Afyon Barosu Biden'ın soykırım iddiasını kınadı
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, toplam 52 Baro Başkanlığı'nca ortak yapılan açıklama ile ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarına dair yapmış olduğu 24 Nisan tarihli açıklamasını kabul etmeyip, en güçlü şekilde kınadıklarını söyledi   Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, 'Afyonkarahisar Barosu da dâhil toplam 52 Baro'nun imza attığı açıklama ile 'ABD Başkanı Joe Biden’ın [&hellip]
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, toplam 52 Baro Başkanlığı’nca ortak yapılan açıklama ile ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarına dair yapmış olduğu 24 Nisan tarihli açıklamasını kabul etmeyip, en güçlü şekilde kınadıklarını söyledi
Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, “Afyonkarahisar Barosu da dâhil toplam 52 Baro’nun imza attığı açıklama ile ‘ABD Başkanı Joe Biden’ın 1915 olaylarına dair yapmış olduğu 24 Nisan tarihli açıklamasını kabul etmiyor ve en güçlü şekilde kınıyoruz.” dedi.
“TÜRK KAYNAKLARI
KISITLAMASIZ OLARAK AÇIK”
Afyonkarahisar Baro Başkanı Av. Turgay Şahin, yıllardır arşivlerin açılması ve meselenin tarihçilere bırakılması yönündeki sağduyulu çağrılara rağmen, siyasi düşüncelerle yapılan bu tip açıklamaların maksatlı ve tarihi gerçeklerle çeliştiği görüşünde birleştiklerini kaydetti. Afyonkarahisar Barosu ile birlikte toplam 52 Baro’nun imzası bulunan açıklamada, “Ermeni meselesinin bilimsel açıdan değerlendirilebilmesi için, ABD ve İngiltere başta olmak üzere batılı devletlerle Rusya, Gürcistan ve Ermenistan devletlerinin o döneme dair arşivlerinin erişilebilir olması gerekir. Hâlbuki konuyu tarihi anlamda açıklığa kavuşturacak bu kaynaklar ya tamamen kapalıdır veya kısıtlı olarak bilim insanlarının çalışmalarına açılmıştır. Oysa Türkiye bu hadiseye ilişkin kaynakları tamamen ve kısıtlamasız olarak açmış bulunmaktadır. İşin bir başka ve önemli yönü ise hukuki boyutudur. Radikal Ermeni çetelerinin 1890’dan 1896’ya kadar devam eden isyanları ve 1. Dünya savaşında paramiliter unsurların yarattığı tedhiş ve katliamlara karşı Osmanlı Devleti ‘Muvakkat Sevk ve İskân Kanunu’ ile meşru müdafada bulunmuştur.” denildi.
“İSYANCI VE KATLİAMCI ERMENİLER SINIR DIŞI EDİLDİ”
Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı: “1915 yılının 27 Mayıs’ında kabul edilen bir kanunla, Ermeni toplumunun bazı kesimlerinin bir yerden başka bir yere -ama başka bir ülkeye değil-, devletin bir noktasından yine başka bir noktasına nakillerini ön gören bir düzenleme yapılmıştır. Söz konusu olağanüstü süreçte Ermeni toplumunun paramiliter örgütlerinin cephe gerisindeki masum insanlara yönelik katliamlara girişmesi ile Osmanlı Devleti acilen bu konuyu hukuk zeminine taşımak zorunda kalmıştır. Sevk ve İskân Kanunu ile Osmanlı Devleti, kendisine isyan etmiş ve silah doğrultmuş olan Ermenileri hâlâ vatandaş olarak görmüş, onları sınır dışı etmek yerine bir başka noktada yaşamlarını sürdürebilecek şekilde karar almıştır. Osmanlı Devleti topraklarında, İngiltere ve Fransa’nın desteğinde ve ABD’nin himayesinde bir Ermeni Devletinin kurulmasına yönelik çalışmalar, Türk milletinin 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren Mustafa Kemal Paşa liderliğinde yürütmüş olduğu ‘İstiklal Harbi’ neticesinde imzalanan 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması ile son bulmuştur.”
“ABD 1915 OLAYLARIYLA İLGİLİ
SÖZ SÖYLEYEBİLECEK SON ÜLKE”
Lozan Barış Antlaşmasıyla, ulus devlet olarak kurulan yeni Türk Devleti’nin hukuki varlığı ve sınırlarının tüm dünyaya kabul ettirildiği belirtilen açıklamada, “Böylelikle batılı devletlerin istismarına açık olan ‘Ermeni Meselesi’ veya ‘Şark Sorunu’ da ebediyete kadar kapanmıştır. Uluslararası ve yabancı mahkemelerde görülen davalarda da Türkiye’nin ve Türk tezinin haklılığı ortaya konulmuştur. Bu çerçevede, hukuki veya tarihi hiçbir dayanağı bulunmayan, tamamen Türkiye’ye karşı bir şantaj maksadı taşıyan ABD Başkanı Biden’in açıklaması kabul edilemez. Son iki yüz yıl boyunca kaybettiği coğrafyalarda soykırım, katliam ve etnik temizliğe maruz kalan Türk Milleti soykırım faili olamayacak yegâne topluluktur. İki yüz yıl önce Müslüman ve Türklerin çoğunlukta olduğu Mora ve bugünkü Ermenistan topraklarında tek bir Türk kalmamış olması, kimin veya kimlerin soykırım faili, etnik temizlik sorumlusu olduğunu ortaya koymakta yeterlidir. Koca bir Amerika kıtasını, zamanının biyolojik silahlarıyla yerli halklarından arındıran, dünyanın hemen her tarafında vahşet ve yıkımlarla birlikte büyük katliamlar, soykırımlar gerçekleştiren; gözünü kırpmadan nükleer silahlarla iki şehri yok eden ABD, 1915 olayları ile ilgili söz söyleyebilecek son ülkedir. Daha dün Körfez Operasyonu ile yarattığı yıkım dünya kamuoyunun hatıralarında olanca canlılığı ile yaşamaktadır. Dâhili ve harici bedhahların işbirliği ve çabalarına rağmen soykırım günahı bu milletin üzerine yapışmayacak, bu hususta başımız asla eğilmeyecektir. Bizlerin devletten beklentisi, genel kınama söylemlerinden uzaklaşılarak, bu emperyal tavır ve tutum karşısında ülkemizdeki ABD lehine olan tüm avantajlı anlaşmaların gözden geçirilmesi ve gereğinin yapılmasıdır.” denildi.
>> Burcu AYDIN’ın Haberi