ne durumdayız ondan bahsedelim. Kamulaştırma çalışmalarımız devam etmekte ama sona yaklaştık. Yüzde 98’i kamulaştırılacak alan olan Bölgemiz için Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile acele kamulaştırma kararı çıktı ve bu bizi oldukça hızlandırdı. Dolayısıyla kamulaştırmada sona doğru yaklaştık, tahmin ediyorum Temmuz ayı gibi kamulaştırmamız biter. Alt yapı projemiz bitti, Bakanlık tarafından da onaylandı. Kamulaştırma bitince parselasyon çalışmalarına da son noktayı hızlı bir şekilde koyacağız. Daha sonra Sayın Valimiz ve Sayın Vekillerimiz ile birlikte, Bakanlık tarafından alt yapı ihalesinin bir an önce yapılmasını sağlayacağız. Burada bir noktaya daha değinmek istiyorum. Biliyorsunuz şu anda sıkı para politikası var ve tasarruf tedbirleri uygulanıyor. Organize Sanayi Bölgelerinin bu tedbirler dışında tutulması gerektiğini düşünüyorum. Hükümetimizin de Bakanlığımızın da böyle düşündüğü kanaatindeyim. Bu süreçte üretim de istihdam da çok önemli. Bu sebeple, OSB’lerdeki genişlemeler, kamulaştırmalar, alt yapı projeleri hızla devam etmeli ve üretimimizi, ihracatımızı artırmalıyız. Enflasyonu düşürecek en önemli etkenlerden birinin üretim olduğunu gayet iyi biliyoruz.  OSB’de 1.592.000 metrekare sanayi parselimiz var. 72 adet parselimiz bulunuyor. İlimizden, ilimiz dışından önemli firmalara ön tahsisler gerçekleştirdik. Yaklaşık 550.000 metrekare alanın tahsisini yaptık.  Tahsislerde Sayın Valimizin öncülüğünde, Yönetim Kurulu Üyelerimiz ile birlikte seçici davranıyoruz. İlimiz yatırımlarında çeşitlilik oluşturmaya çalışıyoruz. Orta ve yüksek teknoloji yatırımlara öncelik veriyoruz.  Örneğin bir tekstil firmasına yer verdik, beş farklı ülkede tasarım merkezi olan, ar-ge çalışmaları ile katma değerli kumaş üreten bir firma. Ülkemizin önde gelen firmalarından olan ve gıda sektöründe çalışmalar yapan bir yatırımcıya da yer tahsisi yaptık. Meyve, kurutma, dondurma ve toz haline getirme çalışmaları yapacak olan bu firma da şehrimize katma değer sağlayacak. OSB için ihracat hedefi koyduk. İhraç kayıtlı satışlar ile birlikte ihracatımız 630 milyon dolar civarında. Süper lig olarak adlandırdığım 1 milyar dolar ihracat yapan şehirler kategorisine çıkmak da hedefimiz. Dolayısıyla biz de en az 100 milyar dolar ihracat yapabilecek bir OSB kurmayı da hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.

“SAĞLIK ENDÜSTRİ BÖLGESİ İLİMİZE SEVİYE ATLATACAK”

Sağlık Endüstri Bölgesinin Afyonkarahisar’a seviye atlatacağını belirten Başkan Serteser, şunları söyledi: “İlimize seviye atlatacak bir başka proje ise Sağlık Endüstri Bölgesi. Akrones Otel’den AFAD’a kadarki bölümde 835.000 metrekarelik alanda bu bölgeyi oluşturmaya çalışacağız. Sayın Valimiz, Sayın Millet Vekillerimiz, tüm yerel yönetimlerimiz: Belediyemiz, İl Genel Meclisimiz, Odamız ve Üniversitelerimiz ve TOBB ile birlikte sağlık sektöründe İlimizde bir kümelenme oluşturacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın bölgeyi ilan etmesi ve bölge çalışmalarımızın tamamlanması ile birlikte şehrimize seviye atlatmış olacağız. Görüldüğü üzere şu sıra, üyelerimize hizmet kalitemizi artırmamızın yanında Afyon’u bir üst lige taşıyacak çalışmaları da yürütmekteyiz. Valiliğimiz ile birlikte yapmış olduğumuz organizasyonda Berlin’e gittik. Şehir olarak Berlin’de ilk defa bir fuara katıldık ve hakikaten güzel de bir standımız vardı. Çok ilgi gördü standımız. Fuarda Vali Yardımcımız ve otel genel müdürlerimiz de bizlerle birlikteydi.  THY ile ilgili güzel gelişmeler oldu. Buradan Sayın Ahmet Bolat’a teşekkür ediyorum. Otelcilerimizin de ona vermiş olduğu cevap dolayısıyla da teşekkür ediyorum. İnşallah güzel şeyler olacak. Biz tabi ne kadar mermer ve gıda şehriysek bir o kadar da turizm şehriyiz.”

