Afetlerle Kalkınma: Hem model hem rehber
Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Murad Tiryakioğlu, Üniversite’de akademik danışmanlığını yaptığı Akademi Arama ve Kurtarma Kulübü ile çıktığı, Afyonkarahisar merkezli Afet Bilinci Derneği ile kurumsallaştırdığı yolda, yeni çalışmaya daha öncülük ediyor. Afetlerle Kalkınma Platformu adı altındaki yeni proje, yerel ve ulusal anlamda afet politikaları üretmeye hazırlanıyor. Dr. Murad Tiryakioğlu, [&hellip]
Afyon Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Dr. Murad Tiryakioğlu, Üniversite’de akademik danışmanlığını yaptığı Akademi Arama ve Kurtarma Kulübü ile çıktığı, Afyonkarahisar merkezli Afet Bilinci Derneği ile kurumsallaştırdığı yolda, yeni çalışmaya daha öncülük ediyor. Afetlerle Kalkınma Platformu adı altındaki yeni proje, yerel ve ulusal anlamda afet politikaları üretmeye hazırlanıyor. Dr. Murad Tiryakioğlu, Afetlerle Kalkınma Platformu’nu Gazeteniz Kocatepe’ye anlattı.
GAZETENİZ KOCATEPE: Çok yakın tarihte “Afetlerle Kalkınma: Tecrübeler, Politikalar ve Beklentiler” başlıklı bir derleme kitabınız yayınlandı. Kitap, farklı bir özellik taşıyor. Nedir kitabı farklı kılan?
MURAD TİRYAKİOĞLU: Kitabın Editör Notu kısmında da belirttiğim gibi tamamen tevafuken ortaya çıkmış bir eser. Bir pazar günü kızım Duru ile okuma saati yapacağımız zaman diliminde kütüphaneden bir kitap çektim ve elime gelen kitap afet yönetimi ile ilgili idi. Kitabı okurken afetler ve ekonomik kalkınma ilişkisi üzerine bir cümle, benim kafamda ışık yaktı. Bu konu ile ilgili kısa bir araştırma yaptıktan sonra fark ettim ki, spesifik olarak bu alanda ve çok boyutlu olarak yapılmış bir çalışma yok. ‘Acaba ne yapabilirim?’ diye düşünmeye başladım. Bu benim tek başıma yapabileceğim, kotarabileceğim bir iş değildi. Makaleye dönüştürmek mümkündü ama bu da konuyu çok sınırlı boyutta tutacaktı. Öncelikle birlikte çeşitli proje ve çalışmalara imza attığımız, vizyonuna çok güvendiğim ve kendisinden çok şey öğrendiğim Ali Akkemikile istişare ettim. Sonrasında da aynı zamanda AFAD Başkan Danışmanı olarak da görev yapan Mehmet Balcılar hocam ile istişarede bulundum. Ve Türkiye’de kalkınma ekonomisi alanında çok önemli bir isim olan Fikret Şenses hocamın da görüşlerini ve desteğini aldıktan sonra ilk derleme kitap için yola çıkmış olduk. İlk kitap diyorum, bu kitabın bünyesinde yer ve konu sınırlılıkları sebebiyle yer veremediğimiz başlıklar ikinci bir kitabın kapısını araladı.
Kitabın en önemli ayırdedici özelliği Türkçe’de bu konuda henüz çok yeni olan literatüre önemli ve farklı bir perspektif katıyor olması. Çeşitli bakış açıları ile çok önemli ve bir o kadar da orijinal katkılar veren yazarlarımız sayesinde ortaya önemli bir çalışma çıkmış oldu. İkisi Japon olmak üzere 19 yazar tarafından kaleme alınan bu ortak çalışma umarız ki ikinci derleme kitap ile tamamlanarak ilgili alanda çalışanlar için bir kaynak oluşturur.
Bireysel olarak, akademik açıdan değerlendirdiğimde ise bu kitap benim için çok özel ve çok özellikli.Afetler, “gönül” meselemdi… “İktisadi Kalkınma” ise akademik merak ve ilgi alanım! Bu sayede ikisi bir araya gelmiş oldu.
İletişimi nasıl sağladınız yazarlarla?
Bu alanda çalışan kişi sayısı sınırlı olduğu için ulaşmak da çok zor olmadı. Lakin tabii kapı kapıyı açtı ve yazarlar da birbirlerine vesile oldular. Yazarların neredeyse yarısı ile daha önce hiçbir tanışıklığım olmamasına rağmen çalışmayı gönülden sahiplendiler ve çok değerli bölüm katkılarının yanı sıra heyecanıma da ortak oldular. Bu ortak heyecanı özellikle şu günlerde üzerinde çalıştığımız ikinci kitapta ve platformda da hissediyorum.
AFETLERİ DİKKATE ALARAK KALKINMAK MÜMKÜN
Bu iki kitap birbiri ile bağlantılı. Kütüphaneleri zenginleştirmekten başka nasıl amacı olacak bu kitapların?
