AFSÜ'de İsrail Ürünlerine Boykot Kararı
AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, Filistin'de ki vahşetin esas mesulü olan İsrail ve onun destekçisi olan tüm ülkelere gerekli yaptırımların uygulanması gerektiğini söyledi. Okumuş, 'İsrail ürünleri veya onun ortağı olduğu şirketlerin ürünlerini bundan sonra satmama kararı aldığımızı bildirmek istiyorum.' dedi.
Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi’nde (AFSÜ) Tıp Fakültesi’nde bugün öğlen Filistin’deki katliama dur demek için AFSÜ Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, akademisyenler ve öğrencilerin beyaz önlükleriyle biraraya geldi.
“AFSÜ ÖĞRENCİLERİ VE SAĞLIK PROFESYONELLERİ FİLİSTİNLİ KARDEŞLERİMİZİN YANINDAYIZ”
AFSÜ Tıp Fakültesi 2’nci sınıf öğrencisi Menşure Zişan Arıkan, yaptığı açıklamada, Filistin’de yıllardır süren zulüm ve insan hakları ihlallerinin, şu günlerde hat safhaya ulaştığını belirtti. Arıkan, “Dünyanın gözü önünde, kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere sayısız sivil, saldırılara maruz kalmaktadır. Her geçen gün şiddetlenerek devam eden bu saldırılarda, temel insan hak ve hukukunun çiğnenmesi insanlık adına kabul edilemez bir durumdur. Bizler bugün, Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesine mensup sağlık profesyonelleri ve öğrencileri olarak, Filistinli kardeşlerimizin yanında olduğumuzu göstermek ve yaşanan vahşete dur demek için buradayız. Filistin halkı 1948’den beri çeşitli insan hakları ihlallerine maruz kalmaktadır. İsrail‘in Filistin topraklarında yıllardır süren işgali, Filistinlilerin topraklarını kullanma ve yerleşim haklarını kısıtlamaktadır. Filistinlilere ait evler yıkılıp, bu bölgeler ‘Yahudi yerleşimcilere.’ verilmektedir.70 yılı aşkındır bölgede sivillere yönelik askeri operasyonlar gerçekleştirilmekte, her türlü şiddet uygulanmakta, hatta birçok sivil haksız yere hapislerde tutulmaktadır. Oldukça sık olan çocukları gözaltına alma olayları öyle bir noktaya ulaşmıştır ki kötü muamele bir yana dursun bu çocuklar askeri mahkemelerde yargılanmaktadır. İsrail ibadet özgürlüğünü garanti altına alan tüm uluslararası yasa ve normları da sayısız kez ihlal etmiştir. Filistin halkı Mescid-i Aksa’da ibadet ettiği sırada İsrail askerlerince defalarca saldırılara maruz kalmıştır. İsrail yaptığı tüm bu hak ihlallerinin yanında Gazze’ye yıllardır korkunç bir abluka uygulamaktadır. Dünya ile bağlantısı kesilmiş olan bu şehirde, iki milyonu aşkın insan beton duvarlarla çevrelenmiş ve adeta bir açık hava hapishanesinde hapsedilmiştir. Gazze halkı abluka başladığından bu yana su, elektrik, gıda, ilaç, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlarına İsrail’in istediği ölçüde ve oldukça sınırlı olarak ulaşabilmektedir. Son birkaç gündür yaşanan olaylardan sonra ise şehrin suyu ve elektriği dahi kesilmiştir. İnsan haklarına verilen önemin hat safhada olduğu 21. yüzyılda, insanların dil, din, ten rengi, ırk gibi sebeplerle ayrımcılığa uğramaları söz konusu bile olmamalıyken, Filistin halkı, Gazze’de yaşam mücadelesi vermektedir. İsrailli yetkililer tüm dünyanın gözü önünde Gazze halkını her türlü insan hakkından men ettiğini rahatlıkla açıklayabilmiş, bundan utanç dahi duymamıştır.” dedi.