“AFYON’A YABANCI TURİST ÇEKMEYE ÇALIŞACAĞIZ”

ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, Zafer Otelciler Derneği ile birlikte, elden geldiğince, Afyonkarahisar için pazar araştırmalarına, tanıtım faaliyetlerine, yabacı turistin buraya çekilmesi için faaliyetler yapmaya çalışacaklarını vurguladı. Başkan Serteser, şöyle konuştu: “Aslında Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın şehrimize biraz daha önem vermesinin turist sayısını artıracağını düşünüyorum. Havalimanına seferlerin konulması, özellikle aktarmalı dış hat seferlerin konulması önemli. Tanıtım faaliyetlerini artırmalıyız. Sayın Valimiz buna en üst düzeyde önem veriyor, kendilerine de çok teşekkür ediyorum. Berlin Fuarı’nda temaslar ve organizasyonun verimli geçmesinde kendilerinin çok katkısı oldu. Tekrar Valimize, tüm otellerimize ve emeği geçenlere buradan teşekkür etmek istiyorum. Bir de ilimizde konaklama gün sayısını artırmamız gerekiyor. İnşallah bunu da hep birlikte başaracağız. Afyon Türkiye’de turizm konusunda bilhassa termal turizmde hakikaten termalin başkenti adını hakkıyla kazanmış bir il. Gerek otellerimizin kalitesi, gerek hizmet kalitesi bu bakımdan çok önemli. Zaten doluluk oranları git gide artıyor, fakat biz yabancı turisti getirmek zorundayız; bundan sonra ona da emek harcayacağız.”

“SEKTÖR ENVANTERİNİN ÇIKARILMASI ÖNEMLİ”

Zincir marketlerde beyaz eşyadan araba lastiğine varıncaya kadar birçok ürün satıldığını dile getiren Başkan Serteser, şunları kaydetti: “Özellikle kırtasiye sektöründen örnek verecek olursak; zincir marketlerin okul sezonlarında kırtasiye reyonlarını büyütmeleri. Yüklü alım yapmaları sebebi ile yerel tacirimiz, esnafımız bu alanda bu marketler ile rekabet edemiyorlar. Sadece bu konu değil tüm sektörler için il, bölge ve ülke planlaması yapılarak sektör envanterinin çıkarılması gerekli. Mesela kalkınma ajanslarının aslında asli görevleri bu, örneğin bir yerde eğer un fabrikası fazlaysa un fabrikasına izin verilmeyecek. Bu engellenecek. Veya yatırımın az olduğu bölgeye herkes bir anda yükleniyor ve aynı sektörden birçok yatırım oluyor. Böylece arz talep dengesi bozluyor ve firmaların kazançları düşüyor. Sonra hepsi kapanıyor. Sektör ne olmalı, hangi bölgeye destek verilmeli belirlenmeli, bu zor bir iş değil. Zamanında Devlet Planlama Teşkilatı bu işi yapmaya çalışıyordu, şimdi de kalkınma ajansları bu işi yapmalı ve planlayıcısı olmalı. Yaptığımız ihracatta dünyanın neresindeyiz. Türkiye 227 ülke arasında 107 ülkeyle en fazla ülkeye yoğun ihracat yapan birinci ülke; rekabetçi olarak ihracatı yapılan 4.648 ürün içerisinden 1.659 ürünü ihraç ederek altıncı sırada yer alıyor. Ülkemiz böyle bir potansiyele sahip ihracat rakamımız neden düşük. Bunu TEPAV verileri üzerinden incelediğimizde, 2013-2019 yılları arasında yüzde 3,57 yüksek teknoloji ürünü ihraç ederken, 2023 yılında hala yüzde 3,05’lerde geziyoruz. Dolayısıyla biz katma değerli ürün üretmek zorundayız. Yani ihracatta artık bir şeye dikkat etmemiz gerekiyor. İhracatta kilogram fiyatımız ne? Gelişmiş ülkelerin ihracatta kilogram değerleri en az 4-5 dolar düzeylerindeyken bu durum ülkemizde 1,57 dolar. Bu rakamı yükseltmemiz gerekiyor. Ne yapacağız? Orta yüksek ve yüksek teknoloji ürünler üretip bunları ihraç etmemiz gerekiyor. Geçmişten günümüze Devletimiz çok ciddi destekleri hep verdi, bundan sonra bu alanlara daha ağırlık vermesi gerekiyor. Şu anda uygulanan program, uygulanması gereken bir program. Fakat uzatmadan kısa zamanda sonuç alınması gerekli. Biz çok sıkıntılar yaşadık, çok krizleri atlattık. Bir ekonomide her şeyin öngörülebilir olması gerekli. Yatırım yapılacak birçok sektör ve yatırım yapacak birçok yatırımcı var bence. En büyük sorun öngörülemezlik. Sayın Bakan, bu ay itibari ile enflasyonda düşüşün başlayacağını söylüyor. Öngörülebilirliği sağladıkları anda yatırımlar yine başlayacaktır. Şu çok önemli, TOBB Genel Kurulu’nda Sayın Cumhurbaşkanımız da, Sayın TOBB Başkanımız da belirtti: dört senelik seçimsiz bir dönem var; bu büyük bir fırsat. Milli meseleler bizler için vazgeçilmezdir. Savunma, güvenlik nasıl bir milli mesele ise, ekonomi de bir milli meseledir. Siyasi görüşler milli meselelerde bir kenara bırakılmalıdır. Dolayısıyla hızlı bir şekilde tüm siyasi partilerim mutabakatıyla yeni anayasa oluşturulmalıdır. Onunla birlikte yapısal reformlar Hükümetimiz tarafından bu dört senelik seçimsiz dönemde, her alanda, gerçekleştirilmelidir. İktidarıyla, muhalefetiyle bir masanın etrafında oturup bu işi bu Meclis’in çözmesi lazımdır. Dediğim gibi yapısal reformlar ekonomi, yargı gibi her alanda bu dört senelik seçimsiz dönemde halledilmeli diye düşünüyorum. İnşallah devam eder.”