Kitapların temel vurgusu, afetleri dikkate alan bir kalkınma paradigmasının oluşumuna ve gelişimine zemin oluşturmak ve bu konuda bir bilgi birikimi sağlamak. İktisadi kalkınma çok boyutlu bir süreç ve bu sürecin hem iktisadi boyutu hem toplumsal boyutu afetlerden ciddi ölçüde etkileniyor. Dolayısıyla hem iktisadi hem de toplumsal kalkınmanın sekteye uğramadan sağlanabilmesi için iklim değişiklikleri, küresel ısınma, doğal ve insan kaynaklı afetler dikkate alınmak zorunda. Ancak bu durum, bilhassa gelişmekte olan ülkeler ve bölgeler özelinde ele alındığında kalkınma sürecinde belirleyici olarak ele alınmadığı ya da yeterince önem verilmediği gözlenebilir. Türkiye’nin Beş Yıllık Kalkınma Planları’na baktığımızda da ne yazık ki 1999’daki Marmara Depremi yaşanana kadar bu konuya yeterli ilginin olmadığını, gerekli politika önlemlerinin alınmadığını görüyoruz. Depremde on binlerce kişiyi kaybetmemize karşın, çok önemli bir çatı kuruluş olan Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın(AFAD) ancak 10 yıl sonra, 2009’da kurulduğunu görüyoruz. Bu da reaksiyon göstermekte geç kaldığımıza işaret ediyor.
Kitaplar kütüphaneleri zenginleştirmenin ya da ilgili alanda çalışanlara derli toplu ve çok boyutlu bilgiler sunmanın yanı sıra bu konuda çalışanları bir araya getirmeyi amaçlayan web tabanlı bir platforma, “Afetlerle Kalkınma Platformu”na da kapı aralamış oldu.
ÖĞRENCİ KULUBÜ’NDEN ULUSAL BİR PLATFORMA
Afetlerle Kalkınma Platformu dediniz. Bu süreç, Üniversite Kulübü’nden başlayarak gelişti. Nasıl bir gelişim ve değişim yaşandı?
Kapsamlı ve keyifli bir süreç. Benim afetlerle olan ilişkim, 1995 yılında Dinar Depremi’ni korkuyla yaşamakla başladı. 1999 yılında yaşanan Marmara Depremi’ni de büyük bir çaresizlikle, gözyaşları içinde, ancak televizyondan izleyebildim. O bölgede faaliyet göstermeyi ve işin ucundan tutabilmeyi çok istedim ama en yetkili kurumlar bile ne yapacağını bilemez durumdaydı. Benim orada ne şekilde, ne konumda yardımcı olabileceğim hakkında hiç kimsenin fikri yoktu. Bu durum benim içimde çok ciddi bir uhde oluşturdu. Ta ki 2007 yılında bir öğrencimiz, kapımı çalıp ‘Hocam, biz Arama ve Kurtarma Kulübü kuruyoruz. Akademik Danışmanımız olur musunuz?’ diyene kadar. Afyon Kocatepe Üniversitesi bünyesinde Akademi Arama Kurtarma Kulübü çatısı altında çalışmalara başladık. Kulüp, 2013 yılının Haziran ayına kadar faaliyetlerini sürdürdü ve çok önemli projelere imza attı. Yüzlerce gönüllü yetiştirdi. Başta okul öncesi çocuklar olmak üzere çeşitli eğitim projelerine katkı sağladı. 2013 yılının Ağustos ayında da kulübü tamamen tasfiye ederek derneğe dönüştük ve Afet Bilinci Derneği’ni kurduk.
Afetlerle Kalkınma Platformu ise, Afet Bilinci Derneği’nin düşünce kuruluşu şeklinde tasarlandı ve yayımlanan bu kitap ile yayımlanması planlanan ikinci kitabın kaynaklık edeceği bir buluşma alanı olacak. Söyleşiler, yayınlar, haberler yayınlamayı planlayan platform aynı zamanda ilgili alanda çalışanları bir araya getirerek kalkınma sürecinde afetleri dikkate alan bir yaklaşımın benimsenmesi için de akademik ve toplumsal düzeyde bir insiyatif oluşturmayı amaçlıyor. Platform aynı zamanda bu kitaplardan bağımsız olarak derneğin yapmayı planladığı ve üzerinde çalıştığı araştırma ve analizlere de ev sahipliği yapacak.
Ve bu şekilde bir yapılanma ile bir ilk olacağız.
DESTEKLERLE BÜYÜYECEK
Kurduğunuz Platform nasıl bir işleve sahip olacak? Destekçileriniz olacak mı?
Kapsamlı ve uzun soluklu bir işten hatta belki de sosyal bir iş modelinden bahsediyoruz. Platform ile ilgili dosya hazırlık süreçlerimiz tamamlandı. Kurumsal kimlik tasarımında da son aşamaya geldik. Kendi içinde hem platformun vizyonunu yansıtan hem de bir felsefesi olan logomuzun ve kurumsal kimliğimizin lansmanı yakında sosyal medya hesaplarımız üzerinden yapılacak.
