• Haberler
  • Genel
  • Afyon'da Teravih Namazında Camiler Dolup Taşıyor!

Afyon'da Teravih Namazında Camiler Dolup Taşıyor!

Afyonkarahisar İl Müftüsü Lütfü İmamoğlu, Ramazan ayında yürütülen dini çalışmaların yanı sıra gösterilmesi gereken hassasiyetleri ayrıntılarıyla anlattı. Teravih namazlarında camilerin dolduğunu, hatimle kılınan sabah ve teravih namazlarının çokça rağbet gördüğünü de vurgulayan İmamoğlu, inanan gençlere altın değerinde tavsiyelerde bulundu.

Afyonkarahisar İl Müftüsü Lütfü İmamoğlu, Ramazan ayının 11 inci gününde Kocatepe takipçileri için müftülük bünyesinde yürütülen hizmetler ve bu özel ayda yapılması gereken ibadetler hakkında www.kocatepegazetesi.com muhabirinin sorularını yanıtladı.

Ramazan-ı Şerif'in hayırları vesile olmasını diliyoruz Sayın Hocam. Ramazan ayı içerisinde yoğun çalışma faaliyet ve aktiviteler içerisinde bir teşkilat olarak Afyonkarahisar genelinde şahsınızla birlikte din adamlarının Ramazan hizmetleri hakkında www.kocatepegazetesi.com takipçilerini bilgilendirir misiniz? 

“RAMAZAN MESAİMİZ YOĞUN, CAMİ SOHBETLERİ HEM BİZİ HEM CEMATİMİZİ MEMNUN EDİYOR”

Lütfü İmamoğlu: Ramazan ayının 11 inci gününü idrak ediyoruz. Malum Peygamberimiz (SAV) Ramazan ayını üçe bölmüştür. Buyuruyorlar ki ilk 10 günü rahmet, ortasındaki 10 günü mağfiret, son 10 günü de cehennemden kurtuluş günleridir. Rahmet günlerini tamamladık. İnşallah bu rahmet günlerinden en güzel şekilde istifade etmişizdir.

Tabii biz Afyonkarahisar Müftülüğü olarak diğer ilçe müftülüklerimizle birlikte hakikaten Ramazan ayı bizim en yoğun tempomuzun olduğu bir aydır. Kendi adıma söyleyeyim her akşam bir camiye gidiyor, orada vaaz ediyorum. Merkezi vaaz sistemimiz Gedik Ahmet Paşa (İmaret) Camii'nden devam ediyor. Orada sıraya konulmuş biçimde başta İl Müftüsü olmak üzere il müftü yardımcılarımız ve diğer vaizlerimiz sırayla kendilerine belirtilen günde gidip vaazlarını veriyorlar.

Bu camimiz de merkezi vaaz sistemi olduğu için diğer bütün camilerimizde İmaret Camiinde konuşulan sohbet herkesçe dinlenmiş oluyor. Ayrıca bunun yanında İmaretin dışındaki diğer camilerde de özellikle merkezi büyük camilerimizde yine hem müftülerimiz hem vaizlerimiz sohbet vermeye gidiyorlar. Ben de her akşam bir camide sohbet etmeye çalışıyorum. Bundan iyi oluyor, cemaatle hasbihal etme imkânı buluyoruz. Hakikaten cemaatte sizin verdiğiniz vaazı hoş karşılıyor hoşnut kalıyor. Memnun olduklarını görüyoruz.

“KUR’ANIN İNDİRİLDİĞİ RAMAZAN AYINDA KUR’ANLA HEM HAL OLMAK ÇOK ÖNEMLİ, MUKABELE PROGRAMLARINA İLGİ YOĞUN”

Lütfü İmamoğlu: Malum olduğu üzere Ramazan ayında mukabele geleneği vardır. Peygamber Efendimiz (SAV) ile Cebrail Aleyhisselam karşılıklı birbirlerine Kur'an-ı Kerim okumuşlardır. Biri okumuş, diğeri dinlemiş. O günden bugüne kadar Kur'an-ı Kerim ile hemhal olmak, her Ramazan ayında mukabele okuma geleneği devam etmektedir. Tüm camilerimizde yoğunluk durumuna göre, hangi vakit uygunsa o vakitte mutlaka mukabeleler okunmaktadır. Artık büyük camilerimizin bir kısmında da hem sabah namazında hem öğle veya ikindi namazında mukabele programları var.