“KİMLİK TESPİTİ İÇİN KATLEDİLEN NİCE MASUM MELEĞİN İSİMLERİ AVUÇLARINA YAZILDI”
Menşure Zişan Arıkan, İsrail’in Filistin halkına yönelik yıllardır sürdürdüğü zulüm ve katliamın Gazze’de 141 yıldır sağlık hizmeti veren El-Ehli Baptist Hastanesinin, tüm dünyanın gözleri önünde yerle bir edilmesiyle artık başka bir boyuta ulaştığını kaydetti. Arıkan, “Daha bir gün önce bahçesinde oyunlar oynayan çocukların da dâhil olduğu 500’den fazla sivil enkazın altında kalmıştır. Kimliğinin tespit edilebilmesi için avuçlarına isimleri yazılan nice masum melek kurban edilmiştir. İsrail-Filistin arasında yaşananlar aslında savaştan çok “işgale karşı bir direniş” olarak tanımlanmalıdır, ancak savaş koşullarında bile olsa hastane bombalamak büyük bir suçtur. İsrail yönetimi ‘Uluslararası savaş hukuku uyarınca korunması elzem olan hastane, okul ve ibadethane’ gibi yapıları hedef alarak ne uluslararası hukuka ne de ahlaki ilkelere riayet ettiğini bir kez daha göstermiştir. Bu kuralsız tutumunun bir diğer acı göstergesi de vücutta ciddi kimyasal yanıklara neden olan ve kullanımı yasaklanmış olan fosfor bombasını kullanmasıdır. Bu, vicdan sahibi hiç kimse için kabul edilebilir değildir. Bu bir devlet politikası değil, olsa olsa bir terör politikasıdır. Tıbbiyeliler olarak ilk dersimizde ‘Önce zarar verme’ ilkesini öğreniyoruz. Tedaviyi amaçlıyor olsak da insanı nasıl koruyacağımızın derdine düşüyoruz. Bizler insan onurunun çiğnenmemesi için çalışırken yanı başımızda insanlık suçları işleniyor.” diye konuştu.
“ULUSLAR ARASI TOPLUM HAREKETE GEÇMELİ”
Arıkan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bununla birlikte birtakım medya kuruluşları ve Batılı hükümetlerin bu durum karşısında sessiz kalmaları ve dahi İsrail’i desteklemelerinin de ne ahlaki, ne vicdani ne de hukuki açıdan kabul edilebilir olmadığını ifade ediyoruz. Uluslararası toplumu Filistin halkının acılarına dikkat çekmek ve insani yardımların erişimini sağlamak için harekete geçmeye çağırıyoruz. Bölgedeki hastanelerin ve sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanmasını, hasta ve yaralılara sağlıkhizmeti sunulabilmesi için güvenli bir ortamın sağlanmasını istiyoruz. Doğrudan sivilleri hedef alan, hastaneleri, okulları vuran zihniyetin uluslararası hukuk önünde hesap vermesini istiyoruz. 1948’den beri toprakları işgal altında olan ve en temel insani ihtiyaçlardan yoksun halde yaşamaya mecbur bırakılan Filistin halkının direnişine destek veriyor, uluslararası kuruluşlar ve devletler başta olmak üzere tüm insanlığı harekete geçmeye davet ediyoruz. Gazze’de hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyor, mücadele etmekte olan kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bildiriyoruz. Şimdi sizleri Filistin’de şehit olan tüm kardeşlerimiz için Fatiha okumaya davet ediyoruz.”
“FİLİSTİN’DEKİ VAHŞETE KARŞI DÜNYA BİR AN ÖNCE HAREKETE GEÇMELİ”
Filistinli şehitlerin ruhlarına ithafen okunan Fatiha sonrası Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Rektörü Prof. Dr. Nurullah Okumuş, şunları kaydetti: “AFSÜ yönetimi, personelleri ve tıp fakültesi öğrencilerimizle birlikte Filistin’de yaşanan vahşeti şiddetle kınıyor, tüm dünyanın bir an önce harekete geçmeşisini istiyoruz. Onun için elimizden geldiğince, karınca, kararınca dahi olsa bu vahşete ortaklık etmeyip elimizden geldiğince engellememiz lazımdır. Bu vahşetin esas mesulu olan İsrail ve onun destekçisi olan tüm ülkelere gerekli yaptırımların uygulanması gerekiyor. Bizde elimizden geldiğince bugün itibariyle sözleşmesi devam eden hariç olmak üzere kurumumuzda bulunan tüm işletmelerimizde İsrail ürünleri veya onun ortağı olduğu şirketlerin ürünlerini bundan sonra satmama kararı aldığımızı bildirmek istiyorum. Herkesi bu vahşeti lanetlemeye, elinden geldiğince durdurmaya çalışmaya gayret etmeye davet ediyorum.”