“TÜRKİYE’NİN DÜNYANIN İLK ON EKONOMİSİNE GİRMESİ MÜMKÜN”

Ekonomi programının meyvelerini vermeye başladığını dile getiren Serteser, şu ifadelere yer verdi: “CDS, yani ülkelerin kredi riskini yansıtan puanlandırmanın adı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yayınladığı verilere göre CDS değeri geçen yıl Mayıs ayına göre 435 baz puan azaldı. Bu değer 2020 yılı Şubat ayından sonraki en düşük seviye olan 268 baz puanda. Geçtiğimiz yıla göre ciddi yol kat etmiş durumdayız. Program kazasız bir şekilde uygulanırsa hafif sapmalar olsa bile hedefe ulaşılabilecektir. Enflasyonu da hakikaten halledebilirsek, Kur Korunalı Mevduat problemini de halledersek iyi noktalara geleceğiz. KKM Sisteminde de bayağı düşüşler var. Türk Lirası cinsinden mevduatımızın da artması lazımdır. Biraz önce dediğim gibi bu politikayı düzgün bir şekilde uygularsak, ihracattaki potansiyelimizi katma değerli üretime yöneltirsek ve sanayicimizin, esnafımızın nasıl bir mutabakat içerisinde olduğunu siyasilerimiz de görürse, hakikaten Türkiye’nin Dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girmesi hiç de zor değil. Türkiye’yi konuştuk değil mi? Afyon’da da aynısı olmalı. Başımızda Valimiz var, Milletvekillerimiz, Belediye Başkanımız, sivil toplum kuruluşlarımız, Odamız, Borsamız, Esnaf Odaları Birliğimiz, bu kurumlarımız bir dişlinin çarkları, bir tanesi eksik olursa, dişli güzel dönmez. Dolayısıyla uyum içerisinde olursak Afyonumuzu geliştiririz, çünkü hepimizin birbirimize ihtiyacı var, yani voltranı oluşturmalıyız. Herkesin fikri ayrı olabilir, siyasi görüşü farklı olabilir; söz konusu Afyon olduğu zaman bütün fikir ayrılıkları bir kenara bırakılıp asgari müşterekte birleşilmelidir. Ekonomi programı tutsun, enflasyon düşsün, biz de birlik olup bu fırsatı değerlendirip Afyon’u farklı noktalara taşıyalım.  İçinde yaşadığımız için fark etmiyoruz belki ama Afyon çok önemli bir yerde. Dışarıdaki insanlar bunu fark edebiliyor.”

“2026’DA ANKARA-AFYON HIZLI TREN HATTI BAĞLANACAK”

Başkan Serteser, sözlerini şöyle tamamladı: “2026 yılında gecikme olmazsa Polatlı, yani Ankara-Afyon hızlı treni bağlanacak. Eskiden birkaç müteahhide ihale edilen İzmir hattı ise, bütçesi hazırlanarak tek firmaya ihale edildi. Orasının da 2027 yılında tamamlandığını düşündüğümüzde, o yıl biz iki metropolü birebirine bağlayan İl olacağız. Yani Türkiye’nin ikinci büyük şehri, Başkenti Ankara ile üçüncü büyük şehir olan İzmir’i birbirine bağlayan il olacağız.  Bir tanesine 1 saat 40 dakikada, bir diğerine ise 2 saatte ulaşmış olacağız. Günü birlik faaliyetlerde, çalışanların, öğrencilerin kısa vadeli ulaşımlarında ciddi fırsatları doğuracak bize. Bir diğer proje ise İstanbul-Antalya’dır. Oda buradan geçecek; planlaması yapılıyor. Dolayısıyla on yıl sonra Afyon’u bambaşka bir yerde göreceğiz.”

Bakmadan Geçme