Bu da önemli bir adettir. Çünkü Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında inmiştir. Ayet-i Kerime'de, ‘O Ramazan ayıdır ki Kur'an o ayda indirilmiştir buyuruluyor.’ Bu vesileyle Kur'an ayında Kur'an'la hemhal olmak çok önemli. Bu vesileyle bütün camilerimizdeki mukabele programlarına bütün cemaatimizi zaten devam ediyorlar. Ama cemaatimizin mukabele programının sonuna kadar da katılımlarını istiyoruz.

“HATİMLE KILINAN SABAH VE TERAVİH NAMAZLARINA İLGİ SEVİNDİRİYOR”

Lütfü İmamoğlu: Ramazan'daki bir önemli diğer bir programımız da Hatimle Teravih Namazı ve Hatimle Sabah Namazı kılınan programlarımızdır. Yedi camimizde Hatimle Teravih Namazı kılınıyor. Bunlar Hacı Âşık Camii, Kura Camii, Hazreti Ali Camii, Arap Mescid Camii, Çimento Fabrikası Camii, Erkmen Belde Camii ve Şehit Yılmaz Çınar Camiidir. Diğer dört camimizde de Mısri Camii, Yeşil Camii, İmam Hatip Lisesi Camii ve Bayraktepe Camimizde sabah namazı hatimle kılınmaktadır. Tabii bunların özel cemaati oluyor genelde.

Sağ olsun vatandaşlarımız hatimle namaz kılmaya karar veriyor ve ne yapıyorlar? O camileri tercih ediyorlar. Biz de kendilerine teşekkür ediyoruz. Çünkü hatimle sabah ve teravih namazı kılmak hakikaten önemli bir tercihtir. Çünkü hatimle namaz kılmanın elbette ayrı bir sevabı var. Cemaatimizden hatimle kılınan yatsı ve sabah namazı programlarına yoğun bir katılım olduğunu sevinerek gözlemliyoruz.

“RAMAZAN AYI PROGRAMLARI DOLU DOLU GÜZEL GİDİYOR”

Lütfü İmamoğlu: Ramazan ayı kapsamında elbette iftar programlarımız oluyor. Hem müftülüğümüz tarafından hem diğer farklı kurumlarca düzenlen iftarlara katılıp oralarda dinimiz üzerine kelam etme imkânı yakalıyoruz. Bu da hakikaten çok önemlidir. Bölgesel yayın yapan bir televizyon kanalında da her akşam iftar öncesi ve sahur öncesi hem il müftülüğünden hem de ilçe müftülerimiz sıra ile program yaparak milletimize ulaşmaya çalışıyoruz. Hamt olsun mübarek Ramazan ayının dolu dolu geçtiğini düşünüyorum. Yürütülen bu programlar son derece önemlidir. Afyonkarahisar Valiliği’nin, Afyonkarahisar Belediye Başkanlığının kurmuş olduğu iftar çadırlarında hocalarımız görev yapıyorlar. Hem ezanı okuyorlar hem iftar duasını yapıyorlar. Allah'a binlerce şükür hakikaten Ramazan ayı faaliyet ve çalışmalarımızın gayet güzel gittiğini düşünüyorum.

“RAMAZAN VE DİNİMİZLE İLGİLİ SORULAR CEVAPLANDIRILIYOR”

Lütfü İmamoğlu: Vatandaşlarımızın Ramazan'la ilgili sorularına müftülüğümüzde cevap vermek üzere nöbetçi hocalarımız, vaizlerimiz bulunuyorlar. Bazen bu hususlarda bizlere de başvuruluyor. Vatandaşlarımızın gerek Ramazan ayı gerekse dinimizle ilgili tüm sorularına gerekli cevaplar verilmektedir. Tekrar ediyorum hamd olsun dolu dolu bir Ramazan ayı geçirmeye gayret ediyoruz.