Tarafları bir araya getirme, tamamen akademik motivasyona toplumsal fayda üretmeye yönelik bir insiyatif oluşturma işlevine sahip olması planlanan platformun hem paydaşları hem de destekçileri var ve olacak.
Platformun öncelikle yerelden destek alması çok önemli. İdari boyutta Sayın Valimizin ve Belediye Başkanımızın, akademik boyutta Sayın Rektörümüzün ve ekonomik boyutta da Ticaret ve Sanayi Odası ve Ticaret Borsası Başkanlarımızın desteklerini istirham edeceğiz.
Özellikle anmak isterim ki Afyonkarahisar İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü hem öğrenci kulübümüzün hem de derneğimizin yanında oldu ve olmaya devam ediyor. Sayın Mehmet Buldan ve ekibine de bu vesile ile tekrar teşekkür etmek isterim.
Bu iş ulusal düzeyde şekillenecek ve hatta uluslararası boyutu da olacak bir iş olsa da çıkış noktası ve merkezi Afyon olacak. Merkeze Afyon’u alan platformun vizyonu küresel ölçekte şekillenecek.
TOPLUMUN HER KESİMİNE HİTAP EDİYOR
“Afetlerle Kalkınma” tanımı, sadece kamu kurumlarını mı esas alıyor? Sivil toplum kuruluşları, özel şirketler de bu tanımın içinde yer alabilir mi?
Kalkınma, iktisadi ve toplumsal boyutları esas olmak üzere çok boyutlu olarak gerçekleşen bir süreç. Dolayısıyla afetlerle kalkınma da çok boyutlu bir kavramı ifade ediyor. Kadın ve çocukların maruziyetinden iş sürekliliğinin sağlanmasına kadar pek çok konuyu ve kavramı içeren bu süreçte her aktörün belli ve çok önemli bir rolü var. Kamu kurumlarının, sivil toplumun, akademinin farklı ancak birbirini tamamlayacak nitelikteki rolleri olmalı. Bu süreçte kritik noktayı insan hayatı oluşturuyor. İnsanın afet sonrasında hayatta kalabilmesi esas olarak kabul edilmekte ve afetlerle kalkınma,afet sonrası süreçte iktisadi ve toplumsal yaşamın normale dönerek gelişimin sürdürülebilmesini kapsamaktadır. Bu çok boyutlu süreci ikinci kitap çok daha belirgin bir biçimde ele alıyor.
Yayın sürecinde işbirliği ve destekler sözkonusu oldu galiba? Biraz bunlardan da bahsedebilir misiniz?
Elbette, böyle bir durum var. Kitap,Efil Yayınlarından, Sağlam KOBİ projesinin destekleri ile çıktı. UPS Vakfı, Dünya Ekonomik Forumu, ABD Ticaret Odası Vakfı ve Türkiye Kurumsal Sosyal Sorumluluk Derneği ortaklığında, KOBİ’lerin afete hazırlık sürecinin ve afet direncinin desteklenmesi amacıyla geliştirilen Sağlam KOBİ, firmaların, afete karşı hazırlıklı olmalarını desteklemek amacıyla eğitimler ve bilgilendirme faaliyetleri düzenlemekte. 2011 yılında yaşanan Van Depremi sonrasında hayata geçirilen bu proje, eğitimler, çalışan gönüllü programı ve çevrimiçi araç kiti ile firmaların karşılaşması muhtemel tehlikelere karşı çalışanlarını, ürünlerini, verilerini ve markalarını korumalarını sağlamaya yönelik adımlar atmalarını sağlamakta.
Kitabı yayımlayan Efil Yayınevi ise akademik yayıncılıkta Türkiye’de bir mihenk taşı olmayı hedefleyerek çıktığı uzun soluklu yolda, eğitim ve kültür alanına ilişkin her konuda “Daha iyi nasıl olabilir?” sorusunu daima soran, yenilikçi bir anlayışla ilerlemeyi ilke edinmiş bir yayınevi. Sahip olduğu geniş dağıtım ağı ile kitabın ilgililerce rahatça ulaşılabilir olmasını sağlıyor.
Kitabı nereden bulabiliriz?
Kitaba, internet üzerinden satış yapan tüm kitapçılardan ve yayınevinin kendi sitesinden ulaşmak ve edinmek mümkün. Edinenlere keyifli okumalar diliyorum.
SOSYAL MEDYADAN TAKİP EDİLEBİLİR
TİRYAKİOĞLU: İlgilenenler, platformdan ve ilgili alandaki gelişmelerden haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı inceleyebilir, takibe alabilir. Sonbahar aylarında devreye girecek olan sitemizin alt yapısını oluşturacak bu paylaşımların tarafların ilgisini çekeceğini umuyoruz.
>> Murat ARISOY’un Özel Röportajı