AFSÜ, kalp ve damar cerrahisinde bölgede etkin merkez konuma geldi

Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi (AFSÜ) Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği, güçlenen
akademik kadrosu ve AFSÜ Rektörlüğü tarafından sağlanan imkânlar sayesinde açık cerrahi
operasyonların yanı sıra kapalı anjiografik işlemlerde de bölgede etkin bir merkez konumuna geldi

AFSÜ Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniğinde, son dönemde birisi yırtılma olması nedeniyle acil olmak üzere iki karın içi Aort balonlaşması, birçok büyük damar tıkanıklığı açık cerrahi girişime ihtiyaç duyulmadan anjiografik yöntemlerle kapalı olarak tedavi edildi.
AFSÜ Tıp Fakültesi Dekanı, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Necip Becit, kliniklerinde son dönemde yapılan ameliyatlar hakkında verdiği bilgilerde, “Sol kolu besleyen damarda tıkanıklık olması üzerine anjiografik işlemle kliniğimize başvuran hastaya stent konuldu ve kolun kanlanması sağlandı. Daha öncesinde kolun beslenmesi beyni besleyen damardan sağlandığı için yapmış olduğumuz işlem sayesinde hastanın beyin beslenmesi de normale dönmüş oldu. Böylelikle hastanın baş ağrısı ve baş dönmesi şikâyetlerinin de tedavisi sağlanmış oldu. Kliniğimize gelen ikinci hastamızın karın içerisinde bulunan ana damar olan aortta meydana gelen yırtılma sonrasında ciddi hayati riski mevcuttu. Acil olarak kapalı yöntemle anjiografik olarak yırtılan damar içine suni damar yerleştirildi ve hastamız işlem sonrasında ikinci gün taburcu edildi. Bir diğer hastamızın karın içerisinde seyreden ve sağ bacağa kan götüren ana damara dış merkezde konulan stentin tıkanması sonucu bacağında ağrı mevcuttu. Yapılan anjiografik kapalı işlemle damarında tam açıklık sağlanan hastamızın şikâyetleri giderildi ve ertesi gün taburcu edildi.” dedi.
“AORT DAMARI TEMİZ KANI
TÜM VÜCUDA DAĞITIR”
Aort damarının kalpten aldığı temizlenmiş kanı tüm vücuda dağıtını belirten Becit, “Tıpkı bir ağacın ana gövdesi gibi dallanarak ilerleyen vücudun en büyük damarıdır. Bu damar bacaklara kan götürebilmek için karnın içerisinden bacaklara doğru inmektedir. İlerlemiş yaş nedeniyle damar duvarının yıpranması, damar duvarında kireçlenme, yüksek tansiyon, sigara içiciliği, ailesel hastalıklar gibi nedenlerle zayıflayan damar duvarına kanın yapmış olduğu basınç neticesinde karın içerisinde seyreden aort kısmı balonlaşabilir. Balonlaşan damar genişlemeye devam edebilir veya zayıf bir yerinden yırtılabilir. Yırtılması durumunda hasta çok şiddetli bir ağrı yaşar ve hayatı tehdit eden ciddi bir durum oluşmasına karşın genişlemiş damar genellikle herhangi bir şikâyete neden olmamaktadır.” ifadelerini kullandı.
“AÇIK VE KAPALI CERRAHİ YÖNTEMLERLE TEDAVİ YAPILABİLİYOR”
Aort damarının balonlaşmasının açık ve kapalı cerrahi yöntemlerle tedavi edilebildiğini dile getiren Becit, “İlerleyen zaman içerisinde balonlaşan damarın çevre organlara bası yapması muhtemeldir. Bacaklara veya sırta vuran ağrı, hazımsızlık, karın ağrısı veya karında kalp atımıyla birlikte olan kitle bulunabilir. Genellikle diğer hastalıkların tanısı için yapılan tetkikler sırasında rastlantısal olarak saptanan karın içerisindeki aort damarının balonlaşması açık ve kapalı cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilir. Açık cerrahi yöntemlerde karın ve kasık bölgesi tamamen açılarak aort damarı ile bacak damarları arasına suni damarlar ile bypass yapılır. Hasta konforunun ileri derecede bozulduğu bu durum kapalı yöntemlere (anjiografik) göre oldukça risklidir. Kapalı yöntemlerde ise kasıktan yapılan küçük kesiler sayesinde anjio eşliğinde karın içerisindeki aorta stent konulmakta ve bu balonlaşma kapatılmaktadır. Hasta konforu bozulmamakta ve hasta günlük rutin işlerine iki gün içerisinde dönmektedir ve açık cerrahiden çok daha az riskle bu hastalığın tedavisi sağlanabilmektedir. Afyonkarahisar Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniğinde karın içerisinde balonlaşan damarda yırtılma olan ve yüksek hayati riski bulunan hastalar dahi kapalı yöntemle anjiografik olarak tedavi edilmekte ve bu işlemlerle hastalarımıza hizmet verilmektedir.” diye konuştu. >> Kocatepe Haber Merkezi