“İTİKÂF İÇİN BAŞVURU SÜRECİ DEVAM EDİYOR”

Lütfü İmamoğlu: Ramazan ayı içerisinde tavsiye edilebilecek en önemli sünnetlerden birisi itikâftır. Çünkü Peygamberimiz (SAV) tuttuğu 9 Ramazan orucunun hepsinde de Ramazan'ın son 10 gününde itikâfa girmiştir. İtikâf, Ramazan'ın son on gününde kişinin adeta kendini bir camiye hapsederek, on gün boyunca orada ibadetle meşgul olma halidir.

Ancak zaruri ihtiyaçlar tuvalet, abdest almak gibi ihtiyaçlar nedeniyle dışarı çıkarak sürekli zikir ve ibadet halinde olmasıdır. Bunun dışında kişi Ramazan ayın son 10 gününde zamanının tümünü camide, mescitte geçirerek; Kur’an-ı Kerim okumak, zikir yapmak, namaz kılmakla geçirir. İtikâf Peygamberimizin (SAV) çok önemli bir sünnetidir.

Özellikle Ramazan ayının son on gününe girilmesiyle itikâfa girenler kendilerini ciddi anlamda ibadete vermektedir. Gece ve gündüz demeden tüm zamanı ibadetle geçirme gayretinde olan itikâfa giren vatandaşlarımız için müftülük olarak bizlerde her yıl itikâfa girilecek camileri belirliyoruz. İtikâfa girilecek camileri belirleme usulümüz vatandaşlarımızın bize dilekçe vermesiyle gerçekleşiyor.

Onların istediği camilerle ilgili Valiliğimizin olurunu alarak o camilerde itikâfın yapılmasını sağlıyoruz. İtikâf talebi için dilekçe alım süreci devam ediyor. Talepler netleşince kamuoyuna itikâfa açılacak camileri ilan edeceğiz. İnşallah 20'sine yakın itikâfa girilecek camilerimizi ilan edeceğiz.

“RABBİMİZE KENDİMİZİ AFFETTİRMENİN YOLLARINI ARAYACAĞIZ”

Lütfü İmamoğlu: Ramazan ayı ile ilgili olarak Peygamber Efendimiz (SAV) ‘Kim Ramazan ayına yetişir de Ramazan ayını bitirir, ama kendisini affettirmeden Ramazan'dan çıkarsa o kişiye yazıklar olsun.’ hadisi vardır. Bu çok önemli bir şeydir ve Efendimiz bir diğer hadisinde de ‘Kim ki Ramazan'a yetişir de Ramazan'da kendisini affettirmezse başka ne zaman affettirecek.’ buyurmuştur. Bu da Peygamberimizin (SAV) üzerine basa basa uyarıda bir hadisi şerif. Ramazan ayı mağfiret ayı, merhamet ayıdır.

Cehennemden uzaklaşma ayıdır. Bu ayı bolca tövbe istiğfarla, ibadetlerle geçirerek kendimizi Rabbimize affettirmenin yollarını arayacağız. Bu vesileyle gerek mukabele programları, gerek teravih namazları, gerek vaazları dinlemek, gerek bunun dışındaki güzel şeyleri yaparak kendimizi affettirme yolunda gayretimizin olması çok çok önemlidir

"BAYRAM NAMAZINDAN ÖNCE DOĞAN ÇOCUĞUN DAHİ FİTRESİ VERİLİR”

Lütfü İmamoğlu: Ramazan ayında malum olduğu üzere fitre ve zekâtlar verilmektedir. Aslında zekât sadece Ramazan ayında değil istenilen her ayda verilebilir. Ama ibadet, yardım ve dayanışma duygularının zirve yaptığı Ramazan-ı Şerif ayı içinde ağırlıklı olarak zekâtlar verilmektedir. Ancak Ramazan ayının sonuna kadar her Müslüman fitresini vermek zorundadır. Fitre Ramazan ayına has bir ibadettir.

Biz Türkiye Diyanet Vakfı olarak İl Müftülüğü ile iş birliği içerisinde Türkiye Diyanet Vakfımız adına bağışları, zekâtları, fitreleri kabul ediyoruz. Geçen yıl, Allah razı olsun milletimizden, 15 milyon TL bize bağış, zekât, fitre teslim edildi. Geçen seneki miktarın büyük çoğunluğu da Gazze, Filistin'e yönelik gerçekleştirildi.

Biz de bu yardımları gerekli yerlere Elhamdülillah ulaştırdık. Bu yılın Ramazan ayında da inşallah vatandaşlarımızın zekâtlarını, fitrelerini ilimizde ihtiyaç sahibi ailelerimize bizzat benimde katılacağım çalışmalarla Türkiye Diyanet Vakfı olarak dağıtacağız. Bu yardımlar bizlere vatandaşlar tarafından ulaştırılmaktadır.

Bu yardımları öncelikli olarak Afyonkarahisar halkına, Kur'an Kurslarımızdaki öğrencilerimize, bize müracaat eden üniversite öğrencilerinden burs imkânları araştırılarak, onlara bir defaya mahsus olarak burs yardımı yapıyoruz. Hocalarımız kanalıyla hangi mahallede hakikaten yetimdir ve ihtiyaç sahibi varsa onları tespit ederek o kardeşlerimize yardımcı olmaya, ulaşmaya çalışıyoruz.

Onların duasını almaya çalışıyoruz. Bunları yapıyoruz çünkü vatandaş parasını bize aracı, köprü olmamız için veriyor. Hocalarımız görev yaptıkları mahallerdeki insanlarımızın hallerini iyi biliyorlar. Mahallelerindeki ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin isimlerini bize ulaştırıyorlar. Biz de onlara yardımcı oluyoruz. Ramazan ayı bolca sadaka verilmesi gereken aylardandır. Bolca sadakalarımızı verelim.

Fitre miktarları malum bu sene asgari 180 TL olarak belirlendi. Bu vesileyle de Ramazan Bayramından önce yani Ramazan'ın son gününe kadar ki daha erken verilirse en azından ihtiyaç sahibi insanlarımız kendilerini bayrama hazırlamış olurlar. Fitre sadece büyüklere ait bir sorumluluk değil. Büyükler evdeki kaç kişi varsa daha yeni doğmuş bir çocuğun hatta bayram namazından önce doğan çocuğun dahi fitresi. Ev halkı kaş kişi ise fitrelerini evin büyüğünün vermesi lazımdır. Çocuklar büyümüşse onlar kendileri de verebilirler. Baba onların adına da verebilir.

“İFTAR SOFRALARINDA İHTİYAÇ SAHİPLERİ YER BULMALI”

Lütfü İmamoğlu: İhtiyaç sahiplerine hakikaten iftar yaptırmak çok önemlidir. Peygamber Efendimiz (SAV) buyuruyor ki, davetlerin en kötüsü zenginlerin çağrılıp fakirlerin çağrılmadığı, ihmal edildiği sofralardır. Onun için zenginler zaten istediklerini bulup tüketebiliyor. Asıl olan fakirlere sofralarımızda yer vermektir. Yani bu hakikaten çok önemli noktalardan sadece bir tanesidir. Bu noktada bir hadisi şerifinde Peygamberimiz (SAV) diyor ki ‘Allah bir kulunu huzurunda sorguladığı zaman kuluna şunu diyecek.

Ey kulum ben falan zamanda aç kalmıştım ama beni doyurmadı. Kul diyecek ki Ya Rabbi sen açlıktan, susuzluktan, bunlardan münezzehsin. Bunlar noksanlıktır, sen noksanlıklardan berisin diyecek. Evet, kulum, falanca komşun aç idi. Eğer onu doyurmuş olsaydın, beni doyurmuş olacaktın.’ Rabbimiz, ‘Yine ey kulum ben falan zamanda hastalandım beni ziyaret etmedin. Ya Rabbi sen hastalıktan münezzehsin denildiğinde ey kulum falanca dostun falanca komşun hasta idi. Eğer onu ziyaret etmiş olsaydın beni ziyaret etmiş olacaktın.’ diyecektir. Bu vesileyle garip gurabanın halini mutlaka gözetmeye çalışalım.

Onlara bir iftar sevinci yaşatalım. Kul vermekle kendisine fayda sağlıyor. Kul ancak vererek kendi ahiretini, cennetini kazanmış oluyor. Ve bu günlerde kimsenin kalbini kırmamaya karşı dikkatli olmaya hatta gayret edelim. Peygamberimiz (SAV) hadisinde Ramazan ayında oruçluyken birisi size sataşırsa iki defa ben oruçluyum deyip o kavga ortamından, gergin ortamdan ayrılmasını tavsiye etmiştir. Kimsenin kalbini kırmamaya çalışalım.

“ORUÇLARIMIZI HASSASİYETLE TUTALIM ÇÜNKÜ MÜKÂFATI BÜYÜK”

Lüftü İmamoğlu: Ramazan ayının ilk on gününü geçirdik. İbadetlerimizi daha da yoğunlaştırmaya çalışalım. Özellikle sahura kalkmak bile bir ibadettir. ‘Sahura kalkınız. Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.” Çünkü sahura kalktığında insan iki rekât Allah için namaz kılayım diyerek ibadet etmiş olur. Ertesi günün orucuna güçlü şekilde hazırlanır.

Sahuru da önemseyelim. Ramazan'ın son günlerinde Kadir Gecesini idrak edeceğiz. Kadir Gecesi, Peygamberimizin (SAV) hadislerindeki genel kanaate göre Ramazan'ın 20'sinden sonraki tekli gecelerdedir. 21, 23, 25, 27, 29 uncu gecelerde aramak gerekir. Ama âlimlerin bir kısmı Peygamberimizin (SAV) yakaladığı Kadir Gecesinin daha çok Ramazan ayının 26 ıncı gecesine rast geldiğinden dolayı ihtimal ki Kadir gecesi 26 ıncı gecedir.

Zaten Peygamberimizin (SAV)  itikâfa girme sebebi de son 10 günde Kadir Gecesini yakalayabilmektir. Bizlerde Ramazan ayının 20'sinden sonra ibadetlerimizi daha fazla arttırabilirsek, gecelerimizi daha güzel ihya edebilirsek, teravih ve teheccüd namazlarıyla, gündüzlerimizi, oruçlarımızı daha dikkatli tutabilirsek kazançlı çıkarız. Tüm uzuvlarımıza oruç tutturmak çok önemlidir.

Sadece aç ve susuz kalmak yetmiyor. Efendimiz (SAV) buyuruyor ki, ‘Oruçluyken yalanla iş yapmayı terk etmezse, o kişinin aç ve susuz kalmasına Allah'ın herhangi bir ihtiyacı yoktur.’ diyor. Onun için oruçlarımızı tutarken bütün uzuvlarımız harama uzanmasın, gözümüz harama bakmasın, kulağımız haramı duymasın, dinlemesin, ayağımız harama doğru yürümesin, dilimiz haram şeyleri işlemesin, yani gıybettir, dedikodudur, malayani ile boş sözlerle meşgul olmasın. Böyle yaptığımız takdirde oruç büyük mükâfat kazandıracaktır. Oruçlarımızı gerçekten hassas bir şekilde tutalım.

“İNANLAR ORUÇTA TEMBELLİK, İHMALKÂRLIK GÖSTERMEMELİ, BUGÜNLER ELE GEÇMEZ”

Lütfü İmamoğlu: Mübarek Ramazan ayı vesilesiyle şunu da ifade etmekten geçemeyeceğim. Gerçekten sokakların Ramazan ayındaki halini görünce çok üzülüyorum. Özellikle inanan, iman eden genç kardeşlerimiz için söylüyorum. Altını çizerek ifade ediyorum sözüm inanan, iman edenlere. Genç kardeşlerimizin oruçtan zevk alacakları dönemde oruç tutmanın farz olduğu Ramazan ayında ağızlarda sigara, ve yiyecek içecek tüketimi ile k, kendilerine yazık etmesinler. Bu kardeşlerimizden istirhamımız yarın yaşlandıklarında pişman olacakları şeylerden vazgeçmeleridir.

İnananlar için söylüyorum, inanmayana bir sözümüz yok. İnananlar için söylüyorum, yarın pişman olurlar. Bu oruçları nasıl tutacağımızın hesabını yapmaya çalışırlar. Bugünün işini yarına bırakmasınlar. Orucun bugün tutulması lazımdır. Çünkü şu anda Ramazan'a içerisindeyiz. Bakın Peygamberimizin bir hadisiyle bitireyim buyuruyor ki, ‘Kim ki Ramazan'da keyfi olarak bir gün orucunu yerse, Ramazan'ın dışındaki bütün günleri oruçlu geçirse, o bir günün karşılığı sevabı alamaz.’ Bu vesileyle ben böyle tembellik gösteren, ihmalkâr davranan, dayanamıyorum diyen kardeşlerimizden mutlaka oruçlarını tutmalarını istirham ediyorum.

Yani gençlikte yapılan ibadetlerin ayrı bir tadı, ayrı bir hazzı vardır. Bu vesileyle o hazzı yaşamaları Rabbim onlara da nasip etsin diye dua ediyorum. Şimdiden kardeşlerimizin Kadir Gecesini tebrik edelim. Kadir Gecesi'ne ulaşabilmeyi bize Rabbim nasip eylesin ve inşallah günahlardan arınmış olarak da bayrama kavuşmayı nasip eylesin. 

“ORUCU TUTAMAYAN RAMAZAN’A VE ORUÇLULARA HÜRMET ETMELİ”

Lütfü İmamoğlu: Özellikle yaşlılıktan dolayı kronik bir hastalığı olup iyileşme ümidi olmayan geçici bir hastalık nedeniyle, oruçlarını tutamayan kardeşlerimizde vardır.  Bu kardeşlerimiz oruç tutamadıklarını göstermemeli, Ramazan ayına ve oruç tutanlara hürmet etmelidirler. Yiyecek, içecek ihtiyaçları gizli bir yerde kimse görmeden giderilmelidir.

Uygun olan budur bizim örfümüz ve değerlerimiz bu doğrultudadır. Malumdur bizler annelerimizin özel günleri nedeniyle oruç olmadıklarını hiç görmedik. Çünkü onlar oruçlu olmasalar bile bu durumlarını asla göstermediler.  Milletin gözünün içine bakarak aleni oruç yemek Müslüman’a yakışır bir hal değildir. İnanan ve tutabilenler mutlaka oruçlarını tutsunlar kendilerine yazık etmesinler. Ramazan ayı sayılı günlerden oluşuyor.

Bu yıl ki Ramazan ayı toplam 29 gün ve ilk on günü bitti bile. Kronik hastalığı olup oruçlarını tutamayan veya gerçekten artık yaşlı, oruç tutma imkânı olamayan kardeşlerimizin oruç yedikleri güne karşılık her bir güne bir fitre bedeli üzerinden fidye vermeleri gerekir. Fidye bedeli bir ihtiyaç sahibi, fakir fukaraya verilmelidir.

Oruç tutulamayan Ramazan ayından sonra iyileşme ümidi varsa tutulamayan oruçlar kaza edilerek tutulacaktır. Fidye ödeyenler şifa bulurlarsa oruçlarını tutmak zorundalar. Verdikleri fidyede yine kendi adlarına sadaka olmuş oluyor. Onun sevabını da almış oluyorlar.

Kocatepe Gazetesi